Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Suç sayılmayan suçlar.  (Okunma sayısı 9422 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 04, 2011, 03:55:16 öö
Yanıtla #10
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Sayın M1TO,sanırım eksik anlattım.
İnsana işlenen bir suç (örnekten devam edelim. Alacak, verecek davası) bu şahıslar arasında olduğu zaman,alacaklı örneğin 4 yılda alacağını tahsil ediyorsa.
Mevzu kurumlar olduğunda örneğin   ''Banka'' demiştim. 4 ayda alacağını tahsil ediyorsa burda bir yalnışlık var demektir. bu yapıya  insanlık suçu demiyelim peki ,ne diyelim. Para aynı para. Para benim olunca başka, bankanın olunca başka mı?
Üst geçitlerde polis (sanırım gpt deniyor) tarama yapılıyor. Bu taramada bankaya borcun varsa ekip arabasına bindiriliyorsun. bu taramada hacamata olan borç çıkmıyor. Dolayısıyla bankaya borcu olan kişi geceyarısı bile tutuklanıyor. Bir nevi polise bankaların tahsilatçılığı yaptırılıyor. Birinin birine olan borcu ise o konular hiçe sayılıyor,taramada çıkmıyor. Eee ne diyelim bu duruma, insanlık ayıbı mı diyelim?
Bakın ben adalete güvenen birisiyim,su akar yolunu elbet bulur. Ben ilahi adalete de güvenen birisiyim. Mevzu güvenle alakalı değil, eksikliklerle alakalı

Sayın popperist, siz benim verdiğim örneklerini neden öyle olduğunu izah etmişsiniz. Doğrudur serbest piyasa ekonomisi vs.  İyide bundan banane, serbes piyasa ekonomisi var diye, talep var diye, bu durumdan çıkar elde etme çabası neden? İnsanların bu müşküllüğünden faydalanmak size göre suç değil mi? ''susuz kaldı insanlar, hadi köşeyimi dönelim'' mi diyeceksiniz? Parası olanı yaşatmak, olmayanı ezmek size mi kaldı? Önce çocuklar,sonra yaşlılar bunlara ne oldu peki. Bu değerleri kayıp mı edlim?  kağıt parçası için.

Sosyal devletin öneminden bahsetmişsiniz...

Eee Avrupa ülkelerinde işsizlik maaşı yok mu?
yerde yatan Yaralı hastaya ''sigortalımısın, bağkurlumusun'' diye soruluyormuymuş oradada. Sizin söylediğiniz ''sosyal devlet anlayışı'' bu mu?
Bırakın allahaşkınıza.
« Son Düzenleme: Kasım 04, 2011, 04:09:51 öö Gönderen: Hacamat »
Saygılarımla


Kasım 04, 2011, 08:48:44 ös
Yanıtla #11

Sayın Hacamat, yazdıklarımı dikkatli okuyamadığınızı düşünüyorum.

Kıtlık ortamında, kıt olan malların değeri "satıcı istemese bile" artar. Ki su kıtlığı gibi, kıtlığı hayati sorunlara yol açacak bir örnek vermişsiniz. Böyle bir kıtlıkta su ticari bir mal olmaktan da öte bir değer olur. Yani paha biçilemez. Ben satıcı olsam suyumu satmam, kendi aileme saklarım. Temel ekonomi yasaları masa başında uydurulan şeyler değil; hayatın gerçeklerinden kağıda geçmiş şeyler. Kusura bakmayın, su kıtlığında bir satıcı suyunu satışa çıkarmışsa, ben sizin çocuğunuzu, ailenizi düşünmek yerine önce kendi çocuğumu kendi ailemi düşünürüm ve siz ne veriyorsanız bir fazlasını veririm. İşte o suyun değeri, böyle yükseliyor. Satıcının burada bir fonksiyonu var mı? :)

Sosyal devletin öneminden tabii ki bahsederim. Sosyal devlet demek, sosyal sigorta demektir. Sosyal devlet demek, o devlete katkıda bulunmak demektir. Sigortasız çalışan bir kişi, daha sigortasız çalışmaya başladığı anda, devletin olanaklarından yararlanmamayı tercih etmiş kişidir. Gidecek, sigortalı bir işte çalışacak. Ki darda kaldığında da sosyal devletten yararlanabilsin. Bu adamın sağlık giderlerini, neden sigortası ödenmesi pahasına daha az maaş alan başka bir vatandaş ödesin? Bu mu sizin adalet anlayışınız?

Ayrıca İşsizlik maaşı denen şeyi de anlamış değilim. İyi ki Türkiye'de yok. Çalışmayan insana neden ücret ödensin? Böyle saçmalık mı var. Bu çalışmayanı ödüllendirmek değil de ne? Bence toptan tembelliğe teşvik. Türkiye'de olmasını düşünemiyorum bile. (Gerçi bir politikacı ayda 600 lira vaadediyordu bizde de )Çalışan insanın parasından, çalışmayan neden faydalansın? Çalışan insan eğer isterse vakıflara yardım yapar, o çalışmayan adam da o vakıfın finanse ettiği biriyse oradan alır "sadakasını". Ama bir hak olarak bunu talep edemez. Kendisine merhamet edilmesini talep edebilir. Bu bile daha mert bir davranıştır. Ama sanki karşısındaki kendine yardım etmek ZORUNDAYMIŞ gibi, vergi mükelleflerinin parasından devlet kanalıyla cebine bir hak talep edemez.

Biraz matematik.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Kasım 04, 2011, 11:44:45 ös
Yanıtla #12
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

İnsan değeri söz konusu olduğunda, bir değerinin olmadığını düşünmek donduruyor. Sayın popperist, ben üşüyorum ceyran yapıyor.
Sizi anlamakta güçlük çekiyorum. İnsanlar ezilsin,büzülsün bundan yanamısınız. Kolaylaştırmak yerine ,zorlaştırmayı mı seçelim? mantık bu mu?
Suç sayılmayan suç size göre yok mu? size göre medeni toplumlarda işsizlik maaşı verilmesi suç öyle mi?
Bakın belki dikkatinizden kaçıyor ama dünyaya çırıl çıplak geliyoruz. Birşey getirmiyoruz.  Belki dikkatinizden kaçıyordur, medeni toplumlarda doğan çocuğa maaş bağlanır. Bu onu tembelliğe itmez,büyüdüğünde bilinçli birey yapar. Devlet ektiğini biçer ve sorumluluk sahibi bireyler yetişir. Siz sanırım karıştırıyorsunuz yüzeylikle,yüceliği. İnsana ne verirseniz,insandan onu alırsınız.
Saygılarımla


Kasım 05, 2011, 12:53:29 öö
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

          İşsizlik maaşı Türkiye'de  yok mu ?
          Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Kasım 05, 2011, 12:45:57 ös
Yanıtla #14

Sayın Hacamat, ben sizi anlıyorum. İyi niyetle yola çıkıyorsunuz, kimse açta açıkta kalmasın istiyorsunuz. Bunları istemek elbette güzel şeyler. Benim sizinle anlaşamadığım nokta, sadece iyi niyetle yola çıkmanın yetersiz olduğu noktadır. Ki bunu özellikle "devlet"in yapmasını istiyorsunuz. Devlet, bu gibi işlere el atınca, büyük bir nüfusun bunun gibi taleplerini koordine edemez, denetleyemez hale gelir, ki bu da ileride kaçınılmaz olarak sosyal devletin o çok bilinen yan etkisi olan suistimalleri, yolsuzluğu ve yozlaşmayı ortaya çıkarır.

Ben de sizin istediğiniz şeyleri son tahlilde istiyorum. Ama bunun devlet eliyle olmasını istemiyorum. Burası önemli. Bence sosyal yardımlaşma, sivil toplum eliyle yürümeli. Bir insan işsizse, o insana yardımı kendi inisiyatifi ve kendi kararıyla sivil bireyler yapmalı. Ben komşum işsizse, ailesi açta açıkta kalıyorsa elbette ona yardım ederim. Bir çocuk giyim sıkıntısı çekiyorsa elbette ona yardım ederim. Veya bu gibi yardımları kurumsallaştırmış olan güvendiğim derneklere, vakıflara ve toplum organizasyonlarına bağış yaparım ve onlar bu işi yürütür. Bu sağlıkta da, diğer ihtiyaçlarda da bu şekilde yürüyebilir. Bu gibi kurumlara güvensizlik ortaya çıktığında da, tutar o derneğe bağışımı keser, başka derneğe bağışta bulunurum. Ama buna ben karar veririm. Devlet bu işleri yaptığında, onu denetleyecek bir üst kurum da olmuyor. Ayrıca bir alternatifiniz de olmuyor. O paraların kimlere gittiği araştırılamıyor. Düzgün bir denetleme, şeffaflık ve adaletli dağıtımı sağlayacağına inandığım bir devleti ben henüz göremiyorum. Derdim budur.

Saygılar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
12486 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2010, 10:42:43 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
6809 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2010, 03:38:48 ös
Gönderen: fajir