Rosslyn Şapeli’ndeki birçok süsleme sütunu arasında özellikle üçü başlı başına herkesin dikkatini çeker.
Bu üç sütundan birine “Usta Sütunu”, birine “Yolcu Sütunu”, birine de “Çırak Sütunu” adı verilmiştir. Bunlar öyle bir şekilde düzenlenmiştir ki, bunlardan ilkinin “bilgelik”, ikincisinin “güç” (kuvvet), sonuncusunun da “güzellik” kavramını temsil ettiği söylenir.
İşte bunlardan en ünlüsü olan Çırak Sütunu (Apprentice Pillar):
(http://img51.imageshack.us/img51/3356/rosslynirakstunu.jpg)
Bu fotoğrafın arka planında, şapelin iç dekorasyonunun diğer görkemli işlemeleri de görülüyor.
Çırak Sütunu’nun bir de “efsane” olarak nitelenebilecek şöyle bir öyküsü var:
“Bu sütunun yapımı için gerekli çizim ve modelleri almış olan usta, buna başlamadan önce Roma’da ya da her neredeyse bir başka yabancı ülkede olduğu söylenen aslını da görmek istemişti. Bunun için kalkıp oraya gitti. Yokluğunda, yanında çalışmakta olan çırak, eldeki çizim ve modeller uyarınca sütunu yapıp bitirdi. Fakat ustası döndüğünde sütunun bitmiş olduğunu görünce çok kızdı. Bunu çırağının yapmış olduğunu öğrenince, kafasına bir balyoz ile vurarak onu öldürdü.”
Rosslyn Şapeli’ndeki bu sütun öyle önemsenmiştir ki, kimilerinin iddiasına göre “Kutsal Kâse” olarak anılan o nesne bu sütunun içinde gizlidir. Nitekim metal detektörleri kullanılarak yapılmış incelemelerde, bu sütunun içinde madeni -büyük olasılıkla kurşundan yapılma- kılıf gibi bir şeyin olduğu saptanmıştır. Daha ileri gidilememiştir.
Kim bilir, belki bir gün sütunu kırmadan içinde ne olduğu tam olarak anlaşılması olanağı doğar. Fakat burada günümüzdeki ileri teknolojiyi kullanarak araştırma yapılmasına şimdilik izin verilmemektedir.
Çırak Sütunu’nun hemen yakınındaki bir kiriş üzerinde ilginç bir söz yazılıdır. Şu anlama gelir:
“Şarap güçlüdür, kral daha güçlüdür, en güçlü olan kadınlardır ama GERÇEK hepsine baskın çıkar.”
Bu kirişin altındaki geçit, aşağı kattaki dehlizlere doğru inen merdivenin başıdır. Günümüzde bu merdivenin basamakları çok aşınmış ve yıpranmış durumdadır. Buna bakılarak, geçmişte bu merdivenden çok sayıda kişinin inip çıkmış olduğu yorumuna varılmaktadır. Nedeni bilinmemektedir ama aşağıdaki dehlizlerde bir kutsal nesnenin bulunduğu, dolayısıyla uzunca bir süre içinde kimilerinin buraya hacca geldiği sonucu çıkarılmaktadır.
Sahiden öyle olup olmadığına ilişkin herhangi kesin bir veri, bir delil yoktur.
Şapelin dehlizlerinde çok sayıda lâhit vardır. Kimileri bunların basit birer mezar olmayıp, hiç olmazsa bazılarının önemli sırlar içerdiği görüşündedir.
Şapelin yapımına yeni başlanmışken, Rosslyn Şatosu’nda yangın çıkmış. Hayli hasara yol açan bu yangın esnasında Sir William Sinclair’in, büyük bir telâşla şatodan birtakım belgeleri kurtarmak için çabaladığı, daha sonra bunları şapelin bir yerine sakladığı söylenir.
Kuşkusuz akla şöyle bir soru gelir:
«Madem ki bu binada çok önemli birtakım bilgilerin bulunduğundan kuşkulanılıyor; bu konuda niçin sıkı bir araştırma yapılmıyor?»
Bu sorunun yanıtı biraz şaşkınlık uyandırıcı olabilir.
Gerçi İskoçya için Rosslyn Şapeli bir millî miras niteliği taşır ama ne arazi ne de bina devletindir. Eskiden Sinclair ailesinin malıyken, 1837 yılından bu yana mülkiyeti Rosslyn Örlü sıfatını devralan Saint-Clair Erskine ailesine geçmiştir. Şapel, İskoçya’nın tarihi binalarının korunması ile ilgilenen, Türkiye’deki “Eski Eserler Kurumu”nun benzeri bir devlet organının belirlediği kurallar uyarınca oluşturulmuş bir özel vakıf tarafından denetim altında tutulmaktadır. Yönetimi şapelin sahiplerinin elinde olan vakıf ise, binayı korumak için önlemler almakta ama kazı ya da araştırma yapılmasına izin vermemektedir.
Buna karşın, 1995 yılında şapelin altında bir kazı çalışması yapılmış olduğu da bilinmektedir. Ancak bu çalışmadan nasıl bir sonuç alındığı günümüze kadar hiçbir yetkili tarafından açıklanmamış, basının ve araştırmacıların bu konuda bilgi edinme dileği geri çevrilmiştir.
Durumun böyle oluşu, Rosslyn Şapeli’nde önemli birtakım sırların bulunduğunu ama bunların ne hakkında olduğunu bilenlere göre açıklanma zamanının henüz gelmediğini gösterir.
Her benzer yapıda olduğu gibi Rosslyn Şapeli’nin duvarları üzerinde de oyma ve kakma yöntemiyle yapılmış birçok ağaç ve çiçek figürü görülür. Bunların arasında “Hint mısırı” ile “Aloe kaktüsü” denilen iki bitkinin bulunduğu özellikle dikkati çeker.
Bu bitkiler, Kuzey Amerika kıtasına özgüdür. Dünyanın başka yerinde yoktur.
Şapelin hangi tarihte yapıldığı anımsanırsa (1446–1484), bunun kimi İskoçların Kristof Kolomb’dan daha önce Kuzey Amerika’ya gidip gelmiş olduğunun bir diğer göstergesi olduğu sunucuna varılır.
Bu konu üzerinde benim anlatacaklarım bu kadar. Dahasını bilenler lütfen katkıda bulunsun.