Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BİRİNCİ HAÇLI SEFERİ - 1  (Okunma sayısı 2453 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 24, 2009, 10:50:55 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


PAPA 2. URBANUS


Gözümüzü Avrupa’ya çevirip, bundan bin yıl öncesine dönerek o tarihlerde bu kıtadaki en güçlü kişinin kim olduğunu saptamaya çalışırsak şöyle bir yargıya varabiliriz:

O kadar çok hükümdar var ki, herhangi birini “en güçlü” olarak niteleyebilmek zor. Üstelik “güç” deyince bunu sağlayanın ne olduğunu da göz önünde tutmak gerekir. Savaşlar oluyor, dengeler değişiyor.

Fakat hepsinin ortak yanının ne olduğunu düşünürsek, ortaya Hıristiyan dini çıkar. İşte o zaman Orta Çağın göbeğinde Avrupa’daki en önemli kurumun Katolik Kilisesi, dolayısıyla en güçlü kişinin de “papa” olduğunu söyleyebiliriz.

Elbette bu “ruhanî” nitelikli bir güçtür, “dünyevî” değil.

Fakat o sıralarda Katolik Kilisesi’nin birçok sorunu, birçok kaygısı vardı. Bunlardan biri de ruhanî gücün kendisine yetmeyişi, bunu mutlaka dünyevî güç ile de destelemek gerektiğini duyumsamasıydı.

Katolik Kilisesinin kaygılarından bir diğeri, Hıristiyanlıkta en önemli, en kutsal yer sayılan Kudüs’ün oldukça uzun bir zamandan beri Müslümanların elinde oluşuydu. Her kim “papa” olarak seçilip Avrupa’nın en güçlü kişisi niteliğini edinirse, bu hoşnutsuz duruma nasıl bir çare bulunabileceğini düşünmekten kendini alamıyordu. Zaten çevresindekiler de bunu körüklüyordu.

Yapılması gereken şey belliydi: Müslümanlar ile büyük bir savaşa girişerek Kudüs’ü geri almak.

Fakat Batı Avrupa’da Katolik Kilisesi en güçlü kurum, papa en güçlü kişi olsa bile, onların bunu sağlayabilecek dünyevî olanağı yoktu. Bunu herhangi bir krallık bile tek başına yapamazdı. Demek oluyor ki, Hıristiyanları bu kutsal amaç uğrunda birleştirmek, ayağa kaldırmak gerekliydi. Hepsi olmasa bile en azından büyük bir bölümünün bu işe baş koyması sağlanmalıydı.

Bunu birçok papa biliyordu ama bu amaçla ne yapması gerektiğini bilemediği, düşündüklerini yapmaya girişemediği için eski hamam eski tas olduğu yerde duruyordu. Ta ki 1095 yılının sonbaharında Papa 2. Urbanus bir atılım gösterip bu amaçla Fransa’ya gidene dek.

Fransa’nın Clermont kentinde önceden düzenlenmiş ve Avrupa’nın ileri gelen kralları ile diğer soylularından birçoğunun çağrılmış olduğu bir toplantıda, Papa 2. Urbanus coşkulu bir konuşma yaptı. Herkesi Kudüs üzerine düzenlenmesini önerdiği bir haçlı seferine katılmaya çağırdı. Konuşmasının sonunda da, yeterince etki yaratmış olup olmadığını anlayabilmek için, bu kutsal amaç uğruna yola çıkmaya kimin gönüllü olduğunu sordu.

Toulouse Kontu Raymond de St. Gilles herkesten önce atılarak, kendisinin gönüllü olduğunu, istenirse hemen hazırlanmaya başlayacağını açıkladı.

Orada bulunan diğer soylular da ondan aşağı kalmak istemedi. Yoksa Raymond St. Gilles parsayı kapıp giderdi. Her biri, ya doğrudan şövalyeleriyle birlikte katılacağını ya da destek vereceğini bildirdi. Birçoğu aslında doğrudan katılmaya pek de hevesli değildi; bu girişimi kuşkuyla karşılıyorlardı. Ancak papaya şirin görünmek de gerekirdi. Kimisi asker, kimisi malzeme, kimisi her ikisini birden sağlamayı, kimisi de parasal katkıda bulunmayı üstlendi.

Böylece toplanan haçlı orduları, ertesi yıl birbiri ardınca Avrupa’nın batısından yola çıkıp doğuya doğru ilerlemeye başladı.

Hedef Kudüs’tü. Yol çok uzundu. Haçlıların büyük bölümü atlı olmadığı için, sadece tek yönlü gidişin en az iki yıl süreceği biliniyordu. Bu göze alınmıştı.

Tarihçiler, bu sefere kaç kişinin katılmış olduğuna ilişkin birbirini tutmayan bilgiler vermiştir. Bunun nedeni de farklı kronolojistlerin bu konuda çelişkili şeyler yazmış olmasıdır. Ancak şöyle diyecek olursak yanlış sayılmaz: Binlerce şövalye, on binlerce piyade.

Sefere sadece düzenli ordular değil, onların yanı sıra tarihçilerce “başı bozuk takımı” olarak ya da benzer bir nitelikle anılan bir sürü insan da katıldı. Bunlardan kimileri, orduların hazırlanmasını bile bekleyememiş, sanki kendi başlarına gidip Hıristiyanlık adına Kudüs’ü teslim alacakmış gibi eline silah olarak kullanmak üzere her ne geçirdiyse onunla önceden yola koyulmuştu bile.

Bu arada önemli bir sorunun yanıtını araştırmak gerekir: «Önceki papalar yüzyıllar boyu böyle bir işe girişememiş olmasına karşın, nasıl olmuştu da Papa 2. Urbanus bunu göze alabilmiş ve haçlı seferi çağrısında bulunmuştu? Ne olmuştu ki?»

Bunun tarihçilerce pek üzerinde durulmamış ya da belirgin bir belgesi olmadığı için benimsenmemiş bir nedeni var: Pierre l’Ermite adlı bir keşiş, papayı böyle bir girişimde bulunmaya ikna etmişti. Bu kadar basit.

Nitekim “başıbozuk takımı” olarak nitelendirilen ve yaklaşık bin kişiden oluştuğu söylenen bir grup çoğu Fransız asıllı çapulcuyu yöneten kişinin de Pierre l’Ermite olduğu, Avrupa’da yol boyunca yağmalara giriştiği, bunların birçok yerde çatışmalarda bulunduğu, Hıristiyanlığın utkusunu sağlamaya giderken yol üzerinde kendi dinlerinden olanları hunharca öldürdükleri anlatılır.

Pierre l’Ermite kimdi?

İzleyen bölümde onu anlatacağım.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
6310 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2007, 02:06:01 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
3045 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 12:24:48 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2465 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 06:26:02 ös
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
5838 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2009, 03:23:20 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
2076 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2009, 12:05:36 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2974 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 08:27:06 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2782 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 25, 2009, 08:25:56 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
10422 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2009, 08:32:44 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5535 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 13, 2010, 08:44:06 ös
Gönderen: Texan
0 Yanıt
3566 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 14, 2010, 08:28:04 öö
Gönderen: ADAM