Sayın Caliper, "konuşmak" bir eylemdir. Her eylemin sonuçları olduğu gibi bu eylemin de sonuçları olacaktır. Kişinin söylediği şeylere dışarıdan bakabilmesi, söylediklerinin başkaları tarafından farklı yorumlanabileceğinin farkındalığına sahip bir "öngörü" ile konuşması ve sadece gerekliyse konuşması önemlidir. Bunun dışındaki durumlarda "susmak" konuşmaktan çok daha etkili olabilir. Özellikle de muhatabımız olan kişinin karşıt veya düşmanca amaçları varsa ve bu doğrultuda ilerleyebilmek için sorular sorup bizi yönlendirmeye ve söylediklerimizi saptırmaya niyetliyse, bu durumu sezebilmek ve susabilme yeteneğini gösterebilmek büyük bir erdemdir. Ketumiyete bu perspektiften bakılabilir.
Sır ise sadece belirli kişiler tarafından bilinen şeydir. Yani sır kelimesi, sırdan habersiz olan, sırrı bilmeyen kişilerin varlığına işaret eder
Peki masonlukta durum nedir?
Masonlar çoğunlukla ketumdurlar diyebiliriz.
Ancak sır sahibi midirler?
Olaya ritüellerin gizliliği açısından bakarsak ve bunları bilmeyen kişiler olduğunu göz önüne alırsak bunlara "sır" diyebiliriz. Burada önemli olan nokta "sır" kelimesinin öğrenildiği kişiyi şaşırtıcı onu şoke edici bir anlam taşıyıp taşımadığıdır. Yani kişi sırrı öğrenince, dünyası, bildikleri ve inandıkları sarsılır mı sarsılmaz mı? Öğrendiği şeyler genel kitlelerin anlayışı ve yaşam biçimiyle tezatlık gösterir mi göstermez mi?
Bunu bilmek için mason olmak gerekir. Hatta belki bu da yetmez, masonluğun bilinen tüm derecelerine erişmiş olmak tüm kaynaklarına ulaşabilir durumda olmak gerekir.
Peki sayın Caliper , siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Söyledikleriniz şeylere bakınca, masonlukla ilgili ortada büyük bir "sır" olmadığı ya da en azından sizin henüz böyle bir şey öğrenmediğiniz gibi bir izlenime kapıldım.