Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsanların üç bölüme ayrılması.  (Okunma sayısı 2291 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 06, 2011, 09:09:57 ös
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 300
  • Cinsiyet: Bay

Üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri de İnançtır. İnanç konusunu herkesle tartışmazsınız. Çünkü karşınızdaki yeterli bilgiye ve anlayış, hoşgörüye sahip değilse siz suçlanırsınız. İnanç Türkçe olan bir sözcük ve inanmaktan geliyor.Kişinin inanılana olan kanıtı yine kendi inancına olan inancıdır. "Ben biliyorum çünkü ben inanıyorum" (Tersi de doğrudur).

İnanç herkese aynı şekilde kanıtlarını sunarak inandıramadığın bireye özel bağlılık duygusu ve güvendir. Birgün bir insan yeryüzüne inicek ve dünyayı değiştiricek dediğimde bunu herkes aynı şekilde karşılamaz ve verilen yanıtlar bir birinden tamamen farklı olucaktır. Buda yine aynı anlama gelmektedir ki inanç kişiye özel gerçekliktir.

İnanca sahip olanlar genelde 3 kısıma ayrılırlar.

1.Kör körüne inananlar. Onlar için tartışılan konu aslen tartışmadan tamamen uzaktır ve onlar için inanç olduğu gibi kabullenmesi gereken, sorgulanmaması gereken, sadece inanılması gereken bir konudur.İnanç hakkında bu şekilde düşünenler hiçbirzaman başka bir fikir sahibi olmayan insanlardır. Kendi düşüncelerinden başka düşüncelere sahip olan insanlara karşı müsamahakar değildirler.Kendi inançları dışındaki inançlar yalnış ve hatalıdır. Oysa ki kör körüne inandıkları kendi inançları mantığa,akla ve bilime uygun olmayabilir.Onlar her zaman ısrarcıdırlar ve kendi düşüncelerinden başka düşüncelerin varlığına bile şiddetle karşı çıkarlar.

2. Diğer bir kısımda Kuşkucular bulunmaktadır. Onlar kendilerine sunulan her bir inanç ve düşünceye karşı sonsuz sorular üretirler. Sorular sıralanır ve varolan bir olgunun nedenleri ve sonuçları olduğuna dayanılır. Varolan bir düşüncenin kaynağı nedir , nereden oluşmuştur ve öncesi sonrası varmıdır ? Tekrarlanması mümkünmüdür ?Genellikle bilim adamları bu süreçten mutlaka geçerler zaten bu yüzden bilimadamı olurlar. Bir bilgin bu süreçten geçiyordur mutlaka.

3. Sonuncu kısım öylesine yaşayanlardan oluşur. Ne kuşkuları vardır nede ki inanılması gerekene inanmaktadır.Kendi kendine yaşayan bir insan tipi ortaya çıkmatadır ki bu insan kendini toplumdan hariç eder ve ya toplum tarafından dışlanır. Çoğu zaman da bu insan kafir olarak ilan edilir hatta bazen de cezalandırılır. Artık o cemiyetin ayrıcalıklarından yararlanamaz.

"To be or not to be" denildiği gibi , kişinin kendi kendisine "inanmak mı, inanmamak mı ? diye sorucağı anlar olucaktır.Zaman geçtikce insan bilgi peşinden giderse, bilgiyi takip ederse o körü körüne inanmaktan vazgeçicektir. Bir hırsız hırsızlık yapmanın iyi birşey olduğunahırsızlıkta maddi kazanç vardır diye birisine hırsızlığın iyi birşey olduğunu inandıra bilir, ama bu insan zamanla bu paranın vicdani değerler dışında kazanıldığını anlıcaktır ve hırsızlığın doğru birşey olmadığını anlıcaktır.

Bilimsel eğitim insana dünyayı ve evreni sorgulamayı öğretir. Doğru sorgulamaya sahip olursan ve doğru yolu izlersen sonunda doğru yanıtları bulucaksındır mutlaka... Herkesin inancı kendi göre kendi tarafından dokunulmazdır. İnançsız insan olmaz. Ama bu inançların niteliği kişiden kişiye göre değişir. Hiçbirşeye inanmıyorum diyen bir insan vardır, Ama bu insanda hiçbirşeyin hiçliğine inanmıyormu ?

Sevgi ve Saygılarıma (Maledictum)



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
10 Yanıt
6515 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2007, 12:52:38 ös
Gönderen: Ittihatci
9 Yanıt
7229 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2009, 12:24:25 öö
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
2140 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 16, 2013, 12:47:24 öö
Gönderen: Melina
0 Yanıt
2165 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2014, 03:36:39 ös
Gönderen: MysticMind