Hindistan denince biz bugün,İngiltere'nin egemenliği altında kalmış olan kıtayı anlıyoruz. Burada 200 milyondan fazla insan Hinduizm, 60 milyon kadar insan da İslam dinine sâliktir. On milyon kadar insan Animist olarak kalmıştır. Burada ayrıca , Hristiyanlar,Şıhlar, Jainist'ler,Parsî'ler de vardır.
Hindistan'da dinsel hayatın merkezi , "dünyanın göbeği" olan Benares şehridir. Hacıları, fakirleri, kutsal inek ve maymunları , iki bin tapınağı, sayısız daha küçük tapınakları, beş yüz bin tane Tanrı heykeli , kutsal hamamları, cenazelerin yakıldığı odun yığınları ile bu şehir , dünyada görülmemiş olan çok olağanüstü bir manzara arzetmektedir.
Paul Masson-Oursel; "Doğuda Felsefe" adlı eserinde şöyle diyor : " Hindistan her bakımdan Sümer Mezopotamya'sı veya Semit'lerle Pasifik'in adalardan meydana gelme adalar âlemi arasında mutavassıt bir yer işgal etmektedir."
Hindistan'da başlıca ortodoks yahut nispeten ortodoks bir din olan Brahmanizm ' le Hristiyanlık çağından önce en az VI. yüzyılda beliren iki şia'yı yani Jainizm ve Budizm'i görüyoruz. Brahmanizm, bu dinin sâlikleri tarafından ,Hristiyanlıktan önceki en az VII. yüzyıldan bugüne kadar muhafaza edilmiştir.
Gerek Baltık dolaylarından, gerekse Güney Rusya'dan gelmiş olan ve sonradan Hind-Avrupa deyimiyle adlandırılan gruplar,bugünkü İran'ı işgal etmişler; sonra bunlardan bir kısmı Hindistan'ın Kuzey-Batısını istila etmiştir. Bazı metinlerde bu Hindu-Iranlılar sarışın ve yakışıklı olarak vasıflandırılmaktadır. Bunlar kendilerine 'Arya' (yani soylu,asil) adını veriyorlardı.
Bunlar ,Hindistan'da Pencab'ı, sonra Ganj vadisini, daha sonra da memleketin geri kalan kısmını işgal ettiler.
Hakimiyet altına giren kavimler, ilkel Totemizmle Animizm'e fâtihlerinden daha yakın bulunmaktaydılar. Bu dinler o sıralarda ya henüz yaşıyor ,yahut bir ara kaybolduktan sonra tekrar yaşıyor olmalıydı. Çünkü bu dinlerden bazı izler yalnız Güney Hindistan'ın en geri halklarının 'boş inançları ' diye adlandırılan şeyler arasında değil, bugünkü din olan Hinduizm'in içinde şimdi dahi ayakta durmaktadır. Bunlar ; inek , maymun, yılan gibi kutsal sayılan ve kutsal kalacak olan yahut da hayvan başlı Tanrılar haline gelmeye hazır birtakım hayvanlardır.
İstilacılara gelince ,bunlar, zihinlerinde o kadar büyük bir yer tutan o 'kurban' görüşünü belki de Totemizm'den almış bulunmaktaydılar. Ayrıca tabiatın içinde bütün bir ruhlar âlemi bulunduğuna inanıyorlardı. Fakat bunlarda Animizm daha o zamandan Çoktanrıcılık haline gelmiş bulunuyordu. Yani bazı ruhlar,Tanrı olmuşlardı. Boğazköy'de yapılan kazılarda M.Ö. XIV. yüzyıldan kalma bir barış andlaşması bulunmuştur. Bu andlaşma,Hititler ile Arya'lar arasında yapılmıştı. İşte bu anlaşmada Mitanni'liler koruyucu Tanrıları olarak İndra, Mithra ve Varuna'nın adları geçmektedir ki , sonradan bunlar , Vedizm'in büyük Tanrıları olmuştur.
