Sayin Semsin,
Sir konusu, dediginiz gibi onemli bir olgudur. Atasozumuzde ne guzel ifade edilmistir: “Soyleme sirrini dostuna, onun da dostu vardir, o da soyler dostuna.” Sairin tembihi de bu atasozumuzu destekler: "Sirrini kimseye ifsa etme, sirrin ifsa olur, sen kendi sirrini saklayamazsan, el sana nasil sirdas olur." Imam Safî “Sirrini saklamasini bilen, isinin hakimi olur.” der. Hicbir sirri olmayan insan, bu yuce ve ilahî kaynaklardan hangi sirri anlayabilir ki? Allah katinda degeri olan insanlarin yazdiklari da sirlarla bezenmistir. Ibn-Arabi’nin Fusus'ul-Hikem isimli eserinde belirttigi uzere, “her mevcudun ezelde bir ayn-i sabitesi vardir. Mevcut, bu ayn-i sabitenin gerektirdigi bicimde dis alemde gerceklesir. Neyin neyi gerektirdigini sadece Allah bilir.” Her varlik bir sirdan ibarettir.
Sir oldugunu bilen; sirlanan ve sirlariyla ayna olabilen bir varlik, hem Hakikat’in askiyla yanar, kavrulur, hem de O’nun rengine burunur. Sonsuzluk yolu, ayna olmanin ozelliklerini kazanabilen sirdas iki kisinin varligi ile baslayabilir.
Ayna nedir? Saydam bir camin arkasindaki “sir” denilen ve cok ince metal bir tabakanin surulmesinden elde edilen bir alet. Sir, bazi nesnelere parlaklik verir, onlari dis etkilerden korur. Turkcemizde, kup parlakligini yitirdirdiginde, “kupun sirri dokulmus” deriz. Peki, aynanin sirri dokulmus ise, kendimizi aynada seyredebilir miyiz? Sir olmazsa, ayna olur mu? Ayna olmazsa, kendimiz olur muyuz? Bugun pek cok kisi aynaya maddi anlamda guzel gorunmek icin bakiyor olsa da, kendi manevi guzelliklerini, derinliklerini gorebilmek icin aynaya bakmak insani heyecanlandirir.
Insana kendisini ve insan olani gosteren aynadaki sir, herkese soylenemeyen seydir; gizli bir hakikattir. Bir isin, bir seyin dikkat, yetenek, tecrube ve sezgi yardimiyla kavranabilen en zor, en ince yanini anlatmak icin de sir kavramini kullaniriz. “Mana itibariyle; ilmin hakikati ve halin marifeti uzerine yogunlasan insan, sirra erebilir. Sirra ermek deyimi, gizli tutulan veya sir durumunda olan bir seyi anlamak ve kavramaktir.
Bir veliye "tevhit" nedir diye sorulmus. Verdigi cevap cok anlamlidir : “Iki ayna arasinda bir elmadir.” Iki ayna arasindaki cisim sonsuza cikar; ama bir tanedir. Bu cumleyi derinlemesine incelemeliyiz ki, aynanin rolunu kavrayabilelim. Sonsuzluk yolu, ayna olmanin ozelliklerini kazanabilen sirdas iki kisinin varligi ile baslayabilir. Yoksa, bir seyden haberi olmayanlarla surekli oturup kalktik mi, bu yolu yitirdik demektir: Ehil olmayanlarla bir soluk bile eglesme, aynayi suya atma gibidir, ayna suda kalirsa paslanir elbet. İnsan icin ten mi aynadir yoksa can mi? Cevabini Mesnevi ilk beyitlerinde mevcut:
Ten canin aynasidir, can tenin
Lakin olmaz can gozu her kimsenin.
Bu sorunun cevabini farkli bir acidan da anlamak icin yeni bir soru da sorabiliriz: Mecnun mu Leylâ idi yoksa Leylâ mi Mecnun?
Sirra eren tam anlamiyla bir sufidir . Kendisi de sir olan kisi, artik bir sir kupudur. Bircok sirlari bildigi halde hicbirini aciga vurmamaktadir. Kendisine lutfedilen sirri ifsa ederse, aynasinin arkasindaki tabaka dokulmeye baslayacak ve camdan kendisini degil hep baskalarini gorecektir. Sirri ifsa edene, yeni sirlar verilir mi? Dolayisiyla her varlik bir sirdir. Sir oldugunu bilen; sirlanan ve sirlariyla ayna olabilen bir varlik, hem Hakikat’in askiyla yanar, kavrulur, hem de O’nun rengine burunur:
Her seyi ayakta tutan sey “Sir”dir. Sirri ortadan kaldirabilirseniz, o her sey hicbir sey olur.
Sevgi ve Saygilarimla,