Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Kabala, Kebala, Qabala, Cabala, Kabballah => Konuyu başlatan: Ayn - Nisan 25, 2010, 01:58:57 öö

Başlık: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Ayn - Nisan 25, 2010, 01:58:57 öö
(Bu paylaşılan Klifot hakkındaki bir nazariye değil aksine pratiktir)

Öncelikle Klifot hakkında bir kaç bilgi vermek istiyorum. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan öğreti-ders-deneyim farklı farklıdır. Kişi böylece kendini geliştirip Elohim'le bir olmaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennemin sembolik karşılığıdır. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. Bu pratiklerde rehberler Şeytan ve demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın demonları farklı farklı demonlardır ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça tehlike ve aynı oranda bilgelik oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki demonlardır.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu demonları tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem'in ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra Şeytan'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Şimdi uygulamayı veriyorum:


- YEDİ KAPININ AÇILMASI / KLİFOTİK İNVOKASYONLAR -

Majisyen kendi etrafında bir çember çizer.Çemberi etrafına çizdiği altarda bir asa,bir bıçak bir de kadeh olmalıdır.Bu seçenekler Grimoirium Verum'daki talimatlar gözetilerek değiştirilebilir de.Majisyen, Doğu'dan başlar ve asasını kaldırır.Ritüelin Doğu'dan başlamasının sembolik anlamı,Güneş'in bir gün boyuncaki yolculuğudur.

Majisyen söyler:”Doğu'da şafağın geçidini açıyorum, ve hava elementini Amaymon'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Güney'e döner ve şöyle söyler:”Güney'de öğlenin geçidini açıyorum, ve ateş elementini Gaap'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Batı'ya döner ve söyler:”Akşamın geçidini açıyorum, ve su elementini Corson'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Kuzey'e döner ve söyler:”Gecenin geçidini açıyorum, ve kara elementini Zimimay'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen aşağıya doğru (yere) bakar ve asasını yere doğrultur ve söyler:”Yeraltının geçidini Mem (İbranice Mem harfi, yanılmıyorsam Arapçadaki karşılığı Mim olsa gerek) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel suyu çağırıyorum ki o tuzludur ki rengi siyahtır: Lilith'in adıyla.”

Majisyen yukarıya bakar ve asasını göğe doğrultur, söyler:”Cennet'in kapılarını Shin (Yine İbranice bir harf, Arapçadaki karşılığı Sin harfi) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel ateşi davet ediyorum ki o sülfürlüdür ki rengi kırmızıdır: Lucifer ve Samael'in adıyla.”

Majisyen asasını solar pleksüs (çakra) noktasına tutar ve odaklanmaya çalışır, ve söyler:”Astral dünyanın kağılarını Aleph (İbrani elifbasının ilk harfi, tabiatıyla Arapçadaki karşılığı da Elif harfi oluyor) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel havayı davet ediyorum ki o civa gibidir ki rengi beyazdır: Chiva ve Sariel'in adıyla.”

Majisyen gözlerini kapar ve davet ettiği enerjilerin varışını bekler.Bundan sonra içi şarap dolu kadehini kaldırır, ve çağırdığı enerjileri selamlar.Majisyen,kadehi tüm yönlerde kaldırarak şöyle söyler:”Seni selamlıyorum (demonun adı) ve kadehimi sana kaldırıyorum.”

Eğer majisyen Klifotik davet yapıyorsa,bu noktadan sonra aşağıda bir kısmı verilecek olan duaları okumalıdır.Eğer yapmıyorsa,ritüel çağırılan güçlere yapılan veda ile biter.Majisyen,açtığı kapıları kapatmak için başladığı noktanın tersinden başlayarak (yani Doğu yerine Gök'ten başlayarak) hançeriyle yedi noktaya dokunur.Her yöne gelmeden önce şöyle söyler:”Barış içinde git (demonun ismi) ve geldiğin yere dön ve seni ne zaman seni çağırırsam yine belir oradan.”


NAAMAH'IN DAVETİ

LEPACA NAAMAH AMA RUACH ….......

(eksik olan davetin İngilizce anlamı şudur)

“Naamah,daughter of the heart of darkness,come forth from the womb of the night.Come in your flaming robes and open our eyes to what is hidden.Open your night and bring forth the shadows that lurk in the unknown.May your black fires flow over the border;and may we taste your power and beauty.”

O NAAMAH AGAB …..........

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“In the splendor of your shimmering power,the spirit of the world is reflected.Let us pass through the mirror and become united with your abundance.O Naamah,let the pillars of existence fall apart and give room for the darkness that you breed.”

NAAMAH TURITEL MALKUTH ORGOSIL KIPOKIS ….................

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“Naamah,bring back again the primordial and let the wilderness come alive.You are the clear wind that can cleanse our soul from lies.Through you the true power can flow freely.O Naamah awaken the Dragon that rests in your womb so that the world may be reborn by its power.”

(davetin sonunda şöyle söylenir)

LEPAGA NAAMAH AMA RUGH THELI
HO DRAKON HO MEGAS

LİLİTH'İN DAVETİ

1.LEPACA LILITH RUACH BADAD ARIOTH SAMALO .....

Lilith, open your womb, open the shell of darkness and come forth from
the cave of dark dreams.Lilith, let your blood flow like volcanic lava and be the
force through which the Dragon arises.

OPUN LILITH AMA LAYIL ....
RIMOG ARIOTH LIROCHI .....

O Lilith, the world is seduced in your embrace and there the remains
of all ages can meet beneath the shadow of your cruelty.

NAAMAH RIMOG ARIOTH LIROCHI ......

Lilith, you are holding the sceptre and the dominion.Give us the dominion
and the fulfilment of our dreams.

LEPACA LILITH RUACH ARIOTH NAAMAH ..... ......

Saygılar

Kaynak: Thomas Karlsson-Qabalah,Qliphoth and Goetick Magic
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: byrain - Eylül 23, 2011, 01:23:12 öö
bence cok eksik var gibi... bu davet orjınali gibi türkce yapılıp anlatılsa oldugu gibi daha iyi olur bence ama bilgisiz olan kişi yaparsa acırım resmen :)))  saygılarımla.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: byrain - Eylül 23, 2011, 01:31:44 öö
Yani tamamen şu anda karanlık bir odadayım ve aklıma şu geldi kusurumu affedin ama baya gülüyorum şu anda yani lilirt gel lilirt git cok basitce anlatılmıs anlatıldıgı gibi basit bir davet degıl bence ;demon ların en güçsüzü ile başedebilmek tamamen bilgi ve magrıfet isteyen bir iş haydi cagırdın diyelim o azamete karsılık konusabilecek cesaret lazım yapan kişiye ruh bilgeligi lazım ruh gucu lazım...ve tek yapılacak bir davet oldugunu sanmıyorum ruhların birleşmesi lazım guclu olması lazım...saygılarımla...
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: abezethibou - Ekim 30, 2011, 10:58:50 ös
Sanırım Quliphot ile çalışan en temel örgütlenme dragon rouge Karlsson bu bakış açısını bir kitabı ile açıkladığı gibi ana rit haline de eotik magick ile birlikte ana öge haline getirmiştir.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: kazimant - Nisan 19, 2012, 09:17:44 ös
(Bu paylaşılan Klifot hakkındaki bir nazariye değil aksine pratiktir)

Öncelikle Klifot hakkında bir kaç bilgi vermek istiyorum. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan öğreti-ders-deneyim farklı farklıdır. Kişi böylece kendini geliştirip Elohim'le bir olmaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennemin sembolik karşılığıdır. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. Bu pratiklerde rehberler Şeytan ve demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın demonları farklı farklı demonlardır ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça tehlike ve aynı oranda bilgelik oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki demonlardır.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu demonları tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem'in ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra Şeytan'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Şimdi uygulamayı veriyorum:


- YEDİ KAPININ AÇILMASI / KLİFOTİK İNVOKASYONLAR -

Majisyen kendi etrafında bir çember çizer.Çemberi etrafına çizdiği altarda bir asa,bir bıçak bir de kadeh olmalıdır.Bu seçenekler Grimoirium Verum'daki talimatlar gözetilerek değiştirilebilir de.Majisyen, Doğu'dan başlar ve asasını kaldırır.Ritüelin Doğu'dan başlamasının sembolik anlamı,Güneş'in bir gün boyuncaki yolculuğudur.

Majisyen söyler:”Doğu'da şafağın geçidini açıyorum, ve hava elementini Amaymon'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Güney'e döner ve şöyle söyler:”Güney'de öğlenin geçidini açıyorum, ve ateş elementini Gaap'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Batı'ya döner ve söyler:”Akşamın geçidini açıyorum, ve su elementini Corson'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Kuzey'e döner ve söyler:”Gecenin geçidini açıyorum, ve kara elementini Zimimay'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen aşağıya doğru (yere) bakar ve asasını yere doğrultur ve söyler:”Yeraltının geçidini Mem (İbranice Mem harfi, yanılmıyorsam Arapçadaki karşılığı Mim olsa gerek) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel suyu çağırıyorum ki o tuzludur ki rengi siyahtır: Lilith'in adıyla.”

Majisyen yukarıya bakar ve asasını göğe doğrultur, söyler:”Cennet'in kapılarını Shin (Yine İbranice bir harf, Arapçadaki karşılığı Sin harfi) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel ateşi davet ediyorum ki o sülfürlüdür ki rengi kırmızıdır: Lucifer ve Samael'in adıyla.”

Majisyen asasını solar pleksüs (çakra) noktasına tutar ve odaklanmaya çalışır, ve söyler:”Astral dünyanın kağılarını Aleph (İbrani elifbasının ilk harfi, tabiatıyla Arapçadaki karşılığı da Elif harfi oluyor) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel havayı davet ediyorum ki o civa gibidir ki rengi beyazdır: Chiva ve Sariel'in adıyla.”

Majisyen gözlerini kapar ve davet ettiği enerjilerin varışını bekler.Bundan sonra içi şarap dolu kadehini kaldırır, ve çağırdığı enerjileri selamlar.Majisyen,kadehi tüm yönlerde kaldırarak şöyle söyler:”Seni selamlıyorum (demonun adı) ve kadehimi sana kaldırıyorum.”

Eğer majisyen Klifotik davet yapıyorsa,bu noktadan sonra aşağıda bir kısmı verilecek olan duaları okumalıdır.Eğer yapmıyorsa,ritüel çağırılan güçlere yapılan veda ile biter.Majisyen,açtığı kapıları kapatmak için başladığı noktanın tersinden başlayarak (yani Doğu yerine Gök'ten başlayarak) hançeriyle yedi noktaya dokunur.Her yöne gelmeden önce şöyle söyler:”Barış içinde git (demonun ismi) ve geldiğin yere dön ve seni ne zaman seni çağırırsam yine belir oradan.”


NAAMAH'IN DAVETİ

LEPACA NAAMAH AMA RUACH ….......

(eksik olan davetin İngilizce anlamı şudur)

“Naamah,daughter of the heart of darkness,come forth from the womb of the night.Come in your flaming robes and open our eyes to what is hidden.Open your night and bring forth the shadows that lurk in the unknown.May your black fires flow over the border;and may we taste your power and beauty.”

O NAAMAH AGAB …..........

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“In the splendor of your shimmering power,the spirit of the world is reflected.Let us pass through the mirror and become united with your abundance.O Naamah,let the pillars of existence fall apart and give room for the darkness that you breed.”

NAAMAH TURITEL MALKUTH ORGOSIL KIPOKIS ….................

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“Naamah,bring back again the primordial and let the wilderness come alive.You are the clear wind that can cleanse our soul from lies.Through you the true power can flow freely.O Naamah awaken the Dragon that rests in your womb so that the world may be reborn by its power.”

(davetin sonunda şöyle söylenir)

LEPAGA NAAMAH AMA RUGH THELI
HO DRAKON HO MEGAS

LİLİTH'İN DAVETİ

1.LEPACA LILITH RUACH BADAD ARIOTH SAMALO .....

Lilith, open your womb, open the shell of darkness and come forth from
the cave of dark dreams.Lilith, let your blood flow like volcanic lava and be the
force through which the Dragon arises.

OPUN LILITH AMA LAYIL ....
RIMOG ARIOTH LIROCHI .....

O Lilith, the world is seduced in your embrace and there the remains
of all ages can meet beneath the shadow of your cruelty.

NAAMAH RIMOG ARIOTH LIROCHI ......

Lilith, you are holding the sceptre and the dominion.Give us the dominion
and the fulfilment of our dreams.

LEPACA LILITH RUACH ARIOTH NAAMAH ..... ......

Saygılar

Kaynak: Thomas Karlsson-Qabalah,Qliphoth and Goetick Magic
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 12, 2012, 12:42:12 ös
Bahsi geçilen nedir tam anlaşılmış değil; Al yapıştır olmuş. Soru nedir mana nedir ve buna yorum ne olabilir?
Kaballah  metotları harmanlanıp bir yere konulmuş desek, nereye konulmuş olduğu da belirsiz.
Ayrıca bu ne olduğu belirsiz olan metotların buraya yazılması kadar saçma bir şey olamaz.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: b12 - Mayıs 12, 2012, 02:24:58 ös
invokasyon çalışmalarını iyi güzel anlatıyorsunuz da yılların saçları beyazlamış majisyeni olmadığınız müddetçe, veya böylesine tecrübeli bir majisyenle çalışmadığınız müddetçe, bireysel invokasyon çalışmaları sonucu yamulup kalırsınız. demon dediğimiz, islam inancında ifrit diye tabir edilen varlıklar şeytanların en güçlüleridir ve saniyelik görüntüleri bile insanı felç edebilir.

çok güçlü bir enerjiyle gelirler ve yerinizden kıpırdadığınız anda bir daha hayatınız boyunca yataktan kalkamayabilirsiniz.

bu tür çalışmalar internet sitelerinde sıklıklı veriliyor.. siz siz olun tek başınıza denemeye kalkmayın. tecrübesiz olduğunuz için çağırdığınız demon gelmeyecektir fakat oldu da geldi allah rahmet eylesin.. ahirette görüşürüz!
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: T.o.t.b.l - Mayıs 12, 2012, 07:45:20 ös
Sayın yorum yapan üyeler, öncelikle söylemem gerekiyor ki Kabbalah özellikle (Klifot) hakkında bilginiz yoksa yorum yapmanız yalnıştır soru sormanız ise mantıklı olandır. Yorumları tek tek okudum.

 Örneğin Sayın b12 yaptığınız yorumda saçları beyazlayan majisyen olmadan böyle bir çalışma yapamazsınız diyor.Sayın b12 majisyen pratik çalışmalar için saçlarının beyazlamasını beklemez. Bir majisyen için pratiksiz bilgi anlamsızdır.

Sayın Hypatia söylemiş ki bu bilginin buraya konulması saçmalık olmuş. Sayın Hypatia eğer siz Kabbalah hakkında bilgiye sahip değilseniz bu o demek değildir ki bilgiye ihtiyacı olanlar için burda bilgi paylaşılması saçmalıktır. İnsan bilmediği şeyi reddeder ve ya ondan korkar.

Sayın Byrain demiş ki konuda çok eksik var, ayrıca lilith lilith demekle bu iş olmaz. Sayın Byrain konuda olan eksikleri biliyorsanız buyurun tamamlayın bizde sayenizde öğrenelim ve farkındaysanız orda sadece lilith lilith diye bir çalışma sunulmamış.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 13, 2012, 01:21:40 öö
Kabala  metotları ayak üstü tartışılacak metotlar  değil. Her konuda birden her şeyi bilmiş kesiliyoruz. Bazı bilgilerin gizli tutulmasının sebebi işte bu yüzdendir;bilgi kirliliği.
Ayrıca bu çalışmalar için pratik yeterli değil. Ne bu! direksiyon kursumu?
İyi bir aşama gerekir.Sebat, sabır ve inanç. Bunların arkasından ne gelir bilinmez;ve bilinmeze de hazırlıklı olabilmek.
Varsa itirazı olan,ele avuca gelecek bir yorum yapsın ki bizde aydınlanalım; bu konuda aydınlanmış deneyimli birileri varsa ağzını açsın yada sussun...ha, yok taşın altında kalırım da lafın altında kalmam diyorsa, boşa akan yorumlarını yapsın, ama bu konunun boş söyleyişlerde yeri yoktur. Benimde gereksiz laflara verecek cevabım yok.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 13, 2012, 01:56:03 öö

Kabala üst güç, manevi dünyalar, Yaratan ile kişinin arasındaki ilişkiden bahsettiğinden insanlar kabalayı dinle karıştırırlar. Kabala bir din değildir, din olarak düşünülmesinin nedeni dincilerinde bir yaratıcıya inanma durumları olduğundandır. Dincilerin Yaratanlarına dua etmek, bir takım şeyleri yerine getirmek gibi şeylerle Yaratanla ilişkileri olduğu görüşleri vardır ve gelenek ve görenekleri vasıtasıyla da yaptıklarının Yaratan tarafından talep edildiği inancı ve toplumdan gelen de güvence ile Yaratana olan yakınlık ve ilişkilerini din denilen bir takım eylemlerle inşa etmişlerdir.
Eğer yaptıkları her şey var ise – o zaman ilişkileri, Yaratanın var olması, onları yakınlaştıracak eylemler – o zaman daha başka ne olabilir ki? Aslında ondan daha fazlası da yok. Ayrılım noktası bunun nasıl yapıldığındadır.
Kabala din değildir; bir metotdur hatta aslında bir bilimdir. Yaratanla direkt olarak bağ kurmanın bir yoludur. Bazen dini inançlarda bulunan yaklaşımları benzer olabilir ama anlayış ve yön tümüyle alakasızdır.
Yaklaşım farkı kişinin aynı elementlere içselliklemi yoksa dışsallıklamı yaklaştığındadır. Kabalanın süreci kişinin içselliğine yöneliktir. İkisi arasındaki fark son derece büyüktür hatta iki uç noktadır diyebiliriz. Kabala öğretisinin yaklaşımını dinci bir kişinin alıp yapması tümüyle farklı sonuçlar verir – Kabalistik yaklaşımda kişinin edindiği şey hayatın gerçek mutluluğu, realitenin tümüyle idrak edilmesi ve Yaratanın düşüncesinin edinilmesidir. Yaratanla gerçek bir bağ işte budur.
Aradaki farkı biraz daha inceleyelim ve bu elementlerle Yaratanla böyle direkt bir bağ edinmek nasıl olabilir bir bakalım.
Dr Mihail Laitman’ın yazdığı Kabala ve Din arasındaki fark adlı makaleyi okuyacağız. Bu makalede tam farkları görebiliriz. Farklar küçük gözükebilir ama içyüzünü anlamak tüm bakışınızı değiştirir. Şöyle diyor:
Dinler şöyle varsaymakta, kişinin davranışlarına göre Yaratan o kişiye olan yaklaşımı değiştirmekte. Kabala ilminde ise Yaratan’ın değişmediğidir ve kişilerin yaptıkları Yaratanın kişiye yaklaşımını asla etkilememektedir. İşin gerçeği kişinin yaptıkları kişinin kendisini değiştirmesini sağlar. Zira kişi kendisini doğru değiştirirse o zaman Yaratanın ilahi yönetimini doğru algılayabilir, bu algı ancak kişinin ne kadar çok Ona benzeyebildiği kadar ölçülür. O zaman kişi Yaratan’ı her zaman iyi ve iyilik yapan olarak görebilir. Eğer kişi (kendisi için alma) ile Yaratan (sadece ihsan etme) nitelikleri arasındaki fark artarsa o zaman Yaratanın tavrı kişi tarafından negatif olarak hissedilir.
Nerede yaşadığımıza bakacak olursak, etrafımıza, o zaman tümüyle çevreye bağlı olduğumuzu görürüz. Çevre kişiyi istediği şekilde etkiler.
Dışarıda anlamaya çalıştığımız muazzam güçler var. Bunları bilim vasıtasıyla öğrenmeye çalışıyoruz ve kontrol etmeye çalışıyoruz, elimizden gelen her şeyi yapıp kontrol etmeye çalışıyoruz çünkü bu güçler çok büyük. Bu güçleri kontrol edemediğimizi de görünce başka bir yaklaşım uygulayıp onlarla anlaşmaya veya pazarlık yapmaya çalışıyoruz. Onlardan bir şeyler talep ediyoruz. Bazı kurbanlar adıyoruz. Direkt olarak kontrol edemediğimiz bu güçlere yönelik etki yapmak için kendimizce eylemler yapıyoruz.
Tüm bu talep ve pazarlıklar aslında “dua” dedikleri şeye geliyor çünkü her şeye olan yaklaşımımız anlayabildiğimiz kadar ve sanıyoruz ki doğada bize aynı şekilde karşılık veriyor. Yani eğer birisine iyilik yaparsak o kişide büyük ihtimalle bize iyilik yapar. Kendi doğamızdan böyle görüyoruz. Bu aslında egoizmimizin bir niteliği ve bu yüzden doğanın kanunlarına bakıyoruz ve anlamıyoruz ve doğanında böyle egoistçe davrandığını varsayıyoruz – eğer ben iyilik yaparsam oda bana iyilik yapar. Bunun nedeni egoist olmamızdır ve gördüğümüz herşey de bize böyle gözükür. Bu yüzden sürekli hayatımızı düzeltmeye çalışırken buluyoruz kendimizi, başkalarına iyilik yapmak,  sadaka vermek, hayvanlara yardım etmek veya toplum için fedakârlıklarda bulunmak gibi. Burada kişinin ümidi yaptıklarına karşılık iyi bir şeylerin kendisine geleceğidir.
Kabalistik yazılarda birçok Yaratan’ın yaratılanlara yaklaşımında hiç bir değişiklik olmadığı yazar: “Ben adımı değiştirmem”, “O tüm kullarına iyi ya da kötü farketmeksizin ihsan eder”. “Onun ışığı değişmez”.
Eminimki bu tür yazılara dua ya da dini kitaplarda rastlamışsınızdır ve biraz da gizemli sözler – peki bu cümleler neden bahsediyor?
Bahsettiği şey Yaratanın niteliğinin ihsan etme niteliği olduğudur ve değişmeyen bir niteliktir, değişmesinide talep edebileceğimiz bir nitelikte değildir ve sürekli aynı şekilde çalışır ve hep aynı eylemleri yapar. Bu durum “Işığı hareket etmez” olarak adlandırılır.
“Hareket etmez” ne anlama gelir? Niteliği hiç değişmez demektir. Her zaman yaratıyor ve yaratılanlara iyilikle davranıyor. Sürekli sevgiyle sabit bir yaklaşım içerisindedir.
Egoist ve alçak seviye olan doğalarından çıkan kabalistler, manevi dünyalara girmişlerdir  ve bize ışığın sabit doğası olan niteliği ve fonksiyonunu ve bizim doğamıza tümüyle ters bir işleyişi olduğunu anlatmaktadırlar.
Görüyoruz ki üst güç değişmez ayrıca değişmeye de ihtiyacı yoktur zira sabit bir şekilde mükemmellikle ihsan etmektedir, bazen ihsan edip bazen etmemezlik edemez çünkü o zaman ihsan etmek olmaz. Dolayısıyla ya üst bir güç ya da üstün bir güç değil, tüm dinlerde Yaratanın iyi olduklarını söylerler ama ancak biz öyle olduğunu hissetmiyorsak o zaman problem bizde demektir Yaratan da değil.
Bu yüzden dua kişinin kendisini yargılaması ya da analiz etmesi denir. Yani kişi Yaratandan bir talepte bulunmaz, kendisini Üst güce yönelik yargılar ve analiz eder ve kişi kendisini değiştirdikçe Yaratana yönelik ıslah etmiş olur.
Kişinin kendisine ve Yaratana olan bu yaklaşımı din ile manevi ilim olan kabala arasındaki farktır. Dinde insanlarda bazı kişisel değişimleri talep etmesine rağmen uygulama Yaratandan karşılık almak için yapılan bir rüşvet uygulamasından ibarettir. Dinler bu yüzden en eskiden beri var olan inançlara benzer, sürekli yapılan şeylerle inandıkları o yüce güce istediklerini almak için rüşvet eylemine girerler.
Peki, eğer rüşvet yediremiyorsak ne için dua ediyoruz ki? Ne için O’na sesleniyoruz? Ona yönelik tek talebimiz bizi değiştirmesi ki O’nu anlayabilelim. Algılama duyularımızı değiştirmemiz lazım gidipte Yaratan’dan bize olan yaklaşımını değiştirmesini talep etmek değil.
Bunları bilebilmemiz Kabalistlerin bizlere getirdiklerinden, bizim kendi doğamızdan oluşturduklarımız değil. Bunlar bize yaratılış doğalarından çıkabilmiş ve bize bu nosyonları kabalistik kitaplarda sunmuşlardır hatta Tora da bir kabalistik kitaptır hatta birçok otantik manevi yazı ve kitaplar kabalistiktir hatta bu kitaplarda bazen bunlar Yaratan’ın sözleridir diye yazılar geçer ve bunun nedeni de insan doğasının üzerinde bir seviye edinildiği içindir. Manevi çalışma kişinin içsel gelişiminde bu yüzden bizden tümüyle farklı hatta zıt bir ilerleyiş yaklaşımı almamız gerektiğini aktarır. Bu yüzden hatta şöyle yazar Toranın kuralı ile ev sahibinin kuralı birbirine zıttır. “Tora” üst ışık olarak tanımlanır ve ev sahibi de hala egoist doğasında içinde bulunanlara denir. Genelde ev sahibi tanımı aynı zamanda yazılarda dincileri belirtmek için kullanılır.
Makalede şöyle söylüyor:
Yaratan’ın kişinin duasına göre yaklaşımını değiştireceği inancı sadece insanlar arasında değil ama farklı dinler arasında da kıskançlığa ve nefrete neden olur zira kişi Yaratanın kendisine daha fazla sevgiyle yaklaştığını sanar ya da “seçilmiş kutsal bir varlık” olduğunu düşünür. Bu tür şeyler insanlar ve dinler arasında düşmanlık yaratır ve hatta farklı mezhepler arasında bile Yaratanın kimin duasını kabul etmeye meyilli olup olmayacağı görüşleri bile aralarında tartışma konusu olur.
Kabala ve din arasındaki farka bir de şu şekilde bakalım.

Görüyoruz ki bu dünyada bir takım dinlere ait insanlar Üst Bir Gücün varlığına inanıyorlar – Yaratan. Bu Üst Güçten insanların başına gelen olaylar koşullar var. Üst Güç yaratılışta her şeyden sorumlu. Bu olaylar insanlar tarafından ya iyi ya da kötü olarak hissediliyor.
Kişi bu olaylardan her hangi birini olumsuz olarak hissettiğinde o zaman dincilerin açıklama ve yaklaşımlarına göre hareket eder. İlahi yönetimi etkileyebileceğini sandığı eylemler yapar ki yaşadıkları olumsuzluklar olumlu hale dönüşsün. Örneğin sadaka verir, ya da kişisel hayatındaki bazı şeylerden ödün verir ama amaç burada iyi bir sonuç alıp durumunu düzeltmesidir.
Aynı zamanda bu tür insanlar “dualarda” ederler. Çünkü Tanrılarının merhamet ifadesini kendilerine burada olanlardan kaynaklanan bir yaklaşım olarak görürler. Başka bir deyişle bu tür insanlar için Yaratan diye inandıkları istikrarsız – bazen bana iyi ve bazen bana kötü şeyler yapıyor. Kişinin yaptığı bir takım fiziksel eylemlerinde kendisine kötü şeyler olması yerine iyi şeyler olması için yaratmak istediği bir etki var. Dolayısıyla bu tür bir insanın Yaratan algısı ve Yaratanın tavrının değişken ve istikrarsız olduğudur; değişken – ya Yaratan iyi davranıyor bana ya da kötü. Burada aslında kişi Yaratan’ın gerçek doğasıyla ilgili yeni hiç bir şey keşfetmemektedir çünkü tüm sistem tayin edilmiş bir düzen ve prensip ile kişi için burada işliyor; sadece iyi şeyler yaşama isteği. Ancak “iyi” tanımı burada egoizmin işleyiş prensibiyle çalışıyor.
Yani, “kişi iyi olan halini değiştirmek istemez. Yaratandan gelebilecek kötü hiç bir şey hissetmek istemez ve dolayısıyla da koşulunun bu şekilde kalmasını ister, Yaratanın etrafıma yaklaşımının değişmesine kendisi rahat edeceği şekilde olma kaydıyla da razıdır ki bu tanıma göre kişi rahat etsin”: sadece kendisi için de değil. Şöyle ki kişi dışarıya doğru egoistçe davranmıyor da olabilir, ailelerini düşünüyorlardır, halklarını, belki çevreyi… Ama istedikleri şey kötü olarak algıladıkları Yaratanın tavrını onlara göre değiştirmesidir.
Kabalistik yaklaşımda da elementler aynı:
Bir Yaratanımız var; dünyada yaşayan insanlar var ve insanları etkileyen olaylar var. Bu olayların bazılar kabalist tarafından olumlu ya da olumsuz olarak hissedilir. Ancak bir kabalist şöyle bir prensiple olaya başlar “Yaratan sadece iyi davranır ve Yaratanın kişiye olan yaklaşımı, tavrı asla değişmez; Yaratan her zaman iyilikle davranır, dolayısıyla kişinin hayatında olan tüm olaylarda iyidir – Yaratanın yaptıklarında ve tavrında hiç bir değişiklik olmaz bu yüzdende kişinin hayatında olan her şeyde iyi. Peki, kişinin Yaratana talepte bulunabileceği yer neresi, dinci bir kişinin iyi bir sonuç talep edip Yaratandan iyi bir karşılık bekleyebileceği gibi?
Dolayısıyla dinci ile kabalist arasındaki yaklaşım tümüyle farklıdır. Burada (çizime bakarak) Yaratan ve kullandığı tüm güçler/etkiler sabit ve değişmez; burada ise (çizime işaret ederek) kişinin tavrı değişmez bu yüzden de kişi değişim sağlayamaz ve gelişemez.
Yaratan ve ona ait tüm etki yapan güçlerin sabit ve değişmiyor olmaları şu anlama geliyor; değişim olabilecek tek yer kişinin kendisinde. Ancak bu yaklaşımda olan bir kişi Yaratanın gönderdiği her olayın arkasındaki iyiliği hissedebilir. Kabalistin yükselttiği dua da değişmeyen bu yaklaşımı ve arkasındaki düşünceyi anlamaya çalışmaya yöneliktir. Dolayısıyla kişinin sürekli talebi herşeyin nasıl iyi olduğunu anlamasına yöneliktir ve sonuç olarak da kişi sürekli anlayışında yükselir. Bu yükseliş kişiye dışarıdan etki eden tüm olayların Yaratanın değişmeyen iyi niyetinin etkisi olarak geldiğinin bir ifadesi olarak gözükür. Sonuçta bu yaklaşım kişinin Yaratanı anlayabilmesinde büyük bir bilgelik getirir. Şöyle ki insan değişir. İnsan yükselir ve bu sürekliliği olan bir gelişim içerisindedir. Dinci yaklaşımda ise gelişim söz konusu olmaz olmadığı içinde gelişen dünyada sürekli geride kalır.
Başka bir deyişle kabalistik dilde dincilere “cansız seviye” denir çünkü kişisel değişim için hiç bir arzuları yoktur. Bu yüzden duaları algıladıkları realiteyi değiştirmez. Bu yüzden dinci bir kişinin duası aslında sadece kişiye gönül rahatlığı verir, her şey yolunda hissiyatı, yani Yaratanın yarattığı doğa ve düzen ve Onun bize gerçek yaklaşımını anlamadan. Kişinin rahatlık ferahlık hissetmesini sağlar, “ilerde düzelir, ya da öldükten sonra cennete her şey iyi olur, başka bir yerde başka bir hayatta iyi olacak, her işte bir hayır vardır vs gibi …”
Yaratılış insan için yaratıldı ancak dünyalar insanı yükseltmek ve Yaratanın yaratılıştaki niyeti olan Onun katına yani seviyesine yükseltmek ve yaratılan varlığı kendisi gibi yapmak içindi.
Kabalistler bu metodu kullanarak bu seviyelere yükseldikleri için bu yazıları hazırlayıp bizlere yazılarını yol göstermek için bir rehber olsun diye bıraktılar ki bizde yaratılış doğamız olan egoist yapıda çalışmaya başlayarak kendimizi değiştirebilelim.
Aslında bizlere bıraktıkları yazılar bizimde aynı seviyeleri edinebilmemiz içindir.
Ancak, Yaratan ağzımızdan çıkan sözcükleri duymaz, O kalbimizdeki hisleri okur. Dolayısıyla, zamanımızı güzel sözlerle cümlelerle kişinin hiç bir içsel hissiyatını temsil etmeyen dualarla zamanını geçirmesi anlamsız bir enerji kaybıdır.
Kişiden beklenilen gelişme tüm benliğiyle Yaratana ulaşmasıdır, arzularımızın özünü anlaması ve Yaratandan doğamızı değiştirmesini istemesidir. En önemlisi Yaratanla sürekli bir bağ içinde olmaktır.


Alıntı
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: T.o.t.b.l - Mayıs 13, 2012, 03:35:23 ös
Kabala  metotları ayak üstü tartışılacak metotlar  değil. Her konuda birden her şeyi bilmiş kesiliyoruz. Bazı bilgilerin gizli tutulmasının sebebi işte bu yüzdendir;bilgi kirliliği.
Ayrıca bu çalışmalar için pratik yeterli değil. Ne bu! direksiyon kursumu?
İyi bir aşama gerekir.Sebat, sabır ve inanç. Bunların arkasından ne gelir bilinmez;ve bilinmeze de hazırlıklı olabilmek.
Varsa itirazı olan,ele avuca gelecek bir yorum yapsın ki bizde aydınlanalım; bu konuda aydınlanmış deneyimli birileri varsa ağzını açsın yada sussun...ha, yok taşın altında kalırım da lafın altında kalmam diyorsa, boşa akan yorumlarını yapsın, ama bu konunun boş söyleyişlerde yeri yoktur. Benimde gereksiz laflara verecek cevabım yok.

Sayın Hypatia siz Klifot invokasyonuna ait olan pratik çalışmaya yorum yapmıştınız ve eğer farkındaysanız size ilk iletim bilginiz yoksa yalnış yorumlar yapmayın olmuştu. Bunun üzerine siz yine bilgili gibi konuşarak konuyu uzatmaya devam etmektesiniz ki kalkıp bana herhangi bir siteden Kabbalanın açıklamasını yapan alıntı yazıyı yayınlıyorsunuz. Buda sizin klifot hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınızı gösterir ve bilmeniz gerekiyor ki bilmemek ayıp değildir ama bilmeden biliyormuş gibi davranmak çok ayıptır. Bunun yerine pratiği yazan Sayın Ayn"a sorularınızı sorsanız daha derin bilgi almak için uğraşsanız ne güzel olurdu.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 16, 2012, 11:39:18 öö
Klifot hakkında bir şeyler bilmek çok da zor değil;elimizde internet dünyası var. Konu buda değil, konu bahsedilen pratiğin üzerinde çalışmadır. Siteden alıntı yapıp buraya yazdığımı ifade ediyorsunuz; acaba yukarıda ki yazılar nereden alınmış?..Varsa derin kabalist çalışmalarınız buyrun;.. konuyla ilgili tatbik edilmişcesine bilgi sahibi olmuş görünmek hiç hoş değil. O bilgileri her önüne gelen yapabilir pozisyonuyla olaya yaklaşılmasına karşıyım sadece;yoksa burada sen, ben durumu yaratmanın bir alemi yok. Buyrun sizler bilgili olun, ama dikkat edin ki bazı şeyler kirlenmesin; binlerce yıl olduğu gibi...
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: T.o.t.b.l - Mayıs 16, 2012, 09:33:36 ös
Klifot hakkında bir şeyler bilmek çok da zor değil;elimizde internet dünyası var. Konu buda değil, konu bahsedilen pratiğin üzerinde çalışmadır. Siteden alıntı yapıp buraya yazdığımı ifade ediyorsunuz; acaba yukarıda ki yazılar nereden alınmış?..Varsa derin kabalist çalışmalarınız buyrun;.. konuyla ilgili tatbik edilmişcesine bilgi sahibi olmuş görünmek hiç hoş değil. O bilgileri her önüne gelen yapabilir pozisyonuyla olaya yaklaşılmasına karşıyım sadece;yoksa burada sen, ben durumu yaratmanın bir alemi yok. Buyrun sizler bilgili olun, ama dikkat edin ki bazı şeyler kirlenmesin; binlerce yıl olduğu gibi...

Sayın Hypatia, klifotun internet aleminde derin bilgileri yer almıyor, keza kendi dediğiniz gibi bir şeyler bilmekten bahsediyorsanız o olabilir. Bu biraz dediğiniz genel bilgiyle klifotik invokasyonları tartışamazsınız.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 17, 2012, 01:14:19 ös
Hangi alemde derin bilgiler aldığını az çok biliyorum;çalışmanın dışında;ya siz? Bir nebze farkında olan biri bunu  yararsız bir ego  haline getirmeye kalkışmaz. Bu tartışmayı sizde yapıyorsanız,karşınızdakine set çekemessiniz.
Bu gücü ve cesareti nereden aldığınız beni hiç bağlamaz. Burada fikirler beyan edilirken, birileri kalkıp elindeki değnekle başa kakalama rolleri üstleniyor. Yazdıklarımı, baş kaldırmış egonuzu biraz eğerek tarafsız okuyun.  Derin çalışıyor bir kabalist iseniz beni aydınlatın ki ;sanmıyorum öyle olmuş olsanız bu tutumda olmazsınız, yada bu çalışmaları yapıyor olan bir mason iseniz bana o şekilde gelin.
Ama bana ne yapacağımı asla söyleyemessiniz çünkü art niyet yok.

Yine belirtiyorum üstüne basarak. Ben genel bilgide bu konunun içeriğini anca bilebilirim. Ama çalışan ve tatbik eden biri gibi olamam.Bazı tariflerin yada uygulama hakkında belirtilerin sanki herkes tarafından hemencik yapılacak gibi buraya konulmasına karşı fikrimi beyan ettim. Malum Mason ve Kabala hakkında iyi veya kötü bir çok ön yargı var ki Kabbalah yeni bir bilgi değil.
Beni tartışmaktan bu yaklaşımla alıkoyamassınız. Beni ancak, bilgilendirici ve aydınlatıcı yaklaşımla ikna edebilirsiniz. Bana ya derin bir kabalist olarak yaklaşın yada eğitilmiş iyi bir mason olarak. Hiç birisi değilseniz, zaten bir sonraki cevabınızdan anlarım ve size daha kırıcı olmamak için cevap vermem.
Ama bu tartışmayı kişisel olarak almanıza yönlenecek bir sebep de yok,Ama bilmeyerek böyle algılamanıza yol açacak bir yaklaşımda olduysam, bundan da haberim olsun,gerekirse özür de dileyebilirim.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: RaphaeLDeadeN - Mayıs 17, 2012, 05:36:07 ös
İyi Günler Efendim Benim Anlamadığım şu Affınıza Sığınarak Ben Bunların Hepsini Okudum Uyguladım Aslında Ne demek Olduğunu Bilmiyordum Pek Yorumları Okuyunca Demonlarla ilgili olduğunu Fark ettim Cahilliğime Verin Ama İslam Dininde Bunların Pek Yeri Yok Diye Biliyorum Birde Demonları Çağırmış Olduk Anladığım Kadarıyla Geleceğini Pek Sanmam Ama Gelirse Def Etmek İçin Ne Yapacağım?
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 17, 2012, 07:57:00 ös
İşte buyrun  :-[
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: karahan - Mayıs 17, 2012, 09:06:56 ös
Öncelikle bir uyarıyı en başından yapmak istiyorum: arkadaşlar az sonra bu konu altında okuyacağınız satırların hiç biri uygulama amaçlı hazırlanmamıştır. Sadece paylaşımda bulunmak amacıyla hazırlanmıştır. Zaten yapılması gereken dualar (uygulanmanın önüne geçebilmek amacıyla) eksik olarak verilmiştir. Bu belirteceğim daveti yapmak çok büyük bir günahtır ve çok tehlikelidir. Ben sadece bilgi vermek amacıyla bunu burada paylaştığımı bir kere daha söyleyeyim. Allahu Teala bu şerli çalışmalardan bizleri korusun.

«Ey Resulüm, de ki: 'Allah'ı bırakıp da kendilerinde bir şey var zannettiklerinizi çağırın Onlar sizden herhangi bir sıkıntıyı gideremiyecekleri gibi değiştiremezler de Onların yakardıkları, Allah'a en yakın olanı bile Rablerine vesile (yakınlık için yol) arayıp durmakta, O'nun rahmetini ummakta, O'nun azabından korkmaktadır Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur» (İsrâ 56-57)

«De ki ey habibim: 'Allah'ı bırakıp da o kendilerinde bir şey var zannettiklerinize istediğiniz kadar yalvarın durun; onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar size fayda vermeye güçleri yetmez O, haklarında bir takım zanlar beslediklerinizin, bu yer ile göklerde bir ortaklıkları olmadığı gibi Allah'ın da onlardan bir yardımcısı yok Allah katında, kendisine izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez'» (Sebe' 22-23)

«Gökler neredeyse tepelerinden çatlayacaklar Melekler Rablerine hamd ile teşbih ediyor ve yeryüzünde bulunan kimseler için mağfiret ediliyorlar Dikkat edin, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir Allah'tan başka velîler edinenlere gelince; Allah onların üzerinde dâima görüp gözetleyicidir Sen (ey habibim) onların üzerinde bir vekil değilsin» (Şûra 5-6)

Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra konuya geliyorum. Öncelikle Klifotun ne olduğunu anlatmakla başlamak istiyorum ki tehlike anlaşılsın. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan ders farklı farklıdır. Kişi böylece söylenilenlere göre kendini geliştirip Elohim'i anlamaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennem gibidir. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. O kadar şerli bir uygulamadır ki bu uygulamada rehberler Şeytan ve onun cinleridir yani demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın iblisleri farklı farklı iblislerdir ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça şer oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki iblislerdir.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu iblisleri tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem a.s'ın ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra İblis'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Üstte sn.kazimantın verdiği yazının başıdır

not alıntı.

Not :kendi fikrim

insanoğlu ne kadar çok anlayamayacağı şey varsa onunla uğraşır baştan aşağı saçma bilimsellikten uzak ve saçmnaa bir konu.Konuyu sevenler ve ilgilenenler bana kızmasın sadece şahsi fikrim ilgi alanım olmadığı içinde böyle düşünüyorum.

saygılar
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: RaphaeLDeadeN - Mayıs 17, 2012, 10:35:34 ös
Öncelikle bir uyarıyı en başından yapmak istiyorum: arkadaşlar az sonra bu konu altında okuyacağınız satırların hiç biri uygulama amaçlı hazırlanmamıştır. Sadece paylaşımda bulunmak amacıyla hazırlanmıştır. Zaten yapılması gereken dualar (uygulanmanın önüne geçebilmek amacıyla) eksik olarak verilmiştir. Bu belirteceğim daveti yapmak çok büyük bir günahtır ve çok tehlikelidir. Ben sadece bilgi vermek amacıyla bunu burada paylaştığımı bir kere daha söyleyeyim. Allahu Teala bu şerli çalışmalardan bizleri korusun.

«Ey Resulüm, de ki: 'Allah'ı bırakıp da kendilerinde bir şey var zannettiklerinizi çağırın Onlar sizden herhangi bir sıkıntıyı gideremiyecekleri gibi değiştiremezler de Onların yakardıkları, Allah'a en yakın olanı bile Rablerine vesile (yakınlık için yol) arayıp durmakta, O'nun rahmetini ummakta, O'nun azabından korkmaktadır Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur» (İsrâ 56-57)

«De ki ey habibim: 'Allah'ı bırakıp da o kendilerinde bir şey var zannettiklerinize istediğiniz kadar yalvarın durun; onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar size fayda vermeye güçleri yetmez O, haklarında bir takım zanlar beslediklerinizin, bu yer ile göklerde bir ortaklıkları olmadığı gibi Allah'ın da onlardan bir yardımcısı yok Allah katında, kendisine izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez'» (Sebe' 22-23)

«Gökler neredeyse tepelerinden çatlayacaklar Melekler Rablerine hamd ile teşbih ediyor ve yeryüzünde bulunan kimseler için mağfiret ediliyorlar Dikkat edin, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir Allah'tan başka velîler edinenlere gelince; Allah onların üzerinde dâima görüp gözetleyicidir Sen (ey habibim) onların üzerinde bir vekil değilsin» (Şûra 5-6)

Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra konuya geliyorum. Öncelikle Klifotun ne olduğunu anlatmakla başlamak istiyorum ki tehlike anlaşılsın. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan ders farklı farklıdır. Kişi böylece söylenilenlere göre kendini geliştirip Elohim'i anlamaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennem gibidir. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. O kadar şerli bir uygulamadır ki bu uygulamada rehberler Şeytan ve onun cinleridir yani demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın iblisleri farklı farklı iblislerdir ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça şer oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki iblislerdir.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu iblisleri tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem a.s'ın ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra İblis'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Üstte sn.kazimantın verdiği yazının başıdır

not alıntı.

Not :kendi fikrim

insanoğlu ne kadar çok anlayamayacağı şey varsa onunla uğraşır baştan aşağı saçma bilimsellikten uzak ve saçmnaa bir konu.Konuyu sevenler ve ilgilenenler bana kızmasın sadece şahsi fikrim ilgi alanım olmadığı içinde böyle düşünüyorum.

saygılar

İçimi Rahatlattınız Efendim İnsanın İçinde Azda Olsa Şüphe Kalıyordu Ama Yazınızı Okuyunca Hafifledim

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 18, 2012, 08:55:27 ös
Yanlış hatırlamıyorsam, Dinler ve inanışlar gerek içlerinde gerek dışlarında 300 binden fazla çeşide  bölünmüş. İslam da, Hıristiyanlık  ve Budizm, Yahudilik ve başkaları; içlerinde binlerce farklılaşarak o dinler adıyla harmanlanmış. Kaballah da aynı durumdan nasibini almış olduğu ifade edilir. Yaşamadan ve görmeden bilemeyiz.
Buna istinaden,aşağıda ki bilgilerin bir nevi özetini  sizlerle paylaşmak isterim; tabii bu konuda ne düşünürsünüz size kalmış. Ama kolay olmadığı, hatta anlaşılması ve tatbiki çok zor olduğu malum.

Kabala da Sefirotlar (Kaplar)
Kapları, ifade etmeye çalışabilirim fakat bir yanlış ifade kullanmaktan kaçındığım için pek tarifini yapmaya çalışmıcam. Çünkü hem karmaşık hemde uzun. Ama bu, bir insan olarak ve insanın alma arzuları olarak  düşünülebilir;yani mecazi anlamda. İnsanların yaratıcıdan uzaklaşıp ondan en uzak yere yani dünyaya gelişini ve aynı yoldan tekrar yaratana çalışarak yukarı, onunla birliğe gelmesinin kaçınılmaz olduğu ifade edilir.Bunun için yapılması gerek eylemler, bir hayat ağacı şekliyle gösterilir. Bu erdemlilik yolunu başarabilen geldiği kaynakla birleşir. Acizane tarifim bu kadar.
 




   
KETER – TAÇ: Denge sütununda bulunur. Boşluğun sınırındaki Taç’tır (Niyet). Yalın nokta, hem başlangıçtır, hem de sondur, hem bilinmez hem de her şeyi kucaklayandır. Olmuş olan, olmakta olan ve olacak olan her şeyi kapsar. O ilk çıkışın ve en son dönüşün yeridir. Tanrının ‘’Ben Olan Ben’’ adı ile ifade bulur. Kadim olan, günlerin kadimi olarak bilinir. Kralın tacı her şeyi bilmek ve ilk neden demektir. Tanrının mükemmelliğini gösterir. Tanrı ile birleşmeyi temsil eder. Tanrının sonsuz niyetini ifade eder. Hiçlik karakterindedir. Yaşam ağacının ilk tohumudur. Gezegen olarak ifade bulmaz çünkü tüm evreni sembolize eder. İnsan vücudunda başın tepesidir.  Sezginin ötesinde titreşir. Ölümlü olanlar Taç ve bilgelik olan iki sefirayı çok anlaşılır bulmazlar çünkü anlayış kavramı üçüncü küreye kadar yaratılmamıştır. Taç küresi aydınlanma ile eş tutulur. Bu küre öğretilemez, ancak buraya gidilen yolda üstadlardan rehberlik alınabilir denir. Taç’ın doğasını ancak  spiritüel alanda keşfedebiliriz. Taç yaratma yolculuğunun ilk adımıdır. Tüm süreci bu küre başlatır. Öğrenme sürecinde niyet önemlidir ama eyleme geçmek şarttır. Kabalistik planda Taç her şeyin kaynağı olan tohumu temsil eder. Taç küresi de ardından gelen tüm küreleri içinde barındırır. Bizlerinde kendi Tacımız da kendi potansiyelimizin tanrı ile birleşmiş hali yatar.
 
 
HOKMAH – HİKMET: Merhamet sütununda bulunur. Dengenin (İrade) bu noktasından Tanrısal Işıma’nın ışınları yayılır, Merhametin, Kuvvetin ve Yayılmanın etkisi ile ikinci sefira olan Hikmet küresi dışlaşır. Baba olarak bilinir. Kadim Olan’nın eril dışlaşmasıdır. Genişlemeyi temsil eden sağ sütunun en tepesindedir. Bu küre, insan düşüncesinde içsel zekadır. İlham ve içe doğuş olarak deneyimlenir. Bilgelik, İrfan anlamını taşır. İfadesi sezgidir. Gezegen olarak Bilgelik küresi gezegenlerin ötesindedir ama burçlar kuşağı ile özdeşleşir. İnsan vücudunda sağ beyindir. Tanrının Olmuş, Olan, Olacak adı ile ifade bulur. Bilgelik küresi, istem dışı ışık çakmaları ile genişler. Şimşek gibi, çakar ve yok olur, bir nevi ani aydınlanma, sezgi gibi düşünülebilinir. rengi gridir ve yaşlılığı genelde bilgelik ile bağdaştırırız, olgunluk dönemi gibi. İkinci küre olan Bilgelik, sonsuz ışıktan katı nesnelere geçişteki ilk aşamada bir şeyi diğerinden ayırma olgusunu uygulamaya geçirir. Kimlik kavramını sunup,’’ ben benim ve senden farklıyım’’ fikrini ortaya atar. Bizim farklılığı algılamamızı sağlar. Bu küre kendi benlik hissimizin farkına vardırır. Bu küre beynin maneviyat ve yaratıcılıktan sorumlu olan sağ yarıküresinde, yani Ağacın sağ tarafında yer alır. Kabala metinlerinde, kimliğimizi yöneten sağ beyine İbranice de Baba anlamına gelen Abba adı verildiği yazar. Babalarımızdan, atalarımızdan genetik kimliğimizi alırız. DNA yapımın çekirdeğinde bizim kimliğimizi belirleyen Bilgelik küresidir. O zaman bizim kim olduğumuzu bilmek, bir Bilgelik eylemidir diyebiliriz. Bir nevi en derinlerde gerçek kimliğimizin bir yansıması gibidir. Bizler Işığın veya Tanrı’nın kendisini görmesini sağlayan birer mekanizmayız. Yaşam Ağacı Tanrı’nın bizden ayrı bir yerlerde olmadığını beyan eder. Bilgeliğin gümüş renkli aynası Tanrı’nın her şeyin özünde var olduğunun kanıtıdır. Bilgelik edinmek çok zor bir şey değildir, Kabala, bilge insanın ‘’Tanrı’nın içimizde olduğu’’ bilgisini bildiğini söyler. Geleneğe göre Bilgelik küresinden gelen bir insanın geleceğini bildiği söylenir. Çünkü, Bilgelikte zaman diye bir şey yoktur. Her şey şimdide olur. Bizim gerçekçi mantığımız zaman ve mekan dünyasının kısıtlamaları içinde işlediği için bu olguyu kavramak çok zordur. Bilgelik sezgiye dayanır ve Sezgi diyer bir deyişle içten içe öğrenme anlamına gelir.
 
 
BİNAH – ANLAYIŞ: Üçüncü sefira olan Binah en yüksek dişil yayılmadır ve Anne olarak bilinir (Disiplin). Anlayış sütunundaki Şiddet (celal) ya da Adalet, biçim ve kasılma yanıyla dengelenir. Bu kendi içinde edilgin, alıcı ve yansıtıcı olan Akıldır İnsan vücudunda sol beyindir. Tanrı’nın dişi yansıması olan Elohim adı ile anılır. Akıl aracılığı ile açığa çıkar. Anlayış küresi ile Ağacın engelleyen sol tarafına yolculuk yaparız. Tanımlar ve keskin çizgiler ilk defa bu kürede karşımıza çıkar. Evrene yol gösteren değişmez prensipler bu küre ile ortaya çıktı. Zaman ve Mekan bu kürede doğmuştur. Acı, kızgınlık, dehşet, sertlik, acımasızlık bu kürede ortaya atıldı. Bu karmaşık küre, kainatın en yüksek yaratıcı ve maddesel hale getirici enerjisini üretir. Tac’ın niyetini ve Bilgeliğin parlak fikirlerini somutlaştırır. Anlayış, Ağacın misyonu olan sonsuz Işığı katı maddeye dönüştürür. Anlayış, Bilgelik küresindeki maddeselleşmemiş düşüncelerin, kelime ve cümlelerin kristalleşebilme sürecine ön ayak oluyor denebilir. Beynimizin sol tarafı, dış dünyadan gelen baskılar ile gelişir. Anlayış, tekrar, sabır ve ısrar gerektirir. Anlayış Astrolojide gezegen olarak Satürn ile ifade edilir. Zor dersleri ve sorumlulukları empoze eden Satürn gezegeni Anlayış’a hükmeder. Satürn Güneşin etrafındaki dönüşünü 30 yılda tamamlar ve Anlayışın doğasında olan sabır dersini vurgular. Çok çalışma ve disiplin ile bizi ödev yapmaya zorlar. Zamanın somut dünyasında (geçmiş, bugün, gelecek) ve üç boyutlu uzayda (yükseklik, genişlik ve derinlik) evrenin temel taşlarını oluşturur. Zaman ile sabır ve disiplini getirir.
 
 
ARA BİLGİ: GİZLİ GÜNEŞ: Işımadan sonra Adalet sütunun başında olan Binah küresi yani Anlayış sefirası burayı terk eder ve Keter’in yani Taç’ın altında bulunan Denge (İrade) sütununa dokunur. Bu sütunun bu noktası çok önemlidir. Burası Kursal Ruhun yeridir. Dışlaşmamış, açığa çıkmamış olarak kalır. Ama dışlaştığında, Yaşam Ağacı’nda İrfan, İçsel Bilgi, Vahiy (Daat) olarak anılır. Bir sefira değildir. Daat hiçbir yerden çıkmayan ve doğrudan Tanrıdan gelen Bilgidir. Hikmet küresindeki içe doğma ve sezgisinden farklıdır. Daat sadece görülmez aynı zamanda bilinir de. Çok daha derin düşünceden gelir. Daat göksel kürenin çocuğudur, sadece gözlem değil aynı zamanda oluştur.
Daat’ın aşağısında Merhamet sütununa ve oradan geriye Adalet sütununa geçer. Ve göksel akıldan bir ayırım ile , duygu düzlemini yöneten bir çift Sefira olarak ta tanımlanabilir.
 
Şimdi diğer küreler ile devam edelim.
 
HESED – MERHAMET: Etkin veya içsel duygunun sıfatı Hesed yani Merhamettir (Şefkat). Dördüncü küredir. Aşk, Tolerans ve Cömertliğe olan eğilimlerimizde ortaya çıkar. Tanrı’nın Yüksek Tanrı adı olan El ile anılır. İbranicede El, ‘’ona doğru’’, ‘’o yöne’’ anlamına gelir. Merhamet küresindeki Tanrı’nın ismi bizi daha yüksek alanlara çıkartır.  İnsan vücudunda sağ omuz, sağ kol, sağ el’e karşılık gelir. Anlayış küresinin zaman, sabır ve disiplin sınavlarından sonra yapılan inançlı sıçrayış ile varılan bu sevgi ve yumuşaklık okyanusu bir ödül gibi gelir. Merhamet küresinin genişleme gücü ve kuvveti heyecan vericidir. Ama dikkat edilmesi gereken bir konu da şudur ki; Bu enerjinin mutluluğu ve faydaları gizli bir tehlike taşır; Bağımlılık. Anlayış ve disiplin enerjisi ile olumlu düşünceleri bu küreye taşımış isek Merhamet küresi bunu kat ve kat büyütür. Ama eğer karakterimizin bencil tarafını çok fazla kullanıyorsak Merhamet küresi bunu da misli olarak arttıracaktır. Bu küre asla iyi ve kötü arasında asla fark ayırt etmediği için neyi besleyeceğimize dikkat etmemiz gerekli.
O yüzden Merhamet’in yüksek enerjisini çok iyi tanımlamak gerekir. Bu kürenin gerçek mesajı Bağışlama dır. Merhamet sayesinde Hayat Ağacı, Kabala için hayati önem taşıyan kabul etme kavramını ortaya çıkarır. Kabalaya göre bize kötülük yapanları affedersek onların kim olduğunu özde kabul etmiş oluruz. Dalai Lama, Musa, İsa, Muhammed Yaşam Ağacı’nın bu mekaniğini çok iyi kavramışlardır. Ağaç içinde, insan özellikleri arasında en çok yüceltilen Merhamettir. Şefkat, dünyada cenneti yaratmanın yoludur denir. Şefkati öğrenmemizin yolu, ego kökenli yargılarımızdan kurtulmak ve kendimizi başkalarının yerine koymaktır. Merhamet bize başkalarının geçmişlerini değerlendirmemizi mecbur tutar. Merhamet astrolojide gezegen olarak Jüpiter ile ifade edilir. Tanrıların Kralı olan Jüpiter, Merhamet içinde yaşar. Güneş’ten aldığı enerjinin iki katını dışarıya verir. En iyi Kabalistik gezegen Jüpiter’dir. Çünkü aldığından fazlasını verir. İbranicede Jüpiter’e erdemli anlamına gelen tzedek denir. Astrolojide Jüpiter, verici olan iyi babayı temsil eder. Bu kürenin özelliği olan Şefkat dolu davranışlarımızla yüce bir var olma haline yükseliriz.
 

 
GEVURAH- ADALET: Edilgen veya dışsal duygunun sıfatı Gevurah, Adalet’tir (Yargı). Beşinci küredir. Disiplin, adalet ve ayırıma olan eğilimlerimizde ortaya çıkar. Tanrı’nın insanları kahramanlara dönüştüren, hayat veren yaratıcı kuvvet olan Elohim Gibor adı ile anılır. İnsan vücudunda sol el, sol kol, sol omuz’a karşılık gelir. Merhamet su elementini barındırırken, Kudret ateşin somut örneğidir. Sıcaktır ve kırmızıdır. Kuvvet ve kararlılık ve enerji getirir. Kararlı ilerlemek için bu kürenin enerjisinden faydalanırız. Merhamet küresinin genişleme ve rahatlatıcı enerjisinden sonra Kudret küresi fren görevi yapar. Kudret küresinin enerjisi bizi uyandırıp dışarı çıkıp harekete geçmemiz için aktive eden enerjiyi verir. İrade sütununun ( kısıtlayıcı sütun) ortasında kalan Kudret kabı frenleri temin edip uygular.
Maddesel dünyanın Işık tarafından kör edilmemesi için hızını yavaşlatan zıt kuvveti sağlar. Kudretin kılıcı hayatımızda ihtiyacımız olmayan şeyleri kesip atmak ve ihtiyaç duyduklarımız içinde savaşmak becerisini sunar. Sol kolonda bir üstteki Anlayış küresinden disiplini öğrendik. Kudrette disiplini uygulamaya koyarız. Kudret lideri temsil eder, galip gelmek, fethetmek ve kahraman anlamlarını taşır. Bu kabın özellikleri kontrol edilemediğinde parçalanmaya mahkum olur, karanlık tarafı kızgınlık ve şiddet olara ortaya çıkar. Kudret Astrolojide Mars gezegeni ile ifade edilir. Rengi kırmızıdır. Kudretin kırmızı enerjisi de farklıklar gösterir, saldırganlık, kızgınlık ve insiyatif gibi. Kudret bizi gerçek potansiyelimize uyandırır. Ondan önce huzur ve uykunun küresi Merhamet gelir, bu küre keyifli ve rahattır. Ama bir hedefe ulaşabilmek için, Kudret küresinin bizi itmesine ihtiyaç duyarız.
 
TİFERET- GÜZELLİK: Uyumun, hakikatin, zafer ve görkemin sıfatı Tiferet, Güzellik’tir (Öğretmen). Altıncı küredir. Sevgi, denge ve fedakarlık olarak ortaya çıkar. Tanrı’nın bilgelik ve anlayış enerjilerinin cinsel birleşmesi olan Yod Hey Vav Hey Eloha adı ile anılır. İnsan vücudunda kalp’e karşılık gelir. Merhamet’in genişleyen ilkesinden Adalet’in sınırlayan ilkesine geçen şimşek, bir basamak aşağıya Denge sütununa döner. Burada Güzellik yani Hakikat açığa çıkmıştır. Güzellik küresi Hayat Ağacının kalbinde durur. Güzellik, uyum ve tam bir denge ile ilişkilidir. Tanrısal Ağaçta Tiferet kabı, Kalplerin Kalbidir. Merhamet ve Adaletin birleşimi olduğundan hem eril hem de dişildir. Eğer bir kişi yeterli saflığa ulaşabilirse Tiferet düzeyinin doğasını kavrayabilir. Bütün peygamberler anlayışın bu düzeyine yükselmişlerdir. Hayat ağacı denge yaymak için tasarlanmıştır. Yukarıya ve aşağıya esneyen cennet ve dünyayı birleştiren bununla genişleyen ve kısıtlayan güçleri yatay bir düzlemde bağlayan bir eksendir. Bu çizgilerin kesiştiği yerde Güzelliği buluruz. Merkezi buluruz. Kalbi buluruz. Güzellik küresi Astrolojide Güneş ile ifade edilir. Rengi altın rengidir. Güzellik fedakarlık ister. Bu küre cennet ile dünyayı bağlayan çizgi ile tüm evrenin içindeki geniş ve kısıtlı güçleri birleştiren eksenin kesiştiği yerdedir. Bu kesişmede muazzam bir fedakarlık gerekir. Egomuzdan fedakarlık.
 
NEZAH- SONSUZLUK: Etkin ve genişleyen tarafın sıfatı Nezah, Sonsuzluk’tur (Görkem). Zafer ve İhtişam olarakta adlandırılır. Yedinci küredir. Merhamet sütununda bulunur. İlişkiler ve zevk ve doğa ana olarak karşımıza çıkar. Tanrı’nın bilgelik enerjisinin orduları adı olan Yod Hey Vav Hey Tzevaot adı ile anılır. Kalabalıklar veya ordular anlamına gelen Tanrı’nın bilgelik için adını birleştirir. Bu isim bilgelik enerjisinin ordularını çağırır. İnsan vücudunda sağ ayak ve sağ kalçaya karşılık gelir. Sonsuzluk ve ondan sonra gelen küre olan İhtişam, Hayat Ağacının hareket planını oluştururlar. Sonsuzluğun küresi üremeyi ve büyümeyi yönetir. İçimizdeki kalp atışını ve sindirim sistemi gibi hareketlerin tümünü yönetir. Güzellik kalbin kendisini sembolize ederken, Sonsuzluk küresi kalbin tekrarlamalı atışlarıyla gerçek yaşamı verir. Bize yaradılışımızın devamını sağlayan tabii fiziksel metodların temel ilkelerini öğretir. Astrolojide Venüs gezegeni ile ifade edilir. Cazibenin ve ilişkilerin tanrıçası Venüs, bedenin zevklerine hükmeder ve bu küre kendinizi şımartmaya davet eder. Bu zevkler bizi durgunluktan çıkarır, yaşamı devam ettirir. Bu kürenin aşırı kullanılması kibir, ahlaksızlık ve yapmacılığa sebep olur.
 
HOD- TİTREŞİM: Edilgin ve sınırlayan tarafın sıfatı Hod, Titreşim’dir.( İhtişam). Sekizinci küredir ve Ağacın adalet sütununda bulunur. İletişim ve habercinin enerjisi olarak karşımıza çıkar. Tanrı’nın anlayış enerjisinin ev sahipleri adı olan Elohim Tzevaot adı ile anılır. Elohim ordular veya kalabalıklar anlamına gelir. Tanrı’nın anlayış adı olan Elohim sol yarı küreyi, mantığı, lisanı, zaman ve mekan içindeki sorunların maddeleşmelerini yönetir. Lisan ve iletişim yoluyla materyal şeylerin yaratılışını beslemek için Elohim’in askerlerini çağırır. İnsan vücudunda sol ayak ve sol kalçaya karşılık gelir. Tüm iletişimlerin hepsi, İhtişam küresinden doğar. İyi bir iletişim hayatımıza ışık ve netlik katar. Evrendeki her olayla ilgili sonsuz sayıdaki olasılığı net bir resme döküp başkalarının da anlamasını sağlar. Hayat Ağacı’nın üzerinden aşağıya indikçe enerji daha pratik ve yoğun bir hal alır. İhtişam, dıştan hareketleri, güçleri, kalıpları, sağlamlaştırılmış düşünceleri ve duyguları yükseklerden alan ve gerçek fiziksel maddelerin içine koyan mimardır. Sihrin ve kehanetin küresidir. Tanrı dünyayı tek bir kelime ile yarattı ‘’Işık Olsun’’ dedi ve Oldu. İhtişam küresi, dünyada ilahi bir parlaklık üretme arayışıyla Tanrı’nın sırlarını kelimelere döker. Bu küre Astrolojide Merkür gezegeni ile ifade edilir. Merkür gezegenin kabalistik sembolü Bet harfidir. İbranicede Bet düşüncenin oturduğu yerin kabalistik kodu olan ‘ev’ anlamına gelir. Düşüncelerimizi kelimeler ile ifade ederiz.
 
YESOD- TEMEL: Denge sütununda bulunan Yesod yani Temel küresi bilinçaltı ile ilişkilidir. Dokuzuncu küredir. Cinsellik, ölüm ve dönüşüm temaları ile karşımıza çıkar. Kişiliğimizin temelini oluşturur. Üretkendir ve yansıtıcıdır. Güzellik küresinin altında bulunur. Yaşam ağacında hayatın temeli ölüm ve dönüşümdür. İmgelerin imgesi (tasarımların tasarımı) olarak idrak edilir ve Ağaç kendini görür. Yesod yani Temel küresi aynanın içindeki aynadır. Cinsel saflığın içsel anlamını taşır. Bu kürenin gücü bağımsızlığıdır, hiçbir şeye bağımlı değildir. Bu öyle bir bağımsızlıktır ki,  diğerlerine fiziksel, ruhsal ya da tinsel hiçbir yardıma ihtiyaç duymaz. Bu durum yalnızca bizim, bizim kendimizin içine gidebileceği ve ancak kendi kendimizi geliştirebileceğimizi anlatır. Tanrı’nın, Tanrı canlıdır adı olan Shaddai el Hai adı ile anılır. ‘’Benim gölgem, Tanrı hayattadır’’ anlamını taşır. Astrolojide Ay ile karşılık bulur. Temel kabı, üst kısımlardaki kürelerdeki imgelerin, madde düzleminin bilincine yansımasını sağlar. Ay bu küreye hükmeder çünkü Güneş ışınlarını dünyaya geri yansıtır. Işığı bize yansıtır ve ışımaya devam eder.
MALKUT- KRALLIK: İrade sütununda bulunan Malkut (Egemenlik), Krallık küresidir. 10. küredir. Birinci küre olan Taç yani Keter’i tamamlar. Bütün kapların özelliklerinin aktığını ve fiziksel dünyaya iletildiği huniye benzetilir. Tanrı’nın Ruhu olarak anılır. Son küredir. Tanrı’nın Dünyanın Efendisi adı olan Adonai Ha’aretz adı ile anılır. Fiziksel elementleri kontrol eden ilahi kuvveti yüceltir denir. Tanrı’nın en alçakgönüllü ismidir.
Tanrısal şimşek (zimzum) onunla topraklanır. Kendi doğasında dört evreden oluşur ve bu evreler Ağacın içinde bir bütün olarak vardır. Ağacın kökleri, gövdesi, dalları ve meyvesi ve ya Tanrısalın İradesi, Zihni, Kalbi ve Vücudu var oluşun içine ve aşağıya doğru büyürler. Bizde ise bu dört evre birbirleriyle etkileşimleriyle bizi yaşamda tutan dört element olan ateş, toprak, hava, su ile anlatılır. Bu küre ile sonunda sadece bizim hayatımızın hikayesi olan Krallığa varırız. Bizim maddesel dünyamızı, dünyevi bedenimizi barındırır. Maddesel dünyadaki deneyimimizi ve yaşamımızı anlatır. Kendisinden önce gelen tüm kürelerin enerjilerinin tümünü dahil eder ve uygulamaya sunar. Krallık burada olma sebebimizdir. Astrolojide gezegeni Dünya’dır. Vücudumuzda ayaklar ve kök çarka ya karşılık gelir.




Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 18, 2012, 09:06:50 ös
Sn Rabhael,( Kabala Türkiye Dostluk Gurubu) adıyla facebook da arkadaş gurubu kuruldu. İsterseniz merak ettiğiniz konuyu kurucusu olan arkadaşlarla paylaşabilirsiniz. Aslında bu gibi konulara sıcak bakmazlar ve putperezlik olarak tanımlarlar, ve haklılar da. Fakat hayat ağacının tam olarak anlamını sorabilirsiniz. Ve hayat ağacının tanımlamalarını da .
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: ADAM - Mayıs 19, 2012, 07:53:27 öö
Ben bu başlığa hiç bulaşmadım. Bildiğim ya da ilgi duyduğum bir konu değil çünkü.

Fakat iş Sefirot'tan söz etmeye gelince düşündüm; bir şey desem mi demesem mi diye...

Herkes kendi yorumunu yapar. Bu nedenle yorumlara bir diyecek olamaz.

Fakat bir de tanımlar, karşılıklar, açıklamalar vardır, yorum dışı kalan, salt bilgiye dayanan. Bunlarda yanlış yapılmamalıdır.

Burada ise yanlışlar dikkati çekiyor. Daha baştan "sefirotlar" sözcüğü ile. Sefira "kap" demekse (aslında pek öyle değil ya, neyse) Sefirot "kaplar" demektir, Sefirotlar ise "kaplarlar" olur.

Neme gerek, ben bu başlığa bulaşmayayım, sonra alınganlıklar doğuyor.

Beni bir şey damamiş sayın.
 
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Mayıs 20, 2012, 05:48:53 ös
Kaplar kelimesi bir kaç anlamda kullanılıyor; tabi okuduklarım arasında vardı, yinede iddiam yok.
Ayrıca bu başlığa lütfen bulaşın,benim başlıklarıma bulaşdığınız  gibi.
Neyse sadece şaka :)
Sn Adam,bu konuda bilgileriniz ve bu bilgilerin ışığın da fikirleriniz varsa lütfen paylaşın. Ne kadar doğru olup olmadığından önce, benim için önemli olan fikirlerdir. Çünkü doğruluğun tartışmasının sınırı yoktur;onları yaşamamış olmamızdan dolayı. Ondan sonra  fikirler gelir. Bu bizi biz yapan ve birbirimizi tanımamıza yardım eden  etkenlerdir. Eminim her zaman yazdıklarınız gibi altı donanımlıdır. Fikirleriniz boş olmuyor.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: ADAM - Mayıs 20, 2012, 06:30:18 ös
Sefirot üzerine benim yazabileceklerim, Kabala ile doğrudan ilgilenenlere pek basit, pek temel bilgiler olarak gelir. Öyle kilfotik olan ya da olmayan invokasyonlarla falan da bağlantısı yoktur. Mistik bile değil, daha çok simgesel niteliklidir.

Dolayısıyla benim yazabileceklerim bu konularla ilgilenenlere hiç de keyif vermez. Onları bir yerden alıp bir başka yere götürmez. Bilgi olmayınca görüş ya da yorum olmaz ki...

Ancak belki bir gün Masonlukta geçen bir kavram oluşu nedeniyle üzerinde durmak söz konusu olabilir. Bunun da bir sınırı vardır çünkü forumun kurallarına uymamız gerekmektedir. 

Fakat Sefirot'a Masonluk ile bağlantılı olmak üzere ilgi duyanlardan iyi İngilizce bilenler,  bu bağlamda İnternette hayli bilgi bulabilir. Ne kadarının doğru ne kadarının varsayım olduğuna karışmam.

Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Spock - Mart 20, 2013, 10:55:38 ös
Sefirot üzerine benim yazabileceklerim, Kabala ile doğrudan ilgilenenlere pek basit, pek temel bilgiler olarak gelir. Öyle kilfotik olan ya da olmayan invokasyonlarla falan da bağlantısı yoktur. Mistik bile değil, daha çok simgesel niteliklidir.

Dolayısıyla benim yazabileceklerim bu konularla ilgilenenlere hiç de keyif vermez. Onları bir yerden alıp bir başka yere götürmez. Bilgi olmayınca görüş ya da yorum olmaz ki...

Ancak belki bir gün Masonlukta geçen bir kavram oluşu nedeniyle üzerinde durmak söz konusu olabilir. Bunun da bir sınırı vardır çünkü forumun kurallarına uymamız gerekmektedir. 

Fakat Sefirot'a Masonluk ile bağlantılı olmak üzere ilgi duyanlardan iyi İngilizce bilenler,  bu bağlamda İnternette hayli bilgi bulabilir. Ne kadarının doğru ne kadarının varsayım olduğuna karışmam.

Sayın ADAM,

Bugüne kadarki mesajlarınızda eğer bir şeye inanmıyorsanız, direk olarak karşıt olduğunuzu belirtmiş ve "böyle bir şey yok" dedikten sonra doğrusunu anlatmışsınızdır. Fakat bu konuda takındığınız tutum, yani "ne kadarının doğru ne kadarının varsayım olduğuna karışmam" şeklindeki yaklaşımınız, beni "Masonluğun ileri derecelerinde acaba Sefirot uygulamaları localarda tatbik ediliyor mudur?" diye düşünmeye yöneltti. Tabi ki kimseden cevap bekliyor falan değilim bu soruma... Fakat ne yalan söyleyim, şu foruma üye olduğumdan beri ilk kez içimi korkuyla karışık tuhaf bir his kapladı... ve ilk kez acaba ben doğru yerde miyim diye sordum kendi kendime.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: ADAM - Mart 21, 2013, 07:55:20 öö
Doğrudan Sefirot konusu Masonluğun bazı ritlerinin bazı ileri derecelerinde geçer; bunu biliyoruz.

Fakat bu geçiş Kabala'ya ne denli uzanır, işte orası benim bilgi çerçevem dışında.

Üstelik bunu genel olarak söylemek de zordur. Bir kültürde çok ayrıntılı irdelenir, bir diğerinde şöyle bir değinilip geçilir, bir başkasında sözü bile edilmez.

Mizraim-Memfis Riti'nin yüksek derecelerinden bir tutam "Kabalistik Dereceler" olarak anılır. Öyle olunca sanırım ki Sefirot konusuna orada da mutlaka değinilmekte hatta bunun ötesine geçilmektedir. Bu bir kesin bilgi değil çünkü bu ritin ileri derecelerinin ayrıntıları üzerinde bilgi edinmek pek zor.

Bütün bunlar bence bizim bu Forumun konusu değildir. Burada henüz önce temel bilgileri, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ile York Riti gibi en yaygın uygulamaların genel özelliklerini, simgesel derecelerle (1-3) bağlantılı konuları bitirelim de, ondan sonra bakalım ileri ve yüksek dereceler ile diğer birtakım rit ya da masonik sistemlerin kapsamına.

Ancak internette bulunan bilgilere ne denli güvenilebileceği hep bir soru işaretini içerecektir; bu kaçınılmaz.

Kişi kendi araştırmalarını kendisi yapmalı, değişik kaynaklardaki bilgileri karşılaştırmalı, bilimsel yöntemden ve akıl ilkelerinden ayrılmadan gerçekleri araştırmalıdır. Bunu yapmaya yanaşmıyorsa ya da olanakları yetmediği için yapamıyorsa, belki de yanlış yönlere sapabilir.

Nitekim o yüzden bu forumda da birçok yanlış bilgi aktarımı yapıldığını görüyoruz.

Seçenek çok değilse, doğruyu bilen için yanlış bilgiyi ayırt etmek daha kolay olabiliyor. Bazılarının ise, bizim ilgi alanımız içinde olmadığı için doğru olup olmadığını bilemiyoruz.

Başka ne diyebilirim ki!...
 
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: NOSAM33 - Mart 21, 2013, 12:21:12 ös
Bu nedir arkadaş , hani Masonluk Aklı öne çıkarırdı nerde kaldık dinci dediğimiz adamlar '' bunlar Şeytana '' tapıyor diyorlardı ; diye bağırırken bizde yok öyle birşey diye kendimizi paralıyorduk .
Peki nedir bu Masonluğun ileri aşamasında varmı bu ?
Luciffer diye bağıran bir öğrenci vardı; Masonlardan yardım istiyordu beni ŞEYTAN' a sorun diyordu bizde bunun aklından zoru var diyorduk şimdi ne olacak ...
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: NOSAM33 - Mart 22, 2013, 10:08:31 ös
Böyle soru sorduğum için affınıza sığınırım . Kesin ve net olarak öğrendiğim Masonlukta böyle bir
ZIRVALIK
olmadığı .

Saygılar
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Arais - Mart 23, 2013, 12:04:41 öö

Neden affa sığınıyorusunuz ki ? Belli aklınız çıkmış bu masonlar şeytana mı tapıyor acaba ! diye :D

Söyle diyeyim bende: Bizim büyücüler var mesela; kurandan sürelerle, çin çagıryorlar bunlarda mı  şeytana tapıyor. Müslüman olmasak mı acaba ?

200'ün üzerinde mason çeşidi var.Hepside diyor en iyi masonluk bizde yaşanır biz daha masonuz.

Asıl soru şu bence neden masonlar az yada çok kabala ile ilgilenir ?

Kesin olarak öğrendim dediniz. Ne öğrendiniz de bu şekilde bir kesinlik olmadığını.

Ama ben azda öğrendiysem masonluğun doğasını, Mason bilimsel olmayan, bir çok şeye inanmaz.Belge ister kanıt ister.

3. dünya varlıklarının bir belgesi bir kanıtı yok henüz.

Ama neden bazı masonlar bu işlerle ilgileniyor, gerçekten masonluğun doğasına ayrkırı bir olayla.?!


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: NOSAM33 - Mart 23, 2013, 12:16:28 öö
Benim inandığım kişi yok böyle bir şey diyorsa ben ona inanırım .

Saygılar   8)
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Melina - Mart 23, 2013, 09:36:16 öö
Çok güzel hareketlerdekilerin çektiği Fındık reklamındaki gibi uçuşan muçuşan olmasın sonra  :D

Şaka bir yana,  insanın bu varlıklarla ne işi olabilir ki, daha doğrusu onlarla neyin deneyi yapılabilir ki ? Majikal yolda ilerlemek için yıllar alan deneyler ve sürekli eğitim gerekiyor, daha sonra belki onun bir noktasına ulaşılır.. Klifot da neymiş diye merak edip bununla uğraşmak mümkün tabi ama ritüelle olacak iş değil elbette ki. Astral çıkış v.b çalışma ile mümkün olur ancak.

Not : Ritüelle klifotik alana girmekle, evdeki hamamböceğini çevirgel kullanarak çağırmaya çalışmak aynı şey aşağı yukarı. 
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Arais - Mart 23, 2013, 11:22:54 öö
Sayın Nosam33

Bir kişiye değil, araştırmalar sonrası, kesin sonuç bulgu ve ispatlara inanmalısınız.

Araştırmadan inanmayın.Zira inandığınız kişide hep bunu söyler.


Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: NOSAM33 - Mart 23, 2013, 11:26:07 öö
Sayın Arais ; benim sorduğum kişi YOK BÖYLE BİR ŞEY DEDİ İSE YOKTUR ...
Ben Şeytan yok demiyorum Masonlukta böyle bir iletişimin olmadığına yok diyorum ve DİYOR ...
Saygılar
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Spock - Mart 23, 2013, 11:59:57 öö
Çok güzel hareketlerdekilerin çektiği Fındık reklamındaki gibi uçuşan muçuşan olmasın sonra  :D

Şaka bir yana,  insanın bu varlıklarla ne işi olabilir ki, daha doğrusu onlarla neyin deneyi yapılabilir ki ? Majikal yolda ilerlemek için yıllar alan deneyler ve sürekli eğitim gerekiyor, daha sonra belki onun bir noktasına ulaşılır.. Klifot da neymiş diye merak edip bununla uğraşmak mümkün tabi ama ritüelle olacak iş değil elbette ki. Astral çıkış v.b çalışma ile mümkün olur ancak.

Not : Ritüelle klifotik alana girmekle, evdeki hamamböceğini çevirgel kullanarak çağırmaya çalışmak aynı şey aşağı yukarı. 

Sayın Melina, bir başka konu başlığı altında şöyle demişsiniz:

Gerçek olduğuna dair kesin kanıtlar olduğu bilinmekte. Ben bu konu hakkında çok araştırma yaptım. Çeşitli siteler var ve verdikleri bilinçaltı mesajlar her yerde görülebilir. Bu anlamda önereceğim tek şey youtube'da "Gelenler Serisi"nin izlenilmesi olur; Orada neyin neden olduğunu çok detaylı olmasa da açıklıyorlar, detaylı bir araştırma çok zaman alır. Fazla bulaşılmaması da öneriler arasında yer alabilir kanımca ...

Gelenler Serisi'nin izlenmesini tavsiye etmişsiniz ve orada açıklanıyor demişsiniz. Bir de eklemişsiniz "Fazla bulaşılmaması da öneriler arasında yer olabilir kanımca" diye... Lakin şimdi soruyorsunuz "insanın bu varlıklarla ne işi olabilir ki, daha doğrusu onlarla neyin deneyi yapılabilir ki ?" diye. Oysa bu sorunun cevabı sizin önermiş olduğunuz Gelenler Serisi'nde verilmiş.

Ben de üşenmedim gittim 50 bölümden oluşan bu yaklaşık 10 saatlik seriyi izledim (sizin tavsiyeniz üzerine). Orada sizin de gayet iyi bildiğiniz üzere bu soruya verilen cevap şu şekilde:

"Masonik Ezoterizm adı altında yapılan bilgi aktarımı, belli bir aşamadan sonra bu ritüeller sırasında çağrılan cin ve ifritlerden öğrenilen kadim bilgilerin paylaşılmasıdır ve bunun elbetteki bir karşılığı olacaktır." Hatta daha da ileri giderek deniliyor ki, "Masonlar, bu ifritlerin ustası olan Şeytan'a tapmakta ve Deccal'in dünyaya gelmesi için boyut açmaya çalışmaktadırlar". Yani Adnan Oktar'ın iddialarının bir tekrarı aslında.

Buna inanmıyorum ve inanmak da istemiyorum. Nitekim Nosam33 de belli ki kaynağından öğrenmiş böyle bir şeyin olmadığını... Fakat belirtmeden geçemedim burada, sizin tavsiyenizle izlediğim bu belgeselden öğrenmiş olduklarımın bir kısmını. Çünkü, "insanın bu varlıklarla ne işi olabilir ki?" sorunuz, bu belgeseli seyretmiş ve tavsiye etmiş bir kişi olarak bir çelişkiye yol açmakta.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Melina - Mart 23, 2013, 01:36:48 ös
Tavsiyem; bunlarla yatıp bunlarla kalkın anlamında değil, merak edenler için küçük bir tavsiyeydi yalnızca. Yanlış anlaşılmak istemem.
Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: hypatia - Haziran 03, 2014, 01:48:27 ös
Elemental  varlığı veya yokluğu üzerinde kanıt sahibi olabilmek için  bunların tecrübesini yaşamış kişiler az çok vardır ve onlarda bunların açıklamasını yapamaz;  Bunun açıklamasını  İnisiye olmuş ve bilinçli çalışan bir operatör yapabilir. Tabi bunu paylaşmayı  da düşüneceğine pek ihtimal vermem. Çünkü bunu yapmakta bir amacı vardır ve amacının sorgulanması kaçınılmazdır...Neyse.
        Burada küçük bir alıntı paylaşmak istiyorum. Bu belki  bazılarına küçük bir dokunuş'ta bulunabilir.
-----------------------------------------------------------------------

" ...Abramel'in ilkelerine bakabiliriz. Abramelin sistemine göre operatör, uzun bir arınma ve hazırlık safhasından sonra, yalnızca meleksel güçleri değil, aynı zamanda şer güçleri çağırır.
       Abramelin sisteminde birçok insanın canı yanmıştır. Bunun nedenini tahmin etmek çok zor değildir. Çünkü kişilerin günlüklerini okuduğumuzda, sistemi tümüyle takip etmediklerini, ruh hallerine göre, şuradan bir seremoni, buradan bir çağrı ritüeli alıp uyguladıklarına tanık oluruz.  Sonuç olarak Abramalin sistemi, benzersiz bir biçimde tehlikeli bir formül olarak ünlenmiştir.  Oysa eksiksiz bir şekilde uygulandığında  bilhassa güvenli bir formüldür. Çünkü çağrılan kuvvetlerin laboratuvar koşulları diyebileceğimiz şartlar altında tepkileriyle uğraşır ve onları nötüralize eder.
           Bir Sefira'nın   (eski yorumumda kullandığım kap bu değil)  pozitif yöne ile çalışmak isteyen herkes, onun ayrıca bir negatif yönü  olduğunu unutmamalıdır. Kuvvetlerin gerekli dengesini koruyamadıkça negatif yan üste çıkıp  operasyonu etkisi altına alabilir.  Her majikal operasyonda  negatif yönle mücadele edilmesi gereken bir aşama vardır.  Negatif yönle mücadele edilmezse  operatör kendi açtığı çukura yuvarlanır.  Güvenilir bir majikal kural der ki, bir gücün ters etkisiyle baş edecek gücünüz yoksa, asla onu çağırmayın.
         İsterseniz Mars'ın ( Geburah ) vahşi enerjisini, Mars güçlerini aşırı uçlara gidip zalimliğe ve yıkıcılığa yol açmasını engellemek için önce kendinizi arındırıp disipline etmeden kendi doğanıza çağırın bakalım. ne olacak?
Eğer insan doğası  hakkında en ufak bir bilginiz varsa, herkesin iyi yanlarının kötü tarafları olduğunu da bilirsiniz, örneğin bir insan canlı ve enerjik ise zalim ve baskıcı olma ihtimali vardır.  Sakin ve  alicenap ise herkesin dilediğini yapmasına izin verme ve atalete kapılma gibi bir hataya düşebilir."

alıntı
--------------------------
Bazı bilgileri haddim  olmadan açmak beni biraz üzmüyor değil. Fakat bu konular artık  sıkça rastlanır olduğundan bazı yanlışlıklara kapılma zafiyetine düşebiliriz  endişesiyle biraz daha derinleştirmek istedim. Tabi ki bunları bilmek  yaşamımızın parçasıdır. Bunu da ancak değerli Kadim yazarların eserlerinde görebiliriz.

Başlık: Ynt: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar
Gönderen: Ares - Haziran 23, 2014, 07:10:36 ös
Böyle bilgiler eksik verilmelidir ki doğru bir şeydir.

İyi Forumlar.