Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Aydın Kişi ve Mason... 15  (Okunma sayısı 2607 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 23, 2013, 08:03:30 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Çalışmanın bu aşamasında belki tekrarlar var ama tekrar etmekte de yarar var. Üstelik bu bölüm, sonu bakımından çok önemli...



Çağımızda aydın dediğimiz insanlarda hangi özellikler olmalı veya olmamalıdır?

1.   Aydın, dünyanın geleceğini evrensel doğrulara paralel olarak değiştiren veya değiştirme çabasında olandır.

2.   Aydın, inanıyor olamaz. Aydın biliyor olmalıdır. İnanmak veya inanmamak aslında bilmemeye denk düşer. Bilmediği, en azından emin olmadığı bir konu hakkında bir aydın toplumunun önünde ışık olamaz.


3.   Aydın, eğilip bükülmemelidir. Kendi doğrularını kesin dil ile anlatmalarıdır. Kimin ekmeğine yağ sürdüğüne veya yoluna taş koyduğuna bakmazsızın, doğrularını olay veya düşünce bazında anlatmalı tavrını koymalıdır.

4. Aydın olan kişi aydınım diyemez. Belki aydınlanmacıyım veya aydınlanma yolundayım diyebilir .(Tıpkı bir masonun ben mason oldum diyememesi gibi)

5. Bir fikrin veya akımın körü-körüne sadık temsilcisi olamaz. Savunduğu fikri sorgulamalıdır.

Yukarıda saydığımız, bir aydında olması gereken niteliklere ilaveten bâzı “aydın olabilme” koşullarını da ilave etmek olasıdır. Örneğin, “'Aydın mensup olduğu toplumun kültürü ile barışık olmalı” diye altını çizdiğimiz çarpıcı özelliğe, şu özellikleri de eklememiz gerekir diye değerlendirmekteyim:

•   Aydın, evvela, bir fikir, amaç (ülkü) ve karakter sahibi olacaktır.

•   Aydın, kandırmaz. Fakat inandırır. İnandırma yolunda ise, ancak bilime ve müspet bilgilere yer verir. Kafasında dokunulmaz "tabu"ların yeri yoktur.

•   Aydın cesurdur. Medeni cesaret sahibidir. Medeni cesaret ise, aydın için kahramanlık değil, doğal vasıftır.

•   Aydın hakikat bildiği, gerçek bildiği şeyi kendisine saklamaz. Onu yaymayı da vazife bilir.

•   Aydın, toplumun hayrını ve çıkarlarını, kendi hayrının ve çıkarlarının üstünde tutar. Topluma verir, ama toplumdan karşılığını beklemez.

•   Aydın, bağlandığı ilkelere uygun bir yaşam sürdüren, dürüst ve feragatli bir insandır. Onun yaşamı ile prensipleri arasında çelişme yoktur.

•   Aydın, mazbut insandır. Metodlu ve muntazam çalışır. İhmal, dağınıklık ve avarelik aydın insana yakışmaz. Aydın, bu tür zaaflardan kendini kurtaran insandır.

Cemil Meriç, aydının özelliklerini belirtirken büyük bir çerçeve çizmektedir. Bu özellikler bekli de tüm ülkelerdeki aydınlar için de geçerli olabilir. “Aydın, zamanın irfanına sahip olacaktır. Ülkesinin dilini, edebiyatını, tarihini bilecek, dünyadaki belli başlı düşünce akımlarına yabancı olmayacaktır; peşin hükümlere iltifat etmeyecek, olayları kendi kafası ile inceleyip değerlendirecektir.”

Başlıca vasıfları dürüst, uyanık ve cesur olmaktır. Yani bir bilgi hamalı değildir aydın. Hakikat uğruna her savaşı göze alan bağımsız bir mücahittir.

Cemil Meriç’e göre gerçek aydının nitelikleri şunlardır.

•   Gerçek aydın, bir zümrenin emir kulu değildir, gerçek aydın bir devrin şuuru olmak zorundadır, bütün hakikatleri yoklamalı, bütün yalanların maskesini yırtmalı, kalabalığa doğruyu göstermeli, her düşünceye saygılı olmalı, tarafsız olmalı, vuzuhu fethe çalışmalıdır.

•   Gerçek aydın, ülkesinin bütününü, bütün ülkelere karşı müdafaa edecek, sınıflar üstü hakikatleri araştıracaktır.

•   Gerçek aydın, dürüst olacak, çok okuyacak, çok düşünecek ve ortaya çıkardığına inandığı hakikatleri, vardığı terkipleri korkusuzca yazacak, yayımlayacaktır.

•   Gerçek aydının, inandığını söylemesi beklide yerine getirilmesi gereken en zor vazifesidir.

•   Dünyanın neresinde bulunulursa bulunsun, hangi kampa mensup ve bağlı olursa olsun, hakikati, yahut daha mütevazı bir deyişle hakikat olduğuna inandığı şeyi söylemek bir aydının ilk gayreti olmalıdır.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak aydını diğer insanlardan ayıran ne mesleği ne de iktisadi durumu ne de sosyal sınıftır. Aydın, yaşadığı toplum içerisindeki değişimin adıdır. Sadece değişim değil bir anlamda toplumu bir bütün haline getiren düşüncedir. Aydın, toplumun görünmeyen yöneticisi, önderidir. Birçok tehlikeyi önceden sezip, toplum adına çözümler üreten kişidir. Aydın, sorumluluk sahibi olmaktır.

Aydın olmanın gerektirdiği düşünce olgunluğuna erişmemiş birinin aydın sorumluluğunu idrak etmesi beklenemez. Aydın, sorumluluğunu taşıyan düşünce ile heyecanı birbirine karıştırmayan kişidir. Aydın, hiçbir zaman fikirlerini sevgilerinin ve nefretlerinin emrine vermez. Aydın hakikatin peşinden koşacak ve siyasi baskının olduğu zamanlarda zihni esnekliğini asla kaybetmeyecektir

Her aydın bilim insanı değildir. Ama her bilim insanı aydın olmak zorundadır. Çünkü bilimin doğası bunu gerektirir. Bilim, geçimini sağlamak ya da birtakım çıkarlara erişmek için seçilmiş bir “meslek” ya da belirli (hem de bilime aykırı) bir dünya görüşünü yaygınlaştırmak için “fethedilecek bir kale” de değildir!

Bilim insanı olmak isteyen her insan, daha yolunun başında, dünyaya karşı sorumluluklarını kavramak için, Einstein’in “Dünyamıza Bakış”ını, Albert Bayet’nin “Bilim Ahlakı”nı, Russell’ın “Bilimden Beklediğimiz”i ve “Sorgulayan Denemeler”ini okumuş olmalıdır.

Eleştirel bakış, sorumlulukla birleştiğinde, aydını görüşlerinin ardında durma yürekliliğini getirir. Böylece aydın, sorumluluğunun, sorumluluğa dayalı bilgisinin, eylemlerinin bedelini ödemeye hazır, sahip olduğu değerlerin ardında durabilen bir insan olarak ortaya çıkar.

“Aydın” hayat kazanma tarzı olmadığı için bir meslek değil, pozitivizm ve aydınlanma çağının ürünü olan toplumsal bir tiptir. Günümüzdeki bazı temel karakteristiklerini betimlemeye çalıştığımızda, aşağıdaki parametreleri vurgulamak olasıdır:

•   Aydın diploması veren bir okul yoktur,

•   Aydın oluş, babadan oğula geçen bir meslek değildir,

•   Aydın olma hali bir görevlendirme olmadığından, hiçbir güç onu görevden alamaz,

•   Aydın, sorumluluk duyan bir kişidir ve bu sorumluluk duygusu kendiliğindendir; bu duygu aydına görev olarak verilmiş, ihale edilmiş değildir.

•   Aydın, toplum menfaatine “üstüne vazife” olmayan işlere de genelde burnunu sokar ve karıştığı işlerde kişisel çıkarı yoktur.

Bu nitelikleri Özdemir İNCE bakın nasıl hicivle yorumluyor:

Devlet gibi, egemen sınıflar gibi, (varsayımsal olarak) Tanrı da hoşlanmaz aydından. Çünkü düşünce dizgesi ve vicdanı özgürdür aydının, bir önyargı ya da kör inancın parantezi içinde değildir. Aydın bir kez “evet” derse, doksan dokuz kez ‘hayır’ der. Bu nedenle küreselleşen dünyanın yeni sahipleri olan “hür teşebbüs” ve medya dünyası da sevmez aydını. Hele aydının yazar olanını hiç mi hiç sevmez. Bu nedenle, 12 Eylül’den sonra, aydının Frenkçesi olan “entelektüel” sözcüğünü ikiye bölüp “entel” ve “lektüel” yapmıştır.

Aydın olmak, ömür boyu süren bir yolculuktur. Bu yolculuğu aydın, kendine özgü bakışı, duruşu, kavrayışı ile yapar. Sorumluluğu onu sorumluluğundan da sorumlu kılar: Yolculuğa çıkıldığında artık tembellik, sağlık, küçük hesaplarla yürütülen insan ilişkileri, çıkarlar ortadan kalkar. Bu Sorumluluğu onu sürekli olarak daha sorgulayıcı, araştırıcı, bilgisiyle yaşamını bilgece yoğurabilen ve bir arayan insan haline getirmesi sorumluluğundan da sorumlu kılmaktadır.

Nitekim Emre Kongar da, aydın olmak için çıkılacak yolculuğun zorluğunu şöyle ifade etmektedir:

Aydın olmak zordur…
 
•   Bilgili olacaksın...

•   Kendini kanıtlamış olacaksın...

•   Bağımsız olacaksın…

•   Gerçekçi olacaksın…

•   Eleştirel olacaksın…

•   Toplumsal sorumluluk taşıyacaksın...

•   Evrensel insanlık değerlerine bağlı olacaksın...

•   Kendinle tutarlı olacaksın...


Burada duralım ve bu Forumun üyesi olan ya da olmayan, çalışmanın bu bölümünü okumuş bir kişi olarak kendi kendimize soralım «Acaba ben aydın mıyım? Değilsem, aydın olmak istiyor muum? İstiorsam bunun için ne yapmalıyım?» diye…


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 23, 2013, 09:54:15 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Aydın olarak tanımlanabilmek veya kendimizi aydınlanma yolunda mesafe kat etmiş olarak kabul edebilmemiz için bir fırın ekmek yemek yetmez.

Bence Aydın olabilmenin ilk şartı yeterince bligili olmaktan çok,yeterince ilkeli olabilmek.İlkeli olabilmenin koşullarını bilmek yetmiyor;tabiki,önemli olan ilkeleri yaşam biçimine dönüştürebilmek.Nitekim,günümüz de bilgili olup ta ilkesiz,istismarcı hatta ihanet içinde olan sözde aydınlarla karşılaşmak mümkün.

Erdemden yoksun,değerleri olmayan,kişilerin ve toplumların geleceğini önemsemeyen,hatta çıkar için kendi bildiklerini yadsıyan toplumun bazı kesimlerinde toplum önderi ve aydın olarak benimsenen kişilerin varlığı,insanları bilgiden dahi soğutuyor.

Elbette bunların varlığı aydınlanmanın önünde engel değil;belki de faydalı oldukları bile söylenebilir.Çünkü,aydınlanma yolculuğu mücadele istiyor;sadece cehaletle değil,bilgili olanla da...


Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Şubat 23, 2013, 10:25:05 öö
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Enfes bir yazı dizisi. Sn ADAM'a teşekkürler.

Mason olacak, opmaya istekli bir kişinin neden aydın olmak zorunda olduğu da bu yazıdan anlaşılıyor.
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
5533 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2013, 07:08:55 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2386 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 06:02:18 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3018 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 25, 2013, 01:40:54 öö
Gönderen: dogudan
0 Yanıt
3009 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 26, 2013, 04:50:55 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3409 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 31, 2013, 01:52:28 öö
Gönderen: peacewings
5 Yanıt
4512 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 04:01:06 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
5713 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2013, 04:21:03 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
3403 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2013, 11:20:35 öö
Gönderen: ruzber
0 Yanıt
2009 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 11, 2013, 01:38:45 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
3184 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2013, 12:49:41 öö
Gönderen: Alşah