Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Evrenin matematiksel dili "Semboller"  (Okunma sayısı 13096 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 06, 2014, 01:32:25 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 121
  • Cinsiyet: Bay

Evren, bir matematiksel ve geometrik bir düzen içerisinde hareket eder. Astronomi, fizik gibi bilim dallarıyla ilgilenenler evrenin mükemmel bir ritmik düzen içinde  hareket ettiğini, yaşadığını gayet iyi bilirler. Bu nedenle inanarak varlığını bildiğimiz  yaratıcıyı bu düzen içerisinde görmek mümkündür. Çünkü, tanrının varlığına inanmayan bilim adamları bile, en son teknolojiyi kullanarak elde ettikleri bulgularda, evrenleri yaratan yüce bir gücün varlığını hissetmeye başlamışlardır. Bu güce kimileri Allah, kimileri Evrensel Zeka, kimileri ise başka adlar vermişlerdir. Ama bu mükemmel  matematik ve geometrik düzeni kuran güce ne denirse densin varlığı inkar edilememiştir ve bu konuda yeterli bir kanıt yoktur. Eski kültürlerde ve masonlar arasında bu yaratıcı güce "Evrenin Ulu Mimarı" veya "Geometri Üstad-ı" denilmektedir. İnsanlar ise evrenleri yaratan ve mükemmel bir şekilde işleten enerjiyi tanımlamak için bazen sembolleri kullanırlar. Sembollere anlamlarını ilk olarak yükleyen uygarlıkların taş tabletlerden edinilen bilgiler ışığında bundan yaklaşık 50.000 yıl önce varlıklarını sürdüren Mu ve devamı niteliğindeki Atlantis uygarlıkları olduğunu görüyoruz. Mu ve Atlantis sembollerinin bazılarını detay incelemeden önce temel bazı sayı ve şekiller  hakkında bilgiler vermek istiyorum. Sayılar ve şekiller herkesin bildiği gibi sembolik olarak kullanılır. Hepsinin üzerinde bir bilgi, yani güç yüklüdür. Bu güçleri sembollerin gerçek anlamlarını bilerek ortaya çıkarabilir ve kullanabiliriz. Bu güçler kullanmasını bilenler için o kadar  yoğundur ki iyilik veya kötülük için yönlendirilerek etki mekanizmaları oluşturulabilir. Metafiziksel işlerle uğraşanların bunu son derece iyi  bildikleri düşüncesindeyim. İşin ilginç yanı benzer sembollerin çok küçük farklılıklar ile kullanılarak  iyiye veya kötüye yönlendirilmesi mümkündür. Az önce de bahsettiğim gibi  aynı sembollere bile farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Bunu birazdan  örnekler ile anlatmaya çalışacağım. Fakat emeklemeden koşmak mümkün değil, önce işin alfabesini hatırlamaya çalışalım. Bunlar belki de sıkça  duyduğumuz ve kullandığımız sayı ve sembollerdir. Fakat üzerlerine yüklenen  gerçek anlamlar sizleri şaşırtabilir.

Sayı : 0 
 
Açıklaması : Sıfır yokluğun, hiçliğin sembolüdür. Ama aynı zamanda potansiyel varoluşun başlangıcıdır. Sıfır yutan sayıdır, etkisiz sayıdır ama 
aynı zamanda çok büyük bir gücü de kendinde barındırır. Dünya kültürlerinde 9 sayısı ile birlikte gösterim şekli hemen hemen hiç değişmeyen iki rakamdan biridir. 
 
Sayı : 1 
 
Açıklaması : "Monad" olarak adlandırılır. Tekliği ifade eder, yani tek olan her şeyi. Bu nedenle tüm varlıkların bünyesinden çıktığı tanrıyı tanımlamaktadır. "Mu" sembolleri incelenirken (.) noktanın veya bir daire içindeki noktanın tanrıyı  temsil ettiğini görülmüştür. Bunu aynı zamanda doğada gördüğümüz "güneş" ile özdeşleştirmektedirler. Çünkü sistemimizde güneş de tek ve enerji veren, yaşamın devamını sağlayan güçtür. Bir sayısı aynı zamanda tanrının  yeryüzündeki yansıması olan insanı da temsil eder. Bu bir bakıma tanrı ile insanın birleşmesini, yani makro ve mikro kozmosun tekliğini ifade eder. Eski Mısır’da bu sembol "Osiris" ile temsil edilir.
 
Sayı : 2 

Açıklaması : "Diyad" olarak adlandırılır. Evrendeki dualiteyi gösterir, yani birbirinin zıttı veya tamamlayan her şeyi gösterir. Bunlar erkek ve dişi enerjiyi, aktif ve pasifi, bölünmez öz ile bölünebilir cevheri, iyilik ve kötülüğü, tanrının hem erkek, hen dişil yönünün olduğunu ve insanların bu nedenle iki cins olarak yaratıldığı ifade eder. İki sembolü ile ayrıca güneş ve ayı, kükürt ve cıvayı da  anlatır. Kükürt erkektir ve akıldır, cıva dişidir ve ruhtur. Eski Mısır’da  "Osiris" ve "İsis" ile temsil edilmiştir.
 
Sayı : 3
 
Açıklaması : "Triad" olarak adlandırılır. Monad ile diyad’ın birleşmesinden  oluşur. Yani erkek ile dişi enerjinin birleşiminden oluşan eser, çocuğu anlatır. 
Eski Mısır’da "Osiris" ve "İsis"in çocukları olan "Horus" ile temsil edilir. Bunu akıldan çıkan, fikirle oluşan eser olarak da görebiliriz. Üç sayısı ve üçgen bu nedenle en çok kullanılan ve çok kutsal sayılan bir sembolizmadır. Yaratılışın temelinde birin üçe, üçün bire yansıması yatmaktadır. Birin sembolü olan nokta(Göz de aynı anlama gelmektedir) ve üçün sembolü olan üçgenin iç  içe kullanıldığı birleşik sembolde de bu anlatılmaktadır. Üç sembolü ayrıca  insanın oluşumundaki ateş, su ve toprak ile tanrının oluşumundaki ruh, can,  bedeni anlatır. Ruh ateşten, can sudan ve beden topraktan üretilmiştir.  Üçgen aynı zamanda evreni de temsil eder. 
 
 
Sayı : 4

 
Açıklaması :"Tetrad" olarak adlandırılır. Kainatı kaostan düzene geçiren dört temel gücün ifadesidir. Bunlar Ateş, Su, Toprak ve Havadır. Bunlara 
"Mahşerin dört atlısı" da denilir. Mu sembolizması içinde haç sembollerinin bu dört gücü ifade ettiğini görülmüştür. Bu nedenle kare yerine, Hristiyanlar için  de kutsal sayılan haç veya + işareti de kullanılır. Dört sayısı genellikle dünya ve fiziksel gerçekle ilgili sayıdır ve düzeni tanımlar. Dünyanın ve fiziksel gerçeğin dört yönü, dört boyutu ve dört mevsimi vardır. Aristo bunu biraz  ,daha ileri götürerek dört niteliği belirlemiştir. Bunlar kuru, ıslak, sıcak ve soğuktur. Her elementin iki niteliği bulunur. Toprak kuru ve soğuktur. Su ıslak ve soğuktur. Hava ıslak ve sıcaktır. Ateş sıcak ve kurudur. Bundan da görülebileceği gibi her element bir diğeriyle bir niteliğini paylaşmaktadır. Bu durumda bir elementin bir niteliğini değiştirerek diğerine dönüşmesi olasıdır. 
 
Sayı : 5
 
Açıklaması : "Pentad" olarak adlandırılır. İnsanın ve üzerinde yaşadığı dünyanın sembolüdür. Diyad ile triad’ın toplamı olan pentad dünyasal sevginin ve evliliğin sembolüdür. Ateş, su, toprak ve havanın toplamından oluşan dünyayı  temsil eder. Yine bu dört elementin birleşiminden oluşan insanı da temsil  eder (5. Element)
 
Sayı : 6
 
Açıklaması : İç içe geçmiş ve iki farklı yöne bakan üçgenler de yine çok eski bir semboldür. Bu yıldıza adalet yıldızı denilir. İsrail devletinin bayrağında da yer alan bu yıldız, kralları David’den çok daha önce bulunmuş bir semboldür. Yıldız evrenin altı yönünü gösterir; kuzey, güney, doğu, batı, aşağı ve yukarı. Yukarı bakan üçgen tanrıya ulaşmayı, aşağı bakan üçgen ise yeniden doğuş yasası gereği geriye dönüşü anlatır. Bu uçlardan her biri bir fazileti temsil eder.
 
Sayı : 7

Açıklaması : Kutsal üçlü triad ile düzeni oluşturan tetrad’ın birleşmesinden oluşmuştur. Tekamül yasasının sembolüdür. Evrende pek çok şey yedi 
üzerine kurulmuştur. Sesin yedi ana notası, ışığın yedi ana rengi gibi. Mu sembollerinin kraliyet armasında da karşımıza çıkmıştır.
 
Sayı : 8
 
Açıklaması : "Oktad" olarak adlandırılır. İç içe geçmiş iki kareden oluşan, sekiz kenarlı bir yıldızdır. Özellikle Türk işleme sanatlarında çok  karşılaştığımız bu sembol adaleti temsil eder. Bu sayı dördün iki katı veya üstün halidir. Fiziksel dünyanın dengelenmesini temsil eder. 
 
Sayı : 9 
 
Açıklaması : Dokuz tamamlama ve hikmeti temsil eder. Dokuz üçün karesidir ve son tam sayı olarak bir devrenin tamamlandığını haber verir. 
Dünya kültürlerinde 9 sayısı hemen hemen hep aynı şekilde gösterilmiştir. Bazen bunu spiral bir girdaba benzer şekilde de ifade edildiğini görüyoruz.  Yani bir akış ve bitişin simgesi olmuştur. 
 
 
Sayı : 10
 
Açıklaması : "Tetraktis" olarak adlandırılır. Dört bölümlü üçgenden oluşmuştur. İlk dört sayının toplamı olan on sayısı mükemmelliğin sembolüdür. Aynı 
zamanda kamil insanı, yani insanla tanrının bir olmasının sembolüdür. Sıfır ile bir sayısının yan yana gelmesiyle oluşan on sayısı hiçlikle, tekliğin ahengini ifade eder. Bu nedenle makro kozmosun da kutsal sayısıdır. Bazı kutsal sayıların ve şekillerin anlamlarını vermeye çalıştım. Bunun dışında da kutsal sayılan veya üzerine anlam yüklenmiş sayı ve şekiller bulunmaktadır. 
Özellikle sayılarla ilgilenenler için Tubitak yayınlarında çıkan Georges  IFRAH’ın "Rakamların Evrensel Tarihi" adlı yazı dizisini okumalarını öneririm.
Burada sizlerle bir yorumumu paylaşacağım. Biraz geniş perspektiften baktığımızda ve yukarıdaki anlamlarla yaklaştığımızda bu sayıların yaratılış sürecini ve tekamül yasasını anlattığını görüyoruz. Zaten her sayı kendinden evvel gelen sayının veya sayıların toplamı ile oluşmaktadır. O zaman matematik evrenin içindeki sırların aslında yaratılışın da sırrı olduğu gerçeği ile yüz yüze geliyoruz. 
Bunu isterseniz bir hikaye olarak anlatalım : 

“Başlangıçta büyük bir hiçlik vardı. Bu hiçliğin içinde ise büyük bir potansiyel güç saklıydı. “O” vardı, “O” sıfırdı. Kendini görmek istedi ve 
her şey o ilk noktadan, o ilk zerreden fışkırmaya başladı. Artık her şey birdi. Yaşamı yaratmak için kendini tekrarlaması gerekti. Bir başka Bir ile birleşti. 
Dual evren yaratıldı. Yaşamın içindeki zıtlıklar ikinin içine gizlendi. Artık evren  yaratılabilirdi. İki karşıt gücün birleşmesi yeni bir oluşum yarattı, bu üçüncü oluşum evrendi. Bir’in üçe yansıması bu şekilde oldu. Evren yaratıldı ve üç  ile sabitlendi, üçgen oldu. Evren içinde yaratmak için dört temel güce ihtiyaç  vardı. Su, hava, toprak ve ateş ile dörtgen oluşturuldu. Evren kaostan düzene  dönmeye başladı. Mahşerin dört atlısı dünyaları oluşturdu. Bu dört elementi  tamamlamak için, beşinci element insan, dört ile birin toplamı ile oluşturuldu.  Dünya ve insan yaratılmış, adeta beş köşeli bir yıldız olmuştu.Yaratan, insana  kendi özelliklerini emanet etti. Yukarı doğru tırmandığında O’na ulaşılacak,  çalışmazsa tekamül yasası gereği tekrar bedenleşecekti. Böylece ruhların  tekamül süreci başladı. İnsan ve tanrı iç içe geçmiş ayrılmaz iki üçgen  olmuştu. Üç sayısının iki defa tekrarı ile altı oluşturuldu. İnsanın nasıl tekamül  edeceği ise yedi ile belirlendi. Tüm ahenk bunun üzerine kuruldu. Kutsal  üçgen ve düzeni oluşturan dörtgen ile yedi oluşturuldu. Tekamülü sınamak  için adaletli bir değerlendirme yapılması gerekmekteydi. Fiziksel düzeni  denetlemek için dört sayısının iki defa tekrarı ile sekiz oluşturuldu.  Değerlendirmenin sonu bir sürecin bitişiydi. Bu tamamlanma ve hikmete ulaşmaydı. Spiral yolun sonunda varılmak istenen son nokta vardı. Sekiz köşeli Adalet Yıldızı, Bir ile birleşerek dokuz oluşturuldu. Son noktaya 
gelinmişti. Birlik, hiçlikle buluştu, 1 ve 0 yanyana geldi. Ruhlar çıktıkları ana  kaynağa dönmeye başladı. İlk dört sayının, ilk dört anlatımın toplamı olan  On ile mükemmel insan, kamil insan olundu.”

Yukarıdaki yorumum bazılarınıza ters, hatta gülünç gelebilir. Fakat matematiğe dayalı mükemmel bir evren yaratan “Evrenin Ulu Mimari” 
eminim bize gerçeği görmemiz için eserinde küçük ip uçları bırakmıştır. Doğru bu olmayabilir ama yanlış olduğunu da birilerinin ispat etmesini 
istemekteyim.


Saygılar.
"Bir tapınaktır dünya, direklerinden akan

Anlaşılması güç, karışık sesler duyulur..."


Şubat 06, 2014, 03:37:27 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu başlığa katılımda bulunmak isterim.

Ancak korkarım buradaki anlatımlar bir (ya da iki ayrı) yerden yerden alınnma/aktarılma. Ben bunları sanki bir başka yerde de görmüş/okumuş gibi duyumsuyorum.

Önce bu konuda bir açıklama yapılsa nasıl olur?
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 06, 2014, 05:44:10 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 121
  • Cinsiyet: Bay

Sayın "ADAM" böyle bir konudaki bilgileri var olan şartar altında kendi başıma üretme olanağım olsaydı emin olun ki yapardım. Ansiklopedik bilgiler dahiline söyledikleriniz kısmen doğrudur.
"Bir tapınaktır dünya, direklerinden akan

Anlaşılması güç, karışık sesler duyulur..."


Şubat 06, 2014, 06:18:41 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu anlatım, açıklama ve yorumlar, internette onlarca sitede mot-a-mot (bire bir) var.

Pisagor üzerine araştırma yapan herkes bunlara kolayca erişir.

Buraya kopyalayıp getirirken, hiç olmazsa onurun korunması bağlamında böyle bir aynen kopyalamanın kaynağının belirtilmesi gerekir.

Daha güzeli kişinin kendi emek ürününü getirmesi.

Bu site bir kopyalama yapıştırma birikimlerinin çöplüğü haline dönüştürülmemeli.

Hadi diyelim ki bir metin aynen kopyalanarak getirildi... Kişinin kendi emek ürünü, değerlendirmesi bunun neresinde? Bunlar yapılmıyorsa bu siteye üye olmak neden?
 
« Son Düzenleme: Şubat 06, 2014, 06:22:47 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 06, 2014, 06:38:02 ös
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay



Şubat 06, 2014, 07:05:44 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ozkann'ın verdiği linke baktım. Bir söz dikkatimi çekti.

"Sembolizma ve sembolizm, bir düşüncenin veya olayın sayılar ve şekillerle anlatılmasıdır." deniyor... Elbette bu kadar değil, sonrası da var. Ancak bu tanım yetersiz olduğu gibi sanki sembolizm ve sembolizma iki farklı şeymiş gibi de bir anlatım var. Gelin buna bir de simgecilik terimini ekleyelim sanki o da farklıymış gibi. Sonra da Mason Sözlüğü'nde bir bakalım ne deniyor simgecilik için.

Düşünce ve kavramları anlatmak için simgeler tasarlama, başkalarınca oluşturulmuş simgeleri inceleyip değerlendirme ve anlamlandırma uğraşısı, sistemi ya da öğretisi.


Demek ki bu simgecilik ya da sembolizm aslında hiç de o kadar basit bir iş olmadığı gibi bir simge sadece bir sayı ya da bir şekil olmayabiliyor. Çok daha fazlası var. Bir söz hatta bir anlatım, bir duruş, bir hareket, bir davranış... Bunların hepsi simge olabilir.

Dolayısıyla Semboller ya da simgeler evrenin matematiksel dili olmanın ötesindedir. Üstelik her şeyden önce bunlar bir evren yaratımı ya da zevrensel yaratım değil, bir düşünsel insan ürünüdür. Evrende simge yoktur. Simge insanın düşünsel tasarımları ve bunların üzerindeki toplumsal uyuşma ile oluşur. İnsana özgüdür.

Haydi bakalım, şimdi bu başlığın sahbi Sayın ABCDEF kopyalayıp yapıştırmanın ötesinde kendisinden neler katacak, görelim.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 06, 2014, 08:53:46 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Simdi Benin kafam karisti.

Acaba bize sayilari veya sayilari anlamdirarak tanrinin varligini kanitlamaya calisan bu arkadaslara sormak isterim, `potansiyel varolusun baslangici` Gibi bir anlam tasiyan 0 sayisi Roma rakanlari kullanilirken  varmiydi?

. Yok diyorsaniz bu rakamlari kullanan halk veya halklar  `potansiyel` olarak var degillermiydi?

Ayni soruyu eski misir rakamlari icinde sormak istiyorum.

Sifir sayisi yokken hiclik kavrami yokmuydu?

Simdilik bukadar
« Son Düzenleme: Şubat 07, 2014, 09:04:07 öö Gönderen: Arais »


Şubat 02, 2015, 07:20:14 ös
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 150

Sayıların sembolik anlamı diye bir şey duymuştum.  :)
Ama sayıların anlamını bilmiyorum.  :'(
🖖🏻


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
26 Yanıt
21482 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2013, 12:35:15 ös
Gönderen: GOASISG
9 Yanıt
21040 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2011, 11:16:33 ös
Gönderen: AMON RA
19 Yanıt
14945 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2012, 09:45:54 ös
Gönderen: smyrnali
36 Yanıt
23798 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2012, 10:20:17 öö
Gönderen: Masor1976
49 Yanıt
30192 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2014, 11:29:47 öö
Gönderen: ABCDEF
15 Yanıt
13232 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2015, 01:28:57 ös
Gönderen: _SplendouR_
8 Yanıt
9880 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2018, 12:28:29 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
4569 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2010, 02:58:20 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
7979 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2011, 11:43:04 ös
Gönderen: AQUA
11 Yanıt
13649 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2014, 04:25:08 öö
Gönderen: resurrected