Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Panik Atak  (Okunma sayısı 7601 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 14, 2008, 01:58:03 öö
  • Ziyaretçi

Panik Atak Nedir?

Bilindiği gibi panik atak tüm dünyada giderek artan bir önemi ve dikkati üzerinde toplamaktadır. Bu önemi hak etmesinin birinci nedeni, giderek yaygınlaşması, toplum sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmasıdır. Yakın zamanda yapılan bir araştırma sonucuna göre ABD de her beş kişiden birinin panik atak geçirdiği belirlenmiştir. Ülkemizde de her yüz kişiden 4'nün tedavi gerektirecek düzeyde panik atak problemiyle karşı karşıya olduğu sanılmaktadır. Her yüz kişiden 10' u da panik atak için sırada beklemektedir Hastalığı önemli kılan en önemli etken budur. Diğeri de sanıldığı gibi kolay tedavi edilemediğinin, beklenmedik zamanlarda tekrar ortaya çıkabildiğinin anlaşılmasıdır.
Panik atak fiziksel belirtilerle seyreden bir psikolojik sendrom olarak basitçe tarif edilebilir. Ancak hastaların da söylediği gibi yaşananlar hiçte basit değildir. Kimilerine göre hissedilenlerin tarifi mümkün değildir. Bu fiziksel belirtiler alelade değildir. Çok şiddetli ve sarsıcı olarak yaşanır. Örneğin çok şiddetli bir kalp atımı, sanki kalbiniz yerinden fırlayacakmış gibi, buna eşlik eden beyninde uğultu, basınç, sanki tansiyonu çok yükselmiş gibi bir his. Bu arada düşüncelerde bulanıklaşma giderek benliği saran ölüm korkusu ve
-sonum geldi- düşünceleri ile bazen nefes düzensizliği ile başlar, nöbet şiddetlenir, dilinizin boğazınıza kaçtığını düşünür nefes alamaz ( aslında alırsınız )hale gelir. Bayılma hissi acil yardım arama ve yine ölüm korkusu hissedebilirsiniz.
Fiziksel belirtiler çok çeşitli olabilir. Belirtiler çoğu kez korkulan bir hastalığın taklididir. Kalp krizi, tansiyon yükselmesi, beyin kanaması ya da felç geçiriyor olma gibi. Ama gerçekte bunların hiçbiri olmuyordur. Üstelik bu belirtiler yukarıdaki hastalıkların herhangi birini yaşıyor olsanız bu kadar kuvvetli ve korkutucu olamaz. Bu noktadan bakınca panik atak aslında uyanıkken görülen bir kâbusa benzer. Örneğin kalp krizi geçirdiği kabusu gibi ve hastalar bir kabustaki gibi çaresizdirler.
Hastaları bu yaşadıklarının gerçekte olmadığına inandırmak pek güçtür. O yüzden başlangıçta psikiyatrik tedavi ye pek yanaşmazlar. Bir dönemi acil servislerde ya da kardiyoloji servislerinde çare arayarak geçirebilirler. Panik atağı tanımak, kabullenmek ve tedavisine başlamak ilk ve önemli adımdır. Ama tedavi bununla bitmez. Bu belirtilerin psikolojik olduğu kabul edilse bile, her gelişi korkutmaya devam edebilir.
Bu nöbetler ya da ataklar gelmeye devam ettikçe, hastalarda iki temel belirti daha ortaya çıkar. Bunlardan birincisi beklenti anksiyetesi denen bu atakların tekrarlayacağı korkusudur. Hastaların beyni 'ya bunu tekrar geçirirsem' korkusuyla çok fazla meşgul olabilir. Bu durum hastayı depresyona sürükleyebilir.
İkinci temel belirti de kaçınmalardır. Bu nöbetler yaşandıkça kişi bazı ortam ve durumlarda bulunmaktan kaçınır. Örneğin çarpıntısı olacağı korkusuyla spor yapmaktan, havasız kalacağı korkusuyla kapalı ortamlardan, herkesin içinde düşüp bayılabileceği korkusu ile kalabalık ortamlarda bulunmaktan, asansörlerden, toplu taşama araçlarından, toplantılardan vs. vs. kaçınmaya başlar. Kaçınmanın bir diğer görünümü de yalnız kalamamaya başlama ya da bazı koşullarda yalnız bulunmama çabasıdır. Hasta başına bir şey geleceği korkusu ile hep yanında birini bulundurma - hatta küçük bir çocuk bile olabilir - eğiliminde olabilir. Bazı hastalar evden çıkamaz hale gelebilir. Kuaföre gidemez, Giysi almak için mağaza görevlisini eve çağırır. Kaçınmalar değişik boyutlarda olabilir, silik, hafif ya da şiddetli, ya da sadece bazı durumlarda ortaya çıkabilir. Örneğin tatile çıkacağında orada tam teşekküllü bir hastane olmadığını öğrenip gitmekten vazgeçme gibi.

Panik atakta görülebilen fiziksel belirtilerden bazıları:
- Mideye bir şey çöküyor hissi
- Avuç içlerinde terleme
- Her tarafta sıcaklık hissetmek
- Hızlı ve şiddetli kalp atışları
- Ellerde titreme
- Diz ve bacaklarda güçsüzlük veya esneklik
- İç titremesi, titreme duygusu
- Ağız kuruluğu
- Boğazda yumruk hissi
- Göğüste basınç
- Hızlı nefes alıp verme
- Bulantı veya ishal
- Baş dönmesi, sersemlik, göz kararması
- Gerçek dışılık hissi (rüyada gibiyim)
- Açık olarak (net olarak) düşünememe
- Bulanık görme
- Kısmen felce uğramışlık duygusu
- Ayrılma yada hayal gibi hareket etme duygusu
- Çarpıntılar veya düzensiz kalp atışları
- Ellerde, ayaklarda ve yüzde karıncalanma
- Göğüs ağrısı
- Bayılma hissi
- Midede titreme heyecan
- Soğuk ve ıslak eller

Bunlara da şu korkular ya da negatif düşünceler eşlik edebilir:
- Ölmek üzereyim
- Kalp krizi geçiriyorum
- Aklımı yitirmek üzereyim
- Kendimden geçmek üzereyim
- Tıkanmadan öleceğim
- Nefes almam mümkün olmayacak
- İnme inecek, felç olabilirim
- Kontrolümü kaybediyorum
- Tansiyonum çok yükseldi ve beyin kanaması geçirmek üzereyim
Panik atağın tedavisine gelecek olursak, önce şunu belirtmekte yarar var. Panik atak sadece ve sadece psikiyatristlerin tedavi etmesi gereken bir hastalıktır. Tedavi birçok yöntemin kombine uygulanması ile daha çabuk sönüş verir. Sadece ilaçla ya da sadece terapi ile iyileşmesi nadirdir. En önemlisi de belirttiğimiz gibi hastalık hakkında bilinçlenmedir. Örneğin alıştığımız bir panik nöbet türü birden başka bir görünüme bürünebilir. Onun için olabilecekleri bilmek hazırlıklı olmak çok önemlidir. Evde kendi kendini tedavi etmeye çalışmanın kendi kendine apandisit ameliyatı yapmaktan farkı yoktur. Mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır. Hastalığın nüks edebileceği unutulmamalıdır.
Tedaviye hastanın katılımı da sağlandığında 4 - 6 ay içinde tümüyle iyileşme şansı %95 dir. Hasta, hastalığı yenmesini öğrenmediyse nüks etme riski hep vardır. Panik atağı iyi tanımak, tedaviden kaçınmamak, tedavi için doğru adresi bulmak önemlidir. Hipnoz, akupunktur, üfürükçü tedavileri zarar verebilir.

Geçerli tedavi yöntemleri:
- Psikoterapi
- İlaç kullanımı
- Relaksasyon teknikleri
- Nefes egzersizleri
- Spor ve egzersiz
- Biofeedback
- İmajinasyon
- Üstüne gitme teknikleri

KAYNAK: http://www.pandost.com/panik_atak_nedir.htm


Ocak 14, 2008, 02:00:06 öö
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Panik Atak Geçiren Birine Nasıl Davranmalıyız?

Panik atak geçiren birine yardım ederken ilk önce gerçekten o kişinin panik atak geçirip geçirmediğinden emin olunması gerekir. Eğer kişinin panik atak geçmişi varsa ve sizde o anda kişinin panik atak geçirdiğinden eminseniz ilk olarak o kişiyi rahat olabileceği ve etrafında onunla ilgilenen çok fazla kimsenin olmadığı bir yere götürün. Olabildiğince sakin ve serin kanlı olmalısınız, o kişi o anda çok kötü birşey olduğunu öleceğini düşünüyordur, sizde sanki o kişi ölecekmiş gibi panik bir şekilde hareket edersiniz kişiyi daha da kötü bir duruma sokabilirsiniz. Panik atak geçiren kişiye bunun 10 dakika ile 20 dakika arasında geçeceğini söylemek, bunun yüzünden herhangi bir şey olmayacağını, sakinleşmesi gerektiğini söylemek ve nefes egzersizi yapmasını sağlamak çok yerinde ve rahatlatıcı bir davranış olacaktır.

Kaynak: http://www.panikatak.net


Ocak 14, 2008, 02:02:37 öö
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Çapkın Erkek Panik Atak Oluyor!!!

Son günlerin hızla yayılan moda hastalığı panik atak hakkında ilginç gerçekler....

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çağın moda hastalıklarından panik atakla ilgili sorularımıza yanıt verdi:

* Aldatma panik atağı tetikleyen bir durum mudur? Klinik deneyimlerimiz bu sonucu doğruladı. Çapkın erkek panik atak hastalığının en güçlü adayı. Aldatmayla ilgili kendini suçlasa da yine de bu eylemi yapmaktan vazgeçemeyen erkeklerde de panik atak çok hızlı gelişebiliyor. Bu durumda beynin hipotalamus bölgesi yanlış alarm veriyor. Onun aşırı duyarlılığı genetik yatkınlığı olan kişilerde panik atak hastalığının oluşmasını hızlandırıyor. Ailesinin dağılmasından korktuğu halde eşini aldatan erkeklerde, hayatlarının olmadık bir döneminde panik atak gözleniyor. Aldatmayı kültür olarak onaylayan toplumlarda ise panik atağa daha az rastlanıyor. Öte yandan, aldatılmayı düşünmek bile bazen bilinçaltında panik atağa yol açabiliyor. Kişinin rüyasında aldatıldığını görmesi bile, panik atak geçirmesine sebep olabiliyor.

KADINLAR DİKKAT!

* Aldatan kadınlarda da panik atak gözleniyor mu? Bu konuda kadın erkek ayrımı yapmak istemiyorum. Ancak hastalığın kadınlarda erkeklerden 2-3 kat daha fazla gözlendiğini söyleyebilirim. Kadınların kendilerini suçlama eğilimleri daha fazla olduğundan, aldatan kadınlarda depresyona çok fazla rastlıyoruz. Hastalıkta kadınlarında kişilik ve karakter yapısı yine çok önemli. Erkeklerde bedensel algıyı düzenleyen alan daha duyarlı iken, kadınlarda duygusal algı alanı daha hassas olduğundan, hastalıktan etkilenme dereceleri aynı oranda fazla oluyor.

* Panik atağın 'geliyorum' diyen sinyalleri var mı? Sık sık nefes darlığı hissetme, çarpıntı, el titremesi ilk belirtiler arasındadır. Kaygıyı bedensel yaşayan kişilerde heyecan, üşüme, titreme ve mide sorunları da hastalıkla ilgili ilk sinyaller olabilir. Sigarayı aniden bırakan kişilerin bedensel anlamda aşırı tepkiler vermeleri de panik atak göstergesi olabilir. Yüzlerinde sivilce çıktığında "Eyvah kanser mi oldum?" diyenler ya da vücutları uyuştuğunda hemen felç olduklarını düşünenlerde panik atağa rastlanma riski fazladır. Kontrol edilemeyen stres sonrası kişi panik atak için aday haline gelir. Heyecanlı kişilerde de aynı risk vardır. Bu belirtiler sık görülüyorsa bir müddet sonra panik atağa dönüşür.

YÜKSEK KAYGI TETİKLİYOR

* Panik atak büyükşehir veya elit kesim hastalığı mıdır? Modern yaşamda yaşam standartları yüksek, hayatı seven, hastalanırsa kaybedecek şeyleri çok olan kişilerde bu hastalığa daha sık rastlanır. Bedenlerini çok seven kişiler ve sağlık kaygısı yüksek olanlar da risk grubundadır. Ölümden korkan kişilerde de çok görülür. Hastalık kişinin hayattan beklentisi derecesinde kişiyi etkiler. Büyükşehirde yaşayanların ya da elit kişilerin, hayatta kaybetmek istemedikleri maddi-manevi birçok şey vardır. Bunları kaybetmekten korkan kişilerde kaygı daha yüksek olur. Fiziksel en ufak bir belirti başladığında ise, bu kişiler hemen atak yaşadıklarını zannederler.

* Panik atak insanların birbirlerine söylemeleriyle yayılan moda bir hastalık mıdır? Kişiler "Depresyondayım" demek yerine "Panik atak oldum" demeyi tercih ediyor. Daha çok entellektüel düzeyi yüksek grupta gözlendiğinden, kişiler kendilerini bu şekilde ifade etmeyi seçiyor. Bu, aşırı hareketli çocukların ebeveynlerinin çocuklarını hiperaktif diye tanımlamalarına benziyor. Hastalık sosyal yaşamı da çok fazla etkilemediğinden diğer kişilerce pozitif algılanabiliyor. Modern hayatın hızlı yaşamı bu hastalığı daha kabul edilebilir görüyor. Bu sayede de insanlar, panik atak olduklarını çevreleriyle çok rahat bir biçimde paylaşabiliyor.
Tek Başlarına Adım Bile Atamıyorlar!
Panik atak hastası olanların kendilerini yapmaktan alıkoyamadıkları davranışlar ve başlıca kaygıları şöyle sıralanıyor:

* Kriz yaşama endişesiyle cinsel ilişkiden kaçmak ve sportif aktiviteleri bırakmak.

* Gece yaşamından, alkol kullanmaktan ve çapkınlıktan vazgeçmek. Eğer yasak ilişki yaşıyorlarsa seksüel aktivitelerini azaltmak. Otellerden ziyade daha güvenli olduğu için kendi evlerini tercih etmek.

* Yanında su taşımak. Sürekli kalbini ve nabzını dinlemek. Tansiyon aletiyle dolaşarak sürekli tansiyon ölçmek.

* Yakınlarının adreslerini ve telefonlarını özel bir şekilde yanında taşımak. Cep telefonunun hafızasının ilk sıralara acil yardım alınacak kişilerin isimlerini kaydetmek.

* Sürekli yanında birilerinin bulunmasını istemek. Yalnız kalamamak. Sokağa çıkamamak, kalabalık ve kapalı yerlere girememek. Düşüp bayılma ya da kontrolünü yitirerek başkalarına rezil olma korkusu.

* Toplu taşıma vasıtalarına binememek. Ticari taksiyi istediği yerde durdurabileceği için gideceği yerlere taksiyle gitmek.

* Bulunduğu muhitten uzağa gidememek. Tatile çıkamamak. Bazen tatil yolundan geri dönmek.

* Berbere, diş hekimine gidememek.

* Boğazını sıkan bir şey giyememek. Sutyen takmaktan sıkıntı duymak.

* Panik ataklar sıklaştığında sanal ortamdaki panik atak sitelerine üye olmak ve sürekli diğer panik atak hastalarıyla mesajlaşma ihtiyacı duymak.

Panik atak yüzünden seksi bırakmak hata olur

* Panik atağım tutar korkusuyla seksi ya da sporu bırakmak doğru mudur? Panik atak yaşayan birçok kişi, zamanla sporu ve seksi bırakır. Her iki aktivitede de fazla enerjiye gereksinim vardır. Bunun için kalp daha çok çalışmaya başlar. Panik atakta ise kalp durup dururken fazla atmaya başlar. Kişi kalbinin yerinden çıkacağını hisseder. Bazen göğüste ağrı veya baskı oluşur. En büyük kaygı, kalp krizi geçirip ölme korkusudur. Kişinin bir yakını kalp kriziyle ölmüşse, korkusu daha fazladır.

ÇARPINTI ÇOK NORMAL

Panik ataklılar kalbi hızlandıracak her eylemden kaçmaya başlar. Oysa seks ve sporda kalbin daha fazla atması fizyolojik ve olması gereken bir durumdur. Kalp fazla çalışıp, kan pompalamazsa sorun ortaya çıkar. Hücrelerin enerjiye olan ihtiyacı kanla sağlanmaktadır. Burada fizyolojik bir durumun çarpıtılarak algılanması söz konusudur. Herhangi bir nedenle çarpıntı ortaya çıktığında, panik atak belirtisi olarak değerlendirilmektedir. Tedavi olunmadığında seks ve spor terk edilebilir. Oysa seks ve spor esnasında salgılanan hormonlar vücudu gevşetip rahatlatır. Doğal endorfinler salınınca, mutluluk ortaya çıkar. Panik ataklılar gergin ve kaygılıdır. Seks ve spor bu gerginliği gidererek, kaygıyı azaltır. Dolayısıyla seks ve sporu kesinlikle bırakmamak gerekir. Bunlara bağlı çarpıntının çok normal olduğu akıldan çıkartılmamalıdır. Panik ataklıların yasak ilişkilerini derhal bırakmaları ve tek eşliliğe dönmeleri onlar için en doğru tercih olacaktır.

Doktora gitmeden 6 hafta bekleyin

*Panik atak kendiliğinden geçer mi yoksa tedavi görmek şart mı? Hafif ataklar, kişi doğru bilgilendirildiğinde kendiliğinden geçebiliyor. Bunun için en az 6 hafta beklenmeli. Hala geçmeyen belirtiler varsa önce iç hastalıkları uzmanlarına gidilmeli. Sonrasında ise psikiyatrik yardım almalı. Her ne kadar hastalıkla ilgili kişilerin kendi kendilerini hasta ettikleri kanısı yaygın olsa da, panik atak hastaları kendi kendilerinin doktoru olamazlar. Ancak kendi kendilerine yardım edebilirler. Bu hastaların psikolojik destek almaları da şarttır. Bu dönem en az 6 ay sürer. Bundan önce tedavinin kesilmesi hastalığın yüzde 50 ihtimalle tekrarına yol açar. Ayrıca, hasta en az 2 yıl koruma programında tutulmalıdır. Psikoterapilerde de, stres yönetimi konusunda kişilere yardımcı oluyoruz.

Kaynak: http://www.aktifhaber.com/


Ocak 14, 2008, 02:03:46 öö
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Çapkın erkek panik atak oluyor! :) Bu çok hoş işte :) Bayanlar eşiniz yada erkek arkadaşınıza sık sık panik atak var mı sende diye sorun :) :D ;D


Ocak 14, 2008, 10:44:44 öö
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Çapkın erkek panik atak oluyor! :) Bu çok hoş işte :) Bayanlar eşiniz yada erkek arkadaşınıza sık sık panik atak var mı sende diye sorun :) :D ;D
Panik atak bende var ::) ::) ::)


Ocak 14, 2008, 04:49:25 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Çapkın erkek panik atak oluyor! :) Bu çok hoş işte :) Bayanlar eşiniz yada erkek arkadaşınıza sık sık panik atak var mı sende diye sorun :) :D ;D
Panik atak bende var ::) ::) ::)
Tehlikeli bir durum bu ozaman ;D


Ocak 14, 2008, 05:26:48 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

canım sende panik atak varmı?
hayır canım korkma senden başkası yok :D :D :D


Ocak 14, 2008, 05:30:10 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

canım sende panik atak varmı?
hayır canım korkma senden başkası yok :D :D :D
Güldüğüne göre tek başıma değilim ;D


Ocak 14, 2008, 05:31:07 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

:D kesinlikle sevgili shemuel :D


Ocak 14, 2008, 05:31:43 ös
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Çapkın erkek panik atak oluyor! :) Bu çok hoş işte :) Bayanlar eşiniz yada erkek arkadaşınıza sık sık panik atak var mı sende diye sorun :) :D ;D
Panik atak bende var ::) ::) ::)
Tehlikeli bir durum bu ozaman ;D
Peki bu durum karşısında ne yapmak gerekiyor