Masonlar.org - Harici Forumu

 

Son İletiler

Sayfa: 1 2 3 4 5 [6] 7 8 9 10
51
Guncel Konular / BİR BU EKSİKTİ ... HAKİKATEN BUNLAR NE İÇİYOR ?
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Kasım 23, 2023, 09:46:55 ös »
Videoyu Oynat

https://v.odatv4.com/storage/files/videos/2023/11/23/ismailagadan-tehlikeli-cagri-hamasin-yaptigini-turkiyede-yapalim-621c.mp4


İsmailağa'dan tehlikeli çağrı: Hamas'ın yaptığını Türkiye'de yapalım
İsmailağa cemaatinin ölen lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu, Hamas'ın yaptığının benzerini Türkiye'de de yapma çağrısında bulundu.
23 Kasım 2023 16:54
Son Güncelleme: 23 Kasım 2023 16:54
Videoyu Oynat
İsmailağa cemaatinin ölen lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu bir sohbette skandal ifadeler kullandı.

Ustaosmanoğlu, Hamas’ın İsrail’de yaptığının aynısını Türkiye’de yapma çağrısında bulundu.

Ustaosmanoğlu, “Hamas’ın Filistin’de yaptığını biz Türkiye’de yapmak zorundayız. Biz şu an itibarıyla eğer vakti zamanı iyi değerlendirebilirsek Türkiye’de bir devrimin olmaması için hiçbir sebep yok” ifadelerini kullandı.

SAADETTİN USTAOSMANOĞLU KİMDİR


Nakşibendi tarikatının Halidiye kolunun İsmailağa Şeyhi Mahmud Ustaosmanoğlu'nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu 1959 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. İlk ve ortaokul sonrası medrese eğitimi gördü. Muhtelif yayıncılık faaliyetleri içinde bulundu.

Furkan dergisinin Genel Yayın Yönetmenliği görevini yaptı. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Operasyon Daire Başkanlığı'nın terör örgütü ilan ettiği İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi (İBDA-C) davasından 1999-2005 yılları arası Metris, Kartal ve Bolu F Tipi cezaevlerinde yattı. Şu an Yeni Furkan dergisinin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yürütmektedir.


CÜBBELİ AHMET'İ KASETLE TEHDİT ETMİŞTİ

Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu, Kökler Derneği isimli Youtube kanalında “Erkeksen şeyhliğini açıkla, açıkla da videolarını patlatalım” sözleriyle Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’yü tehdit etti.

Ustaosmanoğlu, yayında “Cübbeli Ahmet Mahmut'un ülkeler arası maceraları. Filmin kendisini daha piyasaya sürmedik. Bunlar daha fragman' sözleriyle Cübbeli Ahmet'in Endonezya’dan kadın misafirlerinin geldiği iddia etti.

Odatv.com




Bu tipe cevap yazmaya bile gerek duymuyorum. Binlerce FİLİSTİNLİ ÖLMÜŞ utanmadan zaferden bahsediyor ... >:( >:( >:( >

Hakikaten bunlar ne içiyor merak ediyorum ... Ah ATAM kalk ta gör memleketin halini ...

Saygılar 
52
Guncel Konular / Sabahattin Ali’yi kim öldürdü?
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Kasım 18, 2023, 11:02:48 ös »
Sabahattin Ali’yi kim öldürdü?
 
18 Kasım 2023 Cumartesi
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/eren-aysan/sabahattin-aliyi-kim-oldurdu-2142245?utm_medium=KoseYazarlari&utm_source=YazarDetay


Önceki gün kanıksanmış, sıradan bir haber gibi önümüze düştü: “Hrant Dink’in katili Ogün Samast serbest bırakıldı! 16 yıl 10 ay sonra tahliye edildi!” Aslında Samast, üç yıl önce, gardiyanları tehdit etmeseydi özgürdü. Dün Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, isyanını rüzgârını yelkenine doldurmuş bir gemi gibi sözlerine yükledi: “Hrant’ın cinayeti davasında adaletin yerini bulması, şu ya da bu kişinin üç beş yıl fazla ya da az ceza alması değildi. Daha ilk günden beri karanlığın sorgulanması gerektiğini söyledik. Bu davada adaletin yerini bulması ülkenin demokratikleşmesi için olmazsa olmazdır, dedik. Şimdi kalkıp ‘Bu karar memleketimize hayırlı uğurlu olsun’ mu diyelim?” Yargılanan ve bir müddet sonra salıverilen her zamanki gibi bir tetikçi oldu. Ardında dağ gibi duran hakikat, gövdesinden bir parça koparılmasına izin vermedi.

*

Ülkemizde siyasi cinayetlerin ilk halkası olarak kabul edilen Sabahattin Ali, roman ve öykü yazarı, şair ve çevirmendi. Hayat hikâyesi ülkemizde hemen her aydının komünist olarak yaftalanmasıyla eşti. Cezaevi doğal olarak meskeniydi. Dışarıda kaldığı dönemde de arı gibi çalışmış, atılana kadar konservatuvarda Carl Ebert’le omuz omuza geleceğin oyuncularını yetiştirmiş; sonrasında da Aziz Nesin’le Marko Paşa gibi çok satan bir mizah dergisinin yönetiminde yer almıştı. Ancak çember daralmış, yazdığı hemen her şey, 1937’de kaleme aldığı Kuyucaklı Yusuf romanı bile toplatılmıştı. Kaçmaktan başka şansı kalmamıştı. Nitekim dönemin basınının güçlü imzalarından Sabiha Sertel, anılarını derlediği “Roman Gibi” kitabında, Ali’nin kaçma arzusunun eş dost arasında çokça yayıldığından söz eder. Ne olursa olsun Sabahattin Ali, Bulgaristan sınırında öldürülür ve cinayet üstündeki karanlık perde hiçbir zaman aralanamaz. Cinayeti üstlenen Ertekin ise usulen dört yıl hapis cezasına çarptırılır; aynı yıl çıkan af yasasıyla serbest kalır. Böylece zaten memleket için “zararlı” bir “komünist”in öldürülmesi bir parça mazur gösterilir!



*

Bakmayın şimdi Sabahattin Ali’nin yeniden popüler olmasına? Türey Köse, “Edebiyat Parçalayan Nutuklar” kitabında Sabahattin Ali’yle ilgili bölümde tutanaklar dehlizinden Meclis görüşmelerini çıkarır. Ali, öldürüldükten iki yıl sonra Demokrat Partili Şevket Mocan, onun için “Geberdi” sözcüğünü kullanıverir. 1978 yılında CHP vekili Mustafa Gazalcı, savcı Doğan Öz’ün öldürülmesinin ardından Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada Öz’ün büyük sanatçı Sabahattin Ali dosyasını yeniden açma amacında olduğuna değinir. Ancak “büyük sanatçı” nitelemesine bu defa Adalet Partili vekiller isyan eder; Gazalcı’nın komünizm propagandası yaptığını söylerler, yetmeyince de “Sabahattin Ali *” diye seslenirler. Yazara yapılan küfürler havada uçuşur. Çünkü iki kutuplu dünyadaki, insanları çetele altına alma devam etmektedir.

*

Geçtiğimiz günlerde araştırmacı gazeteciliğin kıymetli isimlerinden, daha önce “Mühür” ve “Kiraz Ağacı” romanlarıyla okurla buluşmuş Gökçer Tahincioğlu, bu defa “Sabahattin Ali’yi Ben Öldürdüm”le kitapçı raflarında yerini aldı. Tahincioğlu, son derece özgün bir yazının peşine düşmüş. Javier Cercas’ın, “Hakikat öldürür, kurmaca kurtarır” sözünden hareketle romanını oluştururken aynı zamanda gerçeği romanla aramak yoluna girmiş. Öyle ki roman bugünle geçmiş arasında bir köprü görevi üstleniyor. Bir cinayetin peşinde ölümü ve hayatı sorgulamanın eşiğinde bir araştırmacı kendi yaşamının da gizini arıyor. Aşkla ve ayrılıkla harmanlanan bir boşlukta salınıyor. Belki de bu duygu hali Sabahattin Ali’ye daha fazla sarılmasına yol açıyor. Öyle ki Ali’nin kahramanlarıyla da sürekli bir alışveriş halinde. Karşısına Ali’nin Çaydanlık öyküsündeki Satılmış, Duvar öyküsündeki Kafir Arap, Hanende Melek öyküsündeki Melek, Selam öyküsündeki Peşkir Yusuf, Kürk Mantolu Madonna romanında Maria Puder ve kızı, İçimizdeki Şeytan romanındaki Macide, Bedri ve Ömer çıkıyor.

*

Tahincioğlu aslında sıradan bir edebiyat okurunun bile az biraz bildiği bir öldürümün peşine yıllar sonra düşen bir araştırmacının hikayesini aktarıyor. Sabahattin Ali cinayeti özelinden yepyeni bilgileri de geniş bir izlekte okura sunuyor. Romanın içinde belgelere rastlıyoruz. Nitekim Tahincioğlu, BirGün gazetesinde Esat Aydın’la yaptığı söyleşide, “Bu romanı ayıran taraf galiba kurgu bir karakterin gerçek belgeler bulup, bir de yazı dizisi hazırlaması. (...) Burada biraz sınırları zorlamak söz konusu” diyor. Şu bir gerçek ki sis bulutu bu kitapla, elimizdeki verilerle bir parça aydınlansa da Sabahattin Ali cinayetini bütünüyle çözmek mümkün görünmüyor.

*

Romandaki araştırmacı da bu noktada önce aileye gidiyor. Filiz Ali’den aldığı, “Aile olarak bildiğimiz yeni bir şey yok” yanıtı onu burksa da işin peşini bırakmıyor. Ve ulaştığı yeni verilerle aslında bugüne kadar Sabahattin Ali’yi Ali Ertekin öldürdü, yargısını dinamitliyor. Romandaki yeni belgelerden Ali’nin öldürülmeden önce adım adım izlendiği çok net görüyoruz. Dolayısıyla onun Bulgaristan sınırına kadar takip edildiği mutlak.



*

Gökçer Tahincioğlu, ülkemizde toplumcu romanın ana eksenin dışına itildiği bir dönemde, ısrarla edebiyatını toplumcu bir bakış açısıyla kurguluyor. Ve satır satır merakla örülen sağlam bir kurmacayla karşımıza çıkıyor. Ve romanda da görüyoruz ki ister Ali ister Hrant ister Mumcu ister Kışlalı olsun sadece tetikçilerin adları değişiyor. Hakikat karanlık bir yolda toprak altındaki cevher gibi ışıltısını saklıyor.



ALINTI
CUMHURİYET GAZETESİ
YAZAR : Eren Aysan



Sormak istiyorum SOLCU OLMAK suç mu? Nedir biz komünistlerin bu ülkede uğradığı zulüm ...
Son sözüm başlıktaki söze atıfta bulunmak istiyorum . AYRIM YAPMADAN HEPİMİZ.
Yıllarca BERDAN TEKSTİLDE  çalış;  10 sene 3 ay 26 gün sonra sıkılmış limon misali kapının önüne kon . Bir Sol görüşlü okul arkadaşımın dediği sözü unutmuyorum. Şöyle demişti  İşçi, amele ,kısaca alt tabakadan olup da Üst tabakaya hizmet eden SAĞ PARTİLERE OY VEREN insanların Aklından şüphe ederim demişti. İşte dostlar ben 40 yaşından sonra uyananlarındanım . Suç bende okumadım bu ülkenin gerçeklerinin neye hizmet ettiğini bilemedim. Burada SABAATİN ALİ' ye ve onun fikirlerini benimseyen İnsanlara SELAM OLSUN. Kuyucaklı Yusuf' u bir kere daha okuyun. O ilçenin Kaymakamının nasıl bir zihniyette olduğunu Bölük komutanın nasıl kötülüğe bulaştığını görürsünüz ...
 
Saygılar
53
Sevgili Kurt,
yeni mezun bir mühendis olarak öncelikli kaygının iş bulmak değil de deneyim kazanmak olmasını temenni ediyorum. İş bulma kaygısı içerisinde olduğunu varsayarak eğer eğitim sürecin boyunca yeterince deneyim kazandığını düşmünüyorsan kpss gibi sınavlara hazırlık yapıp devlet çalışanı olmanı tavsiye ederim. İnşaat sektöründe özel sektörde yer edinmek istiyorsan iyi seviyede deneyim veya sosyal çevre edinmen gerekiyor. Hedefin hakkında emin olduğun zaman bana ulaşırsan sana bu konuda deneyimlerimi seve seve aktarabilirim. (-Özel sektörde bir miktar deneyime sahip firma sahibi inşaat mühendisi.)
54
Felsefe / Ynt: YORUMSUZ- FELSEFİ AÇIDAN BU DURUMA NE DENİR ?
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Kasım 04, 2023, 10:10:33 öö »
Sayın Selim bey, ilginize teşekkür ederim. Yazdığınız açıklama benim açımdan yeterli oldu .Tekrar teşekkürler ...

Saygılar
55
Matematik - Riyaziye / Ynt: Bildiklerinizi unutun... Konu: Pisagor ...
« Son Gönderilen: Gönderen: Selim Kasım 03, 2023, 11:09:45 ös »
Yazının sonunda "Pisagor teoremini dedemin dedesinin dedesi bulmuştu. Fakat dedem, dönemin yöneticileri tarafından halkı aydınlatarak isyana teşvik suçundan idam edileceği korkusuyla Pisagor'a atfetmiş" demesi gerekirdi. 
56
Felsefe / Ynt: YORUMSUZ- FELSEFİ AÇIDAN BU DURUMA NE DENİR ?
« Son Gönderilen: Gönderen: Selim Kasım 03, 2023, 10:06:57 ös »
Sayın NOSAM33,

Aslında sorunuzun yanıtı yazımda var. Fakat sizin belirttiğiniz gibi detaylandırarak yanıtlamak daha faydalı olacak. Fotoğrafı çeken eğer fotoğrafı çektikten sonra çocuğu alıp yardım yerine götürmeyi amaçlasa belki taşırken ölecek belki de yardım yerinde ölecekti veya yaşayacaktı. Zor durumdakinin fotoğrafını çekip ödül almayı hedeflerken kendisine herhangi bir olumsuzluk yaratmak bir yana aldığı ödülü taçlandıracağı bir davranış sergileyebilirdi. Bu durum kendisinin eleştirilmesini önleyeceği gibi kendi vicdan muhasebesi sonucu ölümü kendisi de yaşamayacaktı. Bununla beraber aldığı ödül gerçek bir anlam ve değer içerecekti.

Yanıtı uzun bir aradan sonra yazabildiğim için kusura bakmayın.
57
Guncel Konular / Ynt: Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yıldönümü Kutlu Olsun
« Son Gönderilen: Gönderen: Tık-Tik-Tak Ekim 30, 2023, 04:02:00 ös »
...
58
Guncel Konular / Ynt: Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yıldönümü Kutlu Olsun
« Son Gönderilen: Gönderen: midyad Ekim 28, 2023, 11:14:27 öö »
Cumhuriyetimizin 100. yilinin gecmisi anma, sorgulama ve gelecege dair hedefleri birlikte paylasma firsatina donusmesini temenni ederim, bu vesile ile sayin V. Coskun’ nun “Cumhuriyet anayasalarinda vatandaslik” baslikli makalesinin linkini paylasiyorum.     

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/213981
59
Guncel Konular / Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yıldönümü Kutlu Olsun
« Son Gönderilen: Gönderen: ANARCHOSA Ekim 27, 2023, 12:17:43 ös »
Cumhuriyeti, Hilafet ve Saltanata 100 yıllık ara olarak görenlerin yok saydığı, gölgede bırakmak istediği bir dönemdeyiz. Oysaki reaya yerine vatandaş olmayı, eşit şart ve imkanlarla rüya bile edilemeyecek makamlara Anadolu'nun bir köyünden çoban çocuklarımızın yükselebildiği bir Devrimdir Cumhuriyet. Bugün Atatürk'ü anlamayanların "sarı saç mavi göz"e indirgediği, karşıtların ise cehalet ve kara propaganda ile karşı devrime giriştiği bir dönemden geçiyoruz. Atatürk Cumhuriyeti, Laik Demokratik Sosyal bir Hukuk devletidir. Bu şartlardan biri ortadan kalkarsa Cumhuriyet sadece isimde kalır. İran "İslam" Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi isminde Cumhuriyet olması anlamsız kalabilir... Atatürk'ü iyi anlamalıyız. "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." diyen Atamızı dinleyelim. Kendisini ilahlaştırmak yerine fikirlerinin taşıyıcısı olalım. "Fikri hür, vicdanı hür" nesiller olarak, Cumhuriyeti kuran nesillere hürmetle yükseltecek nesiller biz olalım. Yüzüncü Yılımızı kutlarken önümüzdeki yüzyıllara bu topraklardaki kadim kültürü, içiçe geçmiş kardeşlik bağlarıyla örülü "Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk denir."  Anayasa maddesindeki Türk isminde erimiş halkların müreffeh geleceğini inşa edelim... Farklılıklarımıza değil benzerliklerimize odaklanalım, alt kimliklerimize değil liyakatimiz ve ülkemize verdiğimiz katkıya bakalım. Ülkesini en çok seven en çok bayrak asan en çok marş söyleyen değildir. "Ülkesini en çok seven işini en iyi yapandır." Yeni yüzyıllarında daha güçlü bir şekilde muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için ülkemizi en çok biz çalışalım.

Bu duygularla din, dil, ırk, dünya görüşü farkı olmaksızın VATANDAŞLIK bağıyla kardeşim gördüğüm tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının,hepimizin Cumhuriyetinin 100. Yılını Kutlarım...
60
Saglik / Ynt: Küba aşısı kanseri bitiriyor mu?
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Ekim 23, 2023, 11:40:40 ös »
Biontech'in kanser aşısı ile ilgili önemli gelişme: Tümörleri en az yüzde 30 küçülttü
Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin kurucusu olduğu biyoteknoloji firması Biontech’in geliştirdiği kanser aşısı CARVac'ın, deneklerin yüzde 59'unda tümörleri en az yüzde 30 oranında küçülttüğü aktarıldı.
  https://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2023/10/23/2133301/kapak_201342.jpg
Biontech'in kanser aşısı ile ilgili önemli gelişme: Tümörleri en az yüzde 30 küçülttü

https://www.cumhuriyet.com.tr/Archive/2023/10/23/201234907-rontgen-akciger-kanser-pixabay.jpg
İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği (ESMO) Kongresi’nde biyoteknoloji firması Biontech’in kurucuları Uğur Şahin ve Özlem Türeci, 15 yıldır üzerinde çalıştıkları kanser aşısının ilk sonuçlarının umut verici olduğunu açıkladı. Biontech’in geliştirdiği kanser aşısı CARVac’tan elden edilen ilk sonuçlarda tümörlerin büyümesini durdurabildiği ve hatta küçültebildiği açıklandı.



Aşının 44 hastaya dört doz halinde uygulandığı ve deneklerin yüzde 59'unda tümörleri en az yüzde 30 oranında küçüldüğü ifade edildi. Deneklerin yüzde 95’inde ise kanserin aşının ardından stabil hale geldiği ve büyümesinin durduğu belirtildi.





Aşı uygulaması sırasında deneklerden 23'ünde inflamasyon reaksiyonlarda doza bağlı bir artış gözlendiği aktarılarak, deneklerde tansiyon düşüklüğü ve ateş yükselmesi gibi yan etkiler görüldüğü belirtildi.

Biontech, 2030 yılına kadar yaklaşık 10 bin kanser hastasını tedavi etmeyi hedefliyor.


 ;D ;D ;D ;D ;D ;D
                            ::) ::) ::)



ALINTI : CUMHURİYET GAZETESİ

Sayfa: 1 2 3 4 5 [6] 7 8 9 10