Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Üçüncü Dünya Savaşı, Türkiye’den çıkabilir…  (Okunma sayısı 12197 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 08, 2007, 01:05:06 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

* Ahmet Altan   08/05/2007                                                                                     [email protected]



Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor.

Bu ülke korkulduğu gibi ırka ya da dine dayalı bir bölünme yaşamadı.

Daha korkunç ve daha temel bir bölünmeyle sakatlandı.

Cumhuriyet boyunca süren “kültürel bölünme” artık iyice keskinleşti.

Şimdi bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısının önünde çıkaran, kadınlarının başını örttüğü, erkeklerinin sokağa pijamayla da çıkabildiği, erkek çocuklarının kahveye gittiği, kızlarının tam bir baskı altında yaşadığı, türküyle arabesk arası bir müzikten hoşlanan, belki de hiç kitap okumamış, hiç dansetmemiş, hiç karı koca birlikte lokantaya gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, evlerinde floresan lamba yakan, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli kalabalık bir kitle var.

Diğer yanda ise kız lisesiyle Robert Kolej yelpazesinde eğitim görmüş, bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dansetmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okumuş, müzik zevki pop şarkılarla klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızların flörtüne izin verilmese bile göz yumulan, Allah’a inanan ama ibadete pek aldırmayan, kadınlarının başını örtmediği, şarabın kalitesinden pek anlamasa da kadın erkek bir arada gidilen bir gezmede içki de içmiş, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş hisseden, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da okumuş yazmış, Batı standartlarına yakın bir grup var.

Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk.

Onları, Batı’daki sınıflar arasında ortak bir zevk yaratan kilise müziği, dini resimler, İncil’in sinemalara bile yansımış hikayeleri gibi birleştirecek kültürel bir zemin yok.

Hayatları, zevkleri, inanışları birbirinden farklı.

Hatta birbirine düşmanca.

Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmış, aşağılanmış, itilip kakılmış.

Şimdi bu grup siyasal olarak örgütlendi. Kalabalıklar. Ve her seçimi kazanacak siyasi bir güçleri var artık.

İkinci grup ise azınlıkta. Ve artık bir daha seçim kazanma ihtimalleri yok.

Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya çıkıyor.

Daha Batılı olan “ikinci grup”, Batı’nın siyasi değerlerini kabul ederse bir daha asla iktidarı ele geçiremeyeceğini bildiği için Batı’ya ve Batı’nın demokratik değerlerine düşman oluyor.

Yaşam tarzı olarak Batı’ya düşman olan kesim ise iktidarı ancak Batı’nın kriterlerini kabul ederek ele geçirebileceğini bildiği için Batı’yla ilişkileri geliştirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor.

Bu kültürel parçalanmada “ordu” önemli bir role sahip.

Eğer, birinci grubu desteklerse ve Batı’nın demokrasisi burada kabul görürse, ordu da iktidarını kaybedecek.

Aslında birinci grubun çocuklarından oluşan ordu, kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendisine benzemeyen ikinci grupla işbirliği yapıyor. Bir anlamda kendi köklerine ihanet ediyor.

Bu iki grup siyasi iktidar için son kez çarpışmak üzere hareketlenmiş gözüküyorlar.

Birinci grup ekonomik olarak da güçlü artık, Anadolu’da üretim yapıyor, “devletle” arası iyi olmadığı için malını dış dünyaya satıyor. Para kazanıyor. Siyasi örgütünü destekliyor.

İkinci grup parasal güç olarak da kuvvetli değil.

Dış dünyayla iş yapan, dışardan borçlanan büyük burjuvazi, Türkiye’nin ancak demokrasiyle normalleşebileceğine inanan entelektüel kesim, devletin yapısının değişmesi ve dünyayla bütünleşmesi gerektiğini düşünen bir grup bürokrat, birinci grubun destekçileri.

Yargı, ordu, bürokrasinin önemli bir kısmı ikinci grubun arkasında.

İkinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidarı elinde tutmasının mümkün olmadığını kavradığından şimdi siyaset ve demokrasi dışında bir çözümün peşinde.

Cumhurbaşkanı seçimi kavganın keskinliğini ve iki tarafın niyetlerini açıkça ortaya koydu.

Ordu destekli ikinci grup artık seçim de istemiyor.

Ve darbe söylentileri gittikçe artıyor.

Cuntalardan söz ediliyor.

Peki, darbe olursa ne olur?

Yaşam tarzı Batı’ya daha yakın olan grup orduyla birlikte iktidara gelir ve Batı’nın desteğini kaybeder.

Avrupa buna kesinlikle karşı çıkar.

Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Ortadoğu politikalarını desteklemesi karşılığında darbeyi kabullenebilir aslında. Ama Amerika’nın önünde de ciddi bir engel var. “Demokrasi getireceğim” diye Irak’ı işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi kamuoyuna Türkiye’deki “darbeyi” niye desteklediğini açıklayamaz. Ve Irak faciasından sonra ikinci bir “zorlamayı” gerçekleştirecek gücü yok. İstese de istemese de darbeye karşı çıkacak.

Silahını ve parasını Batı’dan alan bir ordu ve ülke, Batı’dan koptuğunda ne yapacak?

Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun cevabını buldular.

Türkiye’de darbe olursa, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş yeni bir oluşumla karşılaşacak dünya.

Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve İran’la ortaklık kurmak isteyecek.

Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak.

Rusya’yla İran’ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç, Türkiye’yi bir süreliğine de olsa ayakta tutmaya yeter.

Ama Rusya, Türkiye, İran bloku dünyanın bütün dengelerini değiştirir.

Ortadoğu’nun kontrolünü tümüyle ele geçirir.

Avrupa’yı küçük kıtasına hapseder.

Kafkaslar’ı, Afganistan’ı, Pakistan’ı kendi gücüne katar.

Müslüman dünyayla yakın bir ilişki kurar.

Petrol kaynaklarına egemen olur.

Çin’le işbirliği yapabilir.

Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya’dan oluşan “Batı”nın dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır.

Yeni blok asker, enerji ve para açısından çok güçlenir.

Böylece, Türkiye’deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar.

Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar.

“Asla böyle bir şey olmaz” diyebilirsiniz… Niye olmayacağına dair elinizde çok kuvvetli veriler varsa, söyleyin.

Ama, ya olursa… Ki bana çok mümkün geliyor.

O zaman ne yapacaksınız?

Bugün Türkiye’de kamplaşan ve bölünen insanların da…

Türkiye’yi Avrupa dışına itmeye çalışan, eski bir imparatorluk olmanın bir yanıyla çok görkemli, bir yanıyla çok zayıf mirasına sahip olan bir ülkeye küstahça davranan, işbirliği yerine “başöğretmenlik” yapmaya kalkan Avrupa’nın da…

Türkiye politikasında “ikili” oynayıp, kurnazlık ettiğini sanan Amerika’nın da…

Bu senaryoyu bir düşünmesini isterim doğrusu.

Türkiye’de yaklaştığı görülen kanlı bir çatışmanın bütün dünyayı yakması sandığınız kadar uzak bir ihtimal değil.

Hiç unutmayın ki ilk dünya savaşı tek bir tabancanın patlamasıyla başlamıştı.
[/b]
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Mayıs 08, 2007, 01:07:12 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

güzel ve ilginç tesbitler yapmış,yazılarını beğenerek takip ettiğim sn.Altan,paylaşmak istedim.
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Mayıs 08, 2007, 01:18:39 ös
Yanıtla #2

yazıda begenmedıgım ıkı tane cumle var:
1. Hiç unutmayın ki ilk dünya savaşı tek bir tabancanın patlamasıyla başlamıştı.[/b]
bu cumleyı begenmedım cunku savası baslatan bu degıl.zaten savas olcaktı.savası baslatan sanayı ınkılabı ve fransız ıhtılalaı ıle somurgecelık.
2. Aslında birinci grubun çocuklarından oluşan ordu, kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendisine benzemeyen ikinci grupla işbirliği yapıyor. Bir anlamda kendi köklerine ihanet ediyor.
bu ordu ıcın cok agır bır ıtham.

ama yazıda gercekten sızınde dedıgınız gıbı ılgınc tesbıtlet var.bu ıkı cumle dısında yazıyı begendım.paylasımınız ıcın tesekkurler.

saygılarımla!..


Mayıs 08, 2007, 01:24:40 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

"Kendi köklerine ihanet ediyor" cümlesi dediğiniz gibi biraz ağır olmuş.

ancak yazar bana göre birinci cümle de şunu anlatmak istiyor:Elbette tek bir tabanca patlamasından bu savaş çıkmamıştır,belirttiğiniz üzere sanayi inkilâbı,fransızların ihtilâli vb. sebepler savaşa zemin hazırlamışlar ve tek bir tabancanın patlaması fitili ateşlemiştir.Bugün içinde bazı şeylerin zemini hazırladığına dikkat çekiyor yazar  ve sudan bir sebep savaş patlağı verebilir diyor,kanımca..
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Mayıs 08, 2007, 01:25:22 ös
Yanıtla #4

Kıvılcımın Türkiye 'den gelmesini beklemek pek gerçekçi değil sn Altan hiç düşünmemiş Rusya 'nın Çin 'in Hindistan 'nı ve hatta İran 'ında Türkiye ile ortak özellikler taşıdığını! Bu özellikler kendisininde baştan savma ele aldığı kültürel ayrımın keskinliği evet bu ayrılma var ancak bu her zaman hissedilmiş yeni birşey değil. Bu işler artık canımı sıkıyor , birileri çıkıp olan birşeyi süslüyor sonrada ben gördüm ben buldum yakıştırmalarını yapıştırıyor. Elinde gazetesi , çayı sabah kahvaltısı sohbetlerinde her aklına geleni Yeni bir Dünya Savaşı çıkacak ekseninde düşünmek Nostradamus 'a özenmenin etkisi olabilir. Amerika 'nın Irak 'a gireceği ve başına gelecekler televizyonlardan en az 6 ay öncesinde tartışmaya açılmıştı şimdi bende söylüyorum Ben Amerika 'nın Irak 'a gireceğini ve sonuçlarını daha 6 ay önceden biliyordum :)

Sözüm size değil Hiario :) Paylaşımınız için teşekkürler.


Mayıs 08, 2007, 03:19:22 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

İlginç ama bir o kadar da yanlış tesbitler yapmış Ahmet Altan.

Öncelikle Sn. McCann'a katılıyorum. Bencede orduya köklerine ihanet etmek demek bilinçli yapılmış bir eylem. Ahmet Altan'ı şahsen pek sevmem. Ben sadece Emin Çölaşan'ı okurum. :) Ayrıca ordunun içinde bahsettiği 1. gruptan insanlar bulunmaz(eğer haminnelerini kastediyorsa yani 100 sene önceki ailevi hallerini o zaman olabilir) daha doğrusu her türden farklı kültürden kişiler vardır.

Sn. Fraternis'in de dediği gibi Rusya'da, Çin'de, Hindistan'da, İran'da hatta Japonya'da dahil Türkiye ile ortak özellik taşımaktadır. Sn. Altan acaba hiç düşünmemişmi? AB(D) acaba bu birleşime karşı koyabilir mi? Zira böyle birşey olsa Almanya'da Amerika'Nın yanında yer almaz. Peki Amerika savaş istermi? Tabiki en önce onlar karşı çıkar.
İran'a müdahaleleride çok zor. Kısacası birilerinin dengeleri ama kısa ama uzun vadede altüst olacak. Onlarda buna göre planlı ilerleyecek. Ama Ahmet Altan biraz Nostradamus'a özenmiş. :)


Sn Hiario benimde sözüm size değil.  :) Paylaşımınız için teşekkürler. ;)


Haziran 19, 2007, 03:54:55 öö
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

sanırım ülkemizden bir kıvılcımla bu tarz bir savaşın başlamasını beklemek yanlış olur arkadaşlarım.Toplumsal uçurçmlar her ülkenin derdi.ki sadece bu değil bundan daha fazla etkilerde birçok ülkede bizim ülkemizden daha fazla sorun.
birkaç yıl önce forumda başka bir yerdede belirttiğim "geleceğin tarihi "isimli bir kitap okumuştum orada da amerika birleşik devletlerinin büyük bir çöküntüyle karşı karşıya olduğu anlatılıyordu ki sebep olarak amerikanın diken üstünde olan ekonomisi  1 dk da neredeyse yüze yakın tecaüvün ve cinayetin işlenmesi az da olsa hala devam eden siyah-beyaz kavgası v.b nedenler gösteriliyordu.
yani bir ülkenin toplumsal uçurmlar birçok etkiyi ortaya  çıkartır fakat dünya savaşına neden olabilecek çapta bir çöküntü olacağını sanmıyorum..
ama kendi düşünceme göre amerikanın afganistanla başlayan ortadoğu planlarınıı sonu yeni bir dünya savaşına yol açıçaktır.
hatırlarsanız amerika iranı ve suriyeyi tam anlamıyla tehdit ettikten sonra iran ve suriye tarafından ortak cephe sesleri yükselmeye başladı ki ırak bataklığına tam anlamıyla saplanan amerika bu ortak cepheye karşıda yanlız kalmayacak bu sefer askerleri girdiktensonra başka müttefiklerini çağırmak müttefik askerleriyle oluşan bir askeri anlayşıyla hareket edecektir.elbetteki buda kutuplaşma adına kıvılcım başlatacaktır.rusyayla iranın yaptığı alışverişin vede iranla suireyenin ortak hareketinden etkilenecek bir rusyanın da savaşa en küçük raddede bile olsa etkisiyle tam anlamıyla bir dünya savaşı başlayacaktır.
peki o zaman sizce türkiye ne yapar??ya içerdeki ve dışardaki diplomatik baskıyla amerikannın yandamı yoksa sınır komşusu olan iran ve suriyenin yanında mı yer alır?elbetteki bu arada amerikaya oyuncak olmuş ıraklada sınır komşusu olduğumuzu unutmamakta fayda var...............ya bazen diyorum ki ben paranoyakmıyım??yoksa ileri görüşlümüyüm :D ama galiba paranoyakım :D


Haziran 19, 2007, 04:06:54 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

bu arada benim bu kültürel farklılık ve toplumsal ayırım adına görüşüm şudur.yeni kurulan türkiyenin önderi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gerçekten ğlkemiz adına harika bir yol çizmişti.avrupa ve dünyanın gelişmiş ülkelerinden gerek sanayi gerek toplumsal yaşam adına bir çok şablon almış ve bunları geliştirerek sosyal hayatımıza göre üzerinde çalışarak ülkemizin önüne ulaşılması gereken bir hedef olarak sunmuştu.
Fakat vefatı üzerine elbetteki sapmalar oldu bu yoldan dünya ülkelerinden üretim şablonları alan ülkemiz yavaş yavaş bu gelişim hızından koparak sadece o ülkelerin tüketim şablonlarına yöneldi.tüketim adına o ülkelerde ne varsa ülkemizde yapılmaya çalışıldı.
işte bu o zaman kültürel bir farklılığa yol açtı.azaltılan üretim hedefleri ülkenin sanayisini tarımını etkiledi yani gelecek 50 yıl adına yapılan planlardan kopuldu.az da olsa kalkınma döneminde bu hedeflere doğru yol almış olan aynı zamanda da tüketimi örnek alan kesim daha elit olmaya veya orta halli yaşam sürebilen azda olsa sinemaya giden çok derin olmasada az çok okyuan o gruba yön verdi.
kopulan üretim hedeflerine maruz kalan buna bağlı olarakta sadece elindeki hayvanı ve toprağıyla sıkıntı çeken kesim bu sıkıntının etkisiyle üretim adınada tüketim adınada alınan şablonlardan ve kalkınma planlarından yararlanamadılar.malasef o grupta ikinci grubu oluşturmakta
« Son Düzenleme: Haziran 19, 2007, 04:08:36 öö Gönderen: bilmeliyimgalilei »


Haziran 22, 2007, 11:35:26 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Ahmet altan kahin olmaya çalışıyor gibime geldi.
kohen gadol olmak kolay değil.


Şubat 14, 2011, 02:08:27 öö
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Çok saçma ve politikalardan gram anlamayan bir uslupla yazılmış bir yazı. Darbe olursa Türkiye , rusya ve iranla ittifak olurmuş , para ve enerjiyi ordan alırmışta Silahı ordan alırmışta. Bu yazıyı yazan arkadaş dogalgazı , Rusya ve dolayısıyla İrandan aldığımızı ( Dünyanın En pahalı fiyatıyla), 
Rusyayla nükleer Santral yapımı hakkında antlaşmalar imzalamak üzere olduğumuzu unutmuş birde üzerine Silahıda Rusyadan alıcakmışız! Bak , bak bak. Bu arkadaş şu anda kullandığımız bütün Silah sisteminin batıyla aynı olduğu (NATO) ve Silah ve Savunma Teknolojisinde Rusların sistemine geçmenin bu zamana kadar ki bütün yatırımları bi anda çöp etmek anlamına geldiğini ve trilyon dolarlık yatırımlarla ancak Rus teknolojisine geçilceğini bilmiyor. Şu anda Kominizm kurulsa bile Türkiye Cumhuriyeti Rus Silah ve Savunma Teknolojisine geçemez arkadaşlar!
Öyle birşey yapmaya çalışmak bu ülkenin tam 20 yılını yer ! 20 yılını !  Afedersiniz Millet olarak değil bütün varlıgımızı hepimiz çırılçıplak olana kadar kıyafetlerimizi dahi versek gücümüz yetmez böyle bir yatırımı yapmayı ! Sistemler farklı olduğundan aşamalı olarak geçmekte imkansızdır!

Diğer yazdığı her kelimeyide tek tek boşa çıkartırdım ama inanın çok yorgunum bu saatte yapamicam. O yüzden kusura bakmayın şimdilik bu kadar.
Farklı bir fikirde olan kişiler varsada saygı duyarım fakat '' Siyasal Bilgiler son sınıftan atılma bir ögrenciyim ve 12 yaşımdan beri siyasi & politik & askeri kitaplar okuyorum '' o yüzden bu konuda sözlerime güvenebilirsiniz.

Saygılarımla.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
17 Yanıt
10364 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 02, 2008, 01:34:23 ös
Gönderen: nietzsche
78 Yanıt
36821 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 28, 2008, 04:09:23 ös
Gönderen: shemuel
6 Yanıt
4796 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2009, 02:52:02 ös
Gönderen: amurdad
0 Yanıt
3633 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 15, 2009, 11:01:49 öö
Gönderen: karahan
0 Yanıt
10422 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2009, 08:32:44 öö
Gönderen: ADAM
33 Yanıt
20637 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 19, 2012, 10:06:08 ös
Gönderen: yazbenide
0 Yanıt
2907 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 25, 2010, 02:45:33 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2011 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2014, 04:42:33 ös
Gönderen: Don Corleone
10 Yanıt
5999 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 26, 2016, 02:59:06 ös
Gönderen: Surgeus
3 Yanıt
2273 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2015, 11:05:22 ös
Gönderen: kurt