Hiram ismi aynı dönemde yaşamış olan Tir Kralı'nın adı ve aynı kralın değerli ustabaşı, Hz. Süleyman'a tavsiye ettiği kişinin adıdır. İkisinin ismi aynı yerde geçer Eski Ahit'te, şimdi unuttum. Ama Krallar'dan sonra olması gerek.
Bir de Krallar'da adı geçen Hiram var ki muhtemelen Hiram Abiff bu kişidir, zira kendisi "dul bir kadının oğlu" olarak tanımlanıyor. Naftali ya da Neftali şeklinde okunan bir kabileden. Yine Hz. Süleyman'la özellikle bronz döküm gibi işler konusunda anlaşıyor. Açıkçası tam hatırlamıyorum fakat Eski Ahit referansları bunlar olsa gerek. "Dul Kadının Oğlu" tanımından yola çıkarak da Hiram Abiff'in bu üçüncü Hiram olduğunu düşünüyorum.
"G" ise ilginç bir harf. Biraz zorlayarak çok fazla anlam çıkarabilirsiniz. Mesela şu an aklıma gelen bir şey; G, notalardan sol'ü işaret ediyor. Portelerde hep sol anahtarı kullanılır. Demek ki "G" müzikte bile bir başlangıç referansı olarak alınıyor. Ayrıca notaların isimlerini aldığı ünlü Ut Queant Laxis ilahisini ele alalım.
Ut queant laxis
resonare fibris,
Mira gestorum
famuli tuorum,
Solve polluti
labii reatum,
Sancte Ioannes.
Burada görüldüğü gibi her dizenin başındaki hece baz alınıyor. Ut, re, mi, fa, sol, la, sa(si)... Sol'ün yani G'nin olduğu yerde ne diyor? Solve Polluti... Biraz İngilizce bilgisi; Solve (çözmek, aydınlatmak) pollution (kirlenme) yani "kirliliği, pisliği aydınlat; çöz." Aydınlık, karanlığın üzerine bir ışıkla gitmek bunlar da hep ezoterik anlatımlar değil mi? Buyrun size 5 dakikada bir anlam çıkardım. Eğer daha önce kullanıldıysa hiç haberim yok, kullanılmadıysa da telif hakkı bana aittir =)
Belki de bir doğruluk payı vardır. Belki de dünyadaki tüm "G"lerden bir nasibi vardır orada ki harfin... Belki de her sonuç biraz doğrudur, bilemiyorum. Ama bir masonun da bu sırra vakıf ise bunu açıklayacağını sanmıyorum. Unutmayınız, masonluk bir nevi tasavvuftur, kamil insan olma arayışıdır. Sembolizm elbette ki olacaktır. Bence insan bunları delicesine merak etmek yerine dünyada bir "sır"rın var olduğuna önce kesin olarak inanmalı ve onu aramalıdır. Buddha onu bir lotusda görmüş, bir başkası çok başka bir şeyde. "Om mani padme hum"u kavrayan adamla, sırrını aşikar etmemek için şathiyeler yazan adamlar sadece aynı vücudun hücreleri.
Ben bu tarz merakları biraz, hediyesini açmak için acele ederek hediyeye zarar veren çocukların tavırlarına benzetiyorum. Lütfen yanlış anlamayın, çok çocukça demek istemiyorum size. Çocuk kelimesini kötü bir anlamda da kullanmadım. Sadece sizin de belki de kendi aydınlanmanızı aklınızın bir köşesine yerleştirebileceğimi ümit ediyorum, her ne kadar ben de çok farklı bir insan olmasam da.
Saygılarımı sunarım...