Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tito'dan Müthiş İtiraflar  (Okunma sayısı 4544 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 14, 2009, 07:33:02 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Ömrünün elli yılını komünist ideoloji yolunda harcayarak bu batıl davasında şöhreti yurt dışına taşmış Bir insan olan Salih Gökkaya'nın, daha sonra İslâm'la müşerref olarak Hakk'a rücû ettiğini... Komünizm fırtınalarının bütün dünyayı kasıp kavurduğu bu günlerin birinde Salih Gökkaya'nın "Türkiye Komünist Talebe Teşkilatı Başkanı" sıfatıyla Yugoslavya Devlet Başkanı Mareşal Tito'nun şeref misafiri olarak Belgrad'a gittiğini... Ömrünün son günlerini geçirmekte olan Tito'yu ziyaret ettiklerinde, hayatını komünizme adayan bu ihtiyar liderin büyük bir pişmanlık içinde;

«Yoldaş, ben ölüyorum artık... Ölümün ne derece korkunç bir şey olduğunu size anlatamam. Anlatsam bile sıhhatli ve genç olan sizler, bu yaşta bunu anlayamazsınız. Düşünün; ölmek, yok olmak... Toprağa karışmak ve dönmemek üzere gidiş... İşte bu çıldırtıyor beni... Dostlarımızdan, sevdiklerimizden, unvan ve makamlardan ayrılmak... Dünyanın güzelliklerini bir daha görememek... Ne korkunç bir şey anlamıyor musunuz?

Yoldaşlarım, sizlere açık bir kalple itirafta bulunmak istiyorum: Ben öldükten sonra, toprak olacaksam, diriliş, ceza veya mükafat yoksa, benim yaptığım mücadelenin değeri nedir? Söyleyin bana? Ha yoldaşlarımın kalbine gömülecekmişim veya unutulmayacakmışım veya alkışlanacakmışım neye yarar?

Ben mahvolduktan sonra, beni alkışlayanların takdir sesleri, kabirde vücudumu parçalayan yılan ve çıyanları insafa getirir mi? Söyleyin bu gidiş nereye? Bunun izahını Marks, Engels, Lenin yapamıyor. İtiraf etmek zorundayım;

Ben Allah'a, peygambere ve ahirete inanıyorum artık. Dinsizlik bir çare değil. Düşünün, şu kainatın bir Yaratıcısı, şu muhteşem sistemin bir kanun koyucusu olmalıdır... Bence ölüm de son olmamalıdır... Mazlumca gidenlerle, zalimce ölenlerin bir hesaplaşma yeri olmalıdır. Hakkını almadan, cezasını görmeden gidiyorlar. Böyle keşmekeş olamaz. Ben bunu vicdanen hissediyorum. Öyle ki, milyonlarca suçsuz insanlara yaptığımız eza ve zulümler, şu anda boğazıma düğümlenmiş bir vaziyette... Onların ahlarına kulak verecek bir merci olmalı... Yoksa insan teselliyi nereden bulacak? Bunların bir açıklaması olmalı... Marks, bu mevzuda halt işlemiş. Uyuşturmuş beynimizi... Nedense ölüm kapıya dayanmadan bunu idrak edemiyoruz. Belki de göz kamaştırıcı makamlar, buna engel oluyor. Ben, bu inançtayım yoldaşlarım, sizlerde ne derseniz deyin!»
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ekim 14, 2009, 08:25:05 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Hakk'a rücu etmek, İslam'la müşerref olmak gibi ifadeler daha çok yanlı bir yazarın kaleminden çıkmış ifadelere benzemekle birlikte yazının genel anlattığı şey mantıklı; ha komünist olmuş, faşist olmuş farketmez materyalizm insan için bir çözüm değil bir kaçıştır. Anlamını kavramakta zorlandığımız şeyleri ''yoktur'' diyerek bir kenara atmak bize bir şey kazandırmayacağı gibi sonradan bu şekil aşırı duygu patlamaları olarak nitelendirilebilecek hadiselere de yol açabilir. Materyalist geçinen bir insan bile, herhangi bir şeyden korktuğu zaman bir Yaratıcı'ya sığınıyorsa, bunun ihtiyacını duyuyorsa ki duyar çünkü insan doğası böyledir, buna karşı çıkmak insanın doğasını inkar etmek niye? Kiminle hesaplaşması insanın bu?

Bunun yanında yukarıda da belirttiğim gibi her ne kadar taraflı olması bakımından kendinden soğutan bir yazı olsa da genel verdiği mesaja katılmaktayım.


Haziran 04, 2012, 02:28:54 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Yazılanları gerçekliğinden emin olunamaz görüşünün yanı sıra yazanın kendinden kattığı çok şey olduğu kanısındayım.

Saygılar.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Haziran 04, 2012, 03:05:59 ös
Yanıtla #3

Bazı insanlar yaşlanınca bunayabiliyorlar. Bu sebeple Aziz Nesin şöyle dememiş midir:

Ben bir ateistim ve eğer bir gün tanrıya inandığımı söylediğimi duyarsanız ciddiye almayın. Bunamışımdır.
— Aziz Nesin

Yazıya gelince, bence kesinlikle gerçeklikten uzak. Hani uçan kaya, kuranı yırtıp maymuna dönen kız, yedi gök mucizesi, tatlı/tuzlu suların karışmaması gibi. Gerçeklikten uzak ve yalanlarla/dolanlarla insanları kandırıp; sevap işlediğini sanıp; böyle davrandığında cennete kavuşacağını zanneden bir kaç zavallının acınası hali.

Saygılarımla.
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Haziran 04, 2012, 04:24:38 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

"Ben Allah'a, peygambere ve ahirete inanıyorum artık. Dinsizlik bir çare değil. Düşünün, şu kainatın bir Yaratıcısı, şu muhteşem sistemin bir kanun koyucusu olmalıdır"

Bunu Tito'dan çok pilavlı sohbetteki abiler söylemişe benziyor. Lütfen kaynak verin sayın karahan.


Haziran 05, 2012, 02:46:01 öö
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Dindarlık veya ateistlik siyaset malzemesi yapılageldiği için kimin hakikaten dindar veya ateist olduğunu kestirmek zordur. Ki özellikle de kamuoyunda görülme şansı yakalayan insanların genelinin casus olduğu varsayımıyla olaya yaklaşırsak ... Bırakalım siyasi malzeme olayını günlük yaşamda çoğu insanın tavlamaya niyetli olduğu kızın kafa yapısında görünme çabası en basit ve yaygın görüntülerden biridir. Facebookta Atatürkçü kızları tavlarım umuduyla CHP tarzı örgütlerin sayfalarını beğenip sandıkta AKP ye oy verenlerin varlığı gibi vb...  Tito'nun da benzer şekilde ateist rolü yapmış olma olasılığı olabilir diye düşünüyorum.

Saygılarımla.


Haziran 05, 2012, 11:42:29 öö
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Sayın  masor1976 tito'yu biraz araştırıp okuyup izlersen rol yaptığını kanısı kaybolur düşüncelerin arasından.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Haziran 06, 2012, 12:33:01 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Sayın Bulgaria tepkinize hak veriyorum. Ben sadece genelleme yaptım ve radikal-devrimci diye adlandırılan komunist, radikal islami vb. gruplarda adı Tito veya Karl Marx ne olursa olsun dünya siyasetine yön veren her beyinin kökeni Yahudi aileden doğmasıdır. Yarattıkları devrimler neticesinde kurdukları diktatörlükler de birbirinin kopyasıdır. Biri dini yasaklar, diğeri dinsizliği yasaklar kelleler alırlar. Bende oluşan kanaat Yahudiler nüfus olarak az oldukları için milyarlarca insana hükmedebilmek açısından devrim gibi ortalığı karıştıracak malzemeler üretip, lider kadroya da kendileri konuşlanıyorlar. Bu şekilde insanların beyin ve kapasitelerini üretim vb. yerine birbirine düşürülerek enerjilerini savaşmaya harcamalarına neden olmak, üretimi ve ticareti sadece kendileri yapıyorlar...  Oldukça zekice bir yaklaşım bu. Bunlar bir tesadüf de olabilir tabi ki.

Saygılarımla.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
3159 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 07, 2007, 07:18:06 öö
Gönderen: Fraternis
3 Yanıt
3912 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2009, 02:21:12 ös
Gönderen: dogudan
1 Yanıt
3885 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2012, 08:43:25 ös
Gönderen: NOSAM33