Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: 38 - Haziran 26, 2014, 11:26:42 öö

Başlık: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 26, 2014, 11:26:42 öö
     Umarım kendisi rahatsız olmaz hatta bilgisi ile destek verir Sayın Adam'ın bir yazısına çok takıldım.


Aslında, işin kötüsü Masonlukta pek olmuyor. Yetersiz. Masonlar birbirlerini pek de kollamıyor. Masonluğu çoğunlukla sadece localarında yapmakla yetiniyorlar. Asıl eleştirilmesi gereken o.


    "Bana göre Masonluk" başlığı altında Sayın Adam tarafından yazılmış bir pasajdan alıntıdır. Konuyu dağıtmamak adına merakımı buraya taşıdım.
Bana göre Masonluk paydaşların kendilerini korumasıdır da, haklı olduğuna inandığı bir Mason kardeşini kollamasıdır da, ancak bütün bunları gözetirken hak ilkesini ihlal etmemesidir de.

     Peki bütün bunların altında bir Mason vatanını nasıl korur? Ona locasında ne öğretilir? Uluslararası bir örgüt bu konuyu nasıl olur da tek bir Vatan sevgisi altına gerçekleştirebilir? Geçmişte Masonların vatanlarını canı pahasına nasıl koruduklarını kendi geçmişimizde görüyoruz. Peki ya günümüzde?

Not: Bütün bunları Forum kuralları Madde 17 i ihlal etmeden irdelememiz gerekliliğini unutmamalıyız.
17.   Ayrıca özellikle belirtilir ki; Site içerisinde Masonik sir oldugu idda edilen herhangi bir bilginin art niyet ile açığa vurulması halinde ilgili üye yahut üyelerin üyelikleri hiçbir neden ve açıklama belirtilmeden silineceği gibi aynı anda server dan İP numarası yahut numaralarına da engel koyulacaktır. Bu durum vuku bulduğu takdirde ilişiği kesilmiş üye yahut üyelerden hiçbiri siteye ve foruma bir defa daha ziyaretçi olarak dahi giremeyeceklerdir.

Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: BULGARIA - Haziran 26, 2014, 11:35:15 öö
Sayın ersin konuyu adapte olduğum sırada iletilerinin altına herkesin bilmekle yükümlü olduğu maddeleri yazarak dikkatimi o yöne çekmeyi başardın.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 26, 2014, 11:39:51 öö
O zaman iyi etmişim :)

Ama kuralları çiğnemeden bir şeyler paylaşılabilir kanısındayım. Vatan sevmek de suç değil, bunu paylaşmakta...Ayrıca paylaşılsın ki aksini iddia edenler sussun

Saygılar
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: Ares - Haziran 26, 2014, 12:25:13 ös
Masonluk çok geniş bir alana uzanıyor. Üyeleri politikacı, eski kurmay, albay,general yada bir silahlı çatışmada yaralanmış asker de olabilir. Üye topluma zarar vermeden neyi savunuyorsa Mason olduğunda da bu yine öyle kalır. Masonluğun benimsemiş olduğu siyasal bir politika yada askeri bir tavsiyesi yahut öğrettiği vatanını koruma diye bir belirtisi yoktur.

İyi Forumlar.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 26, 2014, 12:37:04 ös
Kısacası bir askerin vazifesi gereği vatanını koruması tartışılmaz. Ancak ben bir Masondan bahsetmek istiyorum. Dışarıda ki bütün vazifelerini bırakıp önlüğünü giyen adamdan konuşmak istiyorum.

Saygılar
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: BULGARIA - Haziran 26, 2014, 12:49:27 ös
Tam olarak tarihini hatırlamamakla birlikte forumda bu konu ile ilgili ya bir başlık açmıştım ya da bir başlığın altında irdelemiştik, o zaman da söylemiştim galiba vatan koruma görevi, savaş durumu gibi durumlarda önlük giyen masonlarda her birey gibi yükümlülüklerini zaten bilmekte ve yerine getirmekle yükümlülerdir diye düşünüyorum. Bunun için ekstra bir bildiri vatan sevgisi aşılama ya da milliyetçi olmaya zannediyorum gerek yok. Yani nacizane düşüncelerim bunlardır.


Saygılar.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: Ares - Haziran 26, 2014, 12:54:28 ös
Bahsetmiş olduğumu tekrar tekrarlıyorum biraz daha açayım. Bir general Mason olabilir Mason üyesiykende halen general olabilir. Idealleri ve ilerleyeceği yol kendine kalmış.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 26, 2014, 01:48:15 ös
Peki, silinebilir ama konuyu açıklamak adına bir şey paylaşsam iyi olacak sanırım;
Bu yazıyı hepiniz biliyorsunuz. Büyük Mason Mahfili Derneği 15 Mart 2008 Büyük Üstad Bildirisinde şu sözler basında da yer aldı ve garip bir şekilde tepki çekti;

Geçmişi geri getiremeyiz ama yarınları yapılandırabiliriz. Biz masonlar, birlikte yaşama bilincini yaymak için neden çalışmayalım? Çağdışı tüm beklenti ve düşüncelere doğrudan direnemesek de, katılımcı demokrasi ve laikliğe dayalı sosyal hukuk devletinin tüm Akdeniz ülkelerine devlet modeli olması için neden yayınlar yapmayalım, araştırma merkezleri kurmayalım. Gerekirse adımızı da kullanmadan, neden bazı girişimlerde bulunmayalım?…
…Yapılacak işler çoktur ama önce söylemi canlı tutmaya devam ederek bir yerden de eyleme başlamak gerekir.


İşte bu vatan sevgisinden bahsediyorum ben.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ADAM - Haziran 26, 2014, 05:06:30 ös
Sayın Ersin Baltalı’nın verdiği alıntının neresine ve niçin takılmış olduğunu doğrusu ben pek anlayamadım. Zaten bir yazı ya da konuşmanın bütünü içinden sadece bir alıntı verilince böyle anlamsız olabiliyor çünkü o bütünün nerede ve ne vesileyle yazılmış/söylenmiş olduğu da önemli. Niçin tepki çekmiş? Kim tepki göstermiş?

Masonluğun amaçları doğrultusunda ve ilkeleri çerçevesinde yurtseverliğin kaçınılmaz bir öğe olduğunu bilmem tartışmaya gerek var mı?... Bu konuda bu Forumda da çok söz etmiştik. Gerekiyorsa yine ederiz. Ancak sayın Ersin Baltalı’nın vermiş olduğu bu alıntının vatanseverlik kaygısıyla bir bağlantısını ben kuramadım.

Bu konu beni hiç de kızdırmaz. Ancak neden söz ettiğimizi bilelim.


Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: proxima - Haziran 26, 2014, 05:31:07 ös
Aslında Masonluğa uluslararası demek yerine "Çok Uluslu" demek daha doğru bir yaklaşım olur. Kullanılan kelime aynı gibi gözükse de çok farklılıklar vardır. Kurumsal yapısı "gerçekten" oturmuş organizasyonlara baktığımızda "çok uluslu" "multi national" kavramını görürüz. Ülkemizdeki 2 obediyansa baktığımızda bunlar devlet statüsünde tamamen bağımsız T.C. yaşayan vatandaşlar tarafından kurulmuş birer dernektir. Bu dernekler yasal olarak ne UGLE nin ne de CLIPSAS'ın bir şubesi değildir. Bu iki dernek iç işlerinde ve dış işlerinde tamamen bağımsız olup sadece kendi rızaları olduğu ve belli başlı kriterlere uygun oldukları için "ULUSLARARASI" bu organizasyonlar tarafından üyeliğe kabul edilmişler. Uluslararası ve çok uluslu kavramlarının farkını istenirse ayrıca bir konu olarak da paylaşabiliriz.

Genel olarak baktığımızda sistem aynı gibi gözükse de ülkelerin toplumsal yapısı, jeopolitik konumu vs.. uyarınca birbirinden farklılaşması gayet normaldir. Bu ülkede 30'lu derecelere ulaşmak 20-25 yıl gibi bir süre alırken ABD'nin işleyiş yapısına bakıldığında 2 yıl gibi kısa süre de bunu başarmak mümkündür.

Diğer yönden ve tabi ki bence bir masona göre vatan sevgisi kavramı ve milliyetçilik kavramını açıkça irdelemeye gerek var mı ? Sorusu aklıma geliyor.  Şu şekilde masonlar herşeyden önce birer insandır. Masonlar hakkında konuşulurken, önerilen kişilerin özenle seçildiği, dikkatle soruşturulduğu ve çevresince iyi ve düzgün bir insan olarak bilinmesi gerekliliğinden bahsedilir. Peki burdan yola çıkarak karakterli her insan öncelikle üzerinde yaşadığı evine, bağlı bulunduğu ilçe-il-ülkeye sever ve saygı gösterir. Aksini düşünen veya daha kötüsü yaşayan birisi hayattan nasıl bir zevk alabilir ki ? Genelde duyular laflar arasında "Aslında şu ülkeyi sevmiyorum ama orda mecburen çalışıyorum. İş bulamadım parası iyi vs.." Kusura bakma ama senin sevdiğin tek şey "daha çok para"... Kendi ülkende para kazanamadığın için ülkeni sevmiyosun... Diğer ülkeyi de para kazanıyosun ama yine işine gelmiyor... Şimdi böyle bir karakter veya insan belki bir mason derneği üyesi olur da bir yolunu bulup... "MASON" olamaz...

Başka bir konu sanırım bu sitedeki herkes öyle yada böyle ya biryerler de çalışıyor veya okuyor. Şimdi çalışanlar için biri sizin gözünüzün önünde kartvizitinizi yırtsa veya firmanızın kataloğunu yaksa hoşunuza gitmez. Neden ? O kartvizitte yazan ünvanı almak için didinmiş bir yerlere gelmişsiniz. Emek harcamışsınız... Dolayısıyla bunun karşılığında saygı beklersiniz doğal olarak...

Aynısını daha büyük ölçekte düşünün...Türkiye'nin bayrağı... Kırmızı renk, neden ? Kan rengi... Savaşta ölen şehitlerimizin kanı... Yani onların kartvizitlerinde yazan kariyerlerinin zirvesi "şehit olmak"... Onların zamanında böyle olması gerekiyordu ve oldu. Bu zamanda başka şeyler oluyor. Dolayısıyla her karakterli kişi yaşadığı hayatın bir anlamı olmasını istiyorsa... Önce kendini sevecek ve sayacak... çevresini ve çalıştığı yeri sevecek sayacak ve kollayacak... Sonra yaşadığı ülkeyi sevecek sayacak ve kollayacak... Tabi anlamlı bir hayatı olmasını istiyorsa... Bunun ulusalcılık veya milliyetçilik ile de alakası yok... Gerçekten bir insan olmak ile alakası var.

Masonlar insanlardan oluşuyor... Nasıl olması gerektiğini siz söyleyin...

Saygılarımla,



Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 27, 2014, 12:00:58 ös
Yazıyı buraya alıntı yaparak kopyalama gereği doğdu;

15 Mart 2008
Sevgili Kardeşlerim,
Sitemize gönderdiğiniz iletilerin sayısı yılda 1000-1500 arasında değişiyor. Her gün yaklaşık 5 iletiye yanıt veriyoruz ve bundan büyük zevk alıyoruz. Gelenler arasında bize hakaretler hatta tehditler yağdıranlar da var ama onların sayısı son derece az ve yansıttıkları düzey sadece toleransımızı gerektiriyor. Sitemize ilgi duyan ve görüş paylaşan ya da sorular soran tüm değerli kardeşlerimizi, Masonluğun özündeki yaşamı sorgulama dinamiğiyle uyumlu görmekle mutlu oluyoruz. “Hiç bir kişi ya da kurum önemli bir işte tek başına başarılı olamaz”. Masonluk ciddi ve önemli bir iştir ve aydınlanmanın yolu, ortak aklın ürünü olan, emek taşlarıyla döşenmiştir. İlginizin devamını bekliyoruz.
Bize ulaşan iletilerden biri de Aydın’dan geliyor ve “Sözlerime öncelikle bir Mason olmadığımı belirterek başlamak istiyorum.” dedikten sonra bakın nasıl devam ediyor : ” Büyük Üstadın 15 Şubat 2008 tarihli bildirgesinde ‘bazı gazetelerin’ 2 Şubat tarihindeki haberleri ile ilgili konulara açıklık getirmek istediğini hep beraber gördük. Lakin ellerinde olsa ve ufak bir dayanak bulabilseler Endonezyada yaşanan Tsunami felaketinin ve 17 Ağustos depreminin dahi sorumluluğunu Masonların üzerine yükleyecek zihniyette olan, ayrıca bir basın bildirisi değil binlerce ciltlik doktrinlerle dahi fikirlerini değiştirmeyeceklerine inandığım bu gibi yayın kuruluşlarına Büyük Üstad”ın verdiği cevabı … vaktini boşa harcaması olarak görmekteyim. Bu sebeple Masonların birlikteliğini ve ülkeye hizmet için oluşturdukları özgürlükçü kardeşlik halkasını heves ile takip etmekte olan bir seyirci olarak Büyük Üstad”dan , daha öncede olduğu gibi Türkiye ve Dünya ile ilgili ; Sosyal , Kültürel ve Siyasi Konularda aydınlanmamızı sağlayacak konulara daha fazla temas etmesini … talep ve rica ederim. “
Şimdi bu değerli kardeşimizin dileğine yanıt vermemek mümkün mü?…
Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin mason kuruluşları, her yıl bir başka ülkede toplanarak görüşlerini ve önerilerini paylaşıyorlar. Geçen yıl bu toplantı Antalya’da yapılmıştı. Bu yıl Marsilya’da yaşanacak olan sekizinci buluşmaya, Özgür Masonlar Büyük Locası da bir tebliğ ile katılıyor. Çok yakın bir zaman sonra, yasal süremi doldurarak görevimi seçilecek olan kardeşime devredeceğim için, Fransa’da sunulacak olan metin, benim Türk Masonluğu adına kurumsal olarak yazdığım son çalışma olacak. Türçe hazırladığım bu sunu, kardeşlerim tarafından aynen Fransızca’ya çevriliyor. Akdeniz Mason Birliği çalışmalarına konuk kimliğiyle, mason olmayan bilim adamları, sanatçılar ve politikacılar da davet ediliyor ve kimi zaman sunu veriyorlar. Bu yönüyle mason olmayanlarla paylaşılmasını mümkün gördüğüm bu çalışmayı aşağıda sizlere sunuyorum. Marsilya buluşmasında çeşitli ülkelerden yüzlerce mason ve seçkin düşünür yer alacak. Orada Özgür Türk Masonluğu’nun sesi, her zaman olduğu gibi, gür çıkacak ve bakın neler söyleyeceğiz:
AKDENİZ MASON BİRLİĞİ 8. BULUŞMASI-MARSİLYA, FRANSA
Özgür Masonlar Büyük Locası Sunusu:
Akdeniz’de mimari, estetik ve düşünce üretimine çok özgün katkılarda bulunanlardan biri de ünlü İspanyol sanatçı Antoni Gaudi’dir. Bakın Gaudi, esin aldığı ortamı nasıl tanımlamaktadır ; ” Akdeniz ‘Dünyanın Ortası’ demektir. Erdem orta noktadadır. Akdeniz’e ışık 45 derecelik bir açıyla düşer ve bu, bedenleri, şekilleri en iyi ortaya koyan ışıktır. Bu dengeden dolayı bu enlemde büyük plastik sanatlar yeşermiştir. ‘Biz Akdenizliler, görüntüye sahibiz oysa fantezi hayalden türer. Fantezi Kuzey insanınındır, biz somutuz, görüntü Akdeniz’dedir. Orestes nereye gittiğini bilir. Hamlet ümitsiz bir avaredir.” /Antoni Gaudi 1852-1926/
Cebelitarık ile Atlantik Okyanusu’na, Süveyş kanalı ile Kızıldeniz yoluyla Hint Okyanusu’na açılan Akdeniz, kuzeyinde farklı adlarla anılan ve tamamlayıcısı olan denizleri barındırır: Tiran Denizi, Adriyatik Denizi, İyon Denizi, Ege Denizi, Marmara Denizi, Karadeniz ve Azak Denizi’nden oluşan, ana bütünlükle iç içe geçmiş ve birlikte var olmayı sürdüren bir zenginliktir Akdeniz. 3 milyon kilometre kare alanı Afrika, Asya ve Avrupa tarafından kucaklanır. Aslında göründüğü kadar sakin değildir, 4400 metreye kadar inen derinliklerinde görünmeyen bir gizilgücün desteğini barındırır.
Akdeniz’in çeşitliliği bir bütün olarak sunan coğrafyası ve görünenin altında büyük bir derinlik içeren suları çevresinde yaşanması gereken gerçeğin simgesidir. Farklılıkları iç içe barındıran Akdeniz, incelendikçe derinleşen ve katkıda bulunmuş tüm kültürlerden izler taşıyan bir senteze sahiptir. Akdeniz yaşlı denizdir. Buradaki yaş sadece çok yoğun yaşamış olmaktan kaynak bulmaktadır. İnsanlık tarihinde en çok kullanılmış; çalkantılarla, paylaşımlarla, savaşlarla ve yeniliklerle üst üste zenginleşmiş coğrafya Akdeniz’dir.
Biz Akdenizlilere düşen gerçekçi olmak, gerçeğin peşinde koşmaktır. Baktığımızı göremiyorsak hata ışıkta değil, bizdedir. İçinde yaşadığımız ortamın somut görüntülerini bireysel, kurumsal ya da ulusal fantezilerimiz uğruna gerçeğin dışında algıladığımız sürece Akdeniz çanağında barış ve kardeşlik çok güçtür.
Akdeniz tek bir deniz değil, bir denizler toplamıdır. Bir ana deniz ve yedi çocuğu. Çevresinde en az 25 ülke ve yüzlerce dil, onlarca ırk, farklı dinler, farklı renkler, farklı siyasal yapılar ve çok farklı ekonomik düzeyler vardır. Ama Akdeniz bütün bunların toplamından oluşan bir kültür zenginliğine sahiptir. Akdenizli denince akla gelen; gücü daha fazla olan ya da güç birliği edenler değil, Akdeniz’de yaşamış olan ve yaşayan tüm insanlardan geride canlı kalan kültür birikimleri ve onların doğrultusundaki insan kimliğidir. Akdeniz’in çevresinde yaşayanların hepsi Akdenizlidir. Günümüzün dünyasında kimi ülkeler ya da kişiler kendini daha çok Akdenizli sayıyorsa, aslında yanılgı buradadır.
Akdeniz tüm Akdenizliler için yaşam alanıdır, hiç bir ulusun değil Akdenizliler’in malıdır. Bin yıllar boyu Akdeniz’e sahip çıkmaya çalışan çok olmuştur. Kara yoluyla birbirine ulaşmadaki tehlikeleri doğayla barışan teknikler geliştirerek aşmaya çalışan Akdeniz insanı, bu denizi bir ulaşım yolu olarak kullanmıştır. Fenike gemilerinden bu yana denizcilik bu bölgede gelişmiş ve kültürler kaynaşmıştır. İster savaş, ister ticaret, ister aşk ya da politika nedeniyle olsun, Akdeniz’deki her ulaşım bir limanda sona ermiş, limana giren her gemi oradaki yaşamı bir ölçüde etkilemiştir. Akdeniz iç içe geçmiş farklılıkların üretken bir verimliliğe dönüştüğü dünyanın ortasıdır.
Neden Mısır, Yunan ve Roma uygarlıkları Akdeniz’de oluşmuştur, neden üç büyük göksel din Akdeniz çanağından kaynak bulmuştur ve neden Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler arasında bu kadar çok ekonomik ve sosyo-politik farklılık vardır? Bunlar modern zamanlarda azalmakta mı yoksa çoğalmakta mıdır?
Akdeniz kaynayan bir kazan gibi sürekli karşıtlıkların çelişkisiyle gelişim üretmiştir. Gerekçesi ne olursa olsun, zaman içinde hep birbirine üstünlük sağlamaya çalışan inanışlar, politikalar, liderler ve halklar Akdeniz’deki dinamizmi canlı tutmuştur. Akdeniz tüm organlar sessiz göründüğü zaman bile durmadan atan insan kalbi gibi, her an alıp veren, soluyan ve canlılık pompalayan bir büyük iç deniz olmuştur. Akdeniz’in zenginliği bu dinamizmde, bu diyalektik olarak kendini sürekli yenileyebilen canlılıktadır. Akdeniz’in çevresi sakin ve durağan bir ortam olsaydı; orada ne bu kadar uygarlık, din, dil ve farklılık olurdu, ne de bu kadar savaş ve problem…
Akdeniz tarih sürecinde hep üreten ve kendisini aşındıran bir mekanizma olmuştur ama güç dengeleri de hep değişmiştir. Güney Doğu Akdeniz’in tartışılmaz üstünlüğü, zamanla Kuzey Doğu Akdeniz’e geçmiş ve sonra Kuzey Akdeniz’in ortasında kendisine yer bulmuştur. Bir süre Doğu’sunun egemenliğine giren Akdeniz, günümüzde de Kuzey’in belirgin gücü karşısında yeni arayışlar içindedir. Mısır’da bilimsel kıvılcımları tutuşturan, Ege’nin iki yakasında felsefeyle güç bulan ve Roma’da teknik gelişimi yaşayan Akdeniz; günümüzde ise Kuzey’inde yer alan bazı ülkelerin ezici ekonomik, bilimsel ve politik ağırlığı altındadır.
Akdeniz’in alışılageldik ortamında egemenlik arayışı hep savaşlar doğurmuştur. Bütün güçlü devletler savaşla kurulmuş, varlığını savaşlarla korumuş ve savaşlarla yıkılmıştır. Akdeniz’in tarihi kan ve gözyaşıyla oluşmuştur. Egemenler güçlerini sürdürmek için cahil halk kitlelerinin bağnazlığa açık saflığından ve çıkarlarını koruma arayışındaki ödün vermez baskıdan yararlanmışlardır. Ezen ve ezilen arasındaki diyalektik ilişki, günümüze kadar uzanan karmaşanın ve önlenemeyen savaşların nedenidir.
Akdeniz’de sadece ezenler ve ezilenler olsaydı, savaş çoktan bitmiş, kesin kamplar ayrılmış olurdu. Oysa siyah ve beyazın kavgasında kazanan hep gri renktir. Bin yıllar süren gelişimin ve devinimin temel nedeni; sorgulayan ve bulduğuyla yetinmeyen bazı Akdenizlilerin egemene boyun eğmemiş ve ezilene de tekme atmamış olmalarıdır. Akdeniz özgürce sorgulayan, onuruyla paylaşan ve kardeşçe özveriyi benimsemiş insanların da vatanıdır.
Şu ana kadar anlattıklarımızla, ” Masonluk neden tarihsel köklerini Akdeniz çanağında bulur ? ” sorusuna da yanıt verdiğimizi sanıyorum. Akdeniz, Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik düşüncesinin evrimsel bir gelişim süreci sonrasında oluşup kaçınılmaz olarak benimsendiği kültür paylaşımı ortamıdır.
Akdeniz dışından gelen yayılmacı politikaları göz ardı edeceğimiz bu çalışmada, Akdeniz çanağının içsel sorunlarına değineceğiz. Modern zamanların Akdeniz’i Kuzey ve Güney’inde oldukça farklı sorunlar yaşamaktadır. Kuzey’de, Avrupa ülkelerine göçün getirdiği sorunların yanında, Güney’den ithal edilen aşırı dinci akımların ve olası terör kuşkularının gölgesi vardır. Bu ülkelerde büyük halk yığınları kendilerine benzemeyenleri aşağılamakta ve onlardan korkmaktadır. Zaman zaman paranoya düzeyine gelen bu korku tepki doğurmakta ve toplumsal barış bundan kötü etkilenmektedir.
Akdeniz’in Doğu’sunda, gerekçeleri gölgelenirken acımasızlığı belirginleşen kıyımlar yaşanmakta, iki farklı dinin ve ırkın uzlaşısız savaşı bağnazlığın, fanatizmin ve bencilliğin örneklerini sergilemektedir.
Güney’de ise Afrika ve Ortadoğu’da tırmanan aşırı dinci akımlar, yakın çevrelerini de tohumlamakta ve modern zamanlara karşın, tutucu bir yapı giderek daha çok kabul görmektedir. Akdeniz’in Güney ve Doğu’sunda, bağnazlık kendi yeşerebileceği ortamı kendisi yeniden üretmeye başlamıştır. Ülkeleri bölmeye, böylelikle olanaklarından daha kolay yararlanmaya yönelik dış siyasal arayışlar, iç ayrışmaların ve aşırı tutuculuğun kolay yayılmasına uygun bir zemine katkı sağlamaktadır. İnsanlar; Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik kavramlarını istedikleri gibi yorumlayarak, liberal düşünceler adına tutuculuğa ve çağ dışılığa ortam hazırlamaktadır. Liberal düşüncenin ne olması gerektiği toplumlarca anlaşılamadığı için kötüye kullanılabilmektedir.
Özgürlük her istediğini yapabilme özgürlüğü olarak ele alınmakta ve sınırsız özgürlüğün hem ülkelerin üzerinde yapılandığı asal temelleri hem de başka bireylerin özgürlüğünü zedelemekte olduğu, hatta evrimsel doğrultuda modern zamanların gelişimine direnme özgürlüğünün bizi çözümsüzlüğe taşıyacağı unutulmaktadır.
Eşitlik güçlülerin kendi aralarındaki eşitliği olarak duyumsanmakta, tüm ülkelerin aynı saygınlık düzleminde yer alması bir yana, eşitlik ilkesini ağzından düşürmeyen ülkelerin yönetimleri tarafından hep kazanan, tek egemen ve tek güçlü olmaya yönelik eylemler açıkça uygulanmaktadır. Hatta çıkar için bağnazlık kurgulanmakta ve desteklenmektedir.
Kardeşlik sağ, esen ve mutlu bir yaşamı paylaşmak olarak değil, kendi düşüncesini paylaşanlarla çıkar ortaklıkları kurmak olarak ele alınmaktadır. Din kardeşliği, ırk kardeşliği, dil kardeşliği, renk kardeşliği, cinsiyet kardeşliği, ekonomik çıkar kardeşliği, politik güç kardeşliği gibi uygulamalar tüm insanların barış ve mutluluğuna giden yolda farklılıkları zenginlik sayan Masonluğun temel benimsemeleriyle çelişmektedir. Bu çelişkide kıyıcılığı, acımasızlığı, her boyuttaki fanatizmi bulmak Masonca ilkeleri benimseyenler için üzücüdür.
Biz Masonlar, modern zamanların gerçeklerini çözmek için değil, o gerçeklere ulaşmak zorunda olan Akdeniz insanına, kendi kendisine yol haritası çizeceği desteği sağlamak için çalışmalıyız. Bizim işimiz ülkeler arası ekonomik sorunları, savaşları, terörü ve bağnazlığı çözümlemek değil, bunların altını çizmek ve onlara karşı modern toplumun üreteceği çözümlemelere masonik ilkelerle destek sağlamak olmalı. Masonca aydınlığımızı çevremize yansıtmalı, örnek olmalı ve toplumu kemiren çıkarcılığa, bağnazlığa karşı durabilmek için, benimsemekte olduğumuz kavramların anlaşılmasını sağlamalıyız.
Göç konusunda ortak politikalar, göç edilen ülkeden çok göçün kaynağı olan ülkelerin kendini sorgulamasıyla başlamalı. Organize suçlar için tüm ülkeler tam bir yansızlıkla el ele vermeli, sözde destek verir görünerek çıkar peşindeki suçlular kullanılmamalı. Terör bir insanlık suçu olarak lanetlenmeli ve hiçbir şekilde teröre ödün verilmemeli. Ülkelerin birlik ve bütünlüğüne saygı duyulmalı, bunların korunması için ayrılıkçı oluşumlara destek verilmemeli. Ekonomik olanakların paylaşımı için tüm ülkelerin katkısıyla bir Akdeniz Yatırım Destek Bankası neden kurulmasın? Tüm ülkelerin destek ve katılımıyla, bir Akdeniz Kültürü Araştırma Merkezi hatta üniversitesi neden olmasın? Akdenizlinin; Akdeniz’in tarihinde, coğrafyasında, ekonomisinde, sosyo-politik gerçeğinde ve var oluş sürecinde bulunmuş olmakla tanımlanacağı ve tüm Akdenizlilerin birlikte var olma hakkında özgür, eşit ve kardeş olduğu görüşü neden desteklenmesin ? Ülkelerin geçmişe dönük düşmanlıkları kaşıyarak kanatmaları yerine, günün dostluk sınırlarını kabul etmeleri ama bu sınırlar içinde yabancı etkilerden arınmış bir ortak yaşam bilinciyle birbirlerine el uzatmalarından neden korkulsun? Neden Akdeniz’de birlikte var oluşun yönünü modern zamanların uygar çizgisi belirlemesin ? Neden bağnazlığın karanlık bulutları ve çıkarcılığın acımasızlığı insanları ve ülkeleri birbirine düşürsün? Neden var olana yeni değerler katıp yarınları hep birlikte paylaşmak yerine, kazanımları kurutup sığ bir çöle dönüştürelim? Neden “Akdeniz’in ışığında gerçekler somut olarak görülür” diyen Gaudi’nin sesine kulak tıkayalım?
Akdeniz bir sevgi denizi olmalıdır. Akdeniz tek sesli ezgilerin değil, farklı seslerdeki uyum ve güzelliğin senfonisini yaşatmalıdır. Akdeniz bir yanına sevgiyi diğer yanına toleransı alan ve el ele birlikte var oluşa yürüyen Masonların ülküsel özlemini duymalı, o özlemin gerçekleşebileceği bir barış denizi olmalıdır. Ama barış ve mutluluğa özlem duyan sesinin algılanır olması için, önce bizim bir şeyler yapmamız gerekir. Akdeniz’in yansıtmasını istediğimiz sesin öncelikle bizim tarafımızdan üretilmesi, haklı, güçlü ve paylaşımcı olarak topluma sunulması gerekir.
Geçmişi geri getiremeyiz ama yarınları yapılandırabiliriz. Biz masonlar, birlikte yaşama bilincini yaymak için neden çalışmayalım? Çağdışı tüm beklenti ve düşüncelere doğrudan direnemesek de, katılımcı demokrasi ve laikliğe dayalı sosyal hukuk devletinin tüm Akdeniz ülkelerine devlet modeli olması için neden yayınlar yapmayalım, araştırma merkezleri kurmayalım. Gerekirse adımızı da kullanmadan, neden bazı girişimlerde bulunmayalım?…
…Yapılacak işler çoktur ama önce söylemi canlı tutmaya devam ederek bir yerden de eyleme başlamak gerekir.
Hepinize saygılar sunuyoruz.
Özgür Masonlar Büyük Locası
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ADAM - Haziran 27, 2014, 12:25:53 ös

Böylece konu biraz daha belirginleşmiş oldu.

Özgür Masonlar Büyük Locası, sürekli olduğu üzere, Akdeniz'e kıyısı olan büyük locaların bir araya geldikleri bir Akdeniz mason obediyansları birleşiminde sunulmak üzere bir metin hazırlamış. O tarihteki Büyük Üstat, bu metni kendi örgütünün üyeleriyle paylaşmış. (Sayın Ersin Baltalı bu metni nereden aldığını belirtmemiş. Bu nedenle paylaştığı metnin yerinin neresi ve nasıl olduğu belli değil.) Dolayısıyla bu metnin bütünü, ilgili Büyük Üstadın kendi büyük locasının üyelerine ilettiği bir dahili mesaj, bir iç yazışma gibi görünüyor. (Bu bağlamdaki sorumluluk, getirenindir.)

Şimdi...

Bunun kapsamının vatan sevgisi ya da milliyetçilik ile ne ilgisi ya da aykırılığı var? (Başka bağlantılar kurulabilir ama başlık ile bağlantısı nerede?)

Bu yazı nerede, ne zaman, hangi basın ya da medyada nasıl bir tepkiyle karşılanmış? Kim, bunun üzerine ne demiş? Onun da buradaki başlık ile bağlantısı var mı?

Konu başlığıyla sınırlı kalmaya özen gösterdiğim için, yazının bütünü ya da doğrudan bağlantısı olmayan ayrıntıları üzerinde herhangi bir yorum yapmıyorum.  Ancak gerekirse o da bir başka başlık altında yapılabilir.

 

   
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 27, 2014, 01:00:32 ös
        Ben bu yazıyı okuduğumda bir Masonun Mason olarak ülke adına kaygılandığını ve yine bir Mason olarak bir şeyler yapma niyetini hissediyorum ve bunu olumlu görüyorum.

        Tabi ki hepimiz bir birey olarak vatanımızı severiz, gerektiğinde de koruruz. Ancak bir Mason Mabedden dışarı çıktığında bir birey olarak sormuyorum, Mabed içinde nasıl korur? Ya da bu konular konuşulur mu? 17. Madde gereği bu kadar açık soramıyordum. Cevap verilmesi de biraz zorlaştı artık.

       
Niçin tepki çekmiş? Kim tepki göstermiş?

       2008 yılında Özgür Büyük Mason Locası Büyük Üstad'ı tarafından verilen bu bildirgeye malum çevreler( kim olduklarını biliyorsunuz) kendilerine yakıştığı gibi tepkiler verdi ve Masonları şuursuzca suçladı

       Kendi adıma küçük bir anekdot ile hislerimi paylaşmak isterim. Talat Paşa benim için vatan uğruna göğsünü siper etmiş bir vatan evladı ve bir Masondur. Ruhu şad olsun...

Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 27, 2014, 01:12:32 ös
     Bahsi geçen bu yazı ÖBML'nın resmi websitesi nde Büyük Üstad Bildirileri linkinde 15 Mart 2008 tarihli bildiride kamuoyu ile paylaşılmış. Benim paylaşmamın bir sakıncası olacağı kaygısını taşımayarak paylaşmış bulundum.

     Şimdi size altta bir link paylaşıyorum. Bu makaleyi de okuyunuz. Burada bu yazı üzerinden bazı taraflı ve araştırmasız yazılar paylaşılmış. http://www.timeturk.com/tr/makale/omur-celikdonmez/17-aralik-kuresel-saldirisinda-mason-localari-rol-aldi-mi.html#.U61BwPl_vz4 (http://www.timeturk.com/tr/makale/omur-celikdonmez/17-aralik-kuresel-saldirisinda-mason-localari-rol-aldi-mi.html#.U61BwPl_vz4)

     Muhterem daha da ileri giderek Gezi olaylarını ve 17 Aralık sürecini Masonların organize ettiğin iddia etmiş. Biraz daha geç yazsa Soma faciasını da bu bildireye bağlarmıymış bilemeyiz  :)

     Konuyu dağıtmadan bağlantıya geçmekte fayda var. Ben daha öncede belirttim. Ben bu yazıyı bir Masonun vatansever duygularla kaleme aldığını ve kamuoyu ile paylaştığını düşünüyorum ve bunu görmek beni memnun ediyor.
 
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: Spock - Haziran 27, 2014, 02:24:33 ös
Benim bu konudaki algım çoğu kişininkinden farklı. Bunu da hiçbir zaman saklamadım. Bu foruma üye olduğumda yazdığım ilk mesajlarda bile bu konu hakkındaki hislerimi açığa vurdum.

Sn. Ersin Baltalı'nın foruma taşıdığı yazıda da buna dair dolaylı olarak ifade edilmiş bir özlem hissettim. Şöyle ki:


"Akdenizli denince akla gelen; gücü daha fazla olan ya da güç birliği edenler değil, Akdeniz’de yaşamış olan ve yaşayan tüm insanlardan geride canlı kalan kültür birikimleri ve onların doğrultusundaki insan kimliğidir. Akdeniz’in çevresinde yaşayanların hepsi Akdenizlidir. Akdeniz tüm Akdenizliler için yaşam alanıdır, hiç bir ulusun değil Akdenizliler’in malıdır."

veya;

"Ekonomik olanakların paylaşımı için tüm ülkelerin katkısıyla bir Akdeniz Yatırım Destek Bankası neden kurulmasın? Tüm ülkelerin destek ve katılımıyla, bir Akdeniz Kültürü Araştırma Merkezi hatta üniversitesi neden olmasın? Akdenizlinin; Akdeniz’in tarihinde, coğrafyasında, ekonomisinde, sosyo-politik gerçeğinde ve var oluş sürecinde bulunmuş olmakla tanımlanacağı ve tüm Akdenizlilerin birlikte var olma hakkında özgür, eşit ve kardeş olduğu görüşü neden desteklenmesin ? Ülkelerin geçmişe dönük düşmanlıkları kaşıyarak kanatmaları yerine, günün dostluk sınırlarını kabul etmeleri ama bu sınırlar içinde yabancı etkilerden arınmış bir ortak yaşam bilinciyle birbirlerine el uzatmalarından neden korkulsun? Neden Akdeniz’de birlikte var oluşun yönünü modern zamanların uygar çizgisi belirlemesin?"


Şimdi buradaki Akdeniz kelimesini Dünya ve/veya Gezegen kelimesi ile değiştirelim...

---------------------------

"Dünyalı denince akla gelen; gücü daha fazla olan ya da güç birliği edenler değil, gezegenimizde yaşamış olan ve yaşayan tüm insanlardan geride canlı kalan kültür birikimleri ve onların doğrultusundaki insan kimliğidir. Dünyanın dört bir tarafında yaşayanların hepsi Dünaylıdır. Dünya tüm Dünyalılar için yaşam alanıdır, hiç bir ulusun değil Dünyalıların malıdır."

"Ekonomik olanakların paylaşımı için tüm sektörlerin katkısıyla bir Dünya Yatırım Destek Bankası neden kurulmasın? Tüm sektörlerin destek ve katılımıyla, bir Dünya Kültürü Araştırma Merkezi hatta üniversitesi neden olmasın? Dünyalının; Dünya’nın tarihinde, coğrafyasında, ekonomisinde, sosyo-politik gerçeğinde ve var oluş sürecinde bulunmuş olmakla tanımlanacağı ve tüm Dünyalıların birlikte var olma hakkında özgür, eşit ve kardeş olduğu görüşü neden desteklenmesin? Ülkelerin geçmişe dönük düşmanlıkları kaşıyarak kanatmaları yerine, günün dostluk sınırlarını kabul etmeleri ama bu sınırlar içinde yabancı etkilerden arınmış bir ortak yaşam bilinciyle birbirlerine el uzatmalarından neden korkulsun? Neden gezegenimizde birlikte var oluşun yönünü modern zamanların uygar çizgisi belirlemesin?"

---------------------------

Nasıl oldu? Bence güzel oldu...

Bu bağlamda ben Sn. Baltalı'nın getirmiş olduğu yazıyı "milliyetçilik" sevgisinin tam karşıtı olan "Dünyalılık" sevgisi ile bağdaştırmak eğilimi içerisindeyim. Bir başkası benimle aynı görüşte olmayabilir. "Vay efendim, sen milliyetçiliğe laf mı ediyorsun?" veya "sen ne biçim Türksün!" tarzında söylemlerle beni sanal alemde linç etmeye bile kalkışabilir. Kızmam... Benim hür irademle görüşüm bu. Evet ben de ülkemi seviyorum... Vatanseverim... Fakat bana göre "Milliyetçilik" (sadece bizim ülkemiz perspektifinden değil, dünyadaki tüm ülkeler perspektifinden) dünyamızın şu anda bulunduğu hale gelmesindeki en olumsuz faktörlerden birisidir. Hayalim sınırların olmadığı bir Dünya'dır... Bu nedenle ayrılıkçılığa, ülkelerin bölünerek yeni ülkeler yaratılmaya çalışılmasına tümden karşıyım. Zor olan ayrılmak değil, birleşmektir.

"Dünya benim ülkemdir. Tüm insanlık benim kardeşimdir. İyilik yapmak benim dinimdir."
Thomas Paine
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 27, 2014, 02:31:27 ös
Sayın Spock tamda konuya değinmiş. Sayın Proxima nın değimiyle çok ulusla Mason locası dünyayı mı iyileştirmeyi amaç edinmeli yoksa vatanını mı?
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: proxima - Haziran 27, 2014, 02:51:45 ös
Mikro yapıyı iyileştirmeden makro yapıyı iyileştirme nasıl olabilir ? Her coğrafi bölgenin hayatı yorumlayışı farklıdır. Türkiye'de inekleri gayet güzel kesip yiyoruz ancak hindistanda bunu yapmaya kalksanız cezanız ölümdür... Çoğu arap devletinde evli olmayan kadın ve erkeğin yan yana yürümesi yasakken Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde bunu insanlara inandıramazsınız bile... Şimdi böyle aşırı uçlarda ortak hareket etmek veya aynı sistematik yapıyı uygulamak ne kadar faydalı olur ?

Öncelikle mikro yapılar... Ne diyoruz ülkeler yani... Hele bir ülkeler "muhasıra medeniyetler" seviyesine bir gelsin... O zaman o denilen dünya yatırım ve teşvik bankaları da kurulur, asıl önemli olanın insan olduğu da anlaşılır. Unutmayalım ki "muhasıra medeniyetler'in" en önemli yapı taşı devlet veya yönetim kademesi değil gayet o ülkenin vatandaşıdır. Bkz. İsviçre...

Masonların dünyayı iyileştirmeyi amaç ediniyor ise öncelikli olarak kendi sorumluluk sahasını iyileştirmeli... Yani ülkesini... Bunu yapamıyor ise hiç boşuna dünyayı iyileştireceğim diye amaç edinmesin... Boşa hayalden öteye geçmez... Öncelikli olarak ulaşılabilir hedefler konmalı... Belli çıtalar aşıldıktan sonra hedef büyütülmeli...

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: Spock - Haziran 27, 2014, 03:01:44 ös
Sayın Spock tamda konuya değinmiş. Sayın Proxima nın değimiyle çok ulusla Mason locası dünyayı mı iyileştirmeyi amaç edinmeli yoksa vatanını mı?


Masonluk müessesesinin sadece düşünsel anlamda faaliyetlerde bulunduğu, fiilen politika yaparak belirlediği ilkeleri toplumda gerçekleştirmek gibi bir amaç ya da yetisinin olmadığı gerçeği ortada. Dolayısıyla bu işi Masonluk yapamaz ama Masonlar bireysel olarak buna katkıda bulunabilirler (çorbada tuz misali). Bu katkının vatan için mi yoksa tüm dünya için mi yararlı olacağı, ilgili katkının ne olduğuna göre değişir. HIV/AIDS veya kanser tedavisini bulursunuz, tüm insanlığa katkı yapmış olursunuz. Ülkede enerji üretimini solar panel ve rüzgarla sağlamaya başlarsınız, vatana katkı yapmış olursunuz.

Fakat Masonluğun "bireyden tüm insanlığa doğru gelişim modeli" anlayışı çerçevesinde, işe kendi vatanınızla başlamak gibi bir durum var. Siz kendi vatanınızı kalkındırın ki, diğer ülkeler de sizi takip etsin ya da en azından takip etmeye çalışsın. Bu ekonomide bile irdelenmiş, adına "uçan kaz paradigması" denilmiş. Bkz. http://www.vezirconsulting.com/ucan-kazlar-paradigmasi (http://www.vezirconsulting.com/ucan-kazlar-paradigmasi)
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 27, 2014, 04:18:40 ös
     Atatürk ne güzel söylemiş. Yurtta sulh, Cihanda Sulh! Sulh salt barış anlamında olsa da, Ulu Önder huzuru da bu topraklarda vuku bulmasını, bunun içinde önce yurdumuzda huzuru sağlamayı arzu etmiştir.

     Mason olun olmayın insanlığa yararlı işler yapmak, bunu yaparken öncelikle ülkemizin çıkarlarını gözetmek boynumuzun borcu. Vatanımız tehlikedeyken Cihanı iyileştirmeyi düşünemeyiz elbet. Ancak bencil olmak, iyilikleri paylaşmamak nefreti de beraberinde getirir.

     Bir harici olarak benim Masonlardan beklentim budur.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ADAM - Haziran 27, 2014, 04:28:34 ös
Bu başlık altında güzel katkılar ve paylaşımlar oldu. Bana göre başlık yanlıştı ya da başlık ile doğrudan bağlantılı alanda pek az söz edildi.

Sayhın Ersin Baltalı "malum çevreler" deyince bir ara sorgulayacaktım ama ona da gerek kalmadı. Verdiği linke baktım; güvenilmez buldum. Neden güvenilmez? Çünkü bu bir haber sitesi ve verdiği bilgilerin doğru olması gerek. Yorumlar ayrı. En basitinden rakamlar yanlış. Ancak insanlarımızın çoğu güvenir ve inanır. Çünkü günah keçisi gereklidir; çünkü kendi yandaşı olduğu kurum ya da kişinin her yaptığı ve dediği doğrudur, üstelik iyi ve güzeldir de... Eleiştirilebilecek hiçbir yanı yoktur.

Biz ise, Masonluktan yana çıkmakla birlikte, önce masonları, sonra mason örgütlerini, daha sonra da kurumsal boyutta Masonluğu eleştirmekten geri kalmıyoruz. Nitekim bu başlıkta sözü geçen vatan sevgisi ve milliyetçilik bakımından da eleştirebiliriz. Fakat bunun tutarlı olması bakımından da doğru dürüst, saçmasapan olmalan laflar etmeliyiz.

Atatürk'ün önemli bir uyarısı, bu ülkenin başına her ne gelecekse yarı-münevverlerden geleceğine ilişkindir. Nitekim öyle oluyor.

Sayı Ersin Baltalı'nın beklentisi çok güzel ve yerinde... Masonların bu bakımdan belki noksanlığı vardır. Fakat o "malum çevreler"de olduğu gibi bir aykırılıkları var mı? Ona bakmalı.

Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ABCDEF - Haziran 28, 2014, 10:54:39 ös
En baştan beri yapılan mukayese ve arasında herhangi bir ilişki aranan kavramların çelişkili olduğu düşüncesindeyim. Çünkü, bir mason için millilik bir noktaya kadar söz konusu olabilir. Mason için, her zaman vurgulandığı gibi, barış ve iyillik hedeflenerek evrensellik ön plana çıkarılır. Milliyetçilik belli bir sınırdan sonra dar görüşlülüğü getirir. Oysa yazılanlara ve söylenilenlere göre masonlukta böyle bir şey söz konusu olamaz. Tabiki  her masonun bir milliyeti vardır. Ama bu aşırılığı getirmemelidir. Ortak çıkarlar ve iyikler etrafında buluşulmalıdır.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ADAM - Haziran 29, 2014, 09:14:28 öö

Vatan sevgisi ya da yurtseverlik ile milliyetçilik (ulusalcılık) kavramlarını aşırı ve bağnaz bir milliyetçilik tutumu olan şövenizm ile karıştırmayalım.

Bir masonu da, Masonluğun evrensel amaç ve ilkeleri bakımından standart bir yurttaştan ayrı tutmayalım.

Kaldı ki o amaç ve ilkeler salt Masonluğa özgü de değildir. Evrensel düzeyde insan sevgisini duyumsayamayan bir milliyetçiye, dar görüşlülüğünden ötürü acınarak bakılabilir; belki yetersizliği nedeniyle hoşgörüyle karşılanabilir.

Ancak aynı şeyi bir mason yapacak olursa hoşgörüyle karşılanamaz ve onun ancak Masonluğa gidrebilmiş fakat "mason" olamamış bir kişi olduğu söylenebilir.

Tersine, bir mason evrenselci  olup da yurtseverlik duygusundan yoksunsa, henüz Masonluğun tüm öğretisini alamamış, yetersiz bir düzeyde kalmış demektir.

Çünkü milliyetçilik değil ama yurtseverlik, bir "erdem" olarak Masonluğun ritüelik öğretisi kapsamında özenle vurgulanmaktadır. (Milliyetçilik ise bir erdem değildir.)

Dolayısıyla, bir masonun milliyetçilikte ya da yurtseverlikte ancak bir noktaya kadar gidebileceğini ileri sürmek, dışarıdan bilmeden ve öyle olduğu sanılarak boş lâf etmektir.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ABCDEF - Haziran 29, 2014, 03:00:32 ös
Sayın "ADAM" ın söyledikleri doğru fakat, milliyetçi olmak beraberinde çok daha köklü, insanları kolayca galeyana getirebilen ve çok tesirli bazı olguları da beraberinde getirir. Bu milliyetçiliğin bünyesinde bir zorunluluk gibi ne hikmetse doğar. Ortada tek başına milliyetçilik olmaz. Kendi kendisine "ben milliyetçiyim" diyen bir insan kendini sadece milliyetçilik ile değil başka unsurlarla da bağdaştırır. Örneğin Türk milliyetçisi sadece milliyetçi değildir aynı zamanda çok fazla koyu islamcıdır. Bu sadece Türk milliyetçileri için geçerli değil bütün dünyadaki milliyetçiler için de geçerlidir. Masonlukta ise bağnazlık ve mutaassıplık yoktur. Bir mason kesinlikle herhangi bir görüşün koyu bir savunucusu olmamalıdır. Eğer böyle bir durum olursa bu çok farklı boyutlar kazanarak devam edecektir ve en sonunda asıl amaçtan sapılacaktır.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ADAM - Haziran 29, 2014, 03:09:13 ös
Sayın ABCDEF yanılıyor çünkü Milliyetçiliğin genel geçerli olan değil, kendine özel bir tanımını yapıyor.

Bu bir de şuradan belli ki, Türk Milliyetçisini aynı zamanda bir İslamcı ile bağdaştırıyor.

Ne ilgisi var? Herhangi bir ülke ya da ulusun milliyetçisi olmak başka, dinci olmak başkadır.

Üstelik Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir. Türkiyede milliyetçiliği İslamcılık ile bağdaştırmak, ayırımcılık yapmak ve Müslüman olmayan Türklere bu ülkenin yurttaşı olma hakkını tanımamak demektir.

Bu durum demokratik olsun olmasın, birer sosyal hukuk devleti olan diğer tüm dünya ülkelerinde de böyledir. Ancak teokratik ülkelerde böyle değildir.

Bu nedenle Sayın ABCDEF burada, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasasını çiğneyen bir söz etmiş olduğunun bilincine vararak, özür dilemelidir.

Bir masonun hele Türk masonlarının öz niteliğini hiç anlamadığı da ortaya çıkmaktadır.     


     
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: Spock - Haziran 29, 2014, 04:58:14 ös
Eğer milliyetçiliği, ülkemizde sadece kendilerini yurtsever sayıp, diğerlerini "daha az yurtsever" olarak gören iki ayrı politik zümreye indirgeyecek olursak, Sn. ABCDEF gibi hataya düşeriz. Daha global düşünmemiz gerekmekte. Burada asıl önemli olan bir Mason'un ülkesini, halkını, bayrağını sevip sevmemesidir. Yoksa aynen benim gibi ülkelerin varlığından hoşnut olmaya da bilir bir kişi. Aynı anda hem yurtsever, hem de ülkeler-karşıtı olabilirsiniz.

Tarihteki Masonların hemen hepsinin yurtsever olduğunu görüyoruz. Belki arada benim bilmediğim istisnalar vardır. Öyle ki, iki Mason bir savaşta karşı karşıya gelip birbirlerini öldürmek zorunda bile kalabilirler. Çoğu kez bunu yaparken karşısındaki kişinin Mason olup olmadığını bilemez insan. Fakat bunu bildiği anlar da olmuştur. Örneğin Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda İngiliz ve Amerikalı büyük üstatlar birbirlerine karşı savaşmışlar.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ABCDEF - Haziran 29, 2014, 09:21:32 ös
Sayın "ADAM" söyledikleriniz kısmen doğru. Ama keşke herkes anayasamızın 2. maddesinin gerektirdiği gibi hareket etse. Bugün halk arasındaki algı çok farklı. Halk arasında dolaşın, tanıdığınız kişilere bu konudaki fikirlerini sorun benzer cevaplar alacaksınız. Bir birey hangi millete dahil ise o milletin benimsemiş olduğu genel kabullere ve kültüre aykırı davranmamak zorunda hisseder. Bu aynı zamanda toplumsal bir baskıdır da. Çünkü toplum insanı yönlendirir. Bir kalıba sokar. Bir aidiyet duygusu içerisinde savunucusu olduğu milliyetin dininin de savunucusu olmuş olur. Bizim asıl vurgulamak istediğimiz nokta şu ki; her birey bir millete dahildir ve bunun gereklerini aşırılığa gitmemek suretiyle ve ayrımcılık yapmayarak yerine getirir. Asıl olması gereken budur. Günümüzde bu böyle mi sizler de takdir edersiniz ki hayır.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: ADAM - Haziran 29, 2014, 09:46:43 ös
Birisi özür dileyebilecek güce sahip olmayabilir.

Ne yazık ki bu ülkenin insanları da işte böyle kandırılmakta ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte gerçek Türk yurtseverlerinin bize armağan etmiş oldukları Cumhuriyetimizin asal çizgisinden saptırılmaktadır.

O kalıp işte ancak onların kendilerini kıstırdığı bir tutsaklığın kafesidir.

Bir mason, kendisi için de başka insanlar için de özgürlüğün savunucusudur. Böyle kalıpların izine girmediği gibi, yurttaşlarınıh da bundanmurtulmasını hedefler.

Bir mason, gerçek bir yurtseverdir ama kimileri onu anlayamayabilir. Bu ülkedeki bir masonu bu bağlamda anlayabilmek için, önce Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamak gerekir.

Atatürk, manevi mirasının bilim ve akıl olduğunu söylemiştir.
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: Raskoln - Haziran 30, 2014, 09:49:53 öö
SAYIN MASON ;

FAKİRLER MASON OLAMAZ SÖZÜNÜ KİM SÖYLEMİŞTİR
Başlık: Ynt: Bir Masona göre Vatan sevgisi ya da Milliyetçilik
Gönderen: 38 - Haziran 30, 2014, 10:35:45 öö
     Sayın ABCDEF milliyetçi ile ırkçı kavramlarını karıştırmakta. Sanırım karışıklık buradan kaynaklanıyor.

Vatan sevgisi ya da yurtseverlik ile milliyetçilik (ulusalcılık) kavramlarını aşırı ve bağnaz bir milliyetçilik tutumu olan şövenizm ile karıştırmayalım.


     Sayın Adam'ın bu sözlerini doğru irdelemenizi öneririm Sayın ABCDEF. Sizin yazılarınızda Milliyetçi diye adlandırdığınız bütün kelimeleri kaldırıp Irkçı yazsak dedikleriniz bir anlam kazanabilir.

     Ancak İslam ile Milliyetçiliği(Irkçılık) özdeşleştirmenizi yadırgıyorum. Bunun aksi olan birçok örnek verilebilir ancak burada vermenin bir anlamı olmadığı kanısındayım.

     Tabi konunun başında beni de bağlayan kurallardan ötürü kafamda geçen ile konu başlığını birbirine bağlayamadım. Bu yüzdendir konu başlık ile kopuk başladı. Ancak daha sonra tamda istediğim bütünlüğe kavuştu. Sayın Spock bir Masonun nasıl düşünmesi gerektiğini paylaşmış oldu. Bence bir Masonun görüşü aynen bu yönde olmalıdır. Ülkesinin çıkarlarını gözetirken Dünyayı iyileştirmenin yollarını bulmalı.

     Peki biz hariciler ne yapmalıyız? Sayın Raskoln gibi hemen nasıl Mason oluruz öğrenmek için bu siteye üyelik mi yapmalıyız? Hayır. Belki ÖMBL Büyük Üstadının dediği gibi; Yapılacak işler çoktur ama önce söylemi canlı tutmaya devam etmeliyiz.