Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: KREDİ KARTI BORCU  (Okunma sayısı 5534 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 30, 2009, 01:48:33 öö
Yanıtla #10
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Değerli Üyeler ,

Bu "kredi kartı borcu" konusu sadece iktisadın değil artık siyaset biliminin , sosyoloji ve psikolojinin de konusu haline gelmiştir. Ancak bu , kesinlikle bugünün meselesi değildir. Bugün kredi kartı borçları şeklinde lanse edilen iktisadi arazların kökü fikrimce 24 Ocak 1980 Kararları 'nın çok minimal bir yansımasıdır.

Bildiğiniz üzere , o tarihten hemen önce (1979)Sn.Süleyman Demirel Sn.Özal'ı Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirmiş ve kendisini çok kısa bir süre zarfında tümüyle yeni bir iktisadi program hazırlamakla görevlendirmiştir. Bu iktisadi program önceki dönemlere ait 5 yıllık kalkınma planlarından tümüyle farklı olacak ve noktası,virgülüne kadar IMF uzmanlarının dikte etmesi ile hazırlanacaktır. Nitekim öyle de olur.

Program hazırlanıp 24 Ocak 1980'de kamuoyuna duyurulur ve derhal uygulanmaya başlar. Bu programla önce devlet küçültülecek, "bazı sektörlere" özel teşvikler getirilecek , ithal ikameci yaklaşım tamamen devre dışı bırakılacak , ülke iktisadi yapısı denetimsiz biçimde liberalize edilecek ve geri dönüşsüz biçimde dışa bağımlı olarak borçlandırılacak,tarım destekleme alımları "sınırlandırılacak" ,ithal girdilerde gümrük muafiyeti getirilecek , "köprü gelirlerine ortaklık senetleri ve bankerlik kurumu" devreye sokulacak , "düşük faizli kredi" uygulamalarıyla vatandaşın bankaları cazibe noktası olarak algılaması için "teşvik edici yayınlar" yapılacaktır. Bu şekilde iç borç ikamesi de vergi yoluyla değil , vatandaşın "ömür boyu borçlandırılması"yla gerçekleşecekti.  Tüm bunlar ne yazık ki oldu da .

İşte özellikle o 24 Ocak 1980'den başlayan süreç , insanımızın "yabancı mal ve hizmetlere özendirilerek" borçlandırılması sonucu , bugünkü kredi kartı borçları diye kısaca ifade edilen felaketleri doğurmuştur. Sistem , kişinin bu tuzağa düşmek zorunda kalacağı biçimde tasarlanmıştır . İthal ikameci model terk edildiği için de , "henüz üretim yapılıp ,satılıp , kazanılmamış paranın,sonra kazanma umuduyla önceden harcanması " mantığı işletilmeye başlanmıştır.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım bu "kararlar" sonucunda görülmüştür ki "Büyük Kalkınma Hamlesi" diye pazarlanan bu korkunç dönüşümden çok küçük bir "burjuva" kesimin dışında , geniş halk kitleleri çok büyük maddi kayba uğramış , nesilden nesile aktarılan ve geri ödenemeyecek borçlanma süreçleri başlamıştır. Akabinde gerçekleşen 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle , basın susturulmuş ve bu iktisadi kararlar sonucu çok zarar görmüş toplumsal katmanlarayoğun  baskı uygulanarak tepki vermeleri engellenmiştir. İlerleyen yıllarda Sn.Özal "İcraatın İçinden" programında bu yaşananları altın kalemini göz hizamıza doğru sallayarak "Çağ Atlamak" tabiriyle ifade etmiştir . Bir yere atladığımız doğrudur , o yerin ne olduğu da bugün bu borç sarmalında kıvranan insanımız dilerim tam olarak ve doğru biçimde algılasın.

Bugün küresel ölçekte yaşanan , algılanan ve reel bitiş zamanı öngörülemeyen global krizi ilk tahmin eden ve dünya kamuoyunu uyaran , "Kriz Kahini" olarak anılan , New York Üniversitesi İktisat Profesörü Sayın Nouriel Roubini , krize ilişkin yaptığı en son değerlendirmede , "gelişmekte olan ülkelerde" krizin yayılımının emlak kredilerinden ticari kredilere ,sonrasında otomotiv kredilerine sıçrayacağını , bunların da katlanarak nihai aşamada "geniş ölçekli kredi kartı buhranı" na yol açmasını öngördüğünü ifade etmiştir.   

Şu ana dek Roubini küresel iktisadi süreçleri müthiş isabetle okudu ama dilerim bu son değerlendirmesinde yanılmış olsun ... 

Saygılarımla
Quality has no fear of time ..


Ekim 30, 2009, 01:02:27 ös
Yanıtla #11
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 574
  • Cinsiyet: Bay

Ben bu kredi kartı borcunu anlayamıyorum. Sn. ozkan ın ilk örneğinde belirttiği gibi ileri durumlar dışındaki insanlar banka kartı da kullanabilirler. Kredi kartı ile aynı pozisyonda gibi bir şey. Bazı bnakalar artık puan kazandırmaya da başladı. Hem harcadığınız para anında hesaptan düşülüyor. Bir çok kişi nede olsa 'beleş' diye saldırıyor kredi kartlarına sonra da ekstre gelince vayy anam kredi kartı bizi şöyle yaptı böyle yaptı, lanet olsun bankalara vb. şekilde ağıt yakıyorlar. Madem kredi kartını kullanmayı çok istiyorsun, 'bankamatik kartı da kullanılmaz şimdi ya mis gibi kredi kartı varken' diye düşünüyorsun, o zaman gelirin karar harca, sonra sen rahat herkes rahat


Ekim 30, 2009, 04:04:17 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Ekonomik olarak tartismaya girildiginde bir cikar yol olacagini zannetmemekle birlikte, Stiglitz de mevcut sistemin topyekun degismesi gerektigini soyleyenlerden. Ancak Kredi karti olsun baska materyaller olsun, "zaruri" hallerde insanlarin yapabilecegi bri sey olmayabiliyor.... 1980"lerdeki calkanti, aslinda Turkiye"nin 40-50 yillik kaybinin 10 yilda kapatilmaya calisilmasi idi, hakikaten bu konunun enine boyuna masaya yatirilmasi gerekiyor, zira;

Evet o donemde hakikaten mantik olarak bakildiginda cok ters politikalar ve yikici gorunen uygulamalar oldu. Ancak, 1970lere 60lara bakarsaniz, Turkiye tamamen disa kapali bir ekonomik ve sosyal sistemden disa acilimini en acil ve ivedilikle gerceklestirdi. Turkiye"de 80"lere kadar kimse cebinde yabanci para birimi ile 1dolar bile tasiyamiyordu... dahasi genc nesile anlattiginizda o donemin sosyal ortamini, saskinlik ve absurdluklerle karisik bir tepki ile karsilar... O donemde kucuk zumre disinda kitlelerin buyuk zarara ugramasini , sayili bazi banker facialari disinda, abartildigini dusunuyorum, cunki, rahmetli babaannem anlatirdi, koyde iken cay ayda bir kere seramoni ile demlerlerdi, seker ise kullanmazlardi cunki yoktu!... Kirsal kesimde degil sadece sehirlerdede ekmege kadar karneye baglandigi paraniz olsa bile alamadiginiz en temel ihtiyaclari dusunun, ve dahasi, insanlarin talebine karsilik serbest uretim ve dis ticaret imkanlarinin topyekun, dusunsel olarak bile insanlarca tasavvur edilemedigini dusunun....

Her ne kadar dunya capinda hukumetler halen ayakta ise de, son krizin yaralari yakin zamanda sarilamayacak, ve iktisat kavraminin temelleri yeniden yazilmadikca da sistemin duzelecegini zannetmiyorum... Sosyal olarak da, konunun baslarindaki orneklerde, dikkat edilmesi gereken asil  suclu, kredi karti, yahut uluslararasi ekonomik sistemler degil, insanlarin birbirlerinin zayif zamanlarinda samimiyetle yardim eli uzatmamalari diye dusunuyorum.....
« Son Düzenleme: Ekim 30, 2009, 04:19:15 ös Gönderen: cardiffmonster »


Kasım 03, 2009, 10:36:06 ös
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Forum Üyeleri

O kadar üzgünüm ki....

Güvendiğim dağlara karlar yağdı.
O kar ki asla erimez...

Herkes BEN'in o kadar kul'u olmuş ki
Sorsan? bahanesi bitmez...

Gösteri gerçek zannedilmiş!
Hakikat dediğin içi boş bir vecize...
Hayat önce kendinden vazgeçebilene.

Ne yapabilirim ki?
'Gerçekten' ne yapabilirim ki????
Çözümler sonsuz;
Sonuçlar sahte!!

Bir ben var benden içerü
Bir ben var ama diyor ki;
Önce can
Sonra canan...

Bir ben varrrr......
Bir de kimse yok aslında..
Aslı işin aslında.

Dostlar bugün çok üzgünüm.

Sorsan hergün 70 kişi teravihde
Yardımın adı olmuş; vicdan rahatlatma.
Sorsan?
Allah deyip kafa tokuşturma olmuş insanlık.
Ey insanlık
Ey o boş tokuşan, boş kafalar.
Tok tok!
Ey o eğilip kalkan boş bedenler.
İstemiyorum sizinle gitmeyi
Aynı cennete..(?)

İsteyene işte hakikat !!!

Önce can, sonra canan........
Malesef böyle olmuş dünya..

Kopart Kıyametini!
Ey yaratıcı;
Dinler boş
Kurumlar boş
Korkarım; yok ya artık korkmam
Duy gerçeği
Ruhundan üflediğin insan boş
Evet kesin duy bunu
Ruhundan üflediğin insan BOŞ!

Dilim varmaz ama
vardı işte
Üflediğin ruh da boş.
Korkmuyorum ki daha öte cehennemden!

Ne cennetin
Ne cehennemin umurumda bugün
Hepsi boş..
Hepsi vecize
Bir iki 'kuru' kelam
Gerisi gösteriş...

Ey yaratıcı
Kopart gereğini
Kıyam etmek ise aslı
Kaldır ayağa!

Ayak da boş
O halde
Kıyamı da boş.

Ey SEN!

Tek gerçek olan

Sabah olsun ve akşam
ve sen yücelt kendini
ama dur
sadece kendini

Ve birlik olmak...?
Artık güldürme beni..
Yap ise gereğini

Yok... Artık meşgul etme beni.

Daha sıram var ölmeye...
Ve umarım en kısa zamanda...

Yazmadım sana

Mağribde..
Olmadı
Cisürdün
Farketmezki bu akşam..

Yazmadım sana
Seni! Mefül!!!

Halbuki tek amacım
Anlaşılır olsun istedim 'canana'

Ama yok!

Herşey bahane..

Bu gün derdin kendisinden öte dertliyim

Bugün ölsem ve ardından doğsam
Ve hemen tekrar ölsem
yeridir..

Artık anlatmaktan vazgeçsem
Tam da yurdudur BU DÜNYA..

ps: Parçası olduğum bütünün önünde parça parça,  paramparça
ve kim olursak olalım?!
nabzımızın vurduğu her ritim;
 acı, ihtiras ve bencillik.......
1/3

Yuh olsun bana!

K.İ.B.



Geçecek sayın ozkann.İnanın geçecek....!Başladı bile...Geçecek inanın...
Ben"O"yum,"O"ben değil...