Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Obediyans Kavramı  (Okunma sayısı 9266 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 10, 2011, 11:29:39 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Masonluktaki “obediyans” kavramı, epeydir üzerinde durmak istediğim bir konuydu.

Ben Türkçe kullanımına pek meraklıyım ya… Araştırdım, karıştırdım, düşündüm… Bu terimin anlamını belirtmek olanaklı fakat tam karşılığı olan bir öz Türkçe sözcük yok.

Her sözcüğün ille de bir öz Türkçe karşılığı olmayabilir. Özellikle bilimsel ve teknik nitelikli sözcük ya da terimlerin birçoğu böyledir. Ya olduğu gibi kullanılır ya da en çok kullanılmakta olduğu dilden dönüştürülür. Aslında dilimizde her gün kullana geldiğimiz ve sorulsa Türkçe olduğuna kalıbımızı basabileceğimizi söyleyebileceğimiz ne kadar çok sözcük, terim ve tamlamanın aslında bir başka dilden alıntı olduğunu bilsek şaşa kalabiliriz.

Oberdiyans sözcüğü Masonluğa özgü değil yani salt Masonlukta kullanılmıyor. Fakat Masonlukta o kadar çok, sık ve üzerine basa basa kullanılıyor ki, bu sözcüğün Masonluk için yaratılmış olduğunu sanabilirsiniz.

Önce Mason Sözlüğü’ne bir bakalım; ne demekmiş obediyans?

Mason localarının bir araya gelmesiyle oluşan, kendine bağlanan localar üzerinde bir yönetici egemenlik oluşturan bağımsız federatif kuruluş.

Bu tanım masonca yapılmış. Eh, Mason Sözlüğü’nde öyle yapılması normal. Biz de konuya zaten genel olarak değil, Masonluk açısından bakacağız. Yoksa bu kavramın üzerinde durmaya değmeyebilir.

Ancak ilginç bir durum var… Başka sözlüklerdeki anlamsal karşılığı bakımından obediyans, “bağlılık”, “boyun eğme”, “söz dinleme”, “itaat etme” gibi bir anlama gelebilir. Oysa Masonlukta bir örgütlenme ya da örgütsel oluşum tarzını yansıtıyor.

O halde niçin obediyans? Başka bir terim kullanılamaz mıydı?

Kullanılırdı belki alma işte şu locaların bağlanışı ve böylece onların üzerinde yönetici ya da buyurucu nitelikli bir otorite oluşumu var ya… Sanırım oradan geliyor bu yeğleyiş.

Buradaki en önemli noktalardan biri de “obediyans” denilen bu örgütün locaların bir araya gelişiyle oluşması. Bu gerçekten de çok önemli. O kadar önemli ki, işin kötü yanı, bir anket yapacak olursanız Masonlukta çok kişi bunu anlayamamış olduğunu saptarsınız. Birçoğu obediyansı bilir de onun kişilerden yani masonlardan oluştuğunu sanır. Oysa Mason Sözlüğü’ndeki tanımda bunun açıkça federatif olduğu bile yazılı.

Kim bilir, belki de masonlar mason Sözlüğü’ne bakmıyor. Masonluğu ve içerdiği kavramları çok iyi biliyorlar ya, ondan…

Demek ki Masonlukta obediyans, bir mason örgütünün önce kendi oluşumunu, sonra bu oluşumdan doğan bağımsız bir tüzel kişiliği, sonra bu tüzel kişiliğin bir yönetici ya da buyurucu egemenliğinin olduğunu, onu oluşturan locaların ona bağlanışını belirtiyor.

Bu açıklamayı öteki bilgilerimizle karşılaştıracak olursak obediyans denilen oluşum ya da nesne aslında “büyük loca”. Öyle değil mi? Değilse, aradaki fark ne?



Anlaşılan bu konu öyle kolayca ortaya konup geçiştirilebilecek bir şey değil. Bunun üzerinde biraz yoğunlaşmamız gerekecek.

Fakat ben burada durayım. Belki forum üyelerinden bir şeyler demek isteyenler olabilir.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 12, 2011, 09:23:29 öö
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bu konuya her nedense pek ilgi gösteren olmadı.

Peki, ben biraz daha devam edeyim.

Obediyans denilince akla önce “büyük loca” geliyor, bu doğru. Aslında bir obediyansın en az üç düzenli ve bağımsız mason locasının bir araya gelip, hep birlikte bağlanacakları bir tüzel kişiliği oluşturmalarıyla oluştuğunu söylemek daha doğru. İşte o zaman benimsediği örgütlenme ve çalışma biçimine göre obediyansın “büyük loca” ya da “büyük doğu” olarak anılması söz konusu.

Günümüzdeki Masonluğun ilk oluşumu sırasında ve sonrasında yani 18. yüzyılın ilk yarısında “Büyük Doğu” diye bir şey yok. Bu, aynı yüzyılın ikinci yarı ortalarında Fransa’da artık o çevreye özgü bir kimlik edinmeye başlayan Masonluğun bir ürünü. Beri yanda İngiltere’de ve sonraları Anglosakson Masonluğu topluluğunu oluşturacak çevrelerde “büyük doğu” diye bir şey yok. Hatta kavramın gelenekçi nitelikli mason örgütleri çerçevesinde yer almadığını, kabul görmediğini söyleyebiliriz. Bunun gerekçesi ise adından çok niteliğinden ileri gelse gerek.

Şu halde obediyans kavramını iyi anlayabilmek için yapılması gereken işlerden biri büyük loca ile büyük doğu arasındaki farkı ortaya koymak.

Ancak ondan önce bir başka soru takılır unu iyi öğrenmek isteyen kişinin aklına: En az üç locadan oluşan federatif nitelikli bir topluluğa niçin “büyük loca” denmiş? Başka bir terim kullanılamaz mıydı? Bu terim bir karışıklığa neden olmuyor mu?



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 14, 2011, 12:19:21 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Masonlukta localardan oluşan bir örgüte niçin öncelikle “büyük loca” denmiş olduğu da bana göre çok ilginç bir konu başlığı. Acaba forumda buna daha önce değinildi mi? Hiç geçmemişse anlatılmalı.

Geçtiğimiz günlerde Sayın enelsır’ın Sayın MASON ile yapmış olduğu röportaj üzerine beğenilerimi aktarmıştım. Geneli bakımından doğru. Sayın MASON çok önemli noktalara dokunmuş. Bu da geneli bakımından çok güzel. Ancak Sayın MASON ile görüş birliği içinde olmadığım bir nokta var. Eh, elbette her bakımdan görüş birliğinde olacak değiliz. Öyle olsa, bilgi paylaşımının ne anlamı kalır ne de gereği.

Uyuşma içinde olmadığımız nokta şu: Sayın MASON bu forumun arşivinde Masonluk ile bağlantılı olarak verilebilecek tüm bilgilerin verilmiş olduğunu, bunun üzerine katılımcıların başka konular üzerinde yoğunlaştıklarını belirtmiş. Tam olarak böyle demiş olmasa da buna benzer bir söz etmiş.

Ben işte bun karşı çıkıyorum. Ritüelik konuların görüşülemezliğini öngören o 17. madde dursun durduğu yerde. Daha Masonlukla bağlantılı olarak gündeme getirilmemiş o kadar çok konu, o kadar çok bilgi var ki…

İşte bunlardan biriyle karşılaştık şimdi durup dururken… Niçin büyük loca da başka bir şey değil?

Şimdi ben burada duruyorum çünkü biliyorum ki forumun yönetiminde ilgililer bu yazdığımı okumuştur ve eğer forumda daha önce bu konuda bir açıklama yapılmışsa bunun linkini vereceklerdir. Aynı şeyleri yinelemek gerekmez. Ancak yoksa, o zaman o konuya da eğilmek gerek, ister bu başlık altında ister ayrı bir başlık olarak.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 15, 2011, 03:14:11 öö
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Kimse yazmayınca ben yazayım dedim..Sayın Adam bu tartışmanın açılması konusunda sıklıkla direnmiş. Masonca bir yorumum olamayacak ama bildiğim diğer şeyleri anlatayım istedim.

Loca kavramını Coven ile ilişkilendirmek istiyorum. Eski britanya dinlerinden olan witchcrafty'de insanlar coven denen bir yapılanmada toplanmakta idiler. Witchcrafty arturun büyücüsü merlinin de dinidir. Bu şekilde kafada canlandırmak kolay oluyor. Genel yaklaşım iki tanrı figürü üzerine kuruludur. Yer tanrıçası veya bereket ile boynuzlu tanrı kronos (kronosun nasıl baphomethe dönüştüğü hususunu anlatmayacağım talep olursa anlatırım) Witchcraftde kurulan ezoterik guruplara coven denir (Sanırım konvan kelimesi masonlukta bu toplantıdan gelmekte) Covende 3 tekamül derecesi olur interst daha covene girememiş kişiye denir. Covene girerken kişi inisiye olur. Tören kılıç, asa, tokmak gibi aletler ile yapılır. Bu açıdan çok fazla tekrise vbenzer (göz bağlama vasiyet tehkik vs) Covene girince erkek üyelere warlock kadın üyelere witch deir. Bundan sonraki kademe yani ikinci kademeye kadına magistra erkeğe magus denir ve üçüncü tekamul seviyesi kadınlara maga erkeklera magus denmesidir. Bu seviye sistemi aynen çırak kalfa usta sistemine benzer. Covenler genellikle bir üst yapılanma ile birbirlerini tanırlar. Bu tanıma aslen şöyledir. Bir Covende sınırlı üye sayısının hepsi bir süre sonra magus veya magistra olduğunda üyeler kendi covenlerini kurarlar bunlar genellikle birbirlerini tanırlar. Bu şekilde brodherhood ve sisterhood ilişkisi oluşur. Bu covenler birbirini üyelerce tanır ve takas yollu toplantlar oluşur. İşte bu yapı masonluğa obedians ile geçmiş olabilir. (Teorik olak)

elelim Büyük Doğu kavramına. Bunu da rutual magick ile özdeşleştiriyorum ben. Rutual magick'da kuzey toprağı güney ateşi doğu suyu batı da rüzgarı temsil ettiği gibi ayrıca doğu ana yöndür çünkü güneş o taraftan batmaktadır. Güneş doğarken doğudan kuzeybatı yönünde yükselir tam batıya güney batı yönünden batar. G>üneşin bu kadar önemli olması da sol invikato ile bağlantılı kanımca. Zaten loca içerisindeki oturma düzeni de doğunun önemli yön olduğunu göstermektedir. Batı büyük locasına sahip iken ona göre daha doğuda olan fransız locaları güneşi - ingiltereye göre doğuda olmayı kavramları ile büyük doğu kelimesini benimsemiş olabilirler.


Aralık 15, 2011, 09:24:13 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sayın Abezethibou başkaları yazmayınca yazmış. Sağ olsun, var olsun ama anlatısı olsa olsa bir başka konu başlığı olabilir ve ilgiyle irdelenebilir. Hele işin içine Merlin girince eski Kelt inançlarından da söz edebiliriz. Arthur’un Glastonbury’deki mezarını umutsuzca deşebiliriz. Derken bunu Galya’daki inançlarla bağdaştırır Quinatour’u da gündeme getiririz. Böylece işi başkalaştırır, nerelerden nerelere gideriz.

Bütün bunları şöyle bir harmanlayıp, başka etkenlerle de bir güzel yoğurup 18. yüzyıl başında Londra’ya getirirsek, bugünün Masonluğundaki ilk büyük locanın asıl hangi amaçla kurulmuş olduğunu, bu işin arka perdesinde neler bulunduğunu belki daha iyi anlarız.

Ancak ne yazık ki tüm bunlar Sayın Abezethibou’nun benzeştirmeleri çabalarını işe yaratamıyor. Bakınız, o tarihlerde Masonlukta kullanılan bir terim var “cowan” diye. Operatif Masonluk denilen inşaatçı locaların son demlerindeki sıkıntılarından kalma. Sanki sözcük olarak daha yakın gibi ama ilgisi yok.

Bir antik okült kurumda üç dereceli bir ezoterik sistem kurulmuş olması da Masonluktaki ilk büyük loca ile bağdaştırılamaz çünkü o tarihlerde Masonlukta iki derece var. Üçüncüsü sonradan, bir zorunluluk nedeniyle doğmuş. (Bambaşka bir konu olduğu için burada ona girmeyelim.)

Burada dikkat edilmesi gereken nokta “loca”nın bir obediyans olmadığı (oysa locada da söz dinleme, itaat etme vb. var) fakat büyük locanın ille de ve mutlaka bir obediyans olduğu.

Bir diğer obediyans türü olan Büyük Doğu’ya gelince…

İlk Büyük Doğu kurulduğu sıralarda Fransa’da hemen kapı komşusu olan Büyük Loca da vardı. Buradaki “doğu” kavramını acaba başka türlü mü almalı. Simgesel olarak alınsa belki ama bu sözcüğün coğrafi yönlerle pek ilgisi olmasa gerek.

Bir ipucu vereyim: Bu irdelemeye Türkçeden değil, özgün olanından, Fransızcasından başlayın: Fransızca bilmiyorsanız bile biraz sözlük karıştırırsanız bulursunuz. Grand Orient vs. Grande Loge.

Elbette bu araştırmayı ancak Masonluk ile gerçekten ilgilenenler yapacaktır. Başkasından beklenmesi abes olur.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 15, 2011, 12:06:48 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Her ne kadar Sayın ADAM aramayı Fransızca olarak yapın diyerek bir nevi cevabı da vermiş olsa da. Yine de kendimi tutamayıp biraz sözlük karıştırdım. Aslında bu terimlerin orjinal dili her şeyi açıklığa kavuşturuyor. Fakat ben yine de bakış açımın yanlış olabileceğini düşünerek düşüncelerimi ve bulgularımı paylaşmak isterim.

 Garand: Büyük, ulu, soylu, uzun, geniş hatta dehşetli gibi anlamlarda kullanılıyor.

 Orient: Doğu

 Loge  : Kapıcı odası, soyunma odası, kulübe, lojman, toplanılan mekan gibi anlamlarda kullanılıyor.

 Şimdi. Bu kelimelerin anlamları incelendiğinde Grand Orient ile Grand Loge aynı şeyi anlatmıyor. Belgi bizim algılamaız böyle ama ikisi kesinlikle aynı şey değil. Hele Masonluk gibi anlatmak istediği her şeyi semboller ve alegorilerle anlatan bir kurumdan söz ediyorsak durum daha da netleşiyor.

 Masonlukta Doğu'nun önemli bir yön olduğunu biliyoruz. Öyle ki localardaki oturuş düzeni bile bu yönün önemini ortaya koyuyor. Bir de buna ışığın Doğu'dan yükseldiği o yönden geldiği gibi simgesel anlatımları ekleyin...

 Bu açıdan bakıldığında " loge" bir mekanı nesnel bir durumu işaret ederken " orient" daha çok düşünsel bir durumu işaret ediyor olsa gerektir. Hata bu belki de bu düşünsel durum " Masonluğun öz felsefesi" bile olabilir.

 Bütün bunları üst üste koyunca, " Grand Loge" ile "Grand Orient" aynı şeyi anlatmıyor.

enelsır


Aralık 15, 2011, 01:04:14 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Terimleri özgün dilleri üzerinden araştırırken içerik olarak bir detayı, önemli bir detayı atladığımı fark ettim. Eklemek isterim. Gran Orient ( Büyük Doğu) kavramının Grand Loge ( Büyük Loca) kavramından en büyük farklılıklarından biri de, Büyük Doğu altında bir çok farklı ritte çalışan locaların bulunabilmesidir. Öte yandan Büyük Loca aynı ritte çalışan localardan oluşur.

 Bu da kurumsal olarak büyük bir farklılıktır. Eklemek istedim.
enelsır


Aralık 15, 2011, 04:28:19 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Evet Sayın enelsır'ın dediği doğru.  Büyük Loca ile Büyük Doğu'nun farkı aynen onun dediği gibi.

Peki niçin?

Çünkü 18. yüzyılın ikinci yarı ortalarına doğru İngiltere'de ve kontrolu altında tutabildiği yerlerde Masonluğun bölünmüşlüğünün yanı sıra büyük loca yönetiminde simgesel derecelerdeki çalışmaların egemenliği sürerken, Fransa başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde iş çığrından çıkmıştı. Her aklına esen kendi başına yeni ve farklı bir rit kuruyordu. O dönemin ünlü masonlarından Chaillon de Jonville, bu birbirinden farlı rkitlerin simgesel derecelerde birlikteliğini sağlamak için Büyük Dooğu oluşumuna yönelmişti. (Aslında bu iş bu  kadar basit değil.  Ben ayrıntıya girmemek için kısa kestim.)

Şimdi geldik Büyük Doğu ya da Grand Orient'in anlamına... Ne dersiniz?




   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 15, 2011, 04:58:54 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

 İş özgün dil özgün kullanım açısından ele alınınca bu "Büyük Doğu" " Grand Orient" tanımlamalırına da bu açıdan bakmak kaçınılmaz. Bu tanımlamaların bizim dilimizdeki asıl kullanımı "Maşrık ı Azam " şeklinde. Düz, yani sadece kelime karşılığı olarak bakıldığında "Maşrık"la "Doğu" nun aynı anlama geldiği düşünülebilir. Fakat "Doğu" kelimesi "Maşrık" kelimesinin tam karşılığını anlam olarak verebilmekten uzaktır. " Maşrık" derken anlatılmak istenen bir yönden çok, ölümsüzlükle ilgili metafizik bir kavramdır. Daha anlaşılır olması için şöyle bir kıyas yapılabilir; maşrık sadece bir yönü ifade ediyor olsaydı bunun daha sık kullanılan bir karşılığı olan "Şark" kelimesi kullanılırdı. Mesela ölen birinin ardından " ebedi Maşrık'a intikal etti" denir bu sadece Masonlukta değil başka ortamlarda da kullanılır. Peki Maşrık eğer doğu demekse neden " ebedi Şark'a intikal etti denmez? Demek ki Maşrık'ın bir yön ifade etmekten daha ileride bir anlamının olması gerekir. Vardır da.

 Biraz karışık gelebilir ama bunu ilk bu forumda , daha sonra da başka yerlerde de duyup çok sevdiğim bir tümceyle anlatabilirim, bu Maşrık kelimesinin anlaşılmasına yardımcı da olabilir: "Hiçbir şey ölmez, her şey yaşar"
enelsır


Aralık 17, 2011, 06:51:20 ös
Yanıtla #9
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Masonluktaki “obediyans” kavramını “büyük loca” terimiyle özdeşleştirmek kolay. Çünkü bir büyük loca, en az üç locanın bir araya gelerek kendisini oluşturması ve kendisinin o localar üzerinde -kabullenilmiş olduğu üzere- bir otorite kuruşuyla oluşuyor.

Bu anlaşılma olgusunda büyük locaya niçin “büyük loca” denmiş, niçin birlik, dernek, federasyon, korporasyon gibi başka bir şey denmemiş olduğu ayrı bir konu.

Bunun yanı sıra bir diğer obediyans türünden söz ediyoruz. Ona da dilimizde büyük doğu deniyor, Fransızca ya da İngilizcedeki “grand orient” sözcüğünün dilimizdeki karşılığı olarak.

Bunun üzerinde biraz durmalıyız. Bu tür obediyansın öncekinden ancak nüans niteliğinde denilebilecek, detayda olan farkını ortaya koymadan önce, niçin oluştuğunu görebilmek bakımından, Fransa’da Masonluğun 18. yüzyılın ortalarındaki (daha isabetlisi 18. yüzyılın 3. çeyreğindeki) gelişim öyküsüne şöyle kısaca bir göz atmak gerekiyor.

Fransa’da 1740’lı yılların ileri döneminde Fransa’da “Fransa’nın İngiliz Büyük Locası” (Grand Loge Anglaise de France) adını almış bulunan obediyans, İngiltere’deki Masonluğun ikiye bölünüşü üzerine ikiye bölünmemiş, 1756 yılında Fransa Büyük Locası (Grande Loge de France) adı altında bağımsızlığını ilan etmişti.

Bu olayın öyle tümüyle “masonik” olduğunu sanmayın sakın. Bu işlerin içinde dehşetli bir politik arka plan ya da kulis vardı. Daha Londra Büyük locası’nın kuruluşu sırasında var olan bu politika bağlantısı, 18. yüzyılın ikinci yanı başında Fransa’da bir başka yöne kaymıştı.

Şimdi bunun ne olduğunu soracaksınız. Yanıt olarak benim hayli eski tarihlere gidip oralardan beriye Fransa’daki taht çekişmelerini, komploları, entrikaları, karşılıklı soylu cinayet ve kıyımlarını anlatmam gerekir. İyisi mi öyle yapmayalım, o ayrıntılara girip de işin girizgahını uzatmayalım ama Fransa Büyük Locası’nın 1743 yılından beri büyük üstadı olan Clermont Kontu Louis de Bourbon-Condé’nin krallık ile bağlantılı birtakım özel hesaplar peşinde olduğunu, aslında Masonluk ile öyle pek ilgilenmediğini ama kendi tasarımları yolunda Masonluğu da kullanmaya çalıştığını (olabildiğince) belirtelim. (Neden olabildiğince?... Çünkü onun amaçlarının gerçekleşebilmesi yolunda masonların ya da locaların yapabileceği pek bir şey yoktu.)

Clermont kontu, usulen başında bulunduğu büyük locayı eylemsel olarak yönetmek üzere Christophe-Jean Baur adlı bir bankeri kendisine vekil atayarak görevlendirmişti. Sonra onu görevden aldı; yerine Lacorne adlı bir dans öğretmenini getirdi. (Bu kişinin ön adı ne yazık ki bilinmiyor.)

İşte bu değişiklik Fransa Büyük Locası’nda çekişmelere yol açtı. Öyle ki, Fransa’da localar ve masonlar âdeta iki kampa ayrılmıştı ama bunun İngiltere’deki bölünmüşlük ile ilgisi yoktu.

Bunun üzerine Clermont kontu Lacorne’u da görevden aldı ve yerine o sıralarda oluşturulmuş bulunan Yetkinleşme Riti’nin (Rite de Perfection) en üst derecesindeki yöneticilerden biri Chaillon de Joinville’i getirdi. Böylece herkesin onun sözünü dinleyeceğini, boyun eğeceğini sanmıştı ama ne gezer… Çekişmeler daha da arttı hatta bedensel kavga boyutuna vardı.

Masonlar böyle işler yapar mı?

Yapmışlar işte.

Çatışmaların önü alınamayınca, 1766 yılında Fransa Büyük Locası resmen kapatıldı. Fakat Fransa’da masonik etkinlikler kesintiye uğramadı. Locaların çoğu, bağımsız olarak kendi başlarına çalışmaya devam etti.

Beş yıl kadar sonra, 1771 yılında Clermont Kontu Louis de Bourbon-Condé öldü. Lacorne yine sahneye çıktı. (O tarihte Chaillon de Joinville’in hâlâ hayatta olup olmadığına iliştkin bir bilgi yok.) Yandaşları ile birlikte önce “Fransa Ulusal Büyük Locası” adı altında yeni bir obediyans kurdu. Büyük üstatlığa da, sonradan Orléans dükü unvanını da alacak olan Chartres Dükü Louis Philippe getirildi.

İşte bu büyük locanın adı 1773 yılında “Fransa Büyük Doğusu” (Grand Orient de France) olarak değiştirildi.

Bu, öylesine, sıradan bir isim değiştirme değildi. Bir nitelik değiştirmeydi.

Hani daha önce nüans ya da ayrıntı olarak nitelediğim fark var ya… Onun bir ayrıntı olarak nitelenmesi konuya salt örgütsel oluşum ya da dernek açısından bakarsak öyle. Masonik bakımdan hiç de öyle değil. Tersine, çok önemli.

Çünkü bir büyük loca belli bir iti ya benimser ya da benimsemez. Benimserse sadece o ritin simgesel derecelerinde çalışır. Büyük Loca, kendisine bağlı olarak çalışacak tüm l6ocalarda uygulanacak olan belli bir ritüeli kendisi kendi ilgili organları aracılığıyla belirler ya da başka organlarca belirlenmiş ritüelleri (burası önemli) onaylar ve uygulanmalarını izler.

Bir büyük doğuda ise ritüellerin egemeni localardır. Her loca hangi ritin simgesel derecelerinde çalışacağını kendisi belirler. Belli bir ritin simgesel derecelerinde çalışmayacaksa, kendi istem ve eğilimleri doğrultusunda kendi ritüellerini düzenler. Eğer belli bir ritin simgesel derecelerinde çalışmakla yetinemiyorsa, bunu daha ileri derecelere doğru uzandırabilir.

Şimdi bunu böyle dedik ya… Eğer tüm bunların nasıl yapıldığını, nasıl yürütüldüğünü bilmiyorsanız, bu kadar bilgiyle bir büyük doğunun bir masonik anarşi yuvası olduğunu, her locanın kendi kafasından istediğini istediği biçimde yaptığını, bir başıboşluğun egemen olduğunu düşünebilirsiniz.

Hiç de öyle değil… Örgütün tüm localarından oluşan genel kurulu en yetkili organdır. Bu organın alt organları da vardır ki elbette “yönetim kurulu” denilen ya da bunun benzeri bir organ bunların başında gelir. O birbirinden farklı ritüeller, birbirinden farklı çalışma tarzları, ilgili ritin daha üst derecelerine doğru uzanmalar, bunların hepsi yetkili bir organın onayına ve denetimine bağlıdır.

Nitekim bu nedenle 18. yüzyılın ikinci yarısında sayıları çığ gibi artan mason ritlerinin âdeta beşiği durumundaki Fransa’da birçok mason riti, Fransa Büyük Doğusu bünyesine kabul edilmediği, kendi başına yaşamını sürdüremediği için kuruluşundan kısa bir süre sonra tarihe karışmıştır.

Bu aşamada bir parantez açarak bir diğer bilgiyi daha vermekte yarar var: Farklı ritler söz konusu olmaksızın birbirinden yer yer farklı olan ritüeller uygulanması salt bir büyük doğuya özgü değildir. Bu uygulama, büyük localarda da görülebilmektedir. En belli başlı örneği ise İngiltere Birleşik Büyük Locası’dır. Büyük locanın öngördüğü ve önerdiği bir ritüel vardır ama localar büyük locanın onayladığı bir başka ritüeli de uygulayabilir.

İşte şimdi sıra bir büyük doğuya niçin “büyük loca” değil de “büyük doğu” dendiğine geliyor.

Öyle deniyor denmesine de acaba öyle demek doğru mu?

Büyük doğu mu yoksa büyük başka bir şey mi olmalı bu?



Sayın enelsır bu satırları okuduğunda çok kızacak, biliyorum.  Onun istediği aşamaya bir türlü gelemedim. Ancak düşünsün ki, tüm bunlar derlenip toparlanıp forum için yazılıyor. Bir başka yerden yararlanma söz konusu olsa bile kopyalama yok. Umarım hoş görür. Onun istediği yanıtı sonraki yazıma sakladım. Şimdilik bu kadarı üzerindeki katkıları alalım.


 

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
10037 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2011, 08:01:58 ös
Gönderen: NOSAM33
7 Yanıt
15193 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2008, 09:18:44 ös
Gönderen: saskin
2 Yanıt
5788 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2009, 02:55:29 ös
Gönderen: ceycet
7 Yanıt
9708 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2012, 12:46:38 öö
Gönderen: CAMPANELLA
2 Yanıt
6202 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2011, 01:44:08 ös
Gönderen: Maledictum
14 Yanıt
8262 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 05:05:54 ös
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
7107 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2012, 06:54:15 ös
Gönderen: karahan
20 Yanıt
9022 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2018, 10:15:05 ös
Gönderen: sad
26 Yanıt
16643 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2014, 06:53:36 ös
Gönderen: ABCDEF
4 Yanıt
3153 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2015, 06:55:42 ös
Gönderen: Risus