Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Serbest kıyafete evet, türbana hayır! - Can Dündar (Milliyet)  (Okunma sayısı 19173 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 30, 2012, 10:24:01 öö
Yanıtla #10
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Bu konuda Sayın ADAM'a da Sayın gnothi'ye de katılırım. Bu nasıl oluyor diye şaşırmayın. Zira ikisinin de haklı oldukları taraflar var.

Yazdıklarından Sayın gnothi ile aynı dönemlerde lisede okuduğumuzu anlıyorum. Tam da söylediği gibi durumlar yaşanıyordu. Kıyafetler üzerinden güdülen bir sınıf farklılığı ozamanlarda da çok derin hissedilirdi. İşci bir babanın dört çocuğundan ( hepsi de okuyor olan) biri olarak bu farklılığı çok derin yaşadım. Bütün öğrencilik yıllarım ağabeyimin hatta babamın kıyafetlerinin benim bedenime uyarlanmış halini giyerek geçti. Ağabeyime güzel kıyafetler alındığında çok sevinirdim, bir gün benim olacaktı çünkü :).

Fakat yeni çıkan bu uygulama ile bu fark daha da derinleşecektir. Daha belirginleşecektir. Bu açıdan Sayın ADAM da kaygılarında haklı.

Öte yandan Sayın gnothi'nin değinmiş olduğu çok önemli bir şey var. Ebeveynlerin çocukları üzerinden aptalca bir rakabete girişmeleri... Bu üstünde düşünülesi bir konu.

Ben sonucu ne olursa olsun bu uygulamayı Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşaması gereken bir durum olduğunu düşünürüm. Hiçbir geçiş normal ve sorunsuz olamıyor. Bunda da sorunlar aksaklıklar çıkacaktır kuşkusuz.

Fakat sonunda bireye kazandıracağı " Özgürlük" duygusunun getireceklerini ölçmek mümkün değil. İleriki yıllarda büyük kazanımlarımız olabilir.

Sayın gnothi'ye bir konuda daha katılırım: Evet "Özgürlük" her yer de, her zaman "özgürlük". Bedelsiz de olmuyor "özgürlük". Bedelini ödemeye hazır olamayanlar "özgür" olamıyorlar.
enelsır


Kasım 30, 2012, 12:32:16 ös
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi

Sayın ADAM'a katılamayacağım,  Sayın Gnothi'ye ise virgülüne kadar katılıyorum.

Fakir bir öğrenci için tek tip elbise almak ekonomik açıdan daha zordur. Gündelik giysileri haricinde ek bir masraf demektir ki tek tip elbise çok da ucuz değildir. Kalitesizini alsa tek tip de olsa zenginlerin aldıklarının yanında solgun görülecek ve sırıtacaktır. Ayrıca bu çocuk her gün aynı elbiseyi giymek zorunda kalacak, psikolojikman nefret edeceği kadar çirkin ve bir kaç ay sonra rengi kaçmış bir kıyafeti her gün taşımak zorunda kalacak. Her ne kadar çok güzel ve anlamlı kılınmaya çalışılsada bu gün biz erkeklerin kaç tanesi takım elbiseyi seviyor. Zihinlerle birlikte kılık kıyafet de özgürleşmekte.

Dini değerlere dokunmanın zorluğunu bizim gibi dini dogmalardan  uzak durmaya çalışan devletlerin adetlerini kaldırmakta da görmek ilginç duruyor. Eğitim sistemi tamamen devletin tüm emirlerine boyun büken vatandaşlar yetiştirmeye yönelik, özgür ruhları törpülemek için yaratılmış militarist bir yapıyı andırıyor.

Saygılarımla.


Kasım 30, 2012, 02:31:40 ös
Yanıtla #12

Sayın Munir diyelim ki kızlara aile zoruyla başörtüsü takılıyor. Bunun o kızda psikolojik bir rahatsızlık yaratacağı kanaatinde değilim çünkü insanlar aileden gelen baskılara bir şekilde alışkın oluyorlar, fakat dini inancı gereği başını örtmek isteyen bir kadının başını eğitim kurumlarında veya çalıştırkları iş ortamlarında devletin zorla açtırması bu kadınların psikolojisini bozuyor.

Gerçi bu baskıcı sistem sayesinde muhafazakar kadınlar iş sahibi olamadıkları için ev hanımı olmak zorunda kalıyorlar. Neticede çocuk yapıyorlar yeni nesil bu kadınların elinde yetişiyor. Çağdaş hanımlar ise iş hayatında olduklarından çocuk yapma fırsatları olmuyor. Neticede 50 sene sonra matematiksel kurallar gereği çağdaş insanlar çoğalamadıkları için  kalmayacaktır. Başörtülü kadınları engelleyelim derken kendi sistemlerinin ayaklarına sıkıyorlar kısacası.

Sayglarımla.

Bence ailede ve çevrede asla zorlama olmamalı düşüncesindeyim. Sizinde belirttiğiniz gibi insanlar işyerinde nasıl istiyorlarsa o şekilde başlarını bağlayabilmeli; ancak bazı anaokullarında olduğu gibi çocuklara okuma yazma öğretilmeden ilahiler öğretilmesini doğru bulmuyorum. Aileler çocuğuna normal eğitim verilirken dini eğitimlerini de vermeli. Bunun neticesinde çocuk zamanı geldiğinde istediği tercihi kendisi yapabilmeli. Bu ayırımda olan birçok bayan arkadaşım var. Zorla olmamalı. Bir çocuk birşeyleri ayırt edebilecek zamana geldiğinde kendisi karar vermeli! Saygılarımla efendim...


Kasım 30, 2012, 03:13:14 ös
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Kadınların ruhsal yapısı bizden çok farklıdır ve muhafazakardır. Batıda başlangıçta  striptiz cluplerinde çalışacak * bile bulamamışlardır. Önce transeksüel gayler çalıştırılıp fahişeler alıştırılmıştır. Şimdi ise fahişelik yapmayan üniversite öğrencisi kızlar da striptiz yapıyorlar hatta benzer görüntüleri her tür filmlerde bayan aktörler çekinmeden uygulatılabiliyor. Bu yani pornografi tamamen erkek egemenliğinin ürünüdür. Mini etek vb. dekolte de buna benziyor.

Demek istediğim şey muhafazakarlık kadınlara zarar vermez. Çünkü doğalarında bu vardır. Fakat muhafazakar bir kadını pornografileştirmek ve bunu devlet eliyle zorla yaptırmak medya ayağıyla çağdaşlık diye bilinç altında süslemek.... Bence kadın psikolojisine büyük ölçüde zarar veriliyor.

Benim için hava hoş tabi ki bir erkek olarak her erkek gibi pornografiden hoşlanıyorum. Pardon çağdaş hanımlardan dersek daha süslü olur.

Çocuklara din eğitimi verilmesine ben de karşıyım. Hatta din eğitiminin tamamen kaldırılması lazım. Arzu eden dinini ailesinden ve kitaplardan fazlasıyla edinebiliyor.

Saygılarımla.

« Son Düzenleme: Kasım 30, 2012, 03:19:22 ös Gönderen: Masor1976 »


Kasım 30, 2012, 03:59:11 ös
Yanıtla #14
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Biliyorsunuz uzun yazmayi pek beceremiyorum, uzatinca konuyu dagitiyorum. Sadece iki cümlü.

Hani bazi arkadaslarin üstü kapali seriat isteklerini dogal karsiliyorum.

Ama bazi arkadaslarin sinif mücadelesi veya sinif savasi olacak diye bukadar korkmalarina hayrat ediyorum. Hani nerdeyse " sosyalizim gelecegine seriat gelsin daha iyi" diyecekler ama simdilik dilleri varmiyor.
Onlarin bu anlayisi yüzünden  degilmi ki, bugün üykeyi bu insanlar yönetiyor.

Saygilar


Kasım 30, 2012, 04:23:55 ös
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

Sayın Tij ne sosyalizm gelsin ne de şeriat gelsin. Her rejimin iyi yönlerini alıp özgür ve seküler bir cumhuriyet yaratsak olmaz mı? Ki hiç bir sistem bizim bünyemize uymaz. Kozmopolit bir yapımız ve geleneklerimiz var. Bence bize has bir toplum rejimi yaratmalı ve onu sürekli geliştirmeliyiz.

Sosyalizmin ve komunizmin bazı yönlerini devletçilik şemsiyesi altında emperyalizmden de kopmadan  kullanabiliriz. Devlet de üretim yapar ve özel sektörle rekabet doğurabilir, bu şekilde halkın uygun fiyata ürün alabilmeleri de sağlanabilir ve özel sektörün acımasız kucağına itilmez.. Ülkemizde tonlarca boş verimli arazisi var devletin ve milyonlarca açlık sınırında yaşayan eğitimli ve eğitimsiz işsiz genç var. Tarım çiftlikleri kurulup bu gençlerin aile kurup lojmanlarda kalması ve devlet şemsiyesi altında üretim yapması sağlanabilir vb.  Gelecekte tarım, teknolojiden çok daha karlı bir yatırım olacak. Çünkü dünya nüfusu artıyor fakat mahsül üretimi azalıyor. Fakat özel sektör de yaşamına devam ederek global dünyada var olan Türk şirketleri de olabilir. vb.

Örneğin başını açmak isteyenler, başını örtenleri yasaklayarak özgür kalmasınlar, benzer şekilde başını örtenler de başını açmak isteyenleri siyasi arenadan silmek zorunda kalmasınlar ve onlar da onlara baskı yapmasın. Savaşmaktan üretmeye vakit bulamıyoruz. Halbuki o kadar basit çözümler var ki yani bir Karl Marx kadar zeka da gerekmiyor, örneğin devlet aileye müdahale edebilir, bir kız çocuğu zorla başı kapatılıyor veya açılıyorsa , dini dogmalar zorlamayla uygulatılıyorsa; çocuklar aileyi dava edebilsin ve seküler bir hukuk aileye ciddi cezalar versin ve çocuğu ailenin elinden alıp kendi yetiştirsin vb. Fakat bizim ülkemizde sekülerizmden sadece islam düşmanlığı çıkıyor. Din ne derse yanlıştır itilmelidir gibi düşünüyor. işin ilginç yanı da ülkede yaşayan insanların geneline yakını muhafazakarken. Bir kere burda matematiğe ve mantığa ters duruyorlar.

Saygılarımla.

« Son Düzenleme: Kasım 30, 2012, 04:40:04 ös Gönderen: Masor1976 »


Kasım 30, 2012, 05:29:58 ös
Yanıtla #16
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Eğitimde Sınıf Tavrı'ndan kılık kıyafet yönetmeliği açıklaması
 




Eğitim'de Sınıf Tavrı, açıklamasında kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişikliği AKP’nin eğitimi ve toplumsal yaşamı dinselleştirme hamlesinin bir parçası olarak değerlendirdi.
 
Eğitim'de Sınıf Tavrı değişen kılık kıyafet yönetmeliği üzerine "Gericiliğin Manifestosu: Kıyafet Yönetmeliği" başlıklı bir açıklama yaptı.
 
Kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişikliğin AKP’nin eğitimi ve toplumsal yaşamı dinselleştirme hamlesinin bir parçası olarak değerlendirildiği açıklamada, Eğitim–Sen’in 5 Aralık’ta bir sivil itaatsizlik eylemi olarak tanımladığı derslere eşofmanla derslere girme eylemi, AKP’nin ekmeğine yağ sürecek, sorunu gerekli ciddiyette ele almaktan uzak bir eylem olarak tanımladı ve Eğitim Sen Genel Merkezi'ne bu eylemden vazgeçilmesi önerildi.
 
Eğitimde Sınıf Tavrı tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
 

"Yeni kılık kıyafet yönetmeliğiyle AKP gericiliğinin freni olmadığını bir kez daha görmüş olduk. 10 yıllık iktidarında toplumsal yaşamı bir bütün olarak gericileştirme yolunda hızlı adımlar atan AKP şimdi de yarattığı karanlığı sürekli kılmak için kolları sıvamış durumda. Yaptıkları yapacaklarının teminatı olan 10 yıllık bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu saldırı süreci durdurulmadığı takdirde bir değil birkaç adım sonrasını görmek de artık çok zor değil.

Uzun yıllardır gericiliği bir tehdit olarak görmeyenlerin hatta bunu bir özgürlük meselesi olarak görenlerin bu süreçte ayılmalarını umut ediyoruz. Meselenin bir kılık kıyafet tercihi değil siyasi baskının bir simgesi olduğunu söyleyenlere karşı, halen özgürlüğü savunduğunu iddia edenler oturup, özgürlüğün tanımını bir kez daha düşünmelidirler. Ülkemizde kadına yönelik şiddetteki muazzam artışla dinselleştirme arasındaki paralelliği herkes bir kez daha görmelidir. Bu ülkede toplumsal gericiliğin halkımıza yaşattığı acıları ve geleceği topyekün karartılmak istenen çocuklarımıza karşı sorumluluğumuzu herkes hatırlamalıdır. Görmelidir ki, yaşanan ve yaşanacak gericileşmeye karşı utangaçça sessiz kalmaktan vazgeçsin.

Eğitim sisteminde çocuğun ders seçimden kıyafetine kadar velinin mutlak bir tasarrufunu özgürlük olarak tanımlayan liberal anlayış, gericiliğe meşruluk kazandırmaktan öteye gidememektedir.
 
Eğitimde Sınıf Tavrı olarak kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesini AKP’nin eğitimi ve toplumsal yaşamı dinselleştirme hamlesinin bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Din temelli seçmeli derslerde olduğu gibi bu başlıkta da özgür iradenin değil başka iradelerin devreye gireceğinden şüphemiz bulunmuyor. Veliler, cemaatler ve bunların içindeki idareciler, öğretmenler isteyecek 10-11 yaşındaki çocukların saçları türbanla örtülecek. Bir sonraki adım ise, öğrencilerin ve öğretmenlerin tüm derslere türbanla derse girebilmesine resmiyet kazandırılması ve nihayet karma eğitimin bitirilmesi yönünde atılacak adımlardır. 5 yaşındaki çocukların etek boyuna bakan bugünkü kıyafet yönetmeliğindeki zihniyetin yarını ancak budur.

Öte yandan sendikamız Eğitim–Sen’in 5 Aralık’ta bir sivil itaatsizlik eylemi olarak tanımladığı derslere eşofmanla derslere girme eylemi sorunu gerekli ciddiyette ele almaktan uzaktır. Özellikle kılık ve kıyafet yönetmeliğinin gündeme gelmesiyle bu eylem kararının bir kez daha gözden geçirilmesi kaçınılmazdır. Meseleyi kılık kıyafet özgürlüğü ve demokratikleşme ekseninde tartışmak isteyen ve yaygınlaşan gericiliğin üzerini örtmeye çalışan AKP’ye “eşofmanlı” eylemle yanıt vermek AKP’nin ekmeğine yağ sürmektir. AKP’nin elinden bu kozu alacak olan esas olarak eğitimde gerici uygulamaları ve sembolleri karşısına alan ve eşitsizliklere dikkat çeken bir eylem tarzıdır.

Eğitimde Sınıf Tavrı olarak sendikamız Eğitim Sen’in Genel Merkez yöneticilerine bu eylemden vazgeçmeyi öneriyoruz. Bugün ilerici eğitim emekçilerinin omuzlarındaki görev, okullarımızda aydınlanmacılığı sahiplenen, bilim ve laikliğin değerini öğrencisine, velisine göstermeye ve anlatmaya odaklanan, “amasız” ve “tavizsiz” süreklilik taşıyan bir mücadelenin örgütlenmesidir.
 Eşitliği, aklı ve aydınlanmayı veri almayan değişikliklerin özgürlükler açısından herhangi bir ilerlemeye denk düşmeyeceğini bu ülkede defalarca gördük. Eğitimde Sınıf Tavrı bileşeni eğitim emekçileri, eşitlikten ve aydınlanmadan yana tavizsiz sürdürdükleri mücadelelerini bugün daha da yükseltmeye kararlıdırlar. Bütün eğitim emekçisi arkadaşlarımızı birlikte hareket etmeye, çocuklarımızı AKP karanlığına teslim etmemeye çağırıyoruz.
 Eşitliği mümkün kıldığımız, gericiliği toplumsal baskı unsuru olmaktan çıkarttığımız bir ülkede elbette çocuklarımız ülkemizin bütün güzel renklerinde giyinecekler."
 
(soL- Haber Merkezi)


Kasım 30, 2012, 05:56:54 ös
Yanıtla #17
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Önceden Tayyip beyefendi  Öncesi zenginleri ;  Anadoluda mahalleler de karma şekilde oturur , hiç bir zaman mahallenin fakirini Ötelemez ve kanat gererlerdi , mahalle sakinleri de onlara saygı duyarlardı .
Tayyip beyefendi sonrası bu zenginler SİTELERE girdiler ve okullarınıda ayırdı ; bunlar Müslim olanlar ve TAKİYYEDE birbiriyle yarışıyor ve ağlama modası bunlarda en gözde gösteri.
Neden bu bilineni yazdım , aynı SINIFLAŞMA faktörü küçük beyinlere kazınacak ve Tüketim toplumunun tohumları 66 Aylıklara kadar gelecek .AMAÇ TOPLUMU BÖLMEK VE KENDİLERİNE HİZMET EDECEK NESİLLER YETİŞTİRMEK , Daha sonraki amaç ise  Din , İman ve İnanç sisteminin boş olduğu ve ardından GÜÇ' e  ve MADDE' ye TAPAN nesiller gelecek.Bunlar bu MUBAREK İNSANLARIN SAYESİNDE OLACAK. Burdan Sayın ADAM büyüğüme sesleniyorum biz 1960  kuşağı biz bu oyuna çok can verdik tek suçumuz ÖNDERLERİMİZ ve BÜYÜKLERİMİZİN yetersiz olması bize ADAM gibi sahip çıkmadılar .Hatalarımızda bizi uyarmadılar Okulun camı kırmanın sadece DEVLETE zarar verdiğini söylemediler, SINIF farkını sorduğunda KADER dediler ALIN YAZISI vb. DOĞMA' larla geçiştirdiler .Bizler gençtik , cahildik ve bunun sonunda CAN VERDİK .Arkamızdan kimimize DEVRİM ŞEHİDİ Dediler karşıdan ölenede ALLAH yolunda ,BAYRAK uğruna ŞEHİT oldu dediler .onuçta KOMEDİ devam etti bu güne geldik.İşçi sınıfı resmen Köleleştirildi ... Burda SUÇ  hala bizdemi  Sayın büyüğüm ADAM ...
GELİNEN NOKTA HERKES YERİNİ BİLECEK , BİLMEYENEDE BİBER GAZI HAZIR ve NAZIR ... >:(
Saygılar
« Son Düzenleme: Kasım 30, 2012, 06:18:12 ös Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 30, 2012, 07:32:05 ös
Yanıtla #18
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bende kendi adıma sn.adam ile sn.gnothi'ye katılıyorum.Heleki sn.adam ın anlattıklarından tatlı bir anım aklıma geldi o vereceğim örnek askerlikten.

Malum en istikrarlı teptiplik askerliktedir,1986-1987 yıllarında izmir gaziemirde asker idim yaklaşık 1 yıl arkadaşlık yaptığım bir arkadaşım vardı futbol hastası ve bölüğünde en irikıyım adamıydı çok dost idi.Askerlik bitti 25 sene sonra yaklaşık birbirimiz bulduk işlerimizi sorduğumda şaşırdım memleketinin en zengin gıda sektörününde en bilinen firmalarından birinin sahibi ailedden zengin yani.Ama ben o kıyafetle bu farkı hiç anlayamamıştımoda farkettirmemişti.

Sn.Adam'ın anlattığı bunun gibi bir şey işte ne sınıf ne statü farkın oluyor o kıyafetle buda sosyal bir düzen işte.Çocuklar bilinçleştikleri dönemde ve üstelik bu en fazla acı çektikleri ve acı çekerkende ailelerine acı çektirdikleri dönemi belkide hasarsız bu şekilde atıyorlar.

Sınıf ve statü farkını anlayamıyorlar bile.Belki bu kıyafetler insanların ızdıraplarını gizleyemiyor ama erteliyor en azından.
Ben faydalı olduğunu düşünüyorum.

saygılarımla
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Kasım 30, 2012, 08:08:18 ös
Yanıtla #19
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Sayin karahan bir anisiyla ise devam etmis, bende kendimden bir ani anlatayim bari.
Ama anima gecmeden önce bir noktaya parmak basmak istiyorum.
Dikkat ederseniz bütün hayatimiz boyunca hep tek tip giydirildik, okulda tek tip, askerde tek tip, büroda tek tip, fabrikada tek tip, poliste tek tip, birakin onu bircok devlet kurumunda biyik sakal bile yasak. Bu bize ne demen istiyor? Sunu demek istiyor. Bu sisteme tek tip insan lazim, tornadan cikmis gibi, at gözlügü takmis, dünyanin bircok özgürlügünden habersiz ve enönemlisi kendi özgür düsüncesine sahip olmayan bir toplum.

Simdi gelelim benim anima.

Yillardan bir yil ve ben ortaokula gidiyorum, Izmire yeni tasinmisiz. Okulda birsüre sonra benim parmaklarim herkesin dikkatini cekmeye basladi. Cünkü benim tirmaklarimin etle birlestigi yerler siyah boyali ve bunlar hemen dikkat cekiyor.
Nedenmi siyah, cünkü babamin aldigi emekli ayligi ve yeni calistigi isten aldigi yan gelir bizlerin okul ihtiyaclarina vede diger giderlere yetmiyor, buyüzdende ben ( ve diger kardeslerim) sabahciysam ögleden sonralari, öglenciysem sabahlari vede hafta sonlari ayakkabi boyaciligi yapmak zorunda kaliyordum. Kullandigim boyada dogal olarak tirnak aralarinda kaliyordu nekadar yikarsan yika hepsi cikmiyordu. Birsüre sonra herkese gercegi aciklayinca meraklari azaldi, ama ondan sonra bana bakislarda degisti.

Evet tamda insanlardaki kisilik olusumunun olustugu dönemde sistem elinden geldigince aradaki farki farkettirmemeye calisiyor.


Özgürlük, özgürlük, özgürlük özgürlük diye bagiran arkadaslar nasil bir özgürlük  istediklerini daha acik yazsalarda bizde meraktan kurtulsak.

Sunuda belirtmekten gecemiyecem:

Batidaki gelismis ülkeleri incelediginizde, bugünki gelismisliklerinin temel sebeplerinden birisininde bu ülkelerdeki sinif mücedelesinin diger bir deyimle sinif savaslarinin sonucu oldugunu görürüz.
Sinif mücadelesinden korkmayin. Tabi eger kaybedecek "birseyler"iniz yoksa, varsa zaten sizin yeriniz belli.

Yillardir özgürlük diye bagiran "solculari", sosyalisleri ,iscileri,devrimcileri katlettiginiz icin bugün bu gürüh basimizda.
Bu gürühun basimizda olmasinin ilk sorumlulari , bu ülkeyi son onyil harici, yönetenlerdir.

Saygilarimla
« Son Düzenleme: Kasım 30, 2012, 08:14:21 ös Gönderen: Tij »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
12 Yanıt
6634 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 02, 2012, 07:15:41 ös
Gönderen: yazbenide
28 Yanıt
16117 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 11:05:39 öö
Gönderen: Mozart
2 Yanıt
4670 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 20, 2010, 06:00:21 ös
Gönderen: Texan
2 Yanıt
2930 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 01, 2012, 09:50:42 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
3145 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 21, 2010, 01:11:50 öö
Gönderen: Texan
SERBEST RADİKALLER VE SİGARA

Başlatan Özer Baysaling Saglik

0 Yanıt
3724 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2011, 11:40:11 öö
Gönderen: Özer Baysaling
6 Yanıt
3563 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 17, 2012, 05:10:14 ös
Gönderen: günışığı
11 Yanıt
8240 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2012, 06:09:56 ös
Gönderen: Tij
12 Yanıt
5345 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 10, 2012, 11:28:02 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
3058 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 09:22:13 öö
Gönderen: Etimolog