Sayın sahasrara,
Cahil insanları oyalayarak sırtlarından para kazanmak için siz ne tavsiye edersiniz?
Bence mevcut düzenler düzgün işliyor.
Bin yıllar önce ki gibi arenalar kurarak gladyatörleri savaştıracak değiller. Baksanıza futbol bunun yanında ne kadar çağdaş
Kesinlikle Roma'da da olduğu gibi insanların oyalanmasını sağlayacak kitlesel eğlenceler görevlerini çok iyi şekilde doldurmaktalar uzun çağlardan beri.
Fakat öğrenmek istediğim şey sonuç değil daha çok nedene yönelik. Biyolojik evrimimiz yüzünden geride kalanları ileriye götürmek için HİÇ mi fırsatımız olmadı da onların geriliğinden faydalanarak daha iyi bolluk içinde yaşamayı tercih ettik ve bu bolluğu tercih edenleri aramıza kabul etmeye başladık ? Gladyatör arenası yöneticileri kimlere sırtlarını yasladılar? Birinci konsil, iznik konsilinde incilde neler değiştirildi gibi bi soru bu.
Yoksa aramızda insanları geliştirmek için "uğraşmayı" tercih edenler, bunu tercih etmek yerine" bolluğu tercih edenler oldu da sonucunda bu UĞRAŞMAYANLAR tarafından sırtı bükülüp halkın ileri çekilmesi yine mi engellendi ? Ortada bir sirk vardı da bu sirki perde arkasından götürenler saklanmayı mı tercih ettiler?
Gladyatörlerin arenasını yapacak insan kuvvetini insanları zorla felsefe arenalarına taşınmaları için kullansaydık kırbaçlar ellerine mi yapışırdı ?
Tek ihtiyacı akli denge ve huzur olan ama çevresel şartlar yüzünden cahil kalan insanlardan bilgiyi esirgeyen bilgeler gerçekten bilgeler mi sizin gözünüzde ? Sadece bir yolunu bulamadılar diye kendilerini şımartmaktan başka birşey yaptıkları olmadı aslına bakarsanız. Günümüzde bile iki kitap okuyan insanlar bilgi açısından iyileştiklerini farkedip birbirlerine hava atar oldular.
Sıfırdan bire giden bilimin sonuna yaklaşıyor olsaydık, bire ulaştığımızda da sıfıra döneceğimizi görecek olsaydık bunca zaman bilime sırtını yaslayanlar ve daha fazla saygı hakettiğini düşünen insanlar o gün sırat köprüsünün gerçekten sembolik anlamda ne ifade edebileceğini anlayacak olurlarsa, onlara tekrar tekrar sorun. Bilimin amacını doldurmadığını ve kontrol altında tutulduğunu, gerçek bilimin doğada zaten varolduğunu bilmeyen insanlar her gün gazetede "Aaa bak yumurta zararlıymış" haberlerini okuyup ego mastürbasyonu yapmaya devam ederler birşey öğrendiklerini düşünerek. Bu insanlar uyumaya hep devam ederler birisi uyandırmazsa.
Kaldı ki abstrakt matematikte bu ikilemle uğraşıp tanrıyı gördüğünü düşünerek haykıran ve deliren birsürü insan gelip geçti bu dünyadan. Ama shutter island filmindeki gibi bazen delilerin onlar değil çoğunluğun olup olmadığını kestirmek ilginç bi düşünce ilerletme sezonu yaşatabiliyor insana (bkz. Deliliğini gerçekleri balçıkla sıvamayı reddettiği için kabul eden leonardo). Denesenize.
Bir de, ekstrem tutarsızlığımı bağışlayın. En tutarlı fikirlerin sürekli tez antitez şeklinde birbirini yücelten tutarsızlıklarla ortaya çıktığını bildiğim için sürekli fikir değiştiririm. Beni düzeltip hatalı olduğum şeyleri söylemeniz beni mutlu ve farkında eder. Siz de böyle derseniz daha bile mutlu olurum.
Bizim fikirlerimiz en baştan hatalı olmaya mahkum. Çünkü sonucuna zaten ulaşılmış bişeyi saatin tersi yönünde çevirmeye çalışıyoruz iletişim kurduğumuzda. Bana kalırsa saat sessizlik yönünde daha düzgün döner. Bana kalsa hep sessiz kalırım ama konuşanların sayısı geri dönülmez bi noktaya doğru expres trenle yola çıkmış birisi acil durum frenine basmalı.