Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: "Evrim" sansüre takıldı  (Okunma sayısı 17533 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 19, 2011, 03:36:08 ös
Yanıtla #50
  • Ziyaretçi

Sayın Prometheus, insan vücudu geliştirilebiliyor, vücut geliştirenlerle klasik yaşam sürenlerin vücut farklarını örnek verebiliriz. Bunun maymundan insana evrimleşmeyle ne gibi bir bağlantısı vardır? Karda soğukta yalın ayak koşturabilmek mümkündür. Normal şartlar altında bir kaç saat içinde zatürre geçirebilecek şartlarda günlerce operasyonlarda uykusuz kalan askerler gördüm. Benzer şartları belki daha kötülerini teröristler de yaşıyor. Neticeye bakarsak ise teröristler ortalama 4 yıl yaşıyorlar, askerler psikolojik sağlıklarını kaybediyorlar, bilimsel bir yaklaşım olmayacak benimkisi  30 yıldır kırsal şartlara göre vücutsal bir evrimleşme görülmediğinin kanıtı sanırım pkk dır.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Aralık 19, 2011, 03:41:02 ös Gönderen: Masor1976 »


Aralık 19, 2011, 04:39:29 ös
Yanıtla #51
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

CERN deki deneyde milyar elektronvolt'luk enerji elde edilmekte, sanırım ben 7000 elektronvoltken bu işlere ilgi duymaya başlamıştım. Bence bu işte sizden çok çok eskiyim. Ancak konunun bununla ne alakası varda açtınız? Bir şeyleri ben biliyorum siz bilmiyorsunuz demek için mi? Burada kimin daha üstün olduğunu konuşmuyoruz, bir şeyler öğrenmeye geldik hepimiz. Evrim teorisini çürütecek veya daha ileri götürecek bir şeyleriniz varsa lütfen paylaşın. Yada size artık cevap bile vermemelerini anlayın.

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Aralık 19, 2011, 04:54:54 ös
Yanıtla #52
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Masor1976, sorunuzu anlamamakla birlikte her canlı bu kadar sürede evrim geçiremez. İnsanlık yeryüzünde yaklaşık olarak 4 milyon yıldır yaşamakta. Bu devasa zaman dilimi içerisinde farklılıklar ise çok çok az. Daha önce forumda yazmıştım tekrarlayayım. İlkel dediğimiz insanlar hala günümüzde yaşamaktalar ve gündüz gözüyle gezegenlerin yerlerini doğru tespit edebilmekteler. Afrika'da yaşayan Mubuti kabilesinde 15 yaşında bir çocuk dişleriyle çiviyi kırabilmekte, güney Afrika'da çok soğuk ortamlarda bile ilkeller çıplak dolaşabilmektedirler. Sadece bu kadarla kalsa çok iyi ancak atalarımız bizden çok daha sağlıklı yaşamışlardır.
İnsan tarım devrimiyle birlikte konfora alışmış, vücut direnci çok da önemli olmamaya başlamış, sağlıklı ve güçlü olan değil parası veya siyasi gücü olanın soyu daha çok şans bulmuştur. Mayalanmış yiyecekler, pişirmeyle etlerin yumuşaması diş sağlığını bozmuştur. Bu evrimdir, yani şartlara göre insan vücudu gerilemiştir. Buna rağmen zekası biraz daha artmıştır.
Bu farklar 30 yıl gibi bir sürede asla olamaz. En azından bir kaç nesil bile geçmemiş. Daha geçen gün Rusya da bebeklerin karlar içinde suya sokulduğunu gördüm. Bu bulunduğu ortama göre vücudun deri altında daha çok yağ stoku sağlamasıyla olur ve böyle olanlar zamanla daha çok yaşama ve soyunu sürdürme şansı bulur. Zaman içinde diğerleri hastalıklı ve dayanıksız olmaya ve sayıları azalmaya başlar. Evrim böyle yürür, yoksa bazılarının sandığı gibi bir hayvanın bir yerine bir şey falan takılmış değildir.

Acele ile yazdığım için düzensiz bir yazı olabilir kusuruma bakmayın.

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Aralık 19, 2011, 05:07:24 ös
Yanıtla #53
  • Ziyaretçi

Sayın Prometheus verdiğiniz cevaptan görebildiğim kadarıyla sorumu doğru anlamışsınız yanıtınız için teşekkürler. Eğer evrim denilen hadise insan vücudunun hayat şartlarına göre yumuşaması veya nasırlaşması ise buna itiraz eden hiç kimse yok. İnsanların garibine giden konu maymundan insana dönüştüğümüz tezidir. Ki maymunların günümüze kadar niye hayvan olarak kaldığı ve insanlaşamadıkları de sorulabilir vb. tezde mantıksızlıklar çok fazla duruyor.

Aslında olaya tersinden bakılırsa yanılmıyorsam dini kaynaklarda bir kavmin Allah'ın lanetine uğrayarak maymuna çevirildiği ifadesi vardı. Yani Darwin'in günahını alıyor olabiliriz yani insan ve maymun arasında ciddi bir akrabalık da olabilir. Olaya bir de bu açıdan bakmak lazım. Demek istediğim eğer bu bir realite ise, Darwin'in çok kaliteli bir gözlemci ve bilim adamı olduğu kanaati doğabilir. Ki o zamanlar dna vb. klinik araştırmalar yapılamamasını teknolojik açıdan sınırlı şartlar altında çalışılabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Saygılarımla.

« Son Düzenleme: Aralık 19, 2011, 05:18:13 ös Gönderen: Masor1976 »


Aralık 20, 2011, 08:26:51 öö
Yanıtla #54
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 379
  • Cinsiyet: Bay

İnsanlık yeryüzünde yaklaşık olarak 4 milyon yıldır yaşamaktaymış mış...  Kendi içinde birbirini saçmalayan bukadar kelimeyi bir araya getirmeyi nasıl başarmışlar acaba...

İnsanlık, 3,898800 günden bu yana var, ozaman ilk insandan da söz edebiliriz değilmi? Adı da... Maymunus oluversin. Reenkarnasyon zırvalığı gibi durdu değilmi? mevcut yaşamında "iyi" olursan, gelecek yaşam'ında, x bir şekilde ödüllendirileceksin! ödüllendiren kim peki?

Aslında...bu güzelim Dünyamızı Maymunus'lardan temizlemek için 100'e yakın Atom bombası lazım,(hımm) yok yok, Hidrojen bombası daha iyi olur, kökten temizlik... Mesela Çin, Hindistan, Pakistan, Arap yarımadası, Afganistan ve bütün çingeneler...

Odi Profanum Vulgus Et Arceo.


Aralık 20, 2011, 10:25:05 öö
Yanıtla #55
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 379
  • Cinsiyet: Bay

Mazeretim var asabiyim ben diye bir şarkı anımsadım. Delidir ne yapsa yeridir vb.. yaklaşımlar. Delileri askere almazlar fakat  akıllı ve işe yarayan adamları ölüme yollarlar ya da dayak manyağı yaparak psikolojisini bozarlar. Delilerin garip bir dokunulmazlığı vardır, adam da öldürseler hapis yatmazlar. Fakat akıllı insanlara ve fikirlerine tahammül gösterilmez genelde.

Darwin, Maymun'dan türediğini de iddia etse, düşünme kaabiliyeti olan her insana saygıda kusur etmemek gerekir. Düşüncesine saygıdan ötürü Maymun'u bu şekilde yazmak da gerekebilir, neticede bilimsel ve mantıksal boyutu yerlerde sürünse de tez üretecek akla sahip bir vatandaş.

Sayın Agnusdei'nin "Darwin sadece bir ahmaktı, hadsiz bir ahmak. Bilim'miş, ne bilimi? İsmini yazmaktan tiksindiğim bu haddini bilmez yaratık" gibi cümleleri çok ağır ithamlar olmasa da sarsıcı duruyor. Benzer tepkileri genelde biz de yapıyoruz fakat gelenekselleşmiş bir yanlışı sergilemekten uzak durmakta fayda var Sayın Agnusdei.

Ben de az önce duydum Şeytan Ayetleri adlı eseri yazıp iran tarafından idam fermanı imzalanan yazarın idam kararının nedeni Hz.Muhammed'e  kendi pisliğini yiyen anlamında bir isim takmasından dolayıymış. Burda anlatmak istediğim şey insanları veya fikirleri yargılarken bayağılaşmamak ve küfür sarfetmemek farklı görüşlerden dostluklar kurulmasında bir önayak olacaktır. Yani genelde bu benzetmeyi yapıyorum gıcığıma gittiği için, emperyalizmle mücadele vb. söylemlerle Taksimde Kadıköyde yürüyüş yaparken işyerlerini araçları vb. kundaklayan tipler gibi davranmak hiç bir şey kazandırmaz.

Saygılarımla.

Salman Rushdie, Kuran'ın, arap yahudisi olan Muhammed ve Abraham tarafından inşa edilen kabe merkezli yeni bir "Din" inşa etmek isteyen Yahudiler tarafından yazıldığını Kuran'dan ayetler göstererek kanıtlamıştı. Hesapları bozulan Yahudiler de, kendi yaptırdıkları(sözde) Devrimle İran'ın başına musallat ettikleri Humeyni üzerinden ölüm fermanını çıkardılar. Ne yazık ki, merhum Turan Dursun okadar şanslı değildi...
Odi Profanum Vulgus Et Arceo.


Aralık 20, 2011, 11:40:32 öö
Yanıtla #56
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Masor1976,
Darwin evinde oturup, aklına gelen bir şeyleri yazmadı. Yıllarca araştırma yaptı, bir çok ülkeyi gezdi. Bizim yaptığımızsa buradan işimize gelmeyen şeyler için ona buna lanet okumak.

Tabiki anlattığım şekilde bir gelişme yaşadı insanlık. Ancak maymun türünden bir kola ait ayakta durmaya başlamış bu yüzden ellerini daha çok kullanmaya ayırmış olabilir. İnsan vücudunun çalışma şekli beyninde yapısını etkiler. Her canlının vücuduna oranı farklı bir beyin taşıması belkide bu yüzdendir. Bu yüzden Darwin sadece benim dediğimi dememiş koca bir araştırma yapmıştır, ben sadece bir kısmını açıkladım. Bazılarının çok bilmişliğine bir şey diyemem ama gerisi benim  haddime düşmez. 

Sadece, inandıklarımıza, kendimize ait gerçekler ve kurduğumuz dünyaya ters diye ona buna sataşmak aptallığın en güzel tanımıdır. Ne kadar ters gelirse gelsin, ne kadar dünyamızı yıksa da, canımızı sıksa da bazı gerçekleri değiştiremiyoruz. O zaman dünyamızı ve inançlarımızı değiştirmekten başka çaremiz kalmıyor. Kimileri bunu yapmayıp hayatının sonuna kadar ayak diretebilir. Kendileri bilir. Yaşanmamış koca bir hayat. ATAmızın dediği bir laf buraya uyuyor "Geldikleri gibi gidecekler".


Aşağıya bir sitede bu gün gördüğüm iki yazıyı ilave ediyorum.

Saygılarımla...


1
Neanderthaller 'mağara adamı' değilmiş

Ukrayna'da Neanderthallere ait mamut kemiğinden yapılmış ev bulundu.

Ukrayna'nın doğusunda arkeologlar, Neanderthallere ait mamut kemiğinden yapılmış bir evin kalıntılarını buldu. 44 bin yıl öncesine ait, 8 metre çapındaki evin, kemikten yapılması dikkat çekiyor.

Yaklaşık 30 bin yıl önce soyu tükenen Neanderthallerin mağaralarda yaşadığı düşünülüyordu.



Molodova kenti yakınlarında bulunan ev, aralarında kafatasları, çene kemikleri, dişler ve bacak kemiklerinin bulunduğu 116 kemikten oluşuyor. Bu kemiklerin büyük bir kısmının üzerinde boya ile oymalarla yapılmış süslemeler bulunuyor.

Evin içinde ise içleri külle doldurulmuş en az 25 mamut kalbi bulundu.

Araştırmacılar, Neanderthallerin ev yapmak için avlayıp yedikleri ve doğada ölü buldukları mamutların kemiklerini topladığını söyledi.

"Quaternary International" dergisinde yayımlanacak bulgular, Neanderthallerin kendi kültürleri olan ve hatta iletişim kurmak için ortak bir dil geliştirmiş insanlar olduğu varsayımını güçlendirdi.

Şimdiye kadar bulunan en eski bina, Japonya'nın başkenti Tokyo yakınlarındaydı. Yaklaşık 500 bin yıl öncesine ait olduğu sanılan ev, Homo erectus (dik duran insan) tarafından yere saplanan ahşap çubuklarla yapılmıştı.

______________________________________________________________________________________________

2
Yürürken görüntülendi!

Akciğerli balığı takibe alan bilimciler evrim sürecindeki 'ilk adımlar'ın suda atılmış olabileceğine dair önemli ipuçları elde ettiklerini düşünüyor.

Çekilen videoda bu balık, iki uzun arka yüzgecini akvaryumun tabanında arka ayak gibi kullanırken görülüyor. Ön yüzgeçler ise hareketsiz kalıyor ve hayvanın gövdesi, sadece arka yüzgeçlerin yardımıyla ileriye ittiriliyor.

Bilim adamlarına göre bu görüntüler, yürüme konusunda "ilk adımların" karada değil, bu balığa benzer türler tarafından suda atıldığına işaret ediyor. Bir diğer deyişle akciğerli balık, evrim sürecinde su canlıları ile kara canlıları arasındaki halkanın nasıl oluşmuş olabileceğinin canlı göstergesi.



Bulguları PNAS dergisinde yayınlanan araştırmada akciğerli balık Protopterus annectens türü incelenmiş. Çünkü bu balıklar, tetrapodlar olarak bilinen, insanlar, kuşlar, memeliler ve sürüngenlerin dahil olduğu dört kol ve bacaklı, omurgalı kara canlılarıyla ciddi benzerlikler gösteriyor.

Araştırmacıların amacı evrim halkasındaki en büyük değişimlerden birinin nasıl yaşandığını anlamak.
Chicago Üniversitesi'nden Heather King "Evrimdeki çok önemli olaylardan biri, bundan 360 milyon yıl önce balık türü şeylerin tetrapodlara dönüşmesi, sudan karaya çıkmasıydı." diyor ve ekliyor: "Akciğerli balıklar tetrapodlara benzediği ve türlerinin diğer örnekleri tamamen yok olduğu için, onları izlemeyi tercih ettik." Bu balık, hem solungaçlara hem de akciğer benzeri organlara sahip. Ama karada yürüyen diğer canlılarda bulunan kuyruksokumu kemiği, el ve ayak parmakları gibi önemli organları yok.

Çekilen görüntülerde bu eksikleri örtmek için yüzgeçlerini kıvırarak, ayağa benzer, yere basabilecekleri yüzeyler oluşturdukları görülüyor. Bu da yürüme yetisinin, el ve ayak parmakları oluşmadan ve canlılar karaya çıkmadan önce gelişmiş olabileceğini gösteriyor. Ekip şimdi bu balığın Afrika dışındaki türlerini de incelemeyi planlıyor.
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Aralık 20, 2011, 09:22:06 ös
Yanıtla #57
  • Ziyaretçi

Sayın Agnusdei, iran neden Salman Rushdie haricindeki deist veya ateistlere idam fermanı yayınlamıyor diye düşünmek lazım. Bir müslümana deist fikirlerinizden bahsederseniz çok fazla tepki almassınız fakat Salman Rushdie gibi Hz.Muhammed'e kendi pisliğini yiyen anlamında bir rumuz takarsanız dayağı yersiniz hatta katledilirsiniz büyük ihtimalle. İslamofobia yaratılmak için kullanılan bir yazar izlenimi bırakıyor, yani müslümanların farklı düşüncelere tahammülü olmayan bir toplulukmuş izlenimi verilmek isteniyor.

Yahudilerin neden islam dinini yaratma ihtiyacı duyduklarını düşünüyorsunuz. Ki Yahudiler defalarca süikast düzenlemişlerdir Hz. Muhammed'e. Tüm Yahudileri aynı kalıba sokmak yanlıştır fakat zeka seviyelerinden ötürü müdür bilemiyorum her derin mevzunun altından bir Yahudi çıkıyor. Örneğin İran cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın da Yahudi olduğu ve İran'ın Türkiye'ye nükleer füze yollayarak 3.dünya savaşını başlatacağı  söyletisi var. Yani iranda ve çevre ülkelerde oluşan tüm yapının Yahudi ürünü olduğu konusundaki düşünceleriniz çok da yersiz durmuyor.

Sayın Prometheus, insan ve maymun arasında bir dönüşümün yaşanma ihtimalini mantıksız buluyor olsak da bunun bilimsel açıdan mümkün olabileceğine dair bilimsel kanıtlar bulunmuş olabilir. Ki yukarıda da değindiğim gibi dini kaynaklarda tam tersinden bahsedilir yani bir kavmin maymuna dönüşrütüldüğü bahsi de bunu destekler vaziyettedir.


Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Aralık 20, 2011, 09:46:19 ös Gönderen: Masor1976 »


Aralık 20, 2011, 10:37:27 ös
Yanıtla #58
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 379
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Agnusdei, iran neden Salman Rushdie haricindeki deist veya ateistlere idam fermanı yayınlamıyor diye düşünmek lazım. Bir müslümana deist fikirlerinizden bahsederseniz çok fazla tepki almassınız fakat Salman Rushdie gibi Hz.Muhammed'e kendi pisliğini yiyen anlamında bir rumuz takarsanız dayağı yersiniz hatta katledilirsiniz büyük ihtimalle. İslamofobia yaratılmak için kullanılan bir yazar izlenimi bırakıyor, yani müslümanların farklı düşüncelere tahammülü olmayan bir toplulukmuş izlenimi verilmek isteniyor.

Yahudilerin neden islam dinini yaratma ihtiyacı duyduklarını düşünüyorsunuz. Ki Yahudiler defalarca süikast düzenlemişlerdir Hz. Muhammed'e. Tüm Yahudileri aynı kalıba sokmak yanlıştır fakat zeka seviyelerinden ötürü müdür bilemiyorum her derin mevzunun altından bir Yahudi çıkıyor. Örneğin İran cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın da Yahudi olduğu ve İran'ın Türkiye'ye nükleer füze yollayarak 3.dünya savaşını başlatacağı  söyletisi var. Yani iranda ve çevre ülkelerde oluşan tüm yapının Yahudi ürünü olduğu konusundaki düşünceleriniz çok da yersiz durmuyor.

Sayın Prometheus, insan ve maymun arasında bir dönüşümün yaşanma ihtimalini mantıksız buluyor olsak da bunun bilimsel açıdan mümkün olabileceğine dair bilimsel kanıtlar bulunmuş olabilir. Ki yukarıda da değindiğim gibi dini kaynaklarda tam tersinden bahsedilir yani bir kavmin maymuna dönüşrütüldüğü bahsi de bunu destekler vaziyettedir.


Saygılarımla.

Allah, insanlığı İran'i zihniyetin şerrinden korusun! Ellerine fırsat geçtiğinde "Fetih" adı altında ne çapulculuklar yapacaklarını çok iyi biliyoruz...

Odi Profanum Vulgus Et Arceo.


Aralık 22, 2011, 07:27:23 öö
Yanıtla #59
  • Ziyaretçi

Sayın Agnusdei iran modelini ve demokrasi modelini göz önüne getirince Aslı var mıdır bilemiyorum Kanuni Sultan Sülayman'ın işlendiği Muhteşem Yüzyıl'da kendisine barbar diyen Prenses İzabella'ya "Zaman gelecek Osmanlıya barbar diyenler  " diye başlayan ve osmanlıyı çok arayacaksınız tarzındaki bir cümlesini anımsattınız. Ki Amerika da kendi halkına osmanlı modelini ve aydınlanmacılar da osmanlı bilimadamlarından çalıntılarla kurdukları bilimsel düzeni yaşatma çabasındalar. Fakat demir ve çelik aynı şekli verilse de aynı olamazlar. Demir paslanmaya mahkumdur kısacası.

Saygılarımla.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
26 Yanıt
22104 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2013, 12:35:15 ös
Gönderen: GOASISG
9 Yanıt
21651 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2011, 11:16:33 ös
Gönderen: AMON RA
19 Yanıt
15457 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2012, 09:45:54 ös
Gönderen: smyrnali
36 Yanıt
24703 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2012, 10:20:17 öö
Gönderen: Masor1976
49 Yanıt
31612 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2014, 11:29:47 öö
Gönderen: ABCDEF
15 Yanıt
13904 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2015, 01:28:57 ös
Gönderen: _SplendouR_
8 Yanıt
10332 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2018, 12:28:29 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
4760 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2010, 02:58:20 ös
Gönderen: karahan
11 Yanıt
14181 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2014, 04:25:08 öö
Gönderen: resurrected
1 Yanıt
3453 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 03, 2012, 05:47:42 ös
Gönderen: Tij