Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Genel Bilim - İlim => Konuyu başlatan: peacewings - Kasım 13, 2012, 07:11:30 ös

Başlık: Düşünce Tarihi/7
Gönderen: peacewings - Kasım 13, 2012, 07:11:30 ös
Buna karşı, dil ve düşünce, insanı insan eden insanca özelliklerin başında geliyor. İnsan, dünyaya açılan ilk canlıdır. İnsanın dünyaya açılmasını dili ve düşüncesi sağlamıştır. Yirmi milyon yıl önce yaşadığı sanılan aynı türden geldikleri halde, çağdaş maymunun bilgisizliğine karşı çağdaş insanın üstün bilgisi, insangillerin ağızlarındaki dili gereği gibi kullanabilmelerinden doğmuştur. Çağdaş maymun, aşağı yukarı, yirmi milyon yıl önceki ortak atamızın deneylerini tekrarlamaktadır. Maymun, pek yavaş gelişen bireysel değerleriyle birlikte göçüp gidiyor. İnsanın bireysel değerleriyse, sözcüklerin gücüyle gittikçe toplumsallaşmaktadır. Maymun, çocuğuna hemen hiçbir bilgi veremeden ölür. İnsan, çocuğuna yirmi milyon yıllık bir bilgi bırakır. Dil, insangillere, kendisini öteki canlılara pek üstün kılan hızlı bir gelişme sağlamıştır. İnsanın dilini kullandığı günden beri yepyeni bir diyalektik gerçekleşmeye başlamıştır. Bu diyalektik, dil düşünce diyalektiğidir. İnsanın özgürlüğü, diliyle gerçekleşmektedir. Düşüncenin dile bağlılığı (identik birliği) tanıtlanmıştır. İlk düşünen ilk konuşandı. Konuşmadan düşünme yetisi, uzun bir süre sonra gelişmiştir. Dil ve düşünce, birbirlerini karşılıklı etkileyerek, genel diyalektiğin içinde, çok hızla gelişen özel bir diyalektiğe başlamış bulunmaktadırlar. İnsan, sözcüklerle özetleyerek dünyanın fizik yükünden kurtulmuştur, bilgi elde edebilmek için harcamak zorunda bulunduğu gücü ve süreyi kazanmıştır. Artık gitmesi, görmesi, dokunması, bulması, işitmesi, araması, koklaması, tatması gerekmez. Düşünmesi yeter. Dil ve düşünce diyalektiği, geçmişle geleceği birleştirmiş, uzaklığı yakına getirmiştir. Hayvan geçmişini bilemez, insan bilir. Hayvan geleceğini tasarlayamaz, insan tasarlar. İnsan, dillenmesi yüzünden, süreyi ve uzayı (zaman ve mekanı) eline geçirmiştir, başkalarının deneyleriyle eylemde bulunmaktadır. Ralp Waldo Emerson’un dediği gibi: Eğitilmiş bir köpek, başka bir köpeği eğitemez. Bu başarı, dil düşünce gücüyle, insanca bir başarıdır. De la Mettrie’nin dediği gibi, ağızdan sözcükler çıkmadan önce neydi insan? Öteki türlere göre daha az içgüdüsü olan kendi türünün hayvanı. Kendini kral görmezdi. Maymun kendine neyse, o da kendine oydu (La Mettrie, L’HommeMachine, 1748).
Başlık: Ynt: Düşünce Tarihi/7
Gönderen: ADAM - Kasım 14, 2012, 07:32:43 öö

Orhan Hançerlioğlu, yapıtının bu bölümünde, bence belirtmek istediği şeyi çok ayrıntıya girerek anlatmış. Hani pek iyi anlatmış olduğu da söylenemez. Yapıtın bir başka aşamasında var mıydı; doğrusu anımsayamıyorum; bu bağlamdaki bilimsel gerçek şudur: Dil düşünceyi, düşünce dili geliştirir. Bunun anlamı da şöyle yorumlanabilir: Ne kadar çok ve iyi ve doğru düşünürseniz, dilinizi geliştirirsiniz; dilinizi ne kadar çok iyi ve doğru kullanırsanız, düşünme yeteneğıiniz o kadar artır.

Bu dil-düşünce diyalektiğine bir yandan aklı kullanmak diğer yandan düşünceyi aktarmak yani dili konuşarak ve yazarak eyleme dönüştürmek de girer ama şimdilik o ayrıntıya girmeyelim ve sayın Peacewings'in bu güzel aktarımını bir başka mecraya sürüklemeyelim.