Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Şrayn (Islam Agirlikli Masonik Topluluk)  (Okunma sayısı 117410 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 02, 2008, 09:29:52 ös
Yanıtla #60
  • Ziyaretçi

Paylaşım için çok teşekkür ederim.


Mart 03, 2009, 11:26:08 öö
Yanıtla #61
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 95
  • Cinsiyet: Bay

         Uzun süredir izlediğim ve bilgilendiğim bir topluluk :) bilgi ağlarına üye olmak istediğimde son derece zarif bir biçimde Shrine üye kartımın taranmış görüntüsünü istemişlerdi...Kartım olmadığını söyleyince her biri arkadaş olarak ekledi...Bütün Masonlar gibi, içten ve zarif insanlar...:)
         Saygılarımla
Dışarıdan içeri baktığında anlayamazsın;içeriden dışarı baktığında anlatamazsın.


Mart 03, 2009, 12:56:07 ös
Yanıtla #62
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 259
  • Cinsiyet: Bay

Sayın kagank ; bende shrine 'ı incelediğimde aklıma çocuk felci ile ilgili projelerimiz geldi , belkide birgün ortak proje yapılabilir diye düşündüm.

Saygılarımla.
Her şey bir adımla başlar...


Mart 03, 2009, 07:06:08 ös
Yanıtla #63
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 95
  • Cinsiyet: Bay

   Gerçektende son derece anlamlı ve gerekli bir çalışma olur Sayın Mericcan, o karakalem çalışma gibi, çocuğu kucağına koltuk değneklerini ise diğer eline almış olan Shiners i görünce gözlerim doluyor her seferde.Yeryüzünün bizlere ne kadar gereksinimi var ve yardım etmek yardımsever olmak için ne kadar çok neden...Yüce Yaradandan güç, bizler içinse esenlik ve güncel şartlar altında "dinginlik" diliyorum hepimize...Dilerim herzaman iyilik yapabilecek gücü bulabilelim..
   Teşekkürlerimle..
Dışarıdan içeri baktığında anlayamazsın;içeriden dışarı baktığında anlatamazsın.


Ekim 27, 2009, 10:58:10 ös
Yanıtla #64
  • Skoç Riti Masonu
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 102
  • Cinsiyet: Bay

Herkese merhaba,

Kanada'da yasiyorum, ve yasadigim sehirde oldukca koklu bir Shrine toplulu var...

Eskiden sadece 32. dereceye gelen Masonlari Shriner yapiyorlarmis, fakat uye bulumama sebebi ile artik Ustad Masonlari da uye yapiyorlar...

Sn. Mason'un verdigi tum bilgiler dogru, ilave olarak ekleyebilecegim belki cok buyuk bir Sirklerinin oldugu ve tum Kuzey Amerika'yi dolastigi.

Ilave olarak, Kanada'da 1 tane olmak uzere toplam 22 Pediatrik hastaneleri var. Bu hastanelere pediatri konusunda dunyaca bilinen doktorlarin calistigi ve arastirma agirlikli hastaneler... Hastalarin ve yakinlarinin yol ve konaklama masraflari dahil olmak uzere hastadan en ufak bir ucret talep edilmiyor... Aciklik getirmek acisindan, hasta yakininin Mason olup olmamasi onem arzetmiyor...

Saygilar,

aashooter

Masonry is not a secret society, it is a society with secrets...


Ekim 27, 2009, 11:18:27 ös
Yanıtla #65
  • Ziyaretçi

Merakimi mazur gorun,

Shrine uyelerinde derece sistemi yok ise, bir kisi baska ritlere ve ayni zamanda da Shrine"a uye olabilir mi?

saygilar


Ekim 27, 2009, 11:26:43 ös
Yanıtla #66
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Evet. Birden cok Rit`e ayni anda uye olabilmeniz mumkundur.
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Ekim 27, 2009, 11:31:03 ös
Yanıtla #67
  • Skoç Riti Masonu
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 102
  • Cinsiyet: Bay

Masonlukta esas olan ilk 3 derecedir, diger bir degisle Mavi Locadir...

Diger olusumlarda ust derecelere ulasmis 3. derece Masonlar, baska herhangi bir olusuma bagli olmayan 3. derece Masonlardan derece anlaminda daha ustun sayilmazlar...

Ozetleyecek olursak, Mavi Loca ile digerleri (Ingilizcede "Concordant Bodies" denmektedir)  arasinda organik bir bag yoktur...

Bu kuruluslar kisinin kendini daha ileri seviyelerde gelistirmesine olanak saglayacak ilave imkanlar saglarlar...

Sorunuza gelecek olursak, 3. Derece Mason olan bir kisi zamani ve imkanlari izin verdigi cercevede diledigi organizasyona katilabilir...

Tabii bu anlattiklarim Kanada icin gecerli, Buyuk Localar gereken luzum cercevesinde farkli sartlar uygulayabilirler...

Saygilar,

aashooter



Merakimi mazur gorun,

Shrine uyelerinde derece sistemi yok ise, bir kisi baska ritlere ve ayni zamanda da Shrine"a uye olabilir mi?

saygilar
Masonry is not a secret society, it is a society with secrets...


Ekim 27, 2009, 11:50:29 ös
Yanıtla #68
  • Ziyaretçi

Tesekkurler bilgileriniz icin.

Hiyerarsik olarak tezat teskil edip etmeyecegi zihnime takilmisti.

Saygilar


Ocak 02, 2010, 04:41:52 ös
Yanıtla #69
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

A.A.O.N.M.S. Harflerdeki gizli adlandırma için jokere gerek yok, bir kelime bir işlem yapın ve şifreyi çözün: A MASON.

Üzerinden nerdeyse 3 ay geçti ama hala bazı mektup arkadaşlarım bana o fotoğrafı soruyor. "Seks şantajıyla 8 başkan eskitti" başlıklı mektubuma ekli fotoğraf galerisinde yer alan bir resim birçoğunuzun dikkatini çekmişti. FBI'ın başında tam 48 yıl "kalmayı" başaran Edgar Hoover'ın bir Mason locasında çekilen “külahlı” fotoğrafı dersem muhtemelen unutmuş olanlarınız da hatırlar. Hoover'ın kafasına giydiği ve üstünde "hilal yıldız ve zülfikar kılıcı" ve hepsinin üstünde yer alan "almas" yazısı ile bu "masonik külah” merak uyandırmıştı. O külahı kaldırıp altındaki öyküyü henüz duymamış mektup arkadaşlarımla da paylaşayım da, "bu ne karmaşık bi dünya be” diye hep beraber heyheylenelim istedim.

Geçenlerde, Obama'nın Mısır'da "Essalamu Aleykum" diye konuşmasına başlaması bir "ilk" gibi yansımıştı medyaya. Oysa bizim meşhur külahın öyküsünde, daha 1900 senesinde "Selamun Aleykum" diyen bir ABD başkanı da başrolde. Beyaz Saray’ın balkonundan “selamun aleykum” diye selamlama yapan ABD başkanı da, ona o gün  “assalamu aleykum” diye cevap veren binlerce fesli Amerikalı da Müslüman değil. Nerdeyse tamamı Anglo Sakson. Tabii ki selam işi bununla sınırlı değil. Tam 140 yıldır ABD’de aralarında sadece başkan değil, FBI başkanı, üst düzey bürokratlar, Kongre üyeleri, yargıçlar, gazeteciler, işadamları ve sair birçok etkili ve yetkili de olan bu masonlar, Mekke, Elmas, El Kuran, El Melaike, Ömer, Bektaş, Ali ve benzeri isimler verdikleri “mahrem mahfillerinde”, başlarına fesler takıp, sarıklar bağlayıp biz Müslümanlar gibi selamlaşıyorlarmış meğer.

Külahın öyküsü pek bir sürrealist hal aldı. İşkillenmeye başladınız. Belki de haber okuma modundan çıkıp “Kurtlar Vadisi Selamun Aleykum” versiyonu seyretme moduna girdiniz ve mektubun geri kalanı için eliniz çerez tabağına uzandı. Hakkınız var. Ben zaten bu Amerikanın 19’ncu yüzyılın ikinci yarısı ile 20’nci yüzyılın ilk yarısı arasındaki tarihini artık çekirdek çitlemeksizin okuyamıyorum. Çekirdek çitlemenin devrimci bir eylem olduğuna inandığımı ve çok desteklediğimi de zapta geçireyim bu arada.

Külahı önüme koyup başlayayım. Kim bu adamlar? Kendileri “Shriners” diye anılıyor. “Shrine” İngilizce “tapınak” ya da “türbe” demek. Ben “Şirinler” diye okumaktan kendimi alamıyorum gerçi ama bu Şırinırların resmi adı da görkemli;Ancient Arabic Order of the Nobles of the Mystic Shrine. Yani ki, Mistik Tapınağın Soylularının Kadim Arabi Tarikatı. Yazılı literatürlerinde uzun müddet daha çok resmi adlarının baş harflerinden oluşan kısaltmayı kullanmışlar. Yani, A.A.O.N.M.S.  Tabi bu harflerdeki gizli adlandırma  için jokere gerek yok, bir kelime bir işlem yapın ve şifreyi çözün: A MASON.

Bu eğlenceli harf karıştırma mevzusu essah mı bilmiyorum ama bu tarikatın masonluğu öykümüzün mirengi noktası. Şırinır tarikatı bir Mason örgütü. Bu tarikata girmenin tek şartı var: Mason olmak. Ama öyle her hangi bir Mason olmak da yetmiyor. Tapınaklarda komik elbiseler giymekten ibaret ayin pratiği ve iş bağlantısı ya da kariyeri için “birader” bağlantısı peşinde koşmaktan ibaret aidiyet çemberindeki çaylak masonlara kapılar kapalı. En azından 5-6 yıl öncesine kadar kapalıydı. Nerdeyse 140 yıl boyunca sadece 32 ve 33’ncü derece masonlar bu tarikata girebiliyordu. Genç masonlar da 2000’li yılların trendine uyarak rahatsız olunca kapılar onlara da açıldı.

Bir sahne ileriye iki sahne geçmişe giden mehteran senaryolu dizi film gibi olacak ama “hür ve kabul edilmiş öykümüzün” ta başına geri dönüyorum. Sene 1870. Henüz Wall Street tam inkişaf etmediği ve henüz ABD dünyayı yönetir hale gelmediği için komplosuz loca hayatında sıkıntıdan patlayan Manhattanlı bir grup mason kendilerince eğlenceli bir gelenek başlatırlar. Shrinerlar klişe bir hikaye anlatır başlangıçları hakkında. Aynı zamanda dönemin en ünlü aktörü olan William Florance birader, Berberi Müslümanların da yoğun şekilde yaşadığı Marsilya’ya, sonrasında ise Mısır’a yaptığı gezide gördüklerini loca sohbetlerinde anlatır. Locanın, Masonların “aşırı elit olmuş hastalığı”nın pençesinde zebun olduğundan her daim yakınmasıyla meşhur en etkili elemanı doktor Walter Fleming bunu çok ciddiye alır ve tarikatı kurar. Tarikatın, bütün kostümleri, isimleri ve lakaplarını Fleming koyar.

13 Ağustos 1870 günü kurulan tarikatın ilk yılında iki kurucu ortak dışında 11 üyesi olur. İlk tapınak New York’ta Mekke Camii adıyla kurulur. Zira bu Mason tarikatı toplandıkları yerleri, “temple (tapınak)” olarak değil, “mosque (cami)” olarak adlandırmakta. 30 yıl sonra 1900 yılında ABD genelindeki sayıları 55 bine ulaşır. “Cami” sayıları ise 82’ye. Tamamı 32 ya da 33’ncü dereceden 55 bin masondan bahsediyorum, çekirdek çıtırtısı arasında gürültüye kurban gitmesin.

Tüm Şırinırların en üst yönetimine Emperyal Büyük Konsey adı veriliyor. Her yıl büyük emperyal oturum toplantısı yapıyorlar.

Tabi o günlerde masonluk bugünkü gibi ayıp bir meslek olmadığı için bügünkü gibi yüksek duvarların arkasında köşe bucak saklanmıyorlardı. Hepsi mertçe, “masonsam masonum kardeşim” diye yüzümüze apaçık derlerdi. Takiyeci değillerdi. Dışarıda ulusalcı milliyetçi, locada sermayeci küreselci takılmıyorlardı.

Hatta o şeffaf günlerinde belli başlı şehirlerde topluca resmi geçit bile yapabiliyorlardı. Bu Şırinırların resmi geçitleri ise pek renkli bir hal almıştı. Siyah püsküllü kırmızı feslerini kafalarına geçirip nerden bulduklarını henüz bilemediğim develeriyle resmi geçit törenleri yaparlardı. Mektubun başında anlattığım Beyaz Saray selamlaşması da böylesi resmi geçitlerden birine ait.

Fred Van Deventer’in 1959 yılında yayınladığı “Parade to Glory: Shriners History” namlı kitabında anlattığına göre, yıllık büyük Şırinır konseyi için toplanan Shriner Masonlar 23 Mayıs 1900 günü Beyaz Saray’ın önünde resmi geçit töreni yaptılar. Yürüyüş kortejindeki 3 bin Shriner masonun en arkasında yürüyen emperyal postnişin John Atwood, Beyaz Saray’ın balkonundan korteji selamlayan “mason biraderleri” ABD Başkanı William McKinley’e, “selamun aleykum” diye yüksek sesle selam verdi. “Selam vermenin sünnet, almanın farz olduğunu” bilip bilmediğini bilmediğim McKinley, kamuoyuna açık şekilde Müslüman selamlaşması yapan ilk ABD başkanı oldu muhtemelen. En azından daha eskisini buluncaya kadar adamımız McKinley.

Tabi bu tabloyu Deventer, loca dedikodularına dayandırmıyor. Washington Post gazetesinin o günkü nüshasında yayınlanan haberden aktarıyor.Washington ahalisinin bu enteresan mason kalabalığa ilgisine de dikkat çekiyor Washington Post. Gazeteye göre, dükkanınn önüne cami maketi diken esnaflar bile var.

Korteje eşlik eden Deniz Piyadeleri (Marine Corps) Askeri Bandosunun da Shriner’lara jest olsun diye o gün üniforma yerine İslami kostümler giydiğini söylersem, kelli felli bir topluluktan bahsettiğime artık ikna olursunuz umarım. Postnişin John Atwood, konseyin açılış toplantısında, “Kıtanın her yerinden Müslümanların Mekke’ye toplanması gibi buraya toplandık” demiş o gün. Nizami adam, ahbap insan Jonathan Curiel, bu sözü, “Shriner’ların Mekke’si Washington DC ise, kabeleri de Beyaz Saray’dır diye anladığını söylüyor.

Tabi 3 bin Shriner 3 gün sonra 23 Mayıs 1900 günü Beyaz Saray’da onurlarına verilen resepsiyona da katılıyor. Hepsi kafalarında fesleri, çoğu entari ve cüppeleriyle. Bu egzantrik Beyaz Saray tablosunu hayal etmekle vakit kaybetmeyelim 21 yıl zıplayalım ve daha esaslısına gidelim. 9 Mayıs 1921 günü Beyaz Saray bir başka görkemli Shriners buluşmasına ev sahipliği yapar. Bu kez kendilerine sadece bir mason biraderi olarak değil, ilk Shriner ABD başkanı olarak Warren Harding ev sahipliği yapar. Bunun detayı ise New York Times gazetesinin o günkü nüshasında, “Harding gives Salaam at Shriners parade (Harding, Shriners yürüyüşünde ‘selam’ verdi)” manşetiyle yer alan haberde anlatılıyor. 2 sene sonra 5 Haziran 1923 günü Harding, Beyaz Saray’ın önünden resmi geçit yapan 25 bin Shriners Masonunu, Beyaz Saray balkonuna kafasında kırmızı fesle çıkarak selamlayarak bir başka ilke imza attı. ABD Başkanı Harding’in kafasındaki fesin üstünde üyesi olduğu Shriners tapınağının adı yazılıydı; “Aladdin”.

Balkonda Harding’in yanında ise Birinci Dünya Savaşının efsane ismi kudretli Amerikan generali John Pershing duruyordu. Kendisi de Shriner olan Pershing, fes yerine askeri üniforması ile selamlamaya çıkmayı tercih etmişti. Shriners tarikatının altın yıllarıydı. ABD’deki üye sayıları 500 bini geçmişti. Bunların arasında, Harding’in yanı sıra, Truman, FDR, Gerald Ford gibi ABD Başkanları da, mareşal Omar Bradley ve mareşal Douglas MacArthur gibi genelkurmay başkanları da, Hoover gibi FBI başkanı da vardı.

Shrinerların içinde sadece politikacılar yoktu. Astronot Buzz Aldrin’den, rüzgarla giden aktör Clark Gable’a, kasabamızın şerifi John Wayne’den, kulak pası ilacı Nat King Cole’a, Irving Berlin’den, Johnny Cash’a kadar birçok ünlü isim de Shrinerdı.

Paketten tabağınıza biraz daha çekirdek dökün zira bu öykü daha çok çekirdek götürür. ABD’nin en kudretli adamlarının üyesi olduğu bu mason tarikatının tapınakları da, İslami mimari örneklerine göre inşa ediliyordu ki bir kısmı bugün ble ayakta bu binaların. Girişte tepelerine ise Latin harfleriyle ama Arapça “La Galib İllallah (Allah’tan başka galib yoktur)” yazıyorlardı. Pittsburgh’da bulunan “Suriye Camisi” ise en meşhurlarından biri haline gelmişti. 1960’lı yıllara kadar şehre gelip de namaz kılmak için yer arayan birçok Müslüman hakiki cami sanıp yanlışlıkla bu tapınağa gidermiş.

Masonlara ait Pittsburg Suriye Camii’ni meşhur edense başkanlık seçimi kampanyaları olmuş. Kendisi de gayet ihlaslı bir Shriner olan Başkan Harry Truman, 1952 yılında başkanlık kampanyası sırasında bu camide biraderlerine ve Amerikan halkına seslendi. ABD’de televizyondan yayınlanan ilk başkanlık kampanyalarından biridir bu. Tam 8 yıl sonra bir başka başkan adayı John F Kennedy’nin de yolu bu tapınağa düştü. Kennedy, Nixon’a karşı en sert çıkışlarından birini bu “cami” locada yaptı.

Mason “camiinde” oskar töreni

Shriners camileri 20’nci yüzyıl boyunca sadece politikaya değil, elit sosyal hayata da damga vurdular. Los Angeles El Melaike Mabedi, tam 10 kez Oskar ödül törenlerine ev sahipliği yaptı. O zamanlar “artizlik” yapan Ronald Reagan ve eşi Nancy hanım da bunlardan birinde El Melaike’nin revaklı hatlı İslami mimariye sahip ortamında ödül törenine katıldılar. Dünyanın en önde gelen golf mekanlarından biri de Shriner biraderlere ait. 2006 yılında yaklaşık 1 sene yaşadığım Chicago’da ikamet ettiğim Mount Prospect adlı nezih banliyönün yakınlarında ultra lüks bir kulüp dikkatimi çekmişti. Golfün en prestijli mekanlarından biri olan bu kulübün adı Medine’ydi ve kapısının girişinde “Allah be with you (Allah seninle olsun)” yazıyordu. Büyükçe bir cami kubbesine sahip olan ana binanın dışında Medinah Country Club adlı bu kulüp arazisi içindeki en büyük gölün adı da “Hatice”. Golfün en prestijli müsabakası olan PGA Championship’e defalarca ev sahipliği yaptı ve dünyanın her tarafında  milyonlarca golf tutkunu elit Medine tesislerini hayranlıkla seyretti. Golfün efsane ismi Tiger Wood, bu tesiste iki defa PGA şampiyonu oldu.

Shriners’lar nerdeyse 100 yıl boyunca başlangıçlarını Hz Ali’ye dayandırdılar. Çok emin değilim, konu üzerinde de çalışmaya devam ediyorum ama Avrupa’daki bazı Bektaşi masonlardan etkilenmiş olma ihtimalleri var. Son 20 yılda İslamı çağrıştıran isim, sembol ve kıyafetlerini yavaş yavaş terketmeye başladılar. Toplandıkları mahfilleri artık “Cami” olarak değil, “Shriner merkezi” ya da “tapınak” olarak adlandırıyorlar çoğunlukla. Ama birçok Shriner tapınağı orijinal ismiyle bugün de devam ediyor. Georgia eyaletinin Savannah şehrindeki Omar Temple ya da St louis Medinah Temple, North Carolina'daki Rofelt Pasha Temple, Minnesota'daki Osman Temple, New Hampshire’daBektash Temple gibi. Shriners tarikatı kurulduktan sonra bazı gerçek Müslümanların da üye olduğunu gösteren işaretler var. New York Times gazetesinin internetten kolaylıkla ulaşılabilecek 7 Haziran 1883 tarihli sayısında “Abdel Kader’s Masonic Friends (Abdulkadir’in Masonik dostları)” başlıklı enteresan bir haber var. Shriners Emperyal Konseyinin toplandığı belirtilen haberde, “Mekke’deki mason locası Ali Tapınağının başında bulunan Şeyh Abdulkadir’in Şam’da 26 Mayıs’ta hayatını kaybettiği” belirtildikten sonra Shrinerların, “Doğu Yarım Kürenin Shriner Mason Postnişini” olan Şeyh Abdulkadir’i andığı kaydediliyor.

Shrinerlar bugün de hala “Selamun aleykum – ve aleykum selam” diye selamlaşıyorlar. Hala bazı açılış ve resmi törenlerinde Allah adını anıyorlar. Ama günümüzde Shriner dendiğinde artık ilk olarak hastaneleri akla geliyor. ABD’nin her yerine yayılan Shriner çocuk hastaneleri, İslam’ın beş şartından biri olan zekattan esinlenerek kurulmaya başlanmış. Hayırsever hastaneleri olarak biliniyorlar. Bunlar sahalarımızda görmek istediğimiz faaliyetler. Masonlar hep bu tür işler yapsın bak karışan olur mu...

Shriner ritüellerinde, antik Mısır’dan Sufizme yoğun bir doğu etkisi görülüyor. Ama tamamı sembolik boyutta. Müslümanlıkla imani ya da dini hiçbir bağları kesinlikle yok. Edward Said’in bunları oryantalizmin şahı padişahı gibi görmesi boşuna değil. Ama işte bir de şu var ki, ABD’de İslam’a ve Müslüman dünyasına ait ilk bilgiler ilk tanışmalar Shriner’lar vasıtasıyla oldu. “Nation of İslam” adlı organizasyonun kurucusu Elijah Muhammed’in de onun ilham aldığı Noble Drew Ali’nin de birer Shriners mason olması tesadüf değil.

Elijah da Drew Ali de, Elijah’ın sonradan Allah olduğunu iddia ettiği Wallace Fard da Chicago’daki “Moorish Science Temple (Endülüs Bilim Tapınağı)” üyesiydiler. Bu belki de üçlünün İslam hakkındaki yüzeysel bilgilerinin ve Shriners’larınki gibi sembolik vurgularını açıklayan şeydir, bilemem. Kaldı ki Nation of İslam’ın bayrağı da kırmızı zemin üstüne hilal yıldız. Bunun Türkiye’den çok Shriners’larla alakası var. Çünkü Shriner’ların da sembolü hilal yıldız. Nation of İslam içinde ilk defa İslam ile tanışan Malcolm X’in, hacca giderek gerçek İslam ile tanışması ve siyah ırkçılığını terk ederek daha barışçı ve evrensel bir yapıya bürünmesinden hemen sonra öldürülmesini de not edeyim. Malcolm’un katli ile ilgili bütün komplo teorilerinin bir ayağında Elijah Muhammed’in diğer ayağında ise o dönemde bir nevi ergenekona dönüşmüş FBI’ın başındaki Hoover’ın olması da belki de tesadüf değil.
Laf döndü dolaştı geldi meşhur külahın sahibine. Gelmiş geçmiş en kudretli Shriner belki de tam 48 yıl FBI başkanlığı yapan Edgar Hoover’dı. Hoover, Beyaz Saray’ın ilk Shriner mukimi olan BaşkanWarren Harding döneminde Adalet Bakanlığında çalışmaya başladı. Harding’in yardımcısı Coolidge tarafından soruşturma bürosunun başına atandı ve 48 yıl FBI başkanı olarak kaldı. O fotoğrafta Hoover’ın başındaki külahın hikayesi budur vesselam.

Gel gelelim, bu külah ABD’de mason karşıtı Hıristiyan grupların da komplo teorilerine meze oluyor. Shriners masonların İslami isim ve sembollerini baz alan bu Hıristiyan gruplar, “masonluğun İslamın truva atı olduğunu ve masonların ABD’nin Müslümanlarca işgalinin gizli askerleri olduklarını” savunuyorlar. Lütfen bana katılın: “Bu ne karmaşık bi dünya be?”.
Sağolun.   

Boğazınızda bir kuruluk var değil mi? Çekirdeği fazla kaçırdık ondandır. Sıcak limonlu bir ıhlamur iyi gelir. Bu meretin de bitmeyinceye kadar başından kalkamıyorsun.

Kaynak: http://www.turkamerika.com/yazarlar/konuk-yazar/abdyi-yoneten-musluman-masonlar.html


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
11 Yanıt
15187 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 23, 2013, 10:39:36 ös
Gönderen: Melina
3 Yanıt
5871 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 31, 2016, 02:09:53 öö
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3766 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 09, 2012, 10:30:34 ös
Gönderen: Tij
9 Yanıt
6047 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2013, 12:05:10 öö
Gönderen: NOSAM33
4 Yanıt
4125 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2013, 12:05:34 öö
Gönderen: Etimolog
4 Yanıt
4027 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2013, 02:08:38 ös
Gönderen: NOSAM33
8 Yanıt
5285 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2013, 10:04:02 öö
Gönderen: Felix Steiner
7 Yanıt
4908 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2013, 09:16:07 öö
Gönderen: ceycet
21 Yanıt
12577 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 04, 2013, 12:53:27 ös
Gönderen: karahan
8 Yanıt
4991 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 18, 2014, 10:52:30 öö
Gönderen: mbulut