Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Psikoloji - Ruh bilimi => Konuyu başlatan: Risus - Şubat 18, 2015, 07:03:27 ös

Başlık: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Risus - Şubat 18, 2015, 07:03:27 ös
Kişilik bozuklukları, insanın davranışlarında uzun süreli bozukluklara sebep olan, çevresel veya kalıtsal faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilen hastalıklardır. Modern psikolojide tanımlanmış birçok farklı türü vardır. Toplumda görülme sıklığı %6-10 arasında değişir.

Kişilik bozukluklarına maruz olanların kötü bir yanı, kendi kendilerine psikolojik bir yardım talep etmemeleridir. O, içinde bulunduğu kişilik bozukluğu ile günlük hayatı, gerçekleri çok farklı algılamakta ve sorunun kendi bakış açısında olduğunu fark etmemektedir. Burada kişilik bozukluğu hastasının yakınlarına çok iş düşmektedir. Tabi ki doktoruna da. Kişilik bozukluğu tedavi edilmediği sürece hastayı iş hayatında, aşk hayatında, sosyal yaşantısında ve günlük en basit işlerinde bile etkileyecektir. Kişilik bozukluğu olduğu bilinen veya kişilik bozukluğundan şüphelenilen kişide ilk dikkat edilmesi gereken husus kişinin çocukluğudur. Çünkü yetişkin dönemlerinde kişilik bozukluğu yaşayanlar genelde çocukluklarında türlü travmalara maruz kalmıştır. Bilinçaltlarına işleyen bu travmalar büyüyünce farklı bir kişilik geliştirmelerine sebep olmuş dolayısıyla bu da kişili bozukluklarını getirmiştir. Kişilik bozuklukları genelde 18-20'li yaşlarda başlar. Zamanla kendi kendine iyileşme ihtimali olsa da bu ihtimal zayıfıtr, kişilik bozukluğunun psikoterapiden başka bir yolla iyileşmesi zordur.

(http://psikolojik.gen.tr/images/kisilik-bozukluklar%C4%B1.jpg)

Kişilik bozukluğunun birçok çeşidi vardır. Ayrıca burada dikkat edilmesi gereken nokta; kişilik bozuklukları birbiriyle çok keskin sınırlar ile ayrılmış değildir. Her kişilik bozukluğu kısmen diğerini içinde barındırır; fakat inceleme ve teşhiste kolaylık olması açısından psikolojide kişilik bozuklukları belli kategorilere ayrılmıştır:


Pasif agresif kişilik bozukluğu
Antisosyal kişilik bozukluğu
Histrionik kişilik bozukluğu
Paranoid kişilik bozukluğu
Şizoid kişilik bozukluğu
Şizotipal kişilik bozukluğu
Borderline (sınırda) kişilik bozukluğu
Narsistik kişilik bozukluğu
Çekingen kişilik bozukluğu
Bağımlı kişilik bozukluğu
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu



Depresif Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğunda olan kişiler sürekli melankolik bir ruh hali içindedirler. Karamsarlık, özgüven eksikliği, olaylara sürekli kötü açıdan bakma, kendine acıma eğilimi belirgin özelliklerindendir. Depresif kişil bozukluğu olan hastalar çocukken anne/baba kaybı veya anne/baba yetersizliği görmüş olabilirler. İlaçlarla hormonların kontrol edilmesi suretiyle veya psikoterapi yöntemiyle tedavi edilir.

Paranoid Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğunda hasta, adı üzerinde paronayaklık özellikleri gösterir. İnsanların hareketlerinde sürekli bir kötü niyet arar; hiç kimseye güvenemez, hiçbir yakın arkadaşı veya sırdaşı yoktur. İlaç ve psikoterapi birlikte kullanılır.

Pasif-Agresif Kişilk Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında belki de en tehlikeli ve fark edilmesi en zor olandır. Bu kişilik bozukluğunda hasta açık açık olmasa da kolay anlaşılmayacak şekilde yapılacak işleri engelleme, erteleme, özgüvensiz gibi gözükme gibi özellikler gösterir. Öfkesini bu şekilde dile getirir. Pasif-Agresif kişilik bozukluklarında mutlaka psikoterapi gereklidir.

Saplantılı (Obsesif) Kişilik Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında maruz kaldığı kişiyi epey yıpratan bir çeşittir. Bu kişilik bozukluğunda kişide aşırı bir mükemmeliyetçilik ve dedim dedik uygulamalar görülür. Esnek değildir. Gereksiz detaylarla uğraşarak işlerin bitirilmesini engeller ve kendi kendisini de sıkıntıya sıkar. Kişilik bozuklukları arasında kalıtımsal olarak en kolay geçendir. İlaç ve psikoterapi bir arada kullanılabilir.

Narsistik Kişilik Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında hastanın kendisine olumlu bakmasına sebep olan tek çeşittir. Fakat bu olumluluk iyi anlamda değildir. Narsistik kişilik bozukluklarında kişide aşırı bir kendini beğenme ve aşırı bir özsaygı görülür. Kendilerini diğer bütün insanlardan üstün görürler, bir çocuk gibi sürekli takdir edilmek isterler. Psikoterapi ile tedavi edilir fakat kişilik bozuklukları arasında en zor tedavi edilendir.

Histrionik Kişilik Bozukluğu: Kişilik bozuklukları arasında kadınlarda yaygın olarak görülen bir çeşittir. Olayları abartma, aşırı hareketlerle sürekli ilgi odağı olmaya çalışma eğilimi vardır. Dikkat çekmeyi severler ve dış görünümlerine aşırı bir şekilde dikkat ederler. Psikoterapi ile tedavi edilebilir.

Bu genel çeşitleri dışında; bir nevi ara çeşitler olarak kabul edilebilecek şizoid, sadist, yenilgin, çekingen, borderline, şizotipal, megalomanlık gibi kişilik bozuklukları da mevcuttur. Hastada farklı etkiler yaratsa da kişilik bozuklukları hepsinde ortak olan başlıca iki sebebe dayanır: Çocuklukta (özellikle anne/baba ile) yaşanan travmalar ve kötü bir çevrede yetişmiş olmak. Kişilik bozuklukları tedavisi biraz zordur, süreklilik ve istikrar gerektirir. Fakat yine de imkansız değildir.


Kaynaklar:

http://psikolojik.gen.tr/ (http://psikolojik.gen.tr/)
http://tr.wikipedia.org/ (http://tr.wikipedia.org/)
http://www.kigem.com/ (http://www.kigem.com/)
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: İNSAN - Şubat 18, 2015, 11:07:25 ös

Sayın Risus özet niteliği taşıyan bu faydalı çalışmanıza bir ek de ben yapmak istiyorum. Yapacağım ek ise sıraladığınız kişilik bozuklukları ile ilgili. Gördüğüm kadarıyla bu kişilik bozuklukları arasında 'sadomazoistik kişilik bozukluğu' mevcut değil. Zaten ara çeşitlerde bahsetmişsiniz. Ben de kısa bir tanım getireyim.

Sadomazoistik kişilik bozukluğu : Kısaca başkalarına ve kendine acı vermekten zevk alma.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Risus - Şubat 18, 2015, 11:31:36 ös

Sayın Risus özet niteliği taşıyan bu faydalı çalışmanıza bir ek de ben yapmak istiyorum. Yapacağım ek ise sıraladığınız kişilik bozuklukları ile ilgili. Gördüğüm kadarıyla bu kişilik bozuklukları arasında 'sadomazoistik kişilik bozukluğu' mevcut değil. Zaten ara çeşitlerde bahsetmişsiniz. Ben de kısa bir tanım getireyim.

Sadomazoistik kişilik bozukluğu : Kısaca başkalarına ve kendine acı vermekten zevk alma.

Saygılar.
Sayın INSAN, güzel eklemeniz için teşekkür ederim. Sabah, bu bozuklukla alakalı bir konu açtım. Psikoloji bölümünde bulabilirsiniz.

Saygılar...
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: İNSAN - Şubat 18, 2015, 11:33:44 ös
İncelemiştim, Sayın Risus. Ben de onun için eklemiştim.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Risus - Şubat 18, 2015, 11:35:47 ös
İncelemiştim, Sayın Risus. Ben de onun için eklemiştim.

Saygılar.

Tekrardan teşekkür ederim güzel eklemeniz için.

Saygılar...
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: asena1510 - Şubat 19, 2015, 12:43:36 ös
Beyindeki sinir iletiminin olmamasından kaynaklanıyor çoğu kişilik bozukluğu. Çekilen MR tomografilerdede beynin hasarlı olan bölümünü görebiliyoruz. Bu tarz hastalıklarda ilaç tedavisi başlıyoruz. Ve hayat boyu kullanılıyor. Zaman zaman bu hastalıklar artıyor yada azalıyor. Bu gibi durumlarda biz genelde hastalarımıza ilaç dozajını arttırabiliyoruz yada azaltıyoruz. Onun rahat edebileceği bir ortamda olmasını sağlıyoruz.
Saygılar ...
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: ADAM - Şubat 19, 2015, 01:40:47 ös

Kişilik konusu gündeme geldiğinde, çok yıllar önce okumuş olduğum bir kitabı anımsarım: Prof Dr. Özcan Köknel, "KİŞİLİK".

O kitapta mıydı, başka kaynaklarda mıydı, şimdi böyle hemen ezbere bilemiyorum; önemli olan bir nokta, "kişilik" ve "karakter" konusunu birbirinden ayırabilmektir. Bu ayırım baştan kavramsal olarak yapılmazsa, birçok kez aslında karakterden söz etmek gerekirken, sözcük olarak "kişilik" demiş oluruz.

Konu kişilik bozukluğu olunca, bunun ortaya çıkışı belki sonraki yaşlardadır ama kökeni 8-9 yışından kesinlikle öncedir. Sonrakı karakter bozukluğu ya da noksanlığı ya da sapmasıdır.

Karakter bozukluğunun tedavisi ya da giderimli, kişilik bozukluğuna oranla çok daha kolaydır ama diğerinden pek farklı olarak bireysel istem ve buyrultuya dayanır.  Kişilik bozukluğunde ise, istem ve öz buyrultu dışında, bilinç altında kalan etkenler söz konusu olduğundan,  duruma göre iki ayrı tedaviden biri gerekebilir; psikolojik ya da psikiyatrik. Bunların gerek alanları gerek uygulamaları birbirinden farklıdır ve karıştırılmamalıdır. Kişilik bozukluğuna yol açan etkenin durumuna göre,  nörolojik ya da nöroşürjik tedaviler ise bambaşka bir olaydır; bu durumda tedavi edilen, öncelikle fiziksel-biyolojik bir nesne yani bir organın bir bölümüdür ve yapılan işlem bir bakıma onarım olarak da nitelenebilir. Ancak bu türden tedavilerin kimisi zihinsel ve/veya bedensel davranış sapmasını hedef olarak alırken, bu durumda hastanın  temelde bir kişilik bozukluğu olmayabilir.

Bir diğer deyişle, her zihinsel ve/veya bedensel sapma, kesinlikle ve ille de bir kişilik ya da karakter bozukluğundan ileri gelmeyebilir. Ancak her kişilik ya da karakter bozukluğu da, kendisini bir zihinsel ya da bedensel sapma olarak göstermeyebilir.

Ben bu konuyu Masonluğa nasıl bağlayacağım, asıl onu düşünüyorum.

Çünkü bu konu, tıp doktorları, toplum bilimciler ve ruh bilimciler hatta kendilerine "bireysel gelişim uzmanı" falan gibi adlar takmış olanlar, beri yanda bir de doğaüstü metafizikçileri gibi parapsikolojicilerin yanı sıra, bilim ve akıl yolu ile davranan masonları da ilgilendirir; kim bilir belki de Masonluğun asal süjesi İNSAN olduğu için. (Forum üyemiz Sayın İNSAN, bu büyük harfli kullanımı hoş görsün.)

Geçenlerde bir sakatlığı olan kişinin Masonluğa alınamayacağından söz edliyordu ya hani.... İşte o sakatlık öncelikle zihinsel sakatlık olmaylıdır; gerek kişilik gerekse karakter bozukluğu olanların Masonluğa kesinlikle alınmaması gerekir.

Ancak masonların arasında, sonradan bedensel sakatlığa olduğu gibi zihinsel bozukluğa uğrayanlar da bulunabilir; onu ayrı tutalım. Bu ise, ne kişilik ne de karakter bozukluğudur; çoğunlukla da yaşı hayli ilerlemiş kişilerde görülür.

Tedavisi?

Yoktur. Sevgi, saygı ve hoşgörüyü gerektirir.

 
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Risus - Şubat 19, 2015, 03:09:57 ös
Sayın ADAM, evvelki konuya da ek güzel bir yorum ve açıklama getirdi. Elbette katılmamak elde değil. Masonluğa, akli bozuklukları olan kişileri almamak gerekir. Engelin, ilk başta zihinde başladığını da unutmamak gerekir. Teşekkürler.


Saygılar...
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: İNSAN - Şubat 19, 2015, 04:55:24 ös
Sayın ADAM, yapmış olduğunuz eklemenin sondan ikinci paragrafını uygun bulmadım. Kişilik bozukluğunu bir sakatlık olarak ele almanız yanlış.
Zihinsel anlamda retarde(geri) olan, bir engele sahiptir denebilir.. Ancak, psikolojik rahatsızlıkları sakatlık veya engel olarak ele alamayız.Bu yanlış bir etüt olur. Zihinsel engel başka, kişilik veya karakter bozukluğu başka.

Bir de sayın Risus'un kabaca ifade ettiği 'akli bozukluk' tabirini de mümkünse değiştirmesini istiyorum. Çünkü konunun hassas olduğunu düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Risus - Şubat 19, 2015, 04:59:56 ös
Sayın ADAM, yapmış olduğunuz eklemenin sondan ikinci paragrafını uygun bulmadım. Kişilik bozukluğunu bir sakatlık olarak ele almanız yanlış.
Zihinsel anlamda retarde(geri) olan, bir engele sahiptir denebilir.. Ancak, psikolojik rahatsızlıkları sakatlık veya engel olarak ele alamayız.Bu yanlış bir etüt olur. Zihinsel engel başka, kişilik veya karakter bozukluğu başka.

Bir de sayın Risus'un kabaca ifade ettiği 'akli bozukluk' tabirini de mümkünse değiştirmesini istiyorum. Çünkü konunun hassas olduğunu düşünüyorum.

Neden sayın İNSAN ? Akli bozukluklardan kastım, şizofreni, paranoya gibi zihinsel bozukluklardır. Elbette belirtmem gerekir ki down gibi sendromlu doğanları tenzih ederek söylüyorum. Sizinde belirttiğiniz gibi, psikolojik rahatsızlıklar olarak söylüyorum. Şahsi görüşüm, bence de alınmamalı. Şizofreni veya paranoyak olan birisinin sır tutması, ketum olması, masonik çalışmaları ilerletmesi beklenemez. Elbette 'İSTİSNA'lar olacaktır. Ancak, bir iki istisna için koca bir yapılanma bu riski almaz. Şahsi görüşümdür.


Saygılar...
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: İNSAN - Şubat 19, 2015, 05:21:39 ös
Sayın Risus, ben bunlardan hangileri Mason olabilir veya hangileri olamaz diye bir noktaya vurgu yapmadım. O bambaşka bir konudur. Çünkü detaylıca engel nedir, yüzde kaç oranında engel vardır gibi sorulara cevap vermek, tarif etmek gerek.Böbreğinin bir kısmı çalışmayan kişi de belli oranda engelli olabilir. Engelli raporu da olabilir. Ama Masonluğa girmelerinde bir sorun teşkil etmez. Aksi takdirde bugün gözlüklü Mason bulmak zor olabilirdi.Dediğim gibi yorumum bununla ilgili değil.

Yani ben bundan bahsetmiyorum. Ben, teknik olarak bir iki nüans ve kavram hatası vardı, onlara değinmek istedim.
Bunlardan ilki 'Akli bozukluk' kavramı ile ilgiliydi. Onun yerine başka bir tabir kullansaydınız daha iyi olurdu.  Sonuçta insan aklını böyle bir tabir ile su tesisatına benzetmek hoş durmuyor.
İkinci olarak da Sayın ADAM'ın bahsettiğim paragrafta yaptığı hata veya zihin sürçmesi. O paragrafta kişilik bozukluğu bir engelmiş gibi bahsediliyor. Ama doğrusu öyle değil. Yani her kişilik bozukluğu bir engel değildir.Bir diğer deyişle akıl sakatlıklarını engel kabul etmek veya ruh sağlığı sorunlarını engel kategorisine koymak yanlış bir etüt olur diye düşünüyorum.


Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Risus - Şubat 19, 2015, 05:24:37 ös
Sayın Risus, ben bunlardan hangileri Mason olabilir veya hangileri olamaz diye bir noktaya vurgu yapmadım. O bambaşka bir konudur. Çünkü detaylıca engel nedir, yüzde kaç oranında engel vardır gibi sorulara cevap vermek, tarif etmek gerek.Böbreğinin bir kısmı çalışmayan kişi de belli oranda engelli olabilir. Engelli raporu da olabilir. Ama Masonluğa girmelerinde bir sorun teşkil etmez. Aksi takdirde bugün gözlüklü Mason bulmak zor olabilirdi.Dediğim gibi yorumum bununla ilgili değil.

Yani ben bundan bahsetmiyorum. Ben, teknik olarak bir iki nüans ve kavram hatası vardı, onlara değinmek istedim.
Bunlardan ilki 'Akli bozukluk' kavramı ile ilgiliydi. Onun yerine başka bir tabir kullansaydınız daha iyi olurdu.  Sonuçta insan aklını böyle bir tabir ile su tesisatına benzetmek hoş durmuyor.
İkici olarak da Sayın ADAM'ın bahsettiğim paragrafta yaptığı hata veya zihin sürçmesi. O paragrafta kişilik bozukluğu bir engelmiş gibi bahsediliyor. Ama doğrusu öyle değil. Yani her kişilik bozukluğu bir engel değildir.Bir diğer deyişle akli sakatlıklarını engel kabul etmek veya ruh sağlığı sorunlarını engel kategorisine koymak yanlış bir etüt olur diye düşünüyorum.

Akli bozukluk, akli denge bozuklukları, akli düzensizlikler vs. bunlar sözünü ettiğimiz konular için, sık kullanılan başlıklar. Burada bir, su tesisatı misali aşağılama yoktur sayın İNSAN.

Saygılar...
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: İNSAN - Şubat 19, 2015, 05:30:20 ös
Ben, bu hassasiyeti abartmış da olabilirim. :)
Yoksa bu başlığı açan üye olarak konuya ne derece ehemmiyet verdiğiniz açık seçik görünüyor.
Teşekkür ederim.
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Ömercan - Şubat 26, 2015, 06:45:32 ös
Toparlamak gerekirse pek değerli büyüklerim akli melikelerini tam olarak yerine getiremeyen şahısların mason olmaması daha az riskili (her zaman risk vardır) olur diye anlatılmaya çalışılmış. Sn. İNSAN'IN dediği böbrek noksanlığı bireyde akli dengesizlikler yaratabilir. Mesela ameliyat sonrası postoperatif deliryum vakası seyir edebilir. Bunun sebebi ise düşüncelerin koordinasyonunda güçlüklerin yavaşlamış motor fonksiyonları ile ortaya çıkmasıdır. Postoperatif, konfüzyon ile halüsinasyon arasında gidip gelir.  Yoğun bakımda ünitelere bağlı kalan bu hastalarda  dışlama-yoksunluğa bağlı olan yoğun bakım ünitesi psikozu denilen bozukluk meydana gelebilir. Herhangi bir organ kaybı veya ameliyat veya daha ağır bir hastalık beraberinde akli yoksunluk getirebileceği gibi masonluğun bu ilk bakışta anlaşılamayacak psiko-somatik veya postoperatif sonucu olşabilecek zihinsel komplikasyonların önüne geçebilecek eleme metodunu geliştirmesi gereki ki daha bu hastalıkla psikiyatrlar tarafından bile kolayca anlaşılamamaktadır. Anlaşılsa bile tedavisi %100 tedavi ediciliği yoktur. Zaten hiç bir şey de %100 değildir. En azından kuruluşa zarar vermeyecek kadar bu ayrım yapılmalıdır. Teşekkür ederim. Sevgiler. Psikolojik yozlaşması beyinin doğru çalışmamasından ileri geldiği için beyindeki tümör nasıl insanı hasta sınıfına sokuyor ise psikolojik rahatsızlığı olan bireyde hastadır. Beyin tümorü demişken bildiğiniz üzere bir kanser tipidir kendisi bir çok psikolojik dengesizliklerin babasıdır. Beynimizdeki tümör; depresyona, mutsuzluğa hatta çapkınlığa yol açabildiğini söyleyen  Türkiye'nin sayılı kadın beyin cerrahlarından Doç. Dr. Cahide Topsakal , beyin tümörlerinin insan psikolojisi üzerinde belirgin etkiler yarattığını da belirtmektedir. Hastalar genel olarak baş ağrısı, bulantı, kusma, kol veya bacakta kısmi felç ya da sara nöbeti gibi indikasyonlara sahiplerdir. Beynin ön bölgesi, kişiliği temsil etiği gibi buradaki tümörler, kişilik bozuklukluğuyla yakından ilgilidir. Eğer tümör beynin seksüel yaşantıyı idare eden bölgesine baskı yapacak kadar büyük ise hasta karşı koyamayacak düzeyde cinsel istek duyabilir. Hatta uygunsuz yerlerde cinsel ilişkiye girmek isteyebilir. Argo konuşur. Tümör daha büyür ve beynin orta bölümüne (mesencephalon) ulaşabilir. Birey kendini tanrı veya mesih zannedebilir. Böyle kişilerin hastalıklarını hem erken teşhis  hem de masonluk adına takip etmek ve yıllık kontrol mekanizması olması gerekir diye düşünmekteyim. Tabi ne derece uygulanabilir bilmiyorum. Aslında uzun yolculuk yapan şoförlere periyodik olarak karayolları müdürlüğü tarafıdnan sağlık ve psikolojik tedavi uygulamaları yapılmaktadır.
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Mandıra Filozofu - Ocak 06, 2019, 05:41:43 ös
Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Tık-Tik-Tak - Ocak 06, 2019, 06:41:41 ös
Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.

Birşey mi kaçırdım  :)
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Mandıra Filozofu - Ocak 06, 2019, 06:50:21 ös
Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.

Birşey mi kaçırdım  :)

Dünden beri kendini muhtemelen mesih olarak gören ve yine muhtemelen narsistik kişilik bozukluğu olan biri vardı. Sanırım forum yönetimi tarafından yorumları ve başlıkları silindi. Üyeliği de iptal edildi.

Sevgiler sayın Tık Tik Tak  :)
Başlık: Ynt: Kişilik Bozukluğu
Gönderen: Tık-Tik-Tak - Ocak 06, 2019, 06:57:28 ös
Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.

Birşey mi kaçırdım  :)

Dünden beri kendini muhtemelen mesih olarak gören ve yine muhtemelen narsistik kişilik bozukluğu olan biri vardı. Sanırım forum yönetimi tarafından yorumları ve başlıkları silindi. Üyeliği de iptal edildi.

Sevgiler sayın Tık Tik Tak  :)

Hepimiz benzersisiz; lakin o kadar da değil.  :)

Kendilerinin inanması sıkıntı olmaz da; başkalarını inandırdıklarında sıkıntı oluyor.Tarih bu örnekler ile dolu...

O arkadaşa esenlikler dilerim.