Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Ayasofya’nın Müzeye Çevrilmesi  (Okunma sayısı 17689 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 12, 2011, 04:16:53 ös
Yanıtla #20
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Doç. Dr. Said Öztürk, Yaşar Baş ile birlikte sadece Ayasofya´yı anlatan 900 sayfalık dev bir eser hazırladınız. Böyle kapsamlı bir esere niçin ihtiyaç duyuldu?

 
Ayasofya, benim kişisel kanaatim, ahir zamanda dünya tarihine damgasını vuracak önemli bir yapı. Sadece bir cami, sadece bir müze, sadece kilise nazarıyla bakamazsınız. Dokuz yüz sene Bizans İmparatorluğu´nda sosyal, ve askeri manada merkezlik etmiş. Bütün Cuma alayları padişahlar tarafından orada yapılmış. Sivil itaatsizlikler orada baş göstermiş. 31 Mart´ın en önemli kahramanlarından. Dolayısıyla Ayasofya artık bir sembol. Sadece bir dinin değil, Hıristiyanlığın ve İslamiyet´in sembolü.

* Ayasofya´nın İslam-Hıristiyan diyaloğuna bir katkısı olabilir mi?

 
Bence gelecekte de, peygamberimizin verdiği müjdeye dayanarak konuşuyorum, Ayasofya Hristiyanlığın Müslümanlığa iltihakında da sembol olacak. Benim inancım şu: ´Ey benim ümmetim! Ahir zamanda, dindar Hristiyanlarla sulh yapacaksınız. Dinsizlik ve ahlaksızlık gibi insanlığın müşterek düşmanlarına karşı tek başına başa çıkamayan Hristiyanlık ve İslamiyet bu katılım neticesinde kuvvet bulacak, galip geleceksiniz. İnsanlık da uzun bir müddet mutlu bir hayat yaşayacak.´ Bence, bu dünya çapındaki ittifakın gerçekleşeceği yer, manen imzalanacağı yer Ayasofya´dır.

* Yüzlerce yıldır Ayasofya davası gündemden düşmeyen bir konu. Niye bu kadar büyük önem veriliyor?

 
Hollandalı bir siyasetçinin ifadesiyle: ´Bence Ayasofya, böyle müze ve harap kalmaktansa, temel zemin camiye çevrilmeli, mabed olarak devam etmeli, ama üst kattaki galeriler ve mozaikler de Hristiyan alemine gösterilecek saygı neticesinde aynen ziyaretçilere açık tutulmalıdır. Bu görüşe hiç muhalefet edemiyorum.´ Onun için ben yakın tarihteki büyük olayların kaynağı olarak gördüğüm için Ayasofya´ya çok büyük önem veriyorum. Bu yüzdendir ki Bediüzzaman da çok önem vermiş. Bütün İslam Alimleri çok büyük önem vermiş. Bugün başta Yunanistan olmak üzere birçok devlet de çok büyük önem veriyor. Eğer imkan bulup da İngilizce´sini de yayınlayabilirsek bütün dünyanın kabul görebileceği bir eser haline gelecek. Bence biz bu kitapla Osmanlı Ayasofyasının kitabesini yazdık.

* Ayasofya´ya girdiğimizde duvarlarda Bizans´tan kalma Hıristiyanlığa dair tasvirler görüyoruz. Camiye çevrilirken onlar niye bırakılmış?

 
Bir defa Fatih Sultan Mehmed bu eserlerin üzerini namaza zarar vermeyecek şekilde sıvayla kapatmışlar, namaza zarar vermeyenleri olduğu gibi bırakmıştır. Kesinlikle tahrip etmemiştir. Bu çok büyüklüktür. Ama daha sonra 1845´lerde Fossati tarafından yapılan tamirlerde kapatılan mozaiklerin bir kısmı da ortaya çıkarılmıştır. Ve nihayet Cumhuriyet döneminde, Amerikalı arkeolog Whitemoore ülkemize sırf mozaikleri ortaya çıkarmak için gelmiştir. Gelip incelemiş ve kendisine bu değişiklikleri yapması için izin verilmiştir.Çok kasıtlı hareket etmiştir. Neredeyse Kubbedeki Nur suresinin 35. ayetini bile tahrip etmek istemiştir. Ve bir kısım Osmanlı eserleri de tahrip edilmiştir. 1936´da Fatih´in göz nuruyla inşa ettirdiği medrese yıkılmıştır.

* Hristiyanların Ayasofya´ya bakış açısı nasıl?

 
Evet, her gelen devlet adamı mutlaka ziyaret ediyor. Hâlâ onların bakış açısı bizimki kadar müsamahalı değil. Gidin şimdi internet sitelerinde, şu anki Bizans enstitülerinin sitelerinde kesinlikle minareli Ayasofya göremezsiniz. Tamamı minaresizdir. Ve şu anda Yunanistan´da Rum Patrikhanesinde ve belli çevrelerde Ayasofya´nın kendilerine teslim edileceği günü beklerler.

* Niçin müzeye çevrildi?

 
Biz o olayı bütün belgeleriyle ortaya koyduk. 24.11.1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla belge. Bence çok sebepler var. Birinci önemli sebep, Lozan´da gizli bir madde olduğuna inanıyorum. Ama elimizde bir belge yok. Yani Hıristiyan devletlerin baskısı olabilir. İkincisi, o zamanki devlet adamlarının ifadesine göre, Ayasofya´yı harabiyetten kurtarmak ve batıdan gelen para yardımlarını almak için. Onlar böyle diyorlar. Ama bana inanıyor musunuz bu iddiya derseniz, benim cevabım biraz enteresan olur. Yani çok değişik sebepleri var. Ben çok ayrıntıya girmek istemiyorum. Ama maalesef müzeye çevrilmiş. İnşallah tekrar ´Allahuekber´ sadaları minarelerinden okunur.

 
Nasıl Camiî oldu?

* Fatih Sultan Mehmed İstanbul´u fethettiğinde ilk iş olarak, Hristiyanlar için çok değerli olan Ayasofya´yı camiyapıyor. Bu hareket hukukolarak doğru mu?

 
Bu meşhur bir soru. Müslüman da soruyor, Hristiyan da soruyor. İslam hukukunu bilmemekten kaynaklanıyor bu soru. Barış Hukuku ayrı, Savaş Hukuku ayrıdır. Bu İslam hukukunda da böyledir, diğer hukuklarda da. Fatih İstanbul´u savaş yoluyla almıştır. Savaş hukukuna göre, bütün kiliseleri camiyapma hakkı vardır. Fethin ardından Patrikhanenin patriği diğer bütün Hıristiyan din adamları Fatih´i ziyaret etmişlerdir. Ve bu ziyarette şunu söylemişlerdir: ´Savaş yoluyla fethettiniz istediğinizi yapabilirsiniz´ O sırada, Ayasofya´yı camiye çevirmiş ve adını ´Fethiye Camii´ olarak koymuştur.

 
Neden Ayasofya?

Fakat Bizans´tan kalan birçok kilise hâlen ayakta duruyor. Fatih onlara niye dokunmamış?

 
İlk üç gün savaş hukukunu uygulamıştır. 17´ye yakın Havra ve kiliseyi camiye çevirmiştir. Arkasından Hristiyan liderlerinin ricası üzerine Galata ZımmAhitnamesini vermiştir. Şu anda bu ziyaretin resminin Patrikhane´de mozaikten bir resmi vardır. Fatih o ziyarette, ´Artık hiçbir kilisenize ve dininize müdahale etmeyeceğim´ demiştir. Ve o günden itibaren barışla fethedilmiş gibi muamele edilmiş, hiçbir kilise camiye çevrilmemiştir. (D. B. Tercüman)



Bu alıntı yazı beni tarihi bakış açısına göre birçok anlamda tatmin etti umarım sizde ikna olursunuz.

Umarım bugün ve gelecekte ülkemin en önemli ve en berbat ,en gizemli ve bol komplo teorili sorunu olan ayasofya sorunu çözülür.

Saygılar.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 12, 2011, 10:40:46 ös
Yanıtla #21
  • Ziyaretçi

Günümüzdeki adi suçlardan gasp, tarihte haçlı seferleri, fetih gibi isimlerle makyajlanmıştır. Bir dini yaymak için illaki insanların topraklarını, silahlı güçlerini yok ederek ele geçirmek mi gerekiyor. Ceddimiz olunca anlı şanlı, başka millet ve din olunca kanlı sıfatını vermemiz ne kadar doğrudur.

Kuranda ve sünnette bir ülkeyi fethedince onların kiliselerini yağmayalayıp cami yapın diye bir emir veya izin var mıdır. Ya da padişahların iç savaş çıkmasın korkusuyla kendi kardeşlerini öldürtmelerine dini açıdan izin var mıdır. Canım biz haçlı seferleri kadar cani değiliz, en azından insanları kılıçtan geçirmedik, mallarını talan etmedik diye barbarlığı yumuşatmak da ne kadar doğrudur?

Bir iç muhasebesi yapmak gerekiyor. Aksi taktirde islam denilince insanların midesi bulanmaya devam edecektir.

Saygılarımla.


Ağustos 13, 2011, 03:31:28 öö
Yanıtla #22

1000 sene öncesini bugünün mantığıyla yargılamayın...

Çok büyük hata edersiniz. Tarih okuyun,o günün koşullarını öğrenin...
« Son Düzenleme: Ağustos 13, 2011, 03:40:49 öö Gönderen: Mustafa Kemal »
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
12 Yanıt
11466 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2012, 11:45:29 öö
Gönderen: peacewings
9 Yanıt
8698 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2012, 01:56:49 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
4225 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 20, 2012, 12:53:43 öö
Gönderen: Genius Loci