Biraz marjinal bir başlık oldu ama doğru oturup doğru konuşalım…
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü bu kadar aşındırılabilir mi?
Hainleri,
İşbirlikçileri,
Çanakçıları,
Soldan çarklı dönekleri,
Her devrin adamlarını,
Dincileri/yobazları,
Bölücüleri,
Teröristleri
Milletin bir üyesi olarak kabul edecek miyiz?
Eğer bunlar milletin bir üyesiyse Şeyh Saitler, Derviş Mehmetler, Çerkez Ethemler, Kürt Saitler neden milletin bir üyesi olarak görülmedi de hain olarak nitelendirildi ve gerektiği şekilde cezalandırıldı?
Zihinlerimiz nasıl bu kadar yıkanıyor?
Ne kadar yoğun bir dezenformasyonun etkisi altındayız farkında mısınız?
Atilla İlhanın bir saptaması var: Toplumun %10’luk bir hain kontenjanı vardır der.
İşte o, devamlı televizyonlarda gördüğünüz, gazetelerde okuduğunuz sözde aydın, hukukçu, yazar, akademisyenler, işte o %10’luk kesimin içine giren kişileridir.
Her şeyi onlar bilir, en doğru saptamaları onlar yapar, aman köşeye sıkıştırmayın, yoksa Şamil Tayyar gibiler sizi “adam” eder… (bkz. Nedim Şener-Şamil Tayyar tartışması)
Çok garip, dinci tayfa, bölücü tayfa el ele kol kola yürüyorlar. Hepsi özgürlükçü oldu, hepsi halkçı oldu. Biz ise faşist, statükocu, gerici olduk.
Bir yalan rüzgarının içinde savruluyoruz.
Sahte gündemlerle oyalanıyoruz,
Kuklaların oyunlarını izlemek zorunda bırakılıyoruz.
Elimizden seçme hakkımız alınmış.
Zihinlerimiz hapsedilmiş.
Düşüncelere pranga vurulmaya çalışılıyor.
Hainler, bölücüler, dinciler en büyük özgürlük, demokrasi savunucuları olmuşlar(!)
Ciddiyim, soruyorum…
Hainleri,
Dinci/Yobazları,
Bölücüleri,
Kravatlı bölücüleri,
İşbirlikçileri,
Çanakçıları
bu milletin bir ferdi olarak kabul etmek zorunda mıyız?
Banu Avar, Hulki Cevizoğlu, Nihat Genç gibi insanlara Ambargo konurken, Nazlı ılıcak, Şamil Tayyar, Rasim Ozan, Ekrem Dumanlı, Mehmet Altan gibi kişileri Televizyonda, Gazetelerde Akil adam olarak görmek, en çok söz hakkını onlara vermek, Onları el üstünde tutmak zorunda mıyız?
Demokrasi, karşıtların birbirine saygı duyması gereken bir sistemdir tiradını söylemeyin hemen…
O zaman, Şeyh Sait isyan çıkarttığında da hoş görseydik, Derviş Mehmet’i de anlayışla karşılasaydık, en fazla söz hakkını onlara verseydik, Seyid Rızları da baş tacı etseydik.
Olur mu öyle şey dostlar…
Haine, işbirlikçiye, bölücüye, dinciye hoşgörü, eşitlik olur mu?
Onlar milletten sayılır mı?
Tamam Egemenlik milletindir ama, Terörist başı bu milletin bir üyesi midir?
Tamam, herkes eşittir ama Cumhuriyet düşmanlarda bu milletin bir üyesi midir?
Tamam, halkçılık esastır ama; hainler, işbirlikçiler, kuklalar bizim halkımız mıdır?
Değildir…
Öyleyse neden onlar çok konuşuyorlar?
Neden onlar hep haklı görülüyorlar?
Neden onlar demokrasi havarisi de biz faşistiz?
Ülkemin birliğini savunduğum için, Rejimimi savunduğum için, Atatürk’ü savunduğum için, Bağımsızlıktan yana olup ABD-AB ye karşı olduğum için, NATO’ya karşı olduğum için, Dincilere, Bölücülere karşı olduğum için.
Bana,
Statükocu, darbeci, gerici denilecekse denilsin. Banu Avar gibi, Hulki Cevizoğlu gibi, Nihat Genç gibi önümüz kesilecekse kesilsin. Boğazlıyan kaymakamı Kemal bey gibi birilerine yaranmak isin asacaklarsa assınlar, vatanperverleri zamanında Malta’ya, şimdide Silivri’ye sürüyorlar, sırf bu yüzden süreceklerse, sürsünler…
Yine söylüyorum…
Ey Hainler, Bölücüler, Dinci/Yobazlar, İşbirlikçiler, Kuklalar, Kravatlı Teröristler, Çanakçılar…
Hiç birinizi bu milletin bir ferdi olarak görmüyorum… Hiçbirinizin konuşmaya hakkı yok…
Sizin hakkınız Şeyh Saitlere, Derviş Mehmetlere ne yapıldıysa odur… ( Hüseyin Tolga Arslan )
IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......
Konu: Onları da “Millet”ten mi sayacağız?...... (Okunma sayısı 3266 defa)
Eylül 26, 2006, 10:26:15 öö