Düşünme yöntemleri üzerine yaptığım paylaşımların dördüncüsünü yapacağım bu başlıkta “Analojik Düşünme” ile ilgili kendimce bir şeyler yazmaya çalışacağım. Şüphesiz ki, hep söylediğim gibi, bir pozitif bilimci olarak bu yazacaklarımın daha iyisini yazacak üyelerimiz olacaktır.
Bundan önce yaptığım üç paylaşımı sıralamak gerekirse
-Analitik düşünme yeteneğine sahip insan
-Eleştirel Düşünme Üzerine
-Tümevarımlı Düşünme Yöntemi Üzerine
isimli başlıklardır.
Konumuza dönersek;
Analoji: Kavram, ilke ve formüller arasındaki bazı yönlerin birbirine benzemesi biçiminde tanımlanmaktadır.
Yukarıda tanımını verdiğimiz analoji kavramı metafor kavramıyla çoğunlukla karıştırılabilmektedir. Başlığın dışında kalmasına karşın kısaca tanımlamak gerekirse: metafor Türkçe’ de mecaz, eğretileme anlamlarına gelmektedir. Kelimesi kelimesine alındığında ise metaforik bir ifade, bir şeyin, açıkça olmadığı bir şeymiş gibi gösterilmesi, açık anlamının tamamen dışında kullanılması olarak ifade edilebilir.
Yani analoji iki kavramı açıkça karşılaştırırken metafor ise karşılaştırmayı üstü kapalı bir şekilde, örtülü olarak yapar. Analojide olduğu gibi iki kavram arasında yüksek benzerlikler veya ilişkiler içermez. Kısaca özetlemeye çalıştığım metafor kavramı ile ilgili başka bir başlık açılabilir.
Analoji kurmak bir kavramı/olguyu başka bir kavrama/olguya benzetmek başka bir deyişle aralarında çağrışım kurmak demektir. Yani bilinen bir kavramdan hareketle bilinmeyen bir kavramın öğrenilmesi biçiminde tanımlanır.
Analoji kurma işlemi ise şu şekilde yapılır: Herhangi iki kavram/olgu arasındaki analojik ilişkiden söz edilirken, bu kavramlardan/olgulardan biri için kaynak/temel diğeri için ise hedef/analog terimleri kullanılmaktadır.
Bu süreçte hedefe (yani anlatılmak istenen) bilinen bir kaynak yardımıyla ulaşılmaya çalışılır. Özelden genele gidilen tüme varımdan farklı olarak özelden özele akıl yürütme olarak da tanımlanır.
Peki nedir akıl yürütme?
Akıl yürütme, en az iki önerme arasındaki ilişkiyi kullarak birinden diğerini çıkartmak olarak tanımlanabilir.
Yukarıda temel kavramlarını verdiğim bu düşünme süreci bilinen bir benzerlikten yola çıkılarak bilinmeyenlerin elde edilmesini sağlayan akıl yürütme yöntemi olarak yani “Analojik Düşünme” yöntemi süreci olarak tanımlanır. Basitçe bir örnek vermek gerekirse: Vücudumuzdaki kılcal damarları karayolları ağına benzeterek yani analoji kurarak anlatabiliriz.
Modelleme ve tasarım yaparken analojilerden ve analojik düşünmeden çokça faydalanılır. Modelleme bilinen olgulardan ve kaynaklardan yola çıkarak bilinmeyen bir konuyu açık ve anlaşılır hale getirmek süreci olarak tanımlanırken, süreç sonunda ortaya çıkan ürün ise model olarak tanımlanmaktadır.
Görüldüğü gibi analojiler ve analojik düşünme tasarım ve modellerin temelini oluşturur. Herhangi bir konuda model yapılmasının amacı bir konu veya kavramın öğretilmesi-öğrenilmesi veya anlaşılır hale getirilmesidir.
Az evvel söylendiği gibi, yabancılık çekilen bir olgunun, yabancılık çekilmeyen bir olguya benzetilerek açıklanması olarak anlatılan analoji yapma süreci modelleme sürecinin vazgeçilmez bir bileşenidir.
Analojiler yapılırken somut örnekler ve temsillerden yoğun bir biçimde faydalanılır. Analoji ve örnekler bilinmeyen kavramları bilindik hale getirmekte kullanıldıkları için bu düşünme sürecinde benzer amaçlara hizmet etmektedirler.
Bu açıkladığımız nedenden dolayı bireyde meydana gelen kalıcı izli davranış değişikliği olarak tanımlanan öğrenme sürecinde de analojik düşünme oldukça önemli bir yer tutmaktadır.
Çünkü bireyin yeni öğrendiği bilgi eski bilgileriyle çelişmiyorsa (analojiler çelişmeme noktasında yardımcı olmaktadır) bireyde özümseme/anlama süreci ve dolayısıyla öğrenme gerçekleşmiş olur.
Unutulmaması gereken bir nokta: Eski ve yeni kavramların birbirini tamamlaması yani ilişkilendirilmesi ve uyarlanması süreçleri öğrenmede oldukça önemli bir yer tutmaktadır.
Analojik düşünme ve örnekleme sayesinde bireyler var olan bilgileri yardımıyla bu bilgilerinin üzerine yeni bilgileri yapılandırmış yani kurmuş olurlar.
Özetle anlattığım analojik düşünme süreci dört temel bileşenden oluşur. Bunlar;
-Hedef kavram
-Benzer kavram
-Hedef ve benzer kavram ile ilgili açıklayıcı tanımlama ve uyan ve uymayan yönlerin belirtilmesi
-Sonucun/yargının çıkarılması
olarak sıralanmaktadır.
Son olarak analojik düşünmenin bireyler için yararları üzerine konuşmak gerekirse bunlar:
-Bilimsel düşünme, problem çözme ve tahmin etme yeteneklerini geliştirir.
-Yaratıcılık yeteneğini geliştirir.
-Zor soyut kavramların somut hale getirilmesinde oldukça kullanışlıdır.
biçiminde sıralanmaktadır.