Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Parapsikoloji => Konuyu başlatan: peacewings - Aralık 08, 2012, 02:44:18 ös

Başlık: Masonluk ve Ruh
Gönderen: peacewings - Aralık 08, 2012, 02:44:18 ös
Bilindiği üzere muntazam bir Mason olabilmenin şartlarından biri de ruhun ölümsüzlüğüne inanmaktır. İyi de ruhun Masonluktaki yeri nedir? Masonluğun nasıl bir felsefesi vardır ki, bir ruha inanmak şart olsun?

Masonik ritlerde ruhun ölümsüzlüğünün de işlendiğini görmekteyiz. Ritlerde bile yer bulan bu ruh meselesinin, Masonlukta büyük bir önemi olsa gerek.

Bu sorunun cevabını bulabilmek için ben taa Mu'lara kadar gittim. İlk kardeşlik örgütü Naacal'a kadar. Buna göre Mu dini, tanrının tekliğini ve ruhun varlığını kabul ediyordu. Bununla beraber ruhun, mükemmelleşebilmek için değişik bedenlerde yeniden yeniden doğduğuna inanılıyordu. Mulara ait pek çok simge (ki  Hermes ile Mısır'a oradan Pisagor ile Yunanistan'a ve oradan da bugün Masonluğa taşınmış olan simgeler) ruhun yeniden doğuşu temasını aktarmakta.

Ruhun yeniden doğuşunda, evrimsel bir mantığın izlendiğini görüyoruz. Buna göre 12 kötü eğilimden sakınıldığı taktirde, ruh cansız varlıklar aleminden kamil insana, oradan kozmik insana ve nihayet tanrıya ulaşmakta.

Altı köşeli yıldız yani diğer adlarıyla "adalet yıldızı, davud yıldızına" bakacak olursak "iç içe geçmiş iki üçgen" görmekteyiz. Bunlardan birinin aşağıyı, birinin yukarıyı gösterdiği görmekteyiz. Bu hem iyilik ve kötülüğün iç içe olduğunu simgelerken hem de yeniden doğuş hakkında bazı fikirler vermekte. Bunlardan aşağı bakanı geriye dönüşü, yukarı bakanı ise tanrıya olan ilerleyişi gösteriyor olmalı. Peki bu gerileme ve ilerleyiş ne vasıtası ile olur? Acaba ruhun yeniden doğuşuyla mı?

Masonlukta Tanrının evrenden ayrı ve yoktan bir yaratıcı olarak kabul edilmediğini bilmekteyiz. Peki, yaşadığımız dünyada görüldüğü üzere insan varılacak en son noktalardan birisidir. Bundan ötede ne vardır? Elbette kamil-insan vardır. Peki, bunun ötesinde varılacak bir yer var mıdır? İlk kardeşlik örgütü olan Naacallarda kullandıkları simgelerde yaşadıkları dünyanın dışında başka alemlerin de oldukları mesajını verdiklerini görüyoruz. Masonlar kainatta insandan daha yüce canlıların/varlıkların olduklarına inanmaktalar mı? Kamil insan olarak varılmak istenen, uçsuz bucaksız kainatta, insanlardan da daha yüce canlılar/varlıklar aleminde doğabilmek midir?

Doğru yahut yanlış, benim edindiklerim bunlar. Edindiğim bilgiler içerisinde, en çok Muntazam Masonluktaki "ruh" meselesi ilgimi çekti. Bu edindiğim bilgileri hem paylaşmak hem de doğruluğunu öğrenmek ve tartışılabilirliğini görmek istedim. Yazıda bilerek reenkarnasyon ifadesini kullanmadım. "Muntazam" Masonlukta ruhun göçünden ziyada ruhun yeniden doğuşu kavramıyla karşılaşıyoruz ki, bunu reenkarnasyon olarak nitelendirmek yanlış olacaktı.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: yazbenide - Aralık 08, 2012, 03:23:02 ös
 "Masonluk, yoktan var edici Tanrı fikrini kabul etmez." kısımını anlayamadım aslında. Evren mutlaka bir devinim ve büyüme içerisindedir. Neden bu fikri kabul etmez ki!!
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: peacewings - Aralık 08, 2012, 03:45:59 ös
Öncelikle Sayın yazbenide'ye teşekkür etmekle beraber ne yazık ki buraya kırparak koymak zorunda kaldığı bu iletisinde, konumuzla doğrudan bir ilişki bulunmamakta. Alıntıdaki son paragrafı belki konuyla ilişkilendirebiliriz.

Masonlukta neden Tanrının kainatın dışında ve yoktan yaratıcı olarak kabul edilmediği meselesine gelince... O da ayrı bir başlığın konusu olabilir. Evrenin bir devinim ve büyüme içinde olması, "yoktan var eden ve kainat dışında bir Tanrı olduğunun" kanıtı olarak gösterilemez. Tam aksi, böyle bir düşünce olsa olsa panteist bir düşünceye daha yakın olur.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: yazbenide - Aralık 08, 2012, 03:54:40 ös
Dünya'nın varoluşunu bir tesadüfe bağladıklarını da sanmıyorum.Bilgisi olan arkadaşlar paylaşırlarsa sevinirim. Teşekkürler...
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: peacewings - Aralık 08, 2012, 03:56:43 ös
Sayın yazbenide burada çok farklı kavramları birbirine karıştırmakla beraber, konuyla ilgisi olmayan iletileri de devam etmektedir. Sayın yazbenide'ye panteizm kavramını araştırmasını isterim. Bu kavram, en azından sorusuna bir ışık tutacaktır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: yazbenide - Aralık 08, 2012, 04:07:10 ös
"Tanrı yaradan değil, varolandır ve evrenin tümüdür." Evrende görülen şeylerden gayri bir Tanrı yoktur Panteizm'de. Konu farklı yerlere gitti kusura bakmayın. Farklı bir başlıkta tartışmak daha mantıklı. Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Genius Loci - Aralık 09, 2012, 12:41:48 öö
Ben sadece tek bir şey soracağım. Su Masonlukta kabul edilen edilmeyen Yaratıcı ifadesi. Nereden çıkardınız bunu? Hayır yazıyorsunuz iyi güzel hoş da ne bileyim oyle bir yazmışsınız ki konunun uzmanı babından kelle felli ifadelerle...
Mason musunuz? Ya da Masonlukta Tamri Kavramı ile ilgili ne gibi araştırmalarınız var. Yapmayın rica edeceğim, Masonluğun dayattığı bir Tanrı anlayışı yoktur. Dayattığı bir dinsel görüşte yoktur. Her Masonun kendi inandığı Yaratıcı vardır. Bu evrenden ayrı bir yaratıcı güç olabilir, olmayabilir, Masonluk uyelerini vicdan konusunda hür bırakır. O sadece bir Yaratıcıya inanma sartini Mason olmak icin bur on koşul olarak belirler (şimdi itiraz gelir diye not düşeyim Masonluktan site yönetiminin kastı Muntazam Masonluktur. Digerlerinin ne düşündüğü de açıkcası umurumda değildir). Bu ifadeden nasıl o sonucu çıkartıyorsunuz. Bunu açıklamanızı merakla bekliyor olacağım.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: ADAM - Aralık 09, 2012, 09:38:07 öö


Sayın Peacewings bu konuyu Forumun niçin bu bölümünde açmış ki? Buradan giderek varabileceğimiz telepatik, telestezik ya da magnetik bir sonuç mu var acaba? Göreceğiz.

Bugün kişilere dayak atma günüm.

Sayın SkullG’nin dediğine bakılırsa bu sitenin adını muntazam-masonlar.org diye değiştirmek gerekir. Demek ki burada sadece o muntazam denilen türdeki masonluk konuşulup görüşülecek, öyle mi?

Eh isterlerse kendi aralarında konuşup görüşebilirler. (Bunu yapmıyor da değiller zaten ama aralarında ona bile ilgi gösterenin pek az kaldığı anlaşılıyor.)

Sayın Peacewings der ki: “…. muntazam bir Mason olabilmenin şartlarından biri de ruhun ölümsüzlüğüne inanmaktır.”

Hayır! Yanlış! Şöyle olsa doğru olurdu: “Muntazam bir mason olabilmenin şartı, bu kuruma üye olarak girerken, o kişiye ruhun ölümsüzlüğüne inanıp inanmadığı sorulduğunda, buna evet diye yanıt vermektir.”

Nitekim başlangıçta ruhun ölümsüzlüğüne gerçekten de inanan ama Masonluğa girdikten sonra edindiği pozitif bilimsel bilgilerin ışığında bu inancını yitiren bir kimse Masonluktan çıkarılacak değildir.

Demek ki bu inanç koşulu sadece başlangıçta geçerlidir. Maszonlara değil, haricilere uygulanır. Sonra ne olursan ol; isten münkir, ister mecusî…

Birden kafama dank etti… Elbette… Sayın Peacewings bu konu başlığını Forumun bu bölümünde açmakta haklı. Doğu bir iş yapmış. Çünkü onun “ruh” sözcüğünün anlamını değerlendirişi farklı.

Dilimizde bu bağlamda bir sıkıntı var. İki ayrı anlamdaki iki ayrı kavramı tek bir sözcük ile yansıtıyoruz. (Bundan ötürü Türk dilini küçümsemeyelim. Böyle bir olguya birçok Batı dilinde çok daha fazla rastlanır.)

Konuya Batı dilleri açısından bakarsak, dilimizdeki “ruh” sözcüğü için birbirinden ayrı ikişer anlam görebiliriz.

Örneğin İngilizcede “soul” ile “spirit”, Fransızcada “âme” ile “esprit”,Almancada “seele” ile “geist” gibi.

Bunların ikincisi için dilimizde bir ara Fransızcadan dönüştürme “espri” sözcüğü de geçmiş ama sonradan o sözcüğün anlamı yozlaştığından, artık o anlamda kullanılmaz olmuş.

Eğer ruh sözcüğünü işte bu öteki anlamında alıyorsak tamam, parapsikolojinin tam göbeğindeyiz demektir. Fakat şu yukarıda yazdıklarımdan ilk anlama çekiyorsak, o zaman düşünülerimiz parapsiklojik değil, teolojik ya da teozofiktir.

Nitekim Bakı ülkelerindeki Masonluklarda ruhun ölümsüzlüğünden söz edildiğinde genellikle anlaşılan bunlardan telojik nitelikli anlamdır. Daha da ötesi bu anlamın Hıristiyan dinine uygun değerlendirmesidir.

İsa çarmıha gerilmiştir. Bedeni orada ölmüştür. Böylece İsa kendini feda etmiştir başka insanları kurtarmak (!) için. (O kurtardığı insanlar Yahudiler.) Ruhu gökyüzüne, cennete yükselmiştir.

İncillerde aşağı yukarı böyle yazar da o “ruhun gökyüzüne, cennete yükselmesi” sözünün aslında ne anlama geldiği, Arimatealı Yusuf’un çarmıhtan İsa’nın cesedini mi yoksa bedenini mi indirmiş olduğu üzerinde durulmaz.İbranice ve Grekçe anlatımlar arasında gidilip gelinir ve sonunda ne o zaman ne de şimdi hemen hiç kimsenin anlamadığı bir Latince metin üzerinde uyuşulup, sözcüklerin anlamı kesinliğe bağlanır.

Dolayısıyla insanlara bu işin doğrusu değil, olması gerekeni ya da isteneni kabul ettirilir.

Peki Masonlukta ruhun ölümsüzlüğünden söz edilirken denilmek istenen ne? Şu Hıristiyan inancı mı yoksa kuantum fiziğinin de pek yadsımaya yanaşmadığı ama henüz kendisini parapsikoloji alanından sıyıramamış olduğu, üstelik taürih bakımından İsa’dan çok çok eskilere uzanan dehşetli bir bilimsel/inançsal kökeni bulunan bir değerlendirme mi?

Eski çağların şu olgusunu unutmayalım: Halk bilimsel nitelikli bilgiyi anlayamaz. Ona deterministik nedenleri ve bağlantıyı oluşturan yasaları anlatmaya çalışmanın yararı yoktur; sadece deterministik sonucu benimseyip, ona inanmasını sağlarsınız. Bunun sonucu batıldır ama olsun. Amaç yerine gelir.

Ancak işte böyle olunca, ruh kavramı da bir başka anlam çerçevesinde yorumlanır, bambaşka bir kavram olmaya dönüşür.

Bu konu üzerine söylenebilecek o kadar çok şey var ki… Düşünün ki şu kadar çalaklavye yazdım da yazdım ama henüz Sayın Peacewings’in yazısının ilk paragrafından sonraya geçemedim. Kim bilir, belki de geçmemek daha iyi çünkü ne de olsa muntazam masonların sitesindeyiz; onların bize bağışladığı hürriyeti aşırıya kaçırıp, özgürlüğe dönüştürmeye kalkışmamalıyız.


Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: karahan - Aralık 09, 2012, 12:55:27 ös
Sn.Adam
Nitekim başlangıçta ruhun ölümsüzlüğüne gerçekten de inanan ama Masonluğa girdikten sonra edindiği pozitif bilimsel bilgilerin ışığında bu inancını yitiren bir kimse Masonluktan çıkarılacak değildir.

Peki ya ne olur?sonradan o inancını kaybederse bu harici iken uygulanan ilk en önemli şart un ufakmı olur.
Geçmişten bir anım geldi aklıma küçük oğlum denizci olmak istemişti gemi kaptanlığı bölümünü kazanmıştı ön mülakatı falan geçti kaydı yapılacaktı sağlık raporu alamadık gözlük kullanıyor diye rapor vermediler bizde kayıt yaptıramadık.Müdüre sordum bu çocuk burayı 2.cilikle kazandı mülakatada gözlükle girdi başvuruda gözlüğü vardı son anda neden söylediniz müdür bana bu okulun ön şartı bu göz problemi olamaz bende peki ya sonradan 6 ay sonra gözlük kullanırsa ne olacak dedim girerken olmasında dedi.Bu olay anlattığınız duruma benziyor.

Eğer hakikaten böyle ise durum vahim demektir lakin o ilk şartın sonradan önemini yitireceğini sanmıyorum ben ahenk açısından devamlılığı olması gereken bir kural oması gerek diye düşünüyorum.

Eğrisi doğrusu ve yanlışı ile ruh konusu çok ilginç bir konu benimde en çok merak ettiğim konulardan biridir.Çıktığın kaynağa geri dönebilmek mücadelesi Peki çıktığı kaynağa geri dönemeyenler yani tekamül edemeyenler ne olacak  Mu inanışındaki gibi başka bedenlerle tekrar geri gelip tekamülünü tamamlamayamı uğraşacaklar.

Sn.Adam'ın şu değerlendirmesine katılıyorum
Halk bilimsel nitelikli bilgiyi anlayamaz

onun içindirki halkı afyon vererek devamlı uyutuırlar tıpkı benim açmış olduğum bir diğer başlıkta anlatmaya çalıştığım spor olayı gibi eğlencelikler ile halkı yatırırlar.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Genius Loci - Aralık 09, 2012, 01:48:43 ös
İdare Hukukunda bir ilke vardır: bir kişi bir statüye girişinde  gereken şartları o statüde bulunduğu sürece korumak zorundadır. Ornegin Devlet memurları, memuriyete girişte aranan şartları memuriyete devam ederken de korumalı/tasimalidir. Eğer bu şartlarda memuriyete devam süresinde bir eksilme olursa bu memuriyete son verme sonucunu doğurur. Benzeri olarak milletvekilliği icin de geçerlidir.

Sn ADAM, sitenin ismini değiştirin o halde demiş, gerek yok biz var olduğumuz zamandan beridir (düzenli) Masonluk içerisinde oldugumuzu zaten belirtiyoruz. Masonluk dediğimiz zamanda kastımızın bu olduğunu evvelde de söylemiş idik. Bizim bildigimiz tek bir Masonluk var, o da uyesi olduğumuz Localarimizin bağlı olduğu Buyuk Locaların benimsediği Masonluk anlayışıdır. Evet biliyoruz ki baskaları da var, varlıklarını hiç reddetmedik zaten, ancak onlarla Masonik bir iliski kurmuyoruz. O yüzden Masonlukta kısının Yaratıcıya inanması ve Ruhun ölümsüzlüğüne de inanması lazımdır. Yukarıdaki paragrafdan sonucu Masonluk icinde geçerli olsa gerektir.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Dor - Aralık 09, 2012, 08:06:06 ös
Şöyle bir resim buldum .
Sanırım ruh'un merkeze ''kaynağa'' dönebilmesi için epey uğraşması gerekiyor
Ama tüm bunlar niye ?
Bir ruh neden merkezden ayrılmak istesin ve tüm bu evrim mekanizmalarına tekrar merkez'e dönmek için katlanmak zorunda kalsın ?
Anlamakta güçlük çekiyorum ..
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: peacewings - Aralık 09, 2012, 10:12:24 ös
Öncelikle başlığa katkılarından ötürü Sayın ADAM'a ve Sayın SkullG'ye teşekkürler. Burada biz Muntazam Masonluktan bahsediyor olalım. Zira bu ruh meselesi, daha çok onları ilgilendiriyor. Elbet bu konuda bilgi verip/vermemek kişilerin hür iradelerine bağlıdır. Ama iddialar karşısında susmak yahut soruları cevapsız bırakmakta taraf tutmaktır; öyle derler.

Ruh konusu insanlığın en temel sorularından biri olagelmiştir. Herhangi bir "tek" Tanrıya inanılmasını şart kılan Muntazam Masonluğun, ne diye ruhu ille de şart koşmuş olması, şaşırtıcı gibi duruyor. Ama bu ruh meselesinin, Muntazam Masonluğun en temel konularından biri olduğu anlaşılınca, ne kadar önemli olduğu da kavranmış olunuyor.

Bu başlığın ilginç bir başlık olduğunu düşünüyorum. Bence sorulacaklar sorulmalı, cevaplanması gerekenler cevaplanmalı. Konuyla ilgili güzel bir resim paylaşımı yapan Sayın Dor'a da teşekkür etmek gerek. Burada anlatılanları ne de güzel resimleştirilmiş.

Benim bu konuyla yine ilişkili olduğunu düşündüğüm bir şey var. Evet, evet, evrim teorisi. Erasmus Darwin'in bir Mason olduğu iddia edilir. Öyle midir bilemem. Bu teoriye bilimsel bir temel kazandıran Charles Darwin'i de unutmamak gerekir elbet. Acaba evrim teorisinin, bu anlatılanlarla bir ilişkisi var mı? Bilemem. Masonlar belki biliyorlardır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: gnothi - Aralık 09, 2012, 11:03:29 ös
- "Hiçbir şey ölmez, her şey yaşar" denir, ancak inisiyasyon için böyle bir şart koşulduğuna şahit olmadım.
- Masonların bir yaratıcının varlığının kabul ediyor olmaları, Yaratılış Teorisi'nin sınırlarını aşan, fazlasıyla geniş bir kabul.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: asimov - Aralık 10, 2012, 12:19:47 öö
Merhaba.
Bu konu benim hem ilgi alanımın dışında hem de bilgimin yetmeyeceği bir tartışma.
Ancak meraklı zihinler ve yürekler öğrenmek ister.
O zaman ben öğrenmek amacıyla ruhun ölmezliğine inanan sayın masonlara sorayım:

1- Ruhun var olduğunu nereden biliyorsunuz?
2- Olduğunu kesin olarak bilmediğiniz bir kavramı masonluğun temel şartı olarak nasıl alıyorsunuz?
3- Bu temelden bir dogmatik düşünme şekli değil midir?
4- Ruhun ölmezliğine inanan sayın masonlar, ölümden sonra ruhun ne olduğu konusunda nasıl bir düşünce içerisindeler? Ahiret inancı veya reenkarnasyon biçiminde mi?

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Noah - Aralık 10, 2012, 03:44:46 öö
Sn. asimov sorulariniza dilim dondugunce cevap vermeye calisayim.

1. Biz muntazam Masonlar olarak ruhun var oldugunu bildigimizi hic bir zaman soylemedik. Ruhun olmezligine "inaniriz" dedik. Dikkatinizi cekerim ki biliriz demiyorum, inaniriz diyorum.

2. Evrenin Ulu Mimari ibaresiyle tanimladigimiz yaraticinin varligini da bilmiyoruz ancak inaniyoruz ve bunu munzatam Masonlugun sarti olarak sayiyoruz. Bizim icin bu iki unsurun onemini harici ortamda daha fazla tartismamayi yegliyorum.

3. Bu temelden bir dogmatik dusunme sekli degildir. Inanc dolu bir kalp (bu inancin ne oldugu O'na kalmistir) her Masonun olmazsa olmazidir, kutsalidir, servetidir.

4. Bu sorunuza bir "sayin" Mason olarak subjektif yanit verebilirim ama bunu da anlamsiz ve amacsiz buldugum icin kisaca her bireyin ruhuna olumden sonra ne olacagina veya ruhunun nasil varligini devam ettirecegine inanci kendisine kalmistir. Masonluk reenkarnasyon veya ahiret gibi kavramlari dikte etmez herhangi bir "kurtulus" vaad etmez.

Sevgi ve saygilarimla
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: ADAM - Aralık 10, 2012, 09:12:42 öö

Konu “Masonluk ve Ruh” ve üstelik konu başlığının sahibi Sayın Peacewings’in bir ara vurgulamış olduğu üzere bu bağlamda “muntazam” nitelikli Masonluğun tutumu.

Aslında “muntazam” olmayan nitelikli Masonluğun üyesi olan masonların da elbette bu konu üzerinde bilgileri, düşünceleri, görüşleri, ve yargıları var. Üstelik o “öteki” Masonluğun üyelerinin Tanrı’ya, isterseniz ulu yaradana, dine, dinsel kitapların bir ya da birkaçına, ruhun dilenlerde tanımlandığı tarzda varlığına ve ölümsüzlüğüne inanmamaları diye bir şey de yok. İsteyen inanır, istemeyen inanmaz var. Orada, ön koşul, baskı ve zorlama yok. Hürriyet yerine özgürlük var; aradaki fark sadece bu.

Muntazam Masonluk açısından bakıldığında. Konu açmazlara uğrayabiliyor. Şu zorlama nedeniyle bir kişi Masonluğa girerken inanmadığı halde içeriye girene kadar inandığını söyleyebiliyor. Şimdi sakın bu sitenin üyesi olan değerli muntazam masonlar öyle bir şeyin olamayacağını söylemeye kalkışmasın çünkü bu benim dediğimin kanıtı ortaya konabilir. Böyle bir durum elbette o mason(!)ların vicdanına ve onuruna bırakılmıştır. Onların mason olmaya ne denli yaraştığı, önce kendi kendilerinin öz eleştiri ile yargılamaları gereken bir olgudur.

Onu geçelim… Muntazam Masonluğun bir diğer açmazı, -şayet bu tür Masonluk Anglosakson masonluğu ile özdeşleşiyor ve şayet bu tür Masonlukta İngiltere Birleşik Büyük Locası’nın kendi başına ve kendi kafasından yayımladığı bildirgelerindeki kurallar ve koşullar geçerli sayılıyorsa, doğu dinlerinin durumunda ortaya çıkmakta. Zerdüştîlik, Hinduizm, Budizm, Konfüçyanizm, Zen hatta Şintoizm bile kabul gördüğüne göre (ister istemez); şu ruh konusu ne olacak, nasıl tanımlanacak, ölmez mi olacak ölür mü? Yoksa kimine göre şöyle, kimine göre böyle, kimine göre öteki türlü mü olacak.

Gelin bu konuda bir uyuşmaya varalım.

Bazı dinlerde ve inançlarda ruhlar ikiye ayrılır, iyi ve kötü olar diye… Onu da bir yana bırakalım.

Üstelik bir insanın salt bir bedenden oluşmadığını, canın bir de tinsel öğesinin bulunduğunu pozitif bilimin bile desteklediğini göz ardı etmeyelim.

İşte bu toleranslı ve geniş açılı bakışla bir değerlendirme yaparsak, belki de Konfüçyüs’ün tam olmasa bile şöyle bir deyişi üzerinde uyuşabiliriz:

Bir insan ölünce ölmez.
Çünkü diğer insanlar onun adını söylemeyi sürdürür.
O insan kendinden sonrakilerin düşünü ve sözlerinde yaşar.
Fakat bir yerde bir kişi onun adını son kez söyler.
İşte o zaman ve yerde öteki kişilerin zihninden de onun adı son kez geçer.
İşte o zaman o insan ölür.


Bu deyiş, Masonluğun hiçbir kanadında yadırganmaz, ona ister muntazam densin ister muntazam olmayan.



Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 10, 2012, 01:58:11 ös
Dr. Salih Özaytürk ile söyleşi
 


"Nasıl ki elinize bir diken battı, oraya uyuşturucu sürerek dikeni çıkarma şansınız yoktur. Orayı acıtma pahasına yaracaksınız. Dikeni çekip çıkaracaksınız. Ruhumun yorulmasına sebep olan o meselinin mahiyetini gerek kaderi boyutta, gerek marifet boyutunda, gerekse yaşadığımız âleme bakan cihetleriyle çözümü meydana çıkarmaya çalışarak."

*Ruhu nasıl tarif edersiniz? Nedir, ne değildir?
 
Hz. Peygambere (asm) bu soruyu soruyorlar. Gerçi, bu sorunun sorulmasında bir art niyet var. Çünkü cevap veremeyeceğini düşünüyorlar. İnen ayetlerde “Size bunun hakkında pek az ilim verilmiştir”, “Ruh Rabbimin ilmindendir” diye ifade ediliyor.

Ruh; bir şeyi göremiyorsanız edemiyorsanız, onu yansımalarıyla anlarsınız. Mesela, havadaki oksijeni göremiyoruz. Ama onun havada meydana getirdiği etkilerden oksijen olduğunu çıkarabiliriz. Görmemiz şart değil, çıkarımları önemlidir. Cenab-ı Hakkı -teşbihte hata olmasın- göremiyoruz, ama âleme baktığımız zaman bir Vacibü’l Vücudun kesinlikle varolduğu, bu icraatın arkasında Kadir-i mutlak bir elin olduğunu görmemiz, hissetmemiz gerekiyor.

Ruhta da aynı şeyleri rahatlıkla söyleyebilirim. İnsan bedenine baktığımızda hayat denilen şeyin, ruh beden içerisindeyken benzeşme imkânının olmadığını görüyoruz. Biraz daha açacak olursam; insan vücudu moleküllerden, moleküller de atomlardan yapılmıştır. Atomların altında da küçücük partiküller vardır. Buralarda, hayat dediğimiz unsuru yakalayabilmemiz mümkün değil. Mesela bir robot seviyormuş gibi davranabilir, ama sevgi duygusundan mahrumdur. Nefret ediyormuş gibi davranabilir, ama nefret duygusundan mahrumdur. Merhamet ediyormuş gibi davranabilir, ama merhamet duygusundan mahrumdur. Acıkmış gibi davranabilir, ama acıkma hissinden mahrumdur. Aynı robot örneğinde olduğu gibi, bütün vücudumuzda da bu tür yansımalar meydana gelebilir, ama bu tür duyguların yerleşebileceği bir atmosfer bulamıyoruz insanın vücudunda. İşte bunların geldiği yer olarak, zorunlu olarak bir ruhum var ki, işte oradan bu tarafa doğru yansıyorlar, diyebiliyoruz. Ruhun varlığını kavrayabiliyorsun, mahiyetini kavrayamıyorsun.



ALINTIDIR ... Sadece RUH' un açılımı hakkındadır .Masonlukla alakası yoktur .
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: asimov - Aralık 10, 2012, 03:36:44 ös
Sayın NOSAM33 ruh üzerine bir yazı paylaşmış. Şevkat ve benzeri duygiların ruh ile bağlantısı nedjir bilemem ancak benzer duygular hayvanlarda da var.
O zaman
1- Hayvanların da ruhu var mı?
2- Ruhu olabilecek canlının parçalanarak, baharatlanarak yenilmesi ruhun varlığına inananlar tarafından hangi etik değerlerle açıklanabilir?
3- Ruhu açıklayabilmek için şevkat ve benzeri kavramlar yeterli midir?

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 10, 2012, 03:51:36 ös
Sayın asimov ; çok ama çok güzel ayrıntıyı yakalamış.
İnanırmısın konunun çok uzağındayım , belkide Ölümde Ruhun bedenden ayrılışından sonra bedenin gerçekte boş ve anlamsız olduğu , tabir uygun olurmu bilemem lakin aynı konserve kutusu misali içi yendikten sonra Teneke kutunun atılması gibi.Kısaca karışık bir konu en güzeli işin erbabı olanları izlemekte kanımca fayda var benim açımdan.

Saygılar  :-[
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: symbol - Aralık 10, 2012, 04:34:48 ös
Platon’un  evreni algılayış biçimini kısaca irdelemekte yarar vardır. Yapıtları bu amaçla incelendiğinde, Cumhuriyet isimli eserinde yer alan ünlü “Mağara benzetmesi” hemen göze çarpar. Platon, felsefe tarihinde oldukça meşhur olan bu mağara benzetmesini, özet olarak şöyle bir dekor içinde aktarır : “Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda, kapının önünden geçen başka insanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. İçlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içerdekileri, duvarda gördüklerinin zâhiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır.” Platon’a göre, insanın yaşam içinde bulunduğu ortamı, bu mağara benzetmesi çok güzel anlatmaktadır.

Platon’un iki evren ayırımı yaptığından kuşku yok. Bir yanda başlangıçsız, sonsuz ve mükemmel olan bir idealar evreni, öte yanda, ölümlü, mükemmel olmayan, nesneler evreni. İnsan bedeni ile gölgeler evreninde bulunmasına rağmen, ruhu bir zamanlar idealar evreninde bulunmuş olduğu için, idealar evrenindeki gerçekler hakkında, kesin olmayan fikirlere sahip olmaktadır. Platon’a ona göre bilgi, ruh için sadece bir “hatırlama”dır. Bu “doğuştan bilgi” veya “ruhun hatırlayışı” konusu Platon’a göre yaşam öncesi bir hayatın varlığı, dolayısıyla ruhun ölmezliği konusunda önemli bir kanıttır. Bu anlayış onun düşüncesinin, Orfeuscu ve Pisagorcu köklerinin kesin işaretidir.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: ADAM - Aralık 10, 2012, 04:49:01 ös
Sayın Symbol'ün bizim daha çok "Devlet" adıyla bildiğimiz (MEB yayınlarında ilk kez öyle çevrilmiş olduğundan belki) yapıttan aktarımı şahane!... Keşke daha da ayrıntılarına gireydi.

Ancak o aktarımdaki değerlendirme bilimsel bilgiye değil, Antik Çağ İdealizm felsefesine dayanıyor.

Yanlış anlaşılmasın; ben demiyorum ki Antik Çağ İdealizmi'nin fırlatıp bir yana atalım. Öyle diyenler var. Aslında ben de öyle diyen diyalektikçilerle birçok bakımdan uyuşurum ama öncelikle insancılıktan, bunun için insanı anlamanın gereğinden, doğruya doğru diyerek haklının hakkının haklıya verilmesinden yanayım.

Bu deyişlerime karşın, burada değerlendirme için dayanılacak mesnet, düşünce değil bilim olmalıdır.

Konuya belgi sosyolojik açıdan bakmak da olanaklıdır ama Sayın Peacewings'in bu konu başlığını Forumun Parapsikoloji bölümünde açmış olduğunu göz ardı etmeyelim. Dolayısıyla bu konuya ya Okültizm ya Kuantum Fiziği açısından bakmak gerekiyor. Ne yazık ki benim bilgim ona yetmiyor. Fakat Foruma katkıda bulunanlar arasında o alanlarda hayli bilgi birikimi olanlar bulunduğunu biliyorum. Onların da konuyu irdelemelerini bekliyorum.


 
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: gnothi - Aralık 10, 2012, 05:27:53 ös
Bilimsel bilginin ve pozitif bilimlerin bugün geldiği noktanın ilk öncülü tartışmasız Antikçağ felsefesidir. Felsefi düşüncenin binlerce yıldır doğayı ve varoluşu sorgulamaları sonucunda varılan gerek ontolojik gerek epistemolojik bilginin ışığında pozitif bilim felsefenin sorularına yanıt aramak için çalışmakta, karanlıklar yavaş yavaş aydınlığa çıkmaktadır.

Zaten baksanıza felsefesiz, sanatsız, edebiyatsız, bilimsiz bir geçmişin sonucunda ülkenin durumuna... Üstelik bununla gurur duyan her cenahtan ezici bir çoğunluk var.

Sevgili "üvey" kardeşlerimiz -ki onlar dürüst olmaya yemin etmelerine rağmen belirtmezler mesleklerini, muntazam masonluğun şartlarıyla uğraşmak yerine aydınlatılması gereken daha bir sürü karanlık bulunduğunu düşünmezler mi acaba?

Saygıyla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Tij - Aralık 10, 2012, 06:06:11 ös
Alıntı
Sevgili "üvey" kardeşlerimiz -ki onlar dürüst olmaya yemin etmelerine rağmen belirtmezler mesleklerini, muntazam masonluğun şartlarıyla uğraşmak yerine aydınlatılması gereken daha bir sürü karanlık bulunduğunu düşünmezler mi acaba?

Burda sözü gecen "üvey´kardes´"in bizler olmadigina bahse girerim. Öyleyse????

Eyyyy ruh gelirsen kacdefa vuracagini sen daha iyi bilirsin!!!!!! 8) 8) 8)

Saygilar
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: peacewings - Aralık 10, 2012, 06:08:40 ös
Sayın Tij,

Sayın gnothi gayr-i muntazam masonlardan bahsetmektedir; ruhlardan değil.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Tij - Aralık 10, 2012, 06:20:06 ös
Sayin peacewings,

ben arkadasin kimlerden bahsettigini biliyorum, ama bilmedigin veya anlayamadigim aramizda "böyle birimi" varda kendisi direkt "onlara" cevap vermis?

Saygilar
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: ruzber - Aralık 10, 2012, 08:32:02 ös
karanlık sorgulanmaz genelde, eleştiri yapılır anca, ölümlü bedenin de yaptığı budur. Siz aydınlığı yakaladınız boşverin didişmeyi, aydınlatın isteyen cesaretliyi. Saygılar
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Masor1976 - Aralık 10, 2012, 10:25:18 ös
Sayın Noah'ın
Alıntı
1. Biz muntazam Masonlar olarak ruhun var oldugunu bildigimizi hic bir zaman soylemedik. Ruhun olmezligine "inaniriz" dedik. Dikkatinizi cekerim ki biliriz demiyorum, inaniriz diyorum.


sözüne bakınca Matrix adlı sıradışı filmde sonundaydı yanılmıyorsam her şeyi önceden bilen medyum gibi bir kadın vardı ona kurtarıcı olan kişi "kazanacağımızı biliyor muydun?" diye sorduğunda kadının "hayır fakat inanıyordum" deyişi aklıma geldi.

İnsan teknolojide ne kadar ileri giderse gitsin her şeyi bilecek kadar güçlü değildir ve her şeyi bilecek kadar ilim sahibi olabileceğini de sanmıyorum.

Gerek reankarnasyon inancı gerek islam inancının ruha bakış açısı aslında benzeşiyor. Her ne kadar birbirini iteleme çabası gözlense de aslında çok benziyorlar. İslamda da ruh evrim geçirir daha doğrusu sürekli bir imtihandan geçerek sınıf atlamaya çabalar. İnsan ruhu dünyaya gelmeden hatta Adem yaratılmadan daha önce defalarca imtihanlardan geçmiştir, bu imtihanlardan biri de Adem'e secde emri verildiğinde gerçekleşmiştir ve ruhların hepsi secde etmemiştir diye inanılıyor. Belki de secde eden ruhlar insan olmaya hak kazanmış ve diğerleri yok edilmiş olabilir. Reankarnasyona inananlar ise bu evrimin sadece bu dünya sınırları üzerinde örneğin bir sonraki dünya hayatında eğer iyi bir insan ise padişah olarak geleceğine kötü bir insan ise hayvan olarak geleceğine filan inanıyorlar. Gerek Kuran'da gerekse hadislerde ruh hakkında detay yoktur. Bu yüzden tasavvufçuların ve velilerin sözlerine bakıyorlar. Benim tasavvufçuların sözlerinde dikkatimi çeken unsur şudur her ruh sonsuz değildir. Evrimleşebilenler yoluna devam ediyorlar, imtihanı kaybedenler yok ediliyorlar. Yani sonsuz süreli bir cehennem azabı yoktur. Azap sonrası bu ruhlar yok edilecekler diye inanılıyor.

Kim ne derse desin çok net bir konu olamayacak ölçüleri olan bir konudur ruh mevzusu. Toptan iptal edelim ve inanmayalım yaklaşımı da insanı tatmin edemiyor.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 10, 2012, 11:12:24 ös
Alıntı
Adem yaratılmadan daha önce defalarca imtihanlardan geçmiştir, bu imtihanlardan biri de Adem'e secde emri verildiğinde gerçekleşmiştir ve ruhların hepsi secde etmemiştir diye inanılıyor.


Sayın Masor1976 , yukarıdaki alıntı bana yanlış geldi ; bence Şeytanın (Melek) haricinde tüm varlıklar secde etti diye biliyorum .Sizce .. ???

Saygılar
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 10, 2012, 11:17:05 ös
Alıntı
Şeytanın Hz. Adem’e secde etmesiyle ilgili ayetin meali şöyledir:

“Bir vakit meleklere: “Âdem‘e secde edin!” dedik. İblis dışındaki bütün melekler secde ettiler. İblis bunu yapmadı, kibrine yediremedi ve kâfirlerden oldu”(Bakara, 2/34).

Saygılar Masor1976
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Masor1976 - Aralık 10, 2012, 11:35:16 ös
Sayın Nosam33, şöyle bir düzeltme yapayım islam derken Kuran'ı ele almıyordum. Tasavvuf alimlerinin fikirleri diyelim. Ki Kuran'da "ruh hakkında sana soruyorlar, de ki size az ilim verilmiştir" şeklinde bu konu geçiştiriliyor. Tasavvufçulara göre ruh kavramı sürekli olarak imtihandan geçmiş ve kazananlar hayatta kalabilmişlerdir. Yine tasavvufçulara göre Adem yaratıldıktan sonra muhammedi nur taşıyıcı olarak kullanılmış meleklerin yanında ruhlar da secde emriyle secde etmişlerdir. Yani secde edilen Adem değil taşıdığı muhammedi nurdur. Adem sonrası bu nur insandan insana peygamberden peygambere taşınıp Hz.Muhammed'e kadar geldiğine inanılıyor.

Bu secdenin sayısı hakkında tasavvufçuların secde eden ruhların 1 kez secde eden sadece dinin zahiri yönünü, 2 kere secde edenlerin tasavvufi yönünü, 3 kez secde edenlerin marifet ve 4 kez secde edenlerin hakikat ilmiyle nasipleneceğine inanılıyor. Bu da dünyada insanların manevi açıdan neden eşit olmadığını açıklamakta da kullanıyorlar.

Aslında bu tarz bilgiler ezoterik olarak edinilmiş daha sonradan sır tutamamanın verdiği gerekçeyle insanlara açılmıştır. Bu nedenle Kuranda yok denilerek bu tarz inanışlara kafir veya tasavvufu ayrı bir din olarak kabul eden islami cemaatler islam anlayışının genelini kapsıyor.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 10, 2012, 11:47:30 ös
Alıntı
Bu secdenin sayısı hakkında tasavvufçuların secde eden ruhların 1 kez secde eden sadece dinin zahiri yönünü, 2 kere secde edenlerin tasavvufi yönünü, 3 kez secde edenlerin marifet ve 4 kez secde edenlerin hakikat ilmiyle nasipleneceğine inanılıyor. Bu da dünyada insanların manevi açıdan neden eşit olmadığını açıklamakta da kullanıyorlar.

Sayın Masor1976 , Geceleyin beni gülümsettiniz ALLAH' ta sizi güldürsün. Pek ilgi alanım olmayan bir konu da... ??? Anlamadığım kim görmüş kaç defa secde ettiklerini onu merak ettim. ;D ;D ;D ;D

Saygılar  :)
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Masor1976 - Aralık 10, 2012, 11:55:19 ös
Amin Sayın Nosam33 :)
Mesela Abdulkadir Geylani'nin bebekken oruç saatlerinde anne sütünü içmemesi vb. kerametleri karşısında, onun bizden ne farkı var da daha doğuştan bu kadar gücü ve farkı var diye soru gelince tasavvufçular bu cevabı veriyorlar. Yani daha ruhlar alemindeyken kazanılan imtihanlar sonucu bu ruhlar bizden daha üstün ve farklı diye cevap veriliyor. Yani bilgisayar oyunlarında level atlarken önceki levellerdeki silah,can, mühimmat gibi kazanımlar bir üst levelde devam ediyor gibi bir şey..

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 11, 2012, 12:00:08 öö
Dediğim gibi bana biraz uzak bir konu . Hadislerdeki uydurmalar gibide olabilir .Bence bu özellikleri varsa direk Cennette kalsaydı .İmtihan olmanın mantığı nedir, dediğim gibi bu konu beni aşar ve mantığımda almıyor.
Saygılar
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: Masor1976 - Aralık 11, 2012, 12:09:35 öö
O mantıkla yaklaşırsak Kuran'ın da uydurma olduğunu iddia edebiliriz, bu tip inanışları hatta Allahın varlığına kadar ileri gidersek tespit etmek de imkansızdır reddetmek de imkansızdır. Eğer iman edilecek kavramlar çok aşikar olmuş olsaydı tek tip islam veya din modeli olurdu.

Allah neden ruhları imtihan ediyor hataya düşenleri cezalandırıp yok ediyor bu konuda bir duyduğum ve okuduğum veri yoktur açıkcası.

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 11, 2012, 12:14:40 öö
Alıntı
O mantıkla yaklaşırsak Kuran'ın da uydurma olduğunu iddia edebiliriz,


Bak o kadar EVRİMLEŞMEDİM  şu an için inkar etmek için gereken bilgi bende YOK ;eğer o gün gelir de o Tanrının olmadığına kanaat getirsemde takiyye yapmama gerek olmaz .
Saygılar
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: ADAM - Aralık 15, 2012, 09:39:36 öö

Görülüyor ki bu değerli konu, son birkaç iletiyle tümüyle odağından uzaklaştırılıp saptırıldı; özellikle İslâm ağırlıklı bir dinsel tartışma biçimine dönüştürüldü.

Dolayısıyla bize de "Yapmayın dostlar. Yazık oluyor." demekten başka söyleyecek bir şey kalmadı.
Başlık: Ynt: Masonluk ve Ruh
Gönderen: ceycet - Aralık 15, 2012, 11:37:58 öö

Ruh kavramından söz ederken temkinli olmak gerekli...

Ruh,hırıstiyan inancında benimsenen kutsal ruh mudur;yoksa islam inancında kabul gören ve tanrının kendinden üfleyerek oluşturduğu bir ruhmudur.

Dikkat ederseniz,her iki benimseyiştede ruh tektir;dolayısıyla kimsenin kendine özgü bir ruhu yotur.

Aslına da bakarsanız,nefs teni,ruh vicdanı temsil eder.Nesfsi terbiye etmenin yolu,vicdanı toplum vicdanına uyarlamaktan geçer.


Saygılar