Masonlar.org - Harici Forumu

 

Anket

Atatürk ve "arkadaslari"nin kurdugu Türkiye Cumhuriyeti gercek anlamda bir Cumhuriyetmiydi?

Evet, gercek anlamda bir Cumhuriyetti ve halende öyledir.
6 (20%)
Hayir, hicbir anlamda Cumhuriyetle alakasi yoktu ve halada yok.
3 (10%)
Evet, Cumhuriyetti ama Atatürk"ten sonra gelenler rayindan cikardilar.
19 (63.3%)
Hayir, Cumhuriyet degildi ama sonradan yapilan devrimlerle olmaya calisildi.
1 (3.3%)
Bunlarin hepsi dis güclerin oyunuydu.
1 (3.3%)

Toplam Oy Verenler: 19

Gönderen Konu: CUMHURIYET ANKETI  (Okunma sayısı 14013 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 22, 2012, 03:14:27 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara , "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz." Dedi. 29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece cumhuriyet kurulmus oldu.

Tarih böyle diyor.

Saygilarimla.


Ocak 23, 2012, 12:09:05 öö
Yanıtla #1
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay

Gerçek anlamda Cumhuriyet nedir ?Cumhuriyet çeşitleri nelerdir ? Nasıl olması gerekir kısa bir bilgi verirseniz anket daha faydalı olur, bence.

Saygılarımla
2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


Ocak 23, 2012, 12:15:25 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Olayları değerlendirirken içinde bulunulan şartları unutmamak gerekir. Atatürk'ün içinde bulunduğu durumdayaptıklarını kıyasladığımız zaman, bir benzeri var mı ?
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ocak 23, 2012, 02:58:31 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Cumhuriyet kelimesi Arapca "cumhur" kelimesinden türetilmistir, "cumhur" kelimeside "biraraya toplanma, topluluk olma" anlaminda kullanilir.
Türkcemizde cumhuriyet kelimesi latince "respublica" karsilik olarak kullanilir "respublica" kelime anlami " halk cikarlari" demektir.Bu yönetim biciminde egemenlik monarsi veya oligarside oldugu gibi bir kisiye veya zümreye ait degildir, yönetim bütün halkin veya ulusundur. Ülke veya halk kendilerinin sectigi insanlar tarafindan belli bir süreligine yönetilirler ve bu adaylari halk kendi arasindan ve kendisi belirler.
Bununla beraber ülkemizde veya genelde cumhuriyet demokrasi ile anlamdas kilinmistirki bu pek dogru degildir, cünkü demokraside halk yönetime direk katilir, cumhuriyetteyse sectigi adaylar vasitasiyla bu katilimi saglar.

Cumhuriyet cesitleri olarak sunlari sayabiliriz:
1. Demokratik Cumhuriyet
2. Burjuva Cumhuriyeti
3.Halk Cumhuriyeti

Yanlislarim veya eksiklerim varsa simdiden affiniza siginiyorum ve düzeltilmesini veya tamamlanmasini istirham ediyorum ve biliyorumki pek genis ve doyurucu bir sunum olmadi ama sunu unutmayinki ellisine merdiven dayamis bir insan hayatinda ilkdefa düsüncelerini yaziya dökmeye casiliyor ve tabiki bu kendi eksikligi basta.

Saygilarimla


Ocak 23, 2012, 06:27:41 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

 
Alıntı
   Olayları değerlendirirken içinde bulunulan şartları unutmamak gerekir. Atatürk'ün içinde bulunduğu durumdayaptıklarını kıyasladığımız zaman, bir benzeri var mı ?


Sayin Alsah, amacim Atatürk"ü veya yaptiklarini kötülemek veya yermek degil, ki bu yapacagim  en büyük hata olur, amacim kurulusundan nerdeyse 90 yil sonra hala bircok sorunuyla ugrastigimiz ve 90 yil önce yok ettigini sandigimiz bircok olgunun bugün yeniden su üstüne ciktigi bir dönemde cumhuriyet kavramini tartismaya acmak, nasil yapildigini nelere dayanarak yapildigini, varsa yanlislarini ortaya koyup daha iyisini daha dogrusunu nasil yaparizin üstüne kafa yokmaktir.

Saygilarimla


Ocak 23, 2012, 11:11:29 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Sayın Tij, haklı olmadığınız yönler yok değil. Ne var ki, bin sene kul ve ümmet olarak yaşamış bir toplumda, sizin anladığınız manada yenilikleri yapmak o kadar kolay olmasa gerek. Baksanıza 21. yüzyıl da bile hala kul, ümmet olma derdinde olan bir toplumda yaşıyoruz. Hala daha kadınlarımız birey-fert olmanın ne demek olduğunu bilmiyor. Hala daha kadınlarımız kendilerini üçüncü sınıf insan olarak görüp bir eşya gibi kullanılmak istediklerini bangır bangır bağırarak söylemiyorlar mı ? Bu konulara girdiğimiz zaman moralim bozuluyor. Daha fazla gerilmek ve kimseyi germekte istemediğim için daha fazla yazmayacağım. Arif olanlar anlasın.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ocak 23, 2012, 11:30:57 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sayın Alşah, kadınlar bizden çok farklıdır örneğin biz cinselliği bir kaç dakikalık zevk için yaparız ve o yüzden kadın(lar)ın peşinde koşarız tek kadın bize yetmez  fakat kadınların cinsel içgüdüleri sadece çocuk doğurma iç güdülerinin çok güçlü olmasından kaynaklanır. Hiperseksüel kadınlar hariçtir onlar biraz bize benziyor fakat o da bir tür hastalık olarak kabul görüyor. Çağdaş ve bireyleşmiş dediğiniz dinden soyutlanmış toplumlarda kadınların geneline yakını tecavüze uğramaktadır. Dindar çevrelerde de tecavüz az değil tabi ki. Yani demek istediğim din aslında kadını koruyan bir mekanizmadır. Erkek gibi düşünerek kadınlar hakkında karar verirseniz kadınları cluplerde medyada sinemada cinsel tatmin aracı olarak kullanmaktan öteye gidemessiniz. Ki cluplerde dans eden kadın bulamadıkları için önce transeksüel erkekler kullanılmış ve zamanla kadınlar da bu işi bir ekmek kapısı olarak kabullenmek zorunda kalmıştır. Bu çağdaş yaşam tarzı bizi tatmin eder fakat kadının duygularını ve ruhunu asla tatmin etmez, hastalıklı ruhlu kadınlardan da hasta ruhlu bireyler doğar.

Bu açıdan bakınca kadını çıplaklaştırma ve seksileştirme hareketinin çağdaşlık olarak sergilenmesi bana çok yanlış geliyor.

Cumhuriyet'in rahmetli Atatürk ile getirdiği kadınların seçme ve seçilme özgürlüğü, okuma özgürlüğü gibi kavramlara katılıyorum. Okuma özgürlüğü derken osmanlıda kadınların eğitim görmesi yasak mıydı diye de bir soru yöneltmekte yarar var. Doğudaki bir kaç bağnaz aşiretin adetlerini osmanlıya yamama gibi bir alışkanlı var o açıdan dikkat çekmek istedim.

Devlet oldum olası özgürce eleştiriye kapalı bir toplumda yaşıyoruz o nedenle rejimlerin sorgulanması da zor olduğundan dolayı objektif yaklaşım sergileyen kaynakların azlığı nedeniyle de bu başlık altında yazılanlar eksik ya da yanlış olacaktır kanaatindeyim.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Ocak 23, 2012, 11:52:46 ös Gönderen: Masor1976 »


Ocak 24, 2012, 01:44:22 öö
Yanıtla #7
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba,

Ben bu tür anketlerin yapılma amacını pek anlamam ama bir çok doğru yanıt verilebilir.

1- Hayır değildir çünkü serbest seçimler yoktu. Tek parti yönetimi, monarşik yapı mevcuttu.
2- Atatürk zamanında bizzat kendisinin desteklemesi ile birlikte çok partili hayata geçilme çalışmaları yapılmıştır.
3- Cumhuriyetti çünkü halkın üzerindeki siyasi ve dini otoriteler kaldırılmıştır. Hilafet ve saltanat Atatürk zamanında kaldırılmadı mı?
4- Atatürk düşünce itibariyle demokrasiyi ve cumhuriyet yönetimini benimsiyor olsada, devrimlerin gerçekleştirilmesi için zamana gereksinimi vardı.
5- Atatürk harp okulundan itibaren Fransız devriminden etkilenmiştir. Jean-Jacques Rousseau ve döneminin aydınlarının eserlerini okumuştur.

Alın size anket hangisini savunursanız birçok şey yazabilirsiniz.
Hatta benzer maddeleri sizde sıralayabilirsiniz.

Saygılarımla.
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ocak 25, 2012, 12:06:33 öö
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Sayın Masor1976, sanırım yazımı iyi okuyamamışsınız. Benim yazımda, kadınların cinselliği hakkında her hengi bir ifade yoktur.  Benim meselem kadının veya erkeğin cinselliği değil. Ben,  birey-fert olmanın,kişiliğin-kimliğin oluşmasının  derdindeyim. Pekiyi bu nasıl olur ? İşte mesele de zaten bu. Ben burada bunları uzun uzun anlatacak değilim. Yanlız yazınızda bir ibare dikkatimi çekti.  Şöyle diyorsunuz ; "Yani demek istediğim din aslında kadını koruyan bir mekanizmadır."
       Bu ifedeniz bence doğru değil. Samavi dinlerin hiç birinde kadını ön plana çıkaran, ona na mütenahi haklar veren  hükümlere rastlamadım.
       Saygılar-sevgiler.
       
"Vur ama dinle beni"


Ocak 25, 2012, 12:53:45 öö
Yanıtla #9

Yanlış anlamadıysam, bugünkü sorunlardan yola çıkılarak böyle bir soru sorulması düşünülmüş. Geriye dönük bir neden belirleme. Ben bugünkü sorunun, cumhuriyet ile ilgili bir sorun olmaktan çok, toplumcu ve baba-devletçi, özgürlüklerden yoksun bir yönetim biçimine alışmış olmaktan geldiğini düşünüyorum. Öyle ki, toplumsal sorunların hepsinin devletten kaynaklandığı gibi bir önkabul yazılar içinde görülebiliyor. Çünkü en iyisini de en kötüsünü de devlet baba yapar. Biz öyle öğrenmişiz?!

Kadınların bugün bangır bangır erkek egemen ve tutucu kültür içinde yaşamak istemesi, ve onun jargonuyla konuşması bir patolojidir. Bu, denildiği gibi kültürden, yüzyıllar öncesine giden kültürden de kaynaklanıyor. Fakat, ben insanın "rahat" bırakıldığında, sağlığına kavuşacağına inanıyorum. Cumhuriyetle birlikte, 1000 yıllık kültürü bir anda değiştirmek için, devlet baba, halkını modernleştirmek istedi. O halkı açıkça sevmedi, tasvip etmedi. Yani insan "rahat" bırakılmadı. Rahat bırakılmadığı için de muhafazakar savunmacı tepkilerini geliştirdi, onu idealleştirdi, teorisini kurdu. Ve bugün, Türkiye bu hastalıktan yakınıyor.

Sorun cumhuriyette, Atatürk'te, şunda, bunda değil, sorun hala insan hakları ve özgürlüklerinin önemini gerçekten kavranılamamış olmasında. Sana ne kadının ne giydiğinden? Devlet mi halledecek bu sorunu? Sen kadının çarşafıyla ilgilenirsen, o kadın çarşafı çıkarır mı sanıyorsun? Hayır efendim, sen bunu engellersen, o kadın o çarşafına öyle bi sarılır ki, normalde kendi kendine yok olacak bir kültür, senin sayende bir nesil daha uzamış olur.

İnsanlar, kendilerine saygı duyulmadığını hissettikleri anda, - ki bu kimlik politikası yapmakla oluyor- en büyük sorunu bu olur. İstenmediğini ve sevilmediğini anlayan bir adam, önce yanlış yapıp yapmadığına bakmaz, yapacağı ilk şey bir svunma tepkisi geliştirmek olur. Sonuç da işte gördüğünüz Türkiye.

Bu yanlış yapılıyor, çünkü kendisini "aydın" "modern" "çağdaş" bellemiş insanımız, özgürlük kavramından bihaber olarak lafta modern kalıyor. Hak ve özgürlükleri anlamamış olması sebebiyle, insanın din, ırk, mezhep gibi, kendisini kimliklendirdiği konularda bir ötekileştirme yapıyor. Sorunu öne çıkarmak varken "kişileri" öne çıkarmakla uğraşıyor.

O halde efendiler, ben kendi bildiğim doğruyu söyleyeyim; sana dokunulmadıkça, başkasına dokunma hakkın yoktur. Devlet, insanları biçimlendirme aracı değildir. Devlet böyle görüldüğü sürece, aynı soru tekrar tekrar sorulmaya devam edilecektir; biz nerde yanlış yaptık diye.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
47 Yanıt
18133 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2007, 04:00:26 ös
Gönderen: Ittihatci
17 Yanıt
7629 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2007, 09:27:12 öö
Gönderen: just_McCann
0 Yanıt
4367 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2007, 08:36:02 ös
Gönderen: MASON
1 Yanıt
2955 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2007, 03:40:47 ös
Gönderen: Ittihatci
9 Yanıt
6463 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 24, 2012, 12:39:50 ös
Gönderen: hasan
1 Yanıt
3730 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2010, 04:04:25 ös
Gönderen: Prometheus
11 Yanıt
6203 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2012, 12:25:03 öö
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
2724 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2016, 01:32:50 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
19 Yanıt
7195 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 08, 2013, 11:33:57 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2217 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2015, 10:04:08 ös
Gönderen: Risus