Yorumsuz şekilde aktarıyorum ;
Hz. Fatima (a.s)' Ali (a.s) 'ın evine gideceği vakit hayli yaklaşmıştı. Resul-i Ekrem katırı hazırlayıp üzerine ince bir minder koyarak Fatıma'yı oraya oturttu. Salman katırın dizgilerini tutuyor, Bilal da katirin arkasından yaya olarak ilerliyordu. Yolun yarısı katedilmişken diğer seslere benzemeyen güzel ve hafif bir ses işitildi. Peygamber Cebrail ve Mikail'in yetmiş bin melekle Fatıma'yı uğurlamaya geldiklerini anlayınca, bir ara duraklayıp onlardan yeryüzüne niçin indiklerini sordu.
Onlar; "Biz, dediler. Fatma'yı gelin evinden damat evine uğurlamaya geldik." O sıra bütün melekler, Cebrail ve Mikail'in eşliğinde tekbir getirdiler. Resul-i Ekrem de onlara katıldı.
Sonra da hanimlarınaa dönerek; "Ali ve Fatma'yı sevinç, iftihar ve neşeyle odalarına götürün; ama Allah'ın razı olmayacağı bir şey söylemeyin!" diye buyurdu. Bunun üzerine kutlu hatunlar sevinç, neşe ve sayısız tekbirlerle Ali ve Fatma'yı zifaf odasına uğurladılar. "Bu olaydan sonra düğünlerde tekbir getirmek (Allah-u Ekber demek) sünnet hâline geldi.