Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsanlığın ve bilimin beşiği HARRAN  (Okunma sayısı 3275 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 24, 2007, 07:18:07 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Ortaçağ `ın önemli kentlerinden biri olan `Peygamberler Kenti` `Harran `dayız. Şimdi GAP `la hayat bulan ve tekrar eski günlerine dönmeye çalışan Harran `ın söylencelerine, tarihi eserlerine, ünlü akademisine ve yok olmuş bir cemaatine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.


Kendi adıyla anılan ovanın merkezinde kurulan kentin adından ilk kez MÖ 2000 yılına tarihlenen çivi yazılı tabletlerde `Har -ra -na` ya da `Ha-ra -an` `Ha-ra -na` şeklinde söz edilir. 4000 yıldır değişmeden kullanılan Harran adı Sümerce `de yolculuk ya da kervan anlamına gelir. Anadolu ve Mezopotamya arasında ticaret yollarının kesiştiği bir noktada yer alması Harran `ın önemi arttırmış, hatta bir süre Emevilere başkentlik yapmıştır.


Geçmişte içinden geçen Cüllab ve Deysan ırmaklarının hayat verdiği Harran , cennetten bir köşeymiş. Ancak bu ırmaklar ku-ruyunca Harran `ın yazgısı değişmiş, toprak suya hasret kalmış. Bunun üstüne 1270 yılında Moğollar kenti yakıp, yıkınca küçük bir köye dönüşmüş. Susuzluğun kavurduğu Harran Ovası GAP `la suya kavuştu, uçsuz bucaksız topraklar tekrar yeşile büründü. Bölge halkının kaderi de (ellerinde toprak varsa tabii) değişmeye başladı.


Kutsal kitaplara göre Tanrı `nın sözünü dinlemedikleri için cennetten kovulan Adem ile Havva `nın yeryüzünde ilk kez Harran `a ayak basmış. İbrahim Peygamber ve torunu Yakup Peygamber `in Harran `da yaşadığı kabul edilir, hatta `Yakup Kuyusu` olarak bilinen bir sarnıç Yahudi ve Hıristi-yanlar`ca eylül ayının ilk haftasında ziyaret edilir.


HER KÖŞEDEN TARİH FIŞKIRIYOR


Ortaçağ `ın altın kenti Harran `dan günümüze surlar, iç kale, Ulu Cami , Şeyh Hayat el-Harrani türbesi ve camisi, konik kubbeli evler gibi yapıların kalıntıları ulaşmıştır. Kentin merkezindeki Harran Höyüğünde yapılan kazılarda MÖ 3000 yılından MS 8.yy`a kadar kesintisiz olarak süren bir yerleşimin izlerine rastlanmıştır.


Höyüğün eteklerindeki Ulu Cami , Anadolu `da inşa edilmiş ilk revaklı, avlulu ve şadır-vanlı anıtsal camisidir. Burada bulunan Sin (Ay Tanrısı ) Tapınağının Araplarca camiye çevrildiği, 2.Mervan tarafından da günümüze ulaşan yapının inşa ettirildiği bilinir. 1174 yılında Nureddin Mahmut Zengi tarafından onarılan Ulu Cami `nin günümüze minaresi, doğu cephesinin bir bölümü, mihrabı ve şadırvanı ulaşabilmiştir.


Harran `ın simgesi konik kubbeli evleridir. Birecik ve Suruç `ta da kubbeli evlere rastlanır, ancak Harran `dakilerin farkı çatısının kerpiç yerine tuğla kubbelerle örülmüş olmasıdır. 5 metreye ulaşan kubbeler içten kemerlerle birbirlerine bağlanarak geniş mekanlar elde edilmiştir. Kubbelerin tepesi açıktır, buradan dumanın dışarıya çıkması ve ışığın girişi sağlanıyor. Konik kubbeli evlerin 960 tanesi korumaya alınmış, biri de kültür evi olarak hizmet veriyor.


Elips planlı Harran `ın 8 kapısı, 187 burcu olduğu bilinen surları büyük ölçüde yıkılmasına rağmen görülebiliyor. Surların güneydoğusunda da büyük ölçüde sağlam durumda olan üç katlı ve 150 odalı iç kale (Harran Kalesi ) vardır.


RONESANSIN TEMELİ BU TOPRAKLARDA


Kıta Avrupa `sı engizisyonlarla, din savaşlarıyla boğuşurken Ortadoğu `da günümüzün çağdaş üniversiteleri düzeyinde eğitim veren akademiler vardı. İskenderiye , Urfa , Nusaybin ve Antakya `da kurulan okullar çeşitli nedenlerle yer değiştiriyordu, ancak hocaları başka kentlere giderek orada yeni okullar kuruyordu. Harran `da da Antakya `dan göç eden hocalar tarafından bir akademi kurulmuştu.


Emeviler döneminde büyük bir gelişme gösteren Harran Akademisi çevirileriyle ün kazanmıştı. Dönemin ünlü bilim adamlarının çalıştığı okulda din, astronomi, tıp, matematik ve felsefe dallarında eğitim veriliyordu. Ünlü matematikçi, doktor ve çevirmen Sabit bin Kurra , Dünyanın Ay`a uzaklığını doğru olarak hesaplayan Battani, atomun varlığından ilk kez söz eden Cabir bin Hayan, Harran Akademisinin en ünlü hocaları arasındaydı.


Harran `da yetişmiş en ünlü bilim adamı bir Sabii olan Sabit bin Kurra `dır. Tıp, matematik , astronomi, felsefe ve müzik üzerine 15`i Süryanice olmak üzere toplam 165 eser veren Sabit bin Kurra (821-901) Öklid , Arşi -med ve Apollonius `un eserlerini de Arapça `ya çevirmiştir.


Harran Akademisi`nin hocaları daha sonra Bağdat `a gitmiş. Zira Abbasi Halifesi Me-mun Bağdat `da kurduğu Hikmet Evi`ne (Dar`ül Hikme ) Antakya , Harran ve Cundi-şapur akademilerinden bilim adamlarını toplamıştı. Abbasiler ; Hint , Süryani , Sabii , Nasturi ve Pers kökenli bilim adamlarına din ve milliyetlerine karışmadan sınırsız bir özgürlük tanıyarak, çalışmalarını yapmalarını ve okullar kurmalarını sağladılar, böylece İslam `a da altın çağını yaşattılar.


Bu dönemde İbrani , Süryani , ve Sanskrit dillerinden eserlerle, Antikçağ `ın temel eserleri Arapça `ya çevrildi, böylece bir çok eser yok olmaktan kurtuldu . Avrupa `ya ulaşan çeviriler ise yeni bir kültür ortamı yarattı, hatta rönesansın temelleri bu sayede atıldı diyebiliriz.


YOK OLMUŞ BİR CEMAAT


Antik dönemde Harran ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı paganist bir inancin merkeziydi. Ay Tanrısı Sin `e adanmış tapınağı çok ünlüydü. Hitit Kralı Şuppiluli-uma ve Mitanni Kralı Mattizava arasında imzalanan antlaşmada Harran `ın Sin ve Samaş tanrıları tanık gösterilmişti.


Tek ve ölümsüz bir güce inanan Harranlılar ibadetlerini insanlarla tanrı arasında aracılık yapan varlıklara yöneltmişlerdi. Bu varlıkların gezegenlerde oturduğuna, tek ve ölümsüz gücün evrenin işleyişini gezegenlere devrettiğine inanırlardı. Bu aracıları yöneten, en büyük gezegen tanrısının Ay Tanrısı Sin olduğuna ve her gezegenin cinsiyeti, tutkuları ve huylarının bulunduğuna inanırlardı. Gezegenlerin insanların hayatını etkilediğini, maddenin asıl olarak kötü olduğunu, insanların da tutkulu ve açgözlü olduğunu kabul ediyorlardı. İnsanların gezegenlerin etkisiyle aşk, kardeşlik , bilgi ve iyiliğe ulaşacağına ve 36.425 yılda bir insan, hayvan ve bitkilerin yeniden yaratıldığına inanıyorlardı. Harran `da astronomi ve matematik gibi bilim dallarının gelişmesinde bu inancın büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır.


İlk yıllarından itibaren Urfa bir Hıristiyan kenti olurken, Harran uzunca bir dönem daha paganizmin kalesi olmayı sürdürdü, hatta Arap egemenliğinde de durum değişmedi. Ta ki 830 yılına kadar. Bir sefere çıktığı için Harran `a gelen Abbasi Hükümdarı Memun; Harranlıların Müslüman, Hıristiyan , Musevi ya da Zerdüşt olmadığını öğrenir. Harranlılara ya Müslüman olmalarını ya da Kuran `da adı geçen dinlerden birine geçmelerini yoksa dönüşte onları öldüreceğini söylemiş. Bunun üzerine Harranlılar, Kuran `da üç kez adı anılan Sabiiliğe geçmiş, bir kısmı da Müslüman ya da Hıristiyan olmuş. Ana dili Süryanice olan Harranlı Sabi -ilerin, Haniflerin Kitabı adında kutsal bir kitabı da vardı.


Harranlılar Sabiilik adı altında üç yüz yıl boyunca eski pagan inanışlarına devam etmiş, son tapınakları 1081 yılında kentin valisi Yahya el-Şatr tarafından yıktırılmış. Bu tarihten sonra Harran `da Sabiiliğin sona erdiği ve zamanla cemaatin yok olduğu kabul edilir.


Harranlı Sabiilerin inançları, Mezopotamya `da yaşayan gerçek Sabiilerden farklıydı. Vaftizci Yahya `yı peygamberleri olarak kabul eden gerçek Sabiiler günümüzde de Irak `ın Basra ve Bağdat kentleri arasında yaşıyor ve yaklaşık 20.000 kişilik bir topluluk olarak varlığını sürdürüyor.


Nasıl gidilir?


HARRAN `a gitmek için önce kara ya da havayoluyla Şanlıurfa `ya ulaşmak gerekiyor. Şanlıurfa `nın 44 km. güneydoğusundaki Harran `a Akçakale `ye giden yoldan sola dönerek ulaşılıyor. Urfa Otogarı`ndan Harran `a giden araçlar var.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2800 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 10, 2007, 06:44:24 ös
Gönderen: nietzsche
4 Yanıt
5143 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2014, 08:38:34 öö
Gönderen: ADAM
27 Yanıt
11576 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 18, 2011, 10:18:24 ös
Gönderen: khanjar
39 Yanıt
24661 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2015, 08:53:05 ös
Gönderen: asimov
7 Yanıt
3782 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2013, 07:12:41 ös
Gönderen: Tij
0 Yanıt
2099 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 14, 2013, 11:31:53 öö
Gönderen: Felix Steiner
2 Yanıt
2902 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 14, 2013, 03:41:25 öö
Gönderen: GOASISG