Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: EZOTERİK TOPLULUKLAR VE İNİSİYASYON -l-  (Okunma sayısı 4818 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 10, 2010, 01:21:54 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Gayet sade bir dille yazılmış,kolay anlaşılan,detaylandırılmamış ama bilgilendirici olarak benimsediğim ve beğendiğim bir yazıyı birkaç bölüm halinde forumda paylaşmak istedim.

Umarım,ilgilenenler okuduklarını beğenir ve faydalanır.


GİRİŞ :


Evren ile Tanrı'yı bir ve aynı sayan öğretilerin ve inanç sistemlerinin genel adı PANTEİZM 'dir. Tanrı ile evreni bir, aynı ve özdeş kabul eden görüştür. Panteizm anlam olarak Tümtanrıcılık demektir. Panteizm'in temel ilkesine göre, evrende bulunan her şey tek bir Varlık'tan oluşmuştur. Gerçekte var olan bu tek varlıktır, tüm nesne ve canlılar onun çeşitli görünümleridir. Eski gizemci, Hermetik ve ezoterik toplulukların çoğunda Panteist ilkeler benimsenmiştir ve tüm öğretiler gibi dejenere edilmeden önce de pek çok insana yarar getirmiştir.
Evreni algılayış biçimi olarak Panteizm, Hindu, Buda dinlerinde metafiziğin görünenin ardındaki tek gerçek olduğu geleneğine uygun bir anlayıştır. Felsefî bir tasarım olarak Panteizm ise, eski Yunan felsefesinde Plotinos (205-270), Rönesans'tan sonra Giordano Bruno (1548-1600) ve Spinoza (1632-1677) tarafından temsil edilmiştir. Düşünsel kökü Antik Çağ Yunan Stoacılığına dayanan Panteizmin ileri sürdüğü “Evrenin Ruhu Anlayışı”, Hegelciliği ve Spinozacılığı doğurmuştur.
Yahudi mistisizmi Kabalacılık tümüyle panteisttir. Vahdet-i vücut anlayışı ile Tasavvuf 'ta da panteist olgu benimsenmiştir. Ezoterizmi, bu toplulukların dejenere olmayanlarını ve halen aydınlanma çalışmalarını sürdüren toplulukların işlevlerini yani inisiyasyonu daha iyi kavramak için Hermetizm ve Neoplatonizm ve Panteizm gibi temel öğretilerden mutlaka söz etmek gerekir ki aradaki bağlantılar kurulabilsin.
Ezoterizmi benimseyip uygulayan mistik, okült, teozofik ve ruhsal öğretilerle ilgilenen gruplar ve topluluklar, kendi öğretileri kapsamında çoğunlukla din, töre, bilim ve sanat gibi konuları bir bütün biçiminde işlerler. Öğretilerine göre akıl ve deney yoluyla ulaşılan bilgilerin ötesine geçmeye çalışarak, "sezgi/içe doğuş" yöntemi ile sağlanabilen bilgilere öncelik verirler ve bu öncelik ‘Gizli Öğreticiliğin’ de temeli olur. Ezoterik çalışmalar aslında inisiyasyona yönelik çalışmalar demektir. Bu çalışmalar insanları bazı ‘Hakikatlerle’ karşılaştırmak, onlara kendilerini tanıtmak amacıyla yapılırlar. İnsanın Hakikati keşfetmesi için önce kendini keşfetmesi gerekir. İnisiyasyonun bütün amacı insanın kendi kendine sahip olmasıdır. Kaybetmiş olduğu kendini, şuurlu olarak, bu dünyada tekrar yakalayabilmesidir yani benliğin tekrar şuurlu olarak ele geçirilmesi… Kuşkusuz bunun için tek yol inisiyasyon olamaz. Pek çok başka yol da vardır çünkü insanların ihtiyaçları farklı farklıdır. Sadece inisiyatik aktarımlarda ruhsal öğretmenle öğrencinin vazgeçemeyecekleri tek bir büyük hal vardır o da: ”Yüksek ruhsal enerjiyle temasa geçmek” halidir.
Ezoterizmi benimseyen topluluklar, kendilerine özgü bir çalışma yöntemi ve öğretisi olan topluluklardır. Üyeleri olmayan kişileri çalışmalarına almadıkları gibi, gizli öğretilerini kendi üyelerinden başkalarına açmayan örgütlenmelerdir. Bir ezoterik topluluğun bu gizlilik özelliği, onun "gizli örgüt" olmasını gerektirmez. Ezoterik bir topluluğun ya da kurumun varlığı, amaçları, ilkeleri, üyelerinin kimler olduğu, çalışmalarının nerede yapıldığı, nasıl çalıştığı herkesçe bilinebilir. Ezoterik ve gizemci bir topluluğun gizli olarak nitelendirilebilecek tek yönü, üyelerinin kendi aralarında yaptıkları inisiyatik bilgi çalışmalarının içeriğidir.
İnsanın nereden gelip nereye gittiği,amacının ne olduğu, Tanrı, Evren, Ruh, Varoluş gibi temel konuların insan üzerindeki etkisini ve yararını; grubun gücü ve bilgiyi açma kapasitesi kadar kendi ölçülerine göre derinlemesine, meta/öte yanıyla incelerler. Tarihsel süreç içindeki diğer ezoterik bilgilerle karşılaştırmalar yaparak, dinler tarihi ve felsefe ile de ilgilenirler, insanın özüne, kim olduğuna nereden gelip, nereye gittiğine dair tüm verileri araştırırlar, incelerler. Her zaman her ezoterik grubun, o gruba has inisiyatik sırları vardır. İşte bilginin dejenere olmaması için tek paylaşmadıkları bilgi budur.


İkinci Doğuş


Ezoterik İnisiyasyon uygulamalı bir çalışma biçimidir; "dışarıdaki", "yabancı", "harici", "bigâne" kişinin "içeri" alınması, "mahrem" kılınması, ezoterik topluluğun "üyesi" durumuna getirilmesi, ezoterik bilginin ışığına kavuşması anlamına da gelir.
Ezoterik İnisiyasyon; bireyin,bir aşamadan bir üst aşamaya geçişini ruhsal olarak gerçekleştirmeye yönelik bir süreçtir. Burada amaç, bir takım simgesel eylemler ve fiziksel edimler aracılığıyla, bireye yeni bir yaşama "doğmak" üzere, eski yaşamında "öldüğü" duygusunu verebilmektir. Bu nedenle, kimi ezoterik gruplarda inisiyasyona, “İkinci Doğuş” adı da verilir.
İnisiyasyon yoluyla, kişi daha "yetkin" bir tinsel duruma girmekte, "üstün" bir evren anlayışına ulaşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, inisiyasyon, en derin anlamıyla, bir çeşit "Üstün İnsana/tasavvufta İnsanı-ı Kamil” olarak adlandırılan insana yükseliştir. Temel işlevi, kişinin, dış yaşamındaki her türlü koşullu durumunun ötesine geçmesini sağlamaktır. Böylesi bir "Yüceltme" eylemi, evrenin özündeki "Büyük İyiliğin/Hayrü-Ala’nın" bireyde belirmesi, tanrısallığın insanda tezahürü olgusunu varsayar. Bu varsayım temelini Panteist düşüncede bulmaktadır.

Ben"O"yum,"O"ben değil...


Aralık 10, 2010, 05:43:40 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 159
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ceycet,

Bu güzel ve öz yazı için teşekkür ederim.
Bu kadar kısa ve sade bir anlatımı daha evvel okumamıştım.

Saygı ile.
veritas lux mea.


Mayıs 08, 2017, 08:57:27 ös
Yanıtla #2

Bu konuya kendi deneyimlerimce,alıntısız ayrıntılı bir anlatım ile, katkıda bulunmak isterim:

İnsanlar bircok hormonun etkisi altında düşünürler ve ya eyleme gecerler.Bu hormonlar belli arzular,istekler ve iç güdüler aracılığı ile tetiklenir.Bu hormonlara örnekler: "Dopamin, seratonin, adrenalin" vs.

Bu hormonlar kişinin düşünce,davranış ve ihtiraslarının bicimlerine göre tekil veya karışık olarak salgılanır.Kişi hangi hormonu tetikleyen arzuya yönelik ise, kişi o hormonun bağımlısı olur.

Birey o hormonun veya hormonların karışımları içinde bir karakter barındırır; tabiki çoğunlukla bu durumun bilincinde olmadan...

Örnekleme yapılır ise:

Aşk,liderlik,ego,şairlik,spor,bağımlılık,yemek vs.Bunlar farklı farklı hormonları veya bir kaç hormonu birden tetikleyip kişinin karakterini tanımlar(Aslında bu örneklerin her biri bu hormonların farklı bağımlılık tetikleyicisidir; dolayısı ile her biri bağımlılıktır.)

Kişi hangi hormonu ve ya hormonları tetikleyen arzular için yaşıyor ise,kişiliğini,hayata tutunuş şeklini,gücünü, o hormon üzerinden tanımlar.(Kral,başbakan,şair vs. Kişi,rütbesel ve arzu kimliği fark etmeksizin istediği gücü tetikleyen bu hormonların etkisi ile kendini tanımlar ve yaşama tutunur.)

Konunun ana noktasını burdan sonra başlatmak isterim:

Yukarıdaki acıklamalardan sonra,temel konuyu anlamak için ,farkındalık basamakları irdelenmelidir.Zira; şaman,peygamber,bilge kişi,ermiş,derviş vs gibi kavramları kapsayan kişilerin doğuşu bu şekilde tanımlanabilir.

Kişi inzivaya cekilerek bu hormonların onu nasıl yönettiğini fark eder. Saydığım bu hormonlar,ihtiyaçları ve arzuları sıfır'a veya hiçliğe indirerek durdurur; ardından, "DMT" hormonu devreye girer ve kişi uyanık iken,uyku haline geçer.Bu durum belli bir zaman aralığında devam edebilir.Uyku hali ile,uyanıklık hali kişi ve ya kişiler için göreceli hale gelebilr.Kişi uyku ile,uyanıklık arasında bir denge kurabilir hale gelir ve kişide 3'üncü göz aktifleşir.

Ardından kişi "DMT" hormonu üzerinden, diğer tüm arzu hormonlarını kontrol altına almayı zaman içinde kademeli olarak öğrenir.Kişi basamak atladıkca; öngörü,yaşamın verdiği mesajlar vs...
İlerki evrelerde,zaman ve mekan kontrolü ve bu duruma etki edebilme...

DMT hormonunu dogru yönetmek için, belli basamaklardan gecmek gerekir.Zira bu hormon; uyku,halüsinojen madde kullanımı ve bazı Psikolojik hastalık hallerinde kendi kendine tetiklenir.Belli basamaklardan geçmemişler için sadece anlamsız yorumlanan sanrılar,delilik,uyku,hayal .vs dir.

Özetler isek:

DMT hormonunu aktif etmek için, diğer arzu hormonlarını minimuma indirmek gerekir.Ardından belli bir olgunluk süresinden sonra, uyanıken uyku hali; aslında uyku halinde uyanıklığa dönüşür.Yaşarken ölmek veya ölüyken yaşamak gibi...

Kişi diğer bütün hormonları aşarak DMT hormonun ekseninde diğer bütün hormonları yönetir; herşeyi görür. Zaman ve mekandaki her olguyu okur; sadece baştan sona doğru erginleşmesi şartı ile,yoksa sadece sacmalayan bir deli ve ya sıradan bir bağımlı olarak kalır...Yükseliş basamaklardan gecer...........

Yazımı doğru anlamak için: (bkz.DMT hormonu);(Bkz.Dopamin, seratonin, adrenalin vs hormonlar)

Not: İleride bu duruma bilimsel bir açıklama getirileceği aşikardır.

Saygılar ve Sevgilerle
« Son Düzenleme: Mayıs 08, 2017, 09:01:00 ös Gönderen: Tik-Tak »
Sen Özelsin


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
8041 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 09, 2010, 11:19:23 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
3608 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2010, 01:23:17 ös
Gönderen: ceycet
1 Yanıt
4560 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 29, 2010, 05:59:55 ös
Gönderen: alcyone
3 Yanıt
4990 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2015, 07:58:06 öö
Gönderen: ADAM