Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Muslumanlık ve diğer dinler...  (Okunma sayısı 7084 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 16, 2020, 09:28:33 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 203
  • Cinsiyet: Bay
    • @pump_upp - best crypto pumps on telegram !

Kıymetli üyelerimiz merhabalar; öncelikle bir bebek ( ileri Premature )sahibi olmam ve Esimin beyin timoru ameliyatı geçirmesi nedeni ile yaklasık 2 senedir aktif bir takipci ve
katılımcı olamadığım forumumuza ara arada olsa katkıda bulunmak istedigim icin; bir yerden başlamak adına bu konuyla başlıyorum.
Bir müslüman olan ve bir müslüman olarak yetiştirilen ben; 2015 yılında Japonya ya seyyahatimi anlatmak istedim.
Bizler türk ulusu olarak Müslümanlığı yaşarken müslümanlığın kurallarından biri olan insan ve insan yaşamına saygıyla yoğrulduk.
Her nekadar toplum bundan günümüzde uzaklaşsa da... İnsan sevgisi ve insan yaşamına saygı ve merhamet duygusu türk insanının
hamurunda olan en temel güdü ve icsellestirilmiş dürtüdür.
Ben japonyaya 63X yıllık bir Samuray okulunun kabul görmüş ögrencisi sıfatı ile gittim. Ve orda 2. ailem ve klanım ile tanıştım.
Bu aile tüm dünyaya yayılmış yaklaşık 13XX Samuraydan oluşuyor. Okulum ve Klanım Japonya Hukumeti ve İmparatoru tarafından 1916 yılında ;
Somut olmayan kulturel miras kabul edilmiştir. Şimdi bircoklarınız gülerek 18XX lü yılların ortasında Shogun'lıgın
kaldırıldıgı ve parlementer yönetim şeklline geçildigini anlatıcak. Ancak 135X li yılların ortasında temelleri atılan kast sistemi nedeni ile
halen Samuray ve Klan aileleri kendi içlerinde tören ve rituellerini, "Kenjitsu" sanatını devam ettirerek yeni nesillerine aktarmaya çalışmakta.
Biz türkler ile hemen hicbir ırkın olmadığı kadar yakınlar. Bunu tarih icinde yaşananlara baglamanın cok dogru bir sey oldugunu belirtmem gerek.
Neyse sonuc olarak İster istemez benim egitimin bir parcası olarak Şinto dini rituellerini basit bir kaçını gerçekleştirme zaruriyetim var.
Zaten kan ile ettigim yeminimde beni buna zorluyor. 15 günlük Japonya seruvenimde Klanımın 6XX yıllık koruma görevi olan Katori tapınagına gittim
gezdim ve günü geldiginde tüm klan üyeleri ile birlikte Tapınak bahcesinde tüm japonyadan gelen misafirler icin yapılan törende Klan bayragını tasıma onuruna nail oldum.
Bu Samuraylar tarihinde ilk, çünkü daha önce bir Gaijin Samuray'ın bir Klan bayragını tasımasına izin verilmemiş. Bu hem bir Türk olarak hemde Samuray olarak hayat boyu tasıyacagım bir onurdu.
Tapınak bagcesinde binlerce seyirci önünde Kenjitsu gösterisi yaptık ; ardından tapınaktan cıkarak Kasabaya yurndu ve kasaba meydanında hazırlanan alanda da gösteri tekrarlandı.
tekrar tapınaga döndügümüzde Tapınak rahipleri biz onların koruması oldugumzudan bize tapınakta özel bir salonda yemek verdi.
Ard arda gecen yogun calısmalar sonrasında her gün japonyanın farklı bölge ve sehirlerini gezdirdiler. Tapınakları ziyaret ettik. Ancak sadece Şinto Tapınagında bizler ve
kılclarımız Samuray olarak hayat boyu korunmak üzere yüzlerce kisi önünde kutsandık ve tam manası ile büyük bir Şinto ayinine iştirak etmiş olduk.
Müslümanlık bize 2. bir dini yasaklasa da. Bir samuray olarak bize asılanan ve icsellestirmemiz istenen sey gerektiginde hizmet için bir an duraksamadan ölmek ve öldürmektir.
Hayat boyu yapılan tüm Kenjitsu çalışması onurla öldürmek ve yine onurla ölmek icin..  Ben hayatımın kalan kısmını bu ikilem icinde yasamaya mecburum.
Muslumanlık ve yasadıgım toplum sadece sosyal statu ve maddi konuma odaklı bir yasam sürdürürken; Japonyada 80-90 yasındaki hiç tanımadığım
insanların bile önümde beline kadar egilerek Gaijin Samurai diye hitap etmesi ve saygı göstermesi. Beni tanımaya calısan japonların Kenjutsu çalıştıgımı ve klanımın ismini
söyledigimdeki korku ve hayret tavırları ve sonrasında gösterdikleri hörmet ve saygı hayatımda hic yasamadıgım duygular yasattı ve ruhumda tarifsiz izler bıraktı.
Bu noktada medeniyet , ekonomi, özgürlükler yada paranın önemsizligini, asil önemli olanın; dini tabulastırmadan hayatın bir parcası olarak kabul edip öyle yasamanın
toplumsal dengeleri ne kadar etkiledigini gördüm. Din ile insan ve dini dayatmalar ile insanların ve yine Dini yaşamak adına toplumsal farklılıkları gördüm.
Bunun bir benzerini Tailand ve Singapour da da görmüştüm. Ancak Japonya bu noktada bana cok daha farklı bir bakış acısı sagladı, cünkü kendimi icinde buldum.
Diğerlerinde ise sadece tapınaklarda resim ceken bir turisttim.
Benim öyküm ve anlatıklarımdan bir sonuc cıkarmanız gerekmiyor. Ben bunu sadece toplumların evrimleşme noktasındaki kırılımlarını göstermek icin yazdım.
Türkiyenin basına gelen sey hemen hemen tüm kıtalarda onlarca ülkenin basına gelen sey.. Ama bunu farkedebilmek icin icinden cıkıp , benim gibi istem dısı sekilde deneyimlemeniz gerekiyor.
Din cok ince bir cizgi, dindarlık ise dine neresinden baktıgınıza baglı. İnsana inancı kalmamış , insana güvenin azaldığı toplumlarda din sadece politik , ekonomik bir
güc ve çıkar aracı olmaktan öteye gitmiyor.
Elbette bu toplumsal cöküsü hızlandırıyor. Burdaki toplumsal cöküşü anlamak icin aydın , ileri görüslü yada akademisyen olmayada gerek yok. İcinde olduğunuz
perspektiften sıyrılıp , bir uzaylıymış gibi izlemeniz yeterli.
O yüzden dini tabu olmaktan cıkarıp, Bu hayatı güzlelestiren uyulmasının; insanı diger insanlarla yakınlastırıcı , bütünlestirici etkilerinin ön plana cıkarılması
seklinde ve icsellestirmenin gerektigini düsünüyorum.
Dini toplumumuz da insnaların bir sey yapması yada yapmasını istedigimiz seyler icin bir arac olmaktan cıkarıp, "doğum-yaşam-ölüm" döngüsündeki yerimizi
anlamaya çalışmak ve Allahın " Yada adına ne demek istiyorsanız - İnandığınız göksel varlıgın " sizin bunu farketmenizi calısmaktan baska bir şey yapmadığını anlamalısınız.
İnsanlığı bir kılabilmek için çalışmalı bunun icinde canlı cansız her madde ve varlığa aynı duyarlılık ve hosgoru ile yaklasmalısınız. Dengelerin bu kadar kırılgan
oldugu bir dünyada bunu yapabilen toplumlar elbette bir adım öne çıkıcaklardır.
Bana Müslüman ve Şintoist denilebilir. Ancak bana dair düsüncelerinizin hicbir önemi yok. Eger bu anlatıdan kendinize bir hisse cıkarabiliyorsanız.
O zaman bu kadar uzun yazdıgım bu yazı bir anlam kazanmış demektir.
« Son Düzenleme: Mart 16, 2020, 09:47:00 ös Gönderen: kerberos »


Mart 17, 2020, 02:54:20 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Yolunuz daim olsun . Baba olduğunuz içinde tebrikler .
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Mart 17, 2020, 10:39:13 ös
Yanıtla #2
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay

Sayın kerberos,

Her zamanki samimi ve içtenliğiniz için teşekkür ederim. Özlemişiz sizi ne iyi ettiniz de tekrar yazdınız bize s
Samimi ve içtenliği hatırlattınız.

Eşiniz için üzüldüm geçmiş olsun umarım şuan iyidir.  Baba olma onurunu yaşamanıza çok sevindim. Dünya da bu günler de  sağlık azaldı umarım sağlıklı büyür.
Japonk kültürü gerçekten çok farklı Bi kültür var. Hayranım eğitim sistemleri ve aile yaşamlarına sayenizde yeni şeyler öğrenmiş olduk sizden ricam Japon kültürü ve yeni dininiz hakkında ve rituelleriz ile ilgili kısa yazılar umarım beni kırmazsınız.
« Son Düzenleme: Mart 19, 2020, 11:10:46 öö Gönderen: Arais »
2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


Mart 18, 2020, 01:41:06 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 203
  • Cinsiyet: Bay
    • @pump_upp - best crypto pumps on telegram !

Yeni dinim yok... Muslumanım... Sadece Samuray olmanın gereklerini bir müslüman olarak yerine getirmem mumkun degil.
Samuray'lık felsefesinde dogum gibi yasam ve olumde kabul edilen bir gercektir. Ancak cocukların babaları tarafından; 15 yas itibarı ile infaz alanlarına götürülmeleri
ve infazları izlemeleri öngörülür. Belirli bir kenjitsu egitim seviyesine gelen cocuk ölü, mahkum yada infaz edilmis vucutlar ile kenjitsu egitimini pekistirir.
Yine belli bir yasa gelmiş cocuk bir mahkum infaz etmesi icin egitilir. Bu sekilde hem mahkumu onurlandırır. hemde insan eti ile kılıcın etkileşimini kesveder.
İşte tamda bu noktalarda Muslumanlık bizi engelliyor. Daha dogrusu dinimiz bu sekilde davranmamızı ve yasamamızı yasaklıyor.
Ancak gelin görünki Samuraylık yaşam bicimi bunu zorunlu kılar.
Aynı sekilde japonyada Kore ve Cin üzerinden gelen budizminde etkileri görülmeye baslandıgında; Samuray kast'ının Budist yada Hristiyan olmaları yasaklanmıstır.
Cunku Budizm de insan sevgisi ve insan yasamı konusunda katıdır.
Tamda bu noktada en eski Japon dini olan Sinto " Cok tanrılı " dini devreye girmis ve Samuraylar icin bir boslugu kapatmıstır.
Samuryalık cok katıdır; katıksız bir iteat ve adanmışlık gerektirir.
Shogun " genel kurmay baskanı " tarafından yönetilen japonya'da bekciden tutunda derebeylerin korumalarına, hatta Shogun'un kendisi bile bir Samuray'dır.
Bu noktada Samuray olmıyan hemen tüm halk kesimi ve diger kastlar farklı budist inanclarına ve sonradan gelen portekiz misyonerlerce yayılan Hristiyanlıga,
ve eski cok tanrılı dinleri olan Sintoizm inanclarını yasattılar.
İşte bu sebeple gunumuz dünyasında her nekadar Musluman olsamda; Japonyada Sinto rituellerinin Samuraylar tarafından uygulanan kucuk bir kısmına istirak etmekteyiz.
Bunun en buyuk nedeni Kenjitsu okulumun yani Klanımın aynı zamanda Japonyanın en eski ve buyuk tapınaklarından olan Katori tapınagını " Kılıç Tapınagı " korumakla yükümlü olmasıdır.
Bu görev gelenekselde olsa; her yıl rituel ve torenlerle yasatılmakta ve japon halkıyla paylasılmaktadır.
bunun dısında Kenjitsu egitiminin basında ve sonunda yapılan ritueller mevcuttur. Bunlar Kılıc Tanrısına siz ister antrenman deyin ister egitim
kazasız ve sorunsuz gecmesi dilekleri ve temennileridir. Cunku kenjitsu'da eğitimlere belirli bir seviyeden sonra " iaito " yani keskin olmayan kılıc degil " shinken " keskin kılıcla devam edilmesidir.
Bunun dısında Tapınak girislerinde bizdeki abdest benzeri bir el yıkama ritueli mevcuttur.
Asure kasıgı seklinde ancak ucu Bambudan irice bir kasık ile ufak bir havuza akan su önce sol sonra sag el sıvazlanarak yıkanır.
Japon kulturunde bizim aksimize hersey soldan yapılır. merdivenler soldan cıkılır, soldan inilir. Hakama giyilirken sol bacak önce giyilir.
Bir cok sey sol taraftan yapılır. Bunun dısında Tapınak törenlerinde U bir yerlesimle rahiplerin etrafında oturulur. Rahiplerin dualarının bittigi bir yerde
diliyen ve dilegi olanlar hediyelerini sunar. Ayrıca bir seyi yada birini kutsatmak istiyenler istedikleri seyi rahibe deklare ederek,
tüm rahipler trafından herkesin önünde kutsanmasını isterler. Tapınaklar da cokca dilek kagıtları , Fal kagıtları , benzeri dilek aksesuarları satılır.
Bunlar yüzlerce diyecegim kadar cesitlidir. Ve tapınaktan belli bir para karsılıgı alınırlar.
Tütsü yada Dualarda mevcuttur. Japonlar bunları evlerine arabalarına , oda yada ofislerine asar yada yapıstırırlar.
Bunun dısında Buyuk tapınakların Buyuk ici duvarlarında, tapınaga destek olan ayda cok buyuk bagıs yapan klan ve
Ailelerin adları oldukca buyuk sekilde Klan amblemleri ile işlenir. Böylece bagıscı onurlandırılır.
Su an icin verebilecegim bilgiler bu kadar..
Saygı ve Hörmetlerim ile...

« Son Düzenleme: Mart 18, 2020, 01:48:35 öö Gönderen: kerberos »