Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: SUMER’DE İNANÇ SİSTEMİ ve GÜNÜMÜZE YANSIMALARI  (Okunma sayısı 6989 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 21, 2010, 11:30:31 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay



Mete Korkut Gülmen

Sumer Uygarlığı, günümüzden yaklaşık yedi bin yıl önce Mezopotamya’da yer aldı.. M.Ö 2500 yılına dek etkisini azalan bir şekilde sürdürdü.. Uygarlığın ve Sumer kent devletlerinin yıkılmasından çok sonralara dek bölgede yer alan, gelişen hemen tüm uygarlıkları etkiledi..


nHititlerde evinde kütüphanesi olmamak bir asil için çok büyük ayıptı ve zaten de böyle asil olamazdı, kütüphanesinde hiç değilse birkaç Sumerce metin olmayan kişiler pek de değerli olarak kabul edilmezdi..


Bölgede gelişen ve kurulan tüm toplumlarda ana inanç sistemleri Sumer kökenli olup, bu inancın mevcut topluma ait olduğunu kanıtlamak amacı ile Tanrı ve Tanrıça adları değiştirilmişti.. (Inanna/İştar gibi)



Sumer halkı tüm bilgilere Tanrı/Tanrıçaları sayesinde sahip olduklarını belirtirler.. Kendilerini Sumer olarak değil, Ki-Engi (Yer Oğlu ) olarak adlandırırlar. Bilgilerini, yaşamlarını, inançlarını ve evrenle ilgili tüm sahip olduklarını kil tabletlerle anlattılar..


Günümüze dek pek çok tablet bulundu. Ancak bulunanlardan fazlasının hala arkeolojik kazıları beklediği bilinmektedir.. Bulunanların ise ancak yarısı günümüz dillerine çözümlendi.. Sadece İstanbul arkeoloji müzesinde binlerce tablet çözümlenmeyi beklemektedir.


Muazzez İlmiye Çığ ve Hatice Kızılay bu tabletlerin tamamını sınıflandırdılar.. Yarısına yakınını da Samuel Noah Kramer ile çözümlediler. Onlara şükran borçluyuz.. Sumer’lerin tabletlerle aktardıkları bilgilere hiçbir kişisel yorumumu katmadan burada aktarmaya çalışacağım..


SUMER’E GÖRE GÜNEŞ SİSTEMİMİZİN OLUŞUMU

Güneş sistemimizin ilkel oluşum anından itibaren Sumer’e göre olanlar şöyle gelişiyordu..


 APSU ( GÜNEŞ)”başlangıçtan beri varolan”

TIAMAT (İLKSEL DÜNYA) ”yaşamın kızı”(Bakire Ana)

MUMMU (MERKÜR) “doğmuş olan” Apsu’nun güvenilir yardımcısı ve elçisi.

 Apsu ve Tiamat’ın arasındaki uzay boş değil ilksel elementler ile doludur ve her ikisinin suları birbirine karışarak Lahmu (Mars) ile Lahamu (Venüs) doğar. Sonra sırası ile diğer gezegenler..


 TIAMAT (İlksel Dünya) Büyük Kuyruklu Yıldızın (Marduk- “Buz Dag”) etki alanına girer ve onun uyduları ile çarpışır.

 Bu çarpışma sonrası artık bugünkü bildiğimiz yörüngelerinde dönmeye başlayan Kİ (Dünya) ve KİNGU(Ay) ile Mars üzerinde diğer gezegenlerle arasında bir sınır oluşturan, ( Göklerin sularını ayıran, Göklerle Dünya’yı sınırlayan ) Dövülmüş Bilezik olarak adlandırılan meteor zinciri oluşur.

Yeryüzünde bu çarpışmanın derin izi olarak bilim insanlarına göre Pasifik Okyanusu görülmektedir. Ay’ın harap gezegen haline dönüşümünün de bu çarpışma ile gerçekleşebileceği (Bilim insanları Ay’ın çok sayıda gök cisimlerinin şiddetli çarpışlarına uğradığını belirtmektedir )belirtilmektedir.

Bu çarpışma ile yer yüzü ve ay şu anda sahip oldukları yeni yörüngelerine otururlar. Artık dünya gece ve gündüzünün olduğu bir yörüngeye sahiptir. Yeryüzü ısısı düştükçe buharlar suya dönüşür ve yeryüzü karalar ve okyanuslar olarak ayrılır. Günümüzde kabul gören evrim yer yüzünde şekillenmeye başlamıştır ve yeryüzünde ilksel canlılar oluşmaya başlar.

Yeryüzünde ilksel canlılar oluşmaya başlar.

 Tevrat ve İncil’de aktarılan yaratılış öyküsü aynı şekilde yer almaktadır..farklı olarak olanlar Tevrat’ta olanların tamamı Rab ‘a atfedilmektedir.

SUMER YARATILIŞ TABLETLERİ

**** ENUMA ELİŞ****

 ENUMA ELİŞ (Yaratılış)

Toplam yedi tablettir.

Her bir tablet yaratılışın aşamalarını aktarır. Son tablette yaratılış tamamlanmış ve güzel bir gök sistemi ortaya çıkmıştır. (Tanrı dinlenmeye çekilmiştir)

Tevrat, İncil ve Kur’an a göre Tanrı altı günde yaratılışı tamamlar. Yedinci gün dinlenir.

SUMER TANRI ve TANRIÇALARI

 AN (ANU) (Bellek, Bilgelik,Us)60

 ANTU(Dişil anlamdaş) 55

50 ENLİL 45 NİNLİL

40 ENKİ 35 NİNKİ

30 NANNA / SİN 25 NİNGAL

20 UTU / ŞAMAŞ 15 İNANNA / İŞTAR

10 İŞKUR / ADAD 5 NİNHURSAG

SUMER TANRI ve TANRIÇALARI

ØAltı Eril ve altı dişil İlah vardır. Bu büyük Tanrılara ek olarak onların, çocukları, torunları, yeğenleri, kuzenleri vs.. Ayrıca genel görevlere atanmış yüzlerce Tanrı bulunmaktadır.

Bunlara genel olarak ANUN-NAKİ (Gökten Yere İnenler) denir.

Sadece 12 Tanrı büyük Tanrılar grubunu oluşturur.


SUMER TABLETLERİNE GÖRE YARATILIŞ

İNSANIN YARATILIŞI

 Yeryüzünde ilkel insanımsı canlı olduğu belirtilmektedir. Bu ilkel insanımsının hayvanlarla birlikte yaşadığı, onlar gibi ot ve et yiyen ve onlar gibi su içen, vücudu kıllarla kaplı konuşamayan ve düşünemeyen, tıpkı hayvanlar gibi her istediği ile çiftleşen, iyiyi ve kötüyü bilmeyen, güzel ile çirkini anlamayan bir yaratık olduğu belirtilmektedir.

n (Yaratılış tabletleri ve Gılgameş destanında aktarılan Enkidu’nun gelişimi öyküsü) Sonra Anunnaki’ler yeryüzüne gelir. Yeryüzünde yapmaları gereken işler onlara ağır gelir. Uzun süre tek başlarına çalışırlar daha sonra büyük Tanrı’dan kendilerine yardımcı olması için bir Amelu (İlkel İşçi) yaratılmasını istediler.

Büyük Tanrı bu dileği ve şikayetlerin haklı olduğuna karar verdi ve bir amelu yaratılması için görevi büyük bilim ustası ENKİ ’ye verir. ENKİ “sözü edilen yaratık yeryüzünde var” der. “Zaten mevcut olan bu kaba insanımsı yaratığın üstüne Tanrıların suretini oturtalım aradığımız AMELU doğar ” diye yanıtlar.

 ENKİ uzun yıllarca süren uğraş sonunda Tanrıların ve mevcut yaratığın kanından bir canlı yaratır. Sevgili eşi Ninki ilk yaratılanı taşır tam 10 ay dönümü. Ve sonunda beklenen gün gelir ADEPU (Lu Amelu) (İşçi Oğlu) (Kırmızı kil ya da kandan olan anlamında) doğar.

TANRILAR BÜYÜK ŞÖLENLE KUTLAR BU MUTLU GÜNÜ.

Dokku ( Dokuma / Doku ) odalarında EA ( ENKİ) ve Ninhursag ya da NİNTİ

( Hemşire,Yaratıcı yardımcısı,Yaşam veren Hanım, Kaburga Kemiğinin Hekimi-Hanımefendisi) ve sekiz ayrı organdan sorumlu Tanrı ve Tanrıçalar ( Hekimlikte Uzmanlık ) artık çok sayıda amelu üretilebiliyordu. Her seferinde Tanrılar/Tanrıçalar DOKKU odalarında yedi dişi yedi erkek üretebiliyorlardı.

Yaratılan bu canlı bilmekten yoksundu, Tanrıların işlerini görmek amaçlı Aden bahçesinde çıplak olarak çalışıyordu. Bunlardan en önemlisi üremiyordu.


Aden bahçesinde bir süre sonra, ( kırık tabletler yüzünden gerçek nedenleri bilemiyoruz ) Tanrılar arasında çok ciddi bir çatışma olur. Enlil ve Enki birbirlerini suçlarlar. Kızgın Enki sadece sureti ile Tanrı’ya benzeyen değil bu kez bilmesi ile de Tanrı ile özdeş olan artık tamamen Tanrılardan birisi olanı yaratır. İNSAN..


 İNSAN Tanrılarına her şeyi ile benziyordu. Ve An/u ( Büyük Tanrı) “İşte şimdi kendiniz gibi olanı yarattınız, sizin gibi her türlü iyiliği ve kötülüğü bileni”.O da artık acılar çekerek doğuracak..

YARATILIŞ

Tevrat, İncil, Kur’an yaratılış öyküsü bazı yerlerde bozulmuşsa da hemen tümü aynıdır. Büyük bilim insanı ve bilge hekim Enki uğraştığı iş ve yaptığı eylemler ile özdeşleştirilerek, ( uğraş alanı olan DNA’nın yapısına benzeyişi nedeniyle de sanırım ) her zaman yılan (İncil: Nahaş=yılan Sumer: NHSH= yılan/ deşifre etmek, arayıp bulmak,.) figürü ile resmedilmiştir..


 Yaratılan Adem ve Havva bilmeyi öğrenince Enlil tarafından Aden’den kovulmuş Aden’in doğusuna yerleştirilmişlerdir.. Sonra da pek çok çocukları olmuştur.

n Tanrılar ve Tanrıçalar kendileri gibi olan yer oğullarını ve kızlarını (Ki-Engi) beğenip sevdalandılar.. Cinsel ilişkilere girmeye başladıklarında ise....!!..


En büyük Tanrı ya da yüce İlah (AN) “Yeter” diye bağırdı..

“Ruhum insanı sonsuza dek korumayacaktır; hata yaptı, çünkü etten bedendir.”

Çünkü insan hayvani köklerine dönüyordu..


BÜYÜK FELAKET “TUFAN”

Artık bir karmaşa vardı ve bu insanlar çok gürültü yaparak Tanrı/çaların huzurunu bozuyordu. Aslında kaçınılmaz felaket olan son buzul çağının sona ermesi bunun için fırsattı.. İnsanlar habersizdiler ve hepsi sulara gömülüp yok olacaklardı..


Enki saf ve temiz olan Zi-Usu-Dra’ya ( Türkçe fonetik ile okunduğunda; İzi Su Tengri) yeni bir nesil oluşturabilmesi için duvarın (kamışların) ardından bilgi verip bir gemi yapmasını sağlamasa idi..

Tufan yerde ne var ne yoksa hepsini yok ediyordu.. Tanrılar yer yüzünden uzakta olan biteni gözlüyorlardı..


Bir tablet onları anlatıyor.

“Tanrılar köpekler gibi korktular, dış duvara dayanıp çömeldiler.. İnanna doğum sancısı çeken kadın gibi bağırarak, Heyhat eski günler kile döndü dedi.. Anunnakiler ve bütün Tanrılar onunla birlikte ağladılar..”


Tufan bitip Nuh (Zi Usu Dra ) Tanrı/çalar için kurbanlar kesti.. Pişen etlerin kokusu Tanrı/çaların iştahını açtı hepsi bir bir yeryüzüne inip kendileri için hazırlanan sofranın başına geçtiler.

Ve Rab (Tekvin) “İnsanın yüzünden artık toprağı lanetlemeyeceğim çünkü insanın tasavvuru gençliğinden beri kötüdür”


TEVRAT ve SUMER TABLETLERİ

 Buraya dek aktarılanlar kutsal kitaplarda aktarılanlarla hemen tama yakın uyum içindedir.

 Tevrat’ta betimlenen İbranice “Rab”= Hükümdar, Kral, Yönetici, Efendi.. Avod “İbadet” kelimesi aynı zamanda çalışmak anlamını da yüklenmektedir..

 Sumer mabetlerinde düzenli olarak ibadet görevlerini yerine getiren ve bağışlar yapan ailelerin erkek çocukları buluğ çağında mabete bırakılır ve çocukların cinsel eğitimleri mabet fahişeleri tarafından yapılırdı. Mabet fahişeleri doğuramaz, doğurursa, doğan çocuk Tanrı çocuğu olacağı için öldürülürdü. ( Bakire Meryem’in çocuk sahibi olması ve doğan çocuk İsa’nın Tanrı’nın oğlu kabulü.)..

 Mabet fahişeleri Tanrı adına seks yaptıkları için kutsal sayılırlardı ve diğer kadınlardan ayrılmaları için başları örttürülmüştü. Daha sonraları evli ve dul kadınlarda mabet fahişeleri gibi kabul edilmiş onlarında başları örttürülmüştür..

Ø Genç kızlar, cariyeler ve sokak fahişelerinin ise başlarını örtmesi yasaktı. Bu gelenek önce Yahudilere oradan Tevrat’a geçmiş, Hıristiyanlıkta ise rahibeler aynı şekilde başlarını örtmüşlerdir.

İslam’da ise örtme önce erkekten kaçma şeklidedir.. Erkeğin olmadığı bir yerde Kur’an okunurken ya da dua ederken örtünme ise tipik bir Sumer geleneğidir.



Sepette Mısır Sarayına Ulaşan Musa; Sumerin son dönem kralı aslen Akad’lı Sargon’un sazdan bir sepet içinde Nippur’daki Sumer sarayına gelişi, orada büyümesi ve sonrada bir Sumer’li gibi idareye geçmesi, kral olması..

Suların kana çevrilmesi öyküsü; uyurken bahçıvan tarafından tecavüze uğrayan İnanna’nın öfkesinden ülkedeki tüm kuyuları su yerine kan ile doldurması..


Eyüp peygamber ve sabrı; bir Sumer’linin Tanrısına ağıtlı şiiri, ondan af dilemesi ve başına gelen tüm kötü olaylara rağmen ona kızmak yerine onu yüceltmesi, Tanrı’nın da sonunda onu affedip, güzelliklerle karşılaştırması..

İbrahim Peygamber, Saray ve Oğulları;

Sumer tablet metinlerinde, üniversite eğitimi almış, tüm Tanrıları bilen, karısından çocuğu olmayınca, bir cariyeden oğlu olan (İsmail) sonra cariyesinin büyüklük hırsı nedeni ile cezalandırılması..

Abram’ın karısı ile Harran bölgesine yerleştirilmesi, kendi Tanrısını en büyük ve tek Tanrı haline getirişi..Karısını firavuna kız kardeşi olarak tanıtması.. Büyük koyun sürülerinin sahibi oluşu.. Bunları satmak amacı ile şimdiki İsrail’e gelişi.. Karısının adının artık Sara oluşu ve diğer oğulları..


INANNA ve DUMUZZİ

 Aşk Tanrıçası Inanna ile Çoban Tanrı Dumuzzi.. Büyülü ve büyük bir aşk öyküsü.. Binlerce şiir yazılı tabletler yanı sıra, pek çok müzik eseri.. Dumuzzi cezalıdır.. Altı ay yeryüzünde altı ayda ölüler ülkesinde yaşamak zorundadır.. Yeryüzüne çıktığı gün yeryüzü ışıldar çiçekler açar kuşlar şarkı söyler doğa coşar.. Inanna ile birlikte bereketi getirirler yeryüzüne..

Bereket kültü.. Hızır ile İlyas.. Ya da Hıdırellez.. Inanna’nın Anadolu uzantısı İştar sonraları Artemis ve Venüs.. Memeleri boğa testisleri üretken ve bereketli.. Her ikisi için yazılan ve söylenen şiirler şarkılar.. Bazıları çok erotik, çok fazla cinsellik içeriyor ancak Tevrat’taki Süleyman’ın Şarkılar Şarkısı aslı olan Sumer şiiri bilinince anlamlı oluyor..

 İlk kez onlarla evlilik resmi kurumlaşıyor..


 Inanna ve Dumuzzi’yi anlatan tablet bilgileri İncil ve Tevrat öyküleri ile uyumlu.. İsa ve annesi Meryem gibi..

 Meryem’de tıpkı Inanna gibi göğün hakimesi, sosyal adaletin savunucusu, fakirlerin, ezilenlerin koruyucusu.. Bazı yerlerde Tanrıça yerine konulduğundan, oğlundan çok ona tapınıldığından anneler, save,aşanlar, üzüntü çeken aileler ona yalvarıyor ve yakarıyorlar..

 İsa’nın durumu Dumuzziye benziyor. Dövülerek,eziyet edilerek yer altına götürülüşü, tekrar yeryüzüne çıkışı.. Safavilerde var olan Ali’nin dünyaya yeniden geleceği inancı da Dumuzzi efsanesinden kaynaklanıyor.

Ø Dumuzzi takvimimizde Temmuz olarak adını sürdürüyor.. Musevilerde Tammuz.. Bu Ayın 17sinde İsrail kadınlarının oruç tutarak mabet kapısına gidip ağlamaları Dumuzzi’nin yer altına götürülüşü dramının canlandırılması..


 Bizim ülkemizde Mayıs ayı başında bahçelerde hatta mezarlıklarda (Tahtakuşlar köyü) kutlanan Hıdırellez şenlikleri Inanna ile Dumuzzinin kutsal evlenme törenlerinin bir devamı gibi görünmektedir. Bu günde yapılan bir niyetin olacağı, iki yıldızın birleştiğinin görülmesine bağlı olduğu söyleniyor.. (Ağrı Dağı Efsanesi, Yaşar Kemal)

 Dumuzzi takvimimizde Temmuz olarak adını sürdürüyor.. Musevilerde Tammuz.. Bu Ayın 17sinde İsrail kadınlarının oruç tutarak mabet kapısına gidip ağlamaları Dumuzzi’nin yer altına götürülüşü dramının canlandırılması..

 Bu kutsal evlenme törenlerinin izleri, bir Çağatay şairi tarafından mesnevi şeklinde yeniden kaleme alınmış olan Bediülcemal ve Seyfelmuluk hikayesinde bulunmuştur.


SUMER İNANÇLARI ve GÜNÜMÜZ

Günümüzde pek çok inanç öğelerinin Sumer inanç sistemleri ya da yaşam biçimleri ile ilişkili olduğu düşünülmektedir..

Bugün Tevrat ve İncil bilimciler arkeolojik buluntulardan sonra kutsal kitaplarda belirtilenleri sorgulamaya başlamışlardır..

Günümüzde uygulaması sürmekte olan, nazar, büyü, sihir, dua ve Tanrısal yardımlar Sumer inançlarının bir uzantısı gibi görünmektedir.. ..( Tahtaya vurup, dilin şaklatılarak, kulak memesinin çekildiği ve ardından “Nazar Değmesin” deyişi birebir Sumer tabletinde yazılı olan bir dilek olup, yazar tarafından kızı için söylenmiştir.)..

 Sumer Tanrı/çaları yılı 12 aya bölüp bizim için isimlendirmişler ancak daha sonra gelen imparatorlar, hükümdarlar ve krallar bazı değişiklikler yapmıştır

 Hafta boyunca yer alan günlerimizin tamamı Sumer’de şekillenmiş ve bir gezegen adını almıştır..

 Sunday : Güneş Günü Pazar

 Monday : Ay Günü Pazartesi

Mardi : Mars Günü Salı

Mercredi: Merkür Günü Çarşamba

 Jeudi : Jüpiter Günü Perşembe

Vendredi: Venüs Günü Cuma

 Saturday: Saturn Günü Cumartesi

 Sumer’de her kesin bir Tanrısı vardı.. Bireyin Tanrısı onun dileklerini üst makamlara iletirdi.. Dolayısıyla bazılarının Tanrısı diğerlerinden üstün olabiliyordu.. O kadar çok görev üstlenmiş Tanrı’/çalar vardı ki, tüm bu görevlerin bir tek Tanrı tarafından yapılması çok zordu.. İlginç olan Kutsal kitaplarda tek olan Tanrı çoğul konuşuyor “Biz” diyordu.. Yüzlerce Tanrı/çaların görevleri ise çeşitli isimler altında melek ve diğer görevlilere veriliyordu..

Anadolu uygarlıkları, özellikle Hititler Sumer den çok etkilenmişler ve yaşamlarını buna göre şekillendirmişlerdir.. Tüm Tanrı/çalarını Sumer’den almışlardır..

Zaten Sumer’in sözünü ettiği Sumer Cenneti de Anadolu da yer almaktadır..

Yaklaşık 10- 15 bin yıllık bir Anadolu ve Aşağı Mezopotamya uygarlığı günümüzde de bir şekilde yaşamını sürdürmektedir..


 “2/3 Tanrı olan ve Ölümsüzlüğün ardında koşan Sumerli Kral Gılgameş”

 “ Gılgameş ( Türkçe fonetik ile Kölke-imiş/ Gölge- miş = Oğuz –Altay dil kökünde; Kölke: Büyük gölge, Tanrısal gölge, Tanrısal İzdüşüm.. Köşige: Bir cismin ışık huzmesi ile oluşan izdüşümü, günümüz anlamındaki gölge) yarı Tanrı olup, annesi bir Tanrıça, babası bir yer oğludur ( Ki – Engi )..


Destanda annesine yakararak “Neden kendisinin de onun gibi bir ölümsüz olmadığını” sorgular ve annesine halbuki “Ben ki kanım 2/3 senin kanındır ve Tanrısaldır” der..


 Annesi cevap olarak “ Doğru ama ölümsüz olabilmen için Tanrı/ çaların diyarında bir süre yaşaman gerek” der.. Gılgameş Ziu Su Dra (İzi- Su- Tengri ) ya tanınan bu hakkın kendisine de verilmesini talep eder ve böylece annesi yanına Enkidu’yu verir.. Birlikte bu güce sahip olacakları yere gider Tanrı/çalarla tartışır ve Tanrı/çaların koruyucuları ile savaşırlar. İstediği bir türlü olmaz.. Tanrı/çaların diyarlarına yolculuk yapamaz ve bir Ölümlü Yarı Tanrı Kral olarak yaşamak zorunda kalır.

n 2/3 Tanrısal kana sahip oluşu ve bunu annesinden aldığını söylemesi bugüne dek hep bir şiirsel ya da destansal abartı olarak kabul edilmişti.. Oysa şimdi 2001 yılında rapor edilen ve Nature Science dergilerinde yayınlanan Human Genome Project ( İnsan Gen Projesi ) ön raporundan anlaşılacağı üzere, artık bir bireyin genetik haritasının 2/3ünden annesinin sorumlu olduğunu biliyoruz..!!..

Yahudiler bu geleneğe bağlı olarak mı bilmem, sadece annesi Yahudi olan çocuğu Yahudi olarak kabul etmektedirler.. Anadolu ise Anaerkil yapısını çok yakın zamanlara dek korumuş ve hatta günümüzde hala Anaerkil ögeleri barındırmaya devam etmektedirler.. İşte Ölümsüzlük ardında böylesi koşan ve tüm yaşamı böylece geçip giden Gılgameş, Melih Cevdet Anday ile gerçek ölümsüzlüğe kavuşuyor..

alıntı
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ekim 21, 2010, 11:33:34 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Bu konuyla ilgili toparlayabildiklerimi,derleyerek aktarmaya devam edeceğim.

Uzun zamandır kafamı kurcalayan eski Sümer inancının ufkumuzu genişleteceğine yürekten inanıyor,konu hakkında bilgi sahibi olan arkadaşların desteğini bekliyorum.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Kasım 18, 2012, 09:24:55 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 120
  • Cinsiyet: Bay

Mete hocam sağolsun.
Bu konuya çok emek vermektedir kendisi.
Saygı ile,
Ayakta Ölmek Diz Üstünde Yaşamaktan Yeğdir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
32 Yanıt
14484 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2007, 05:09:51 ös
Gönderen: SublimePrince
1 Yanıt
3773 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2012, 07:57:51 ös
Gönderen: NOSAM33
7 Yanıt
13858 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 26, 2008, 01:12:29 öö
Gönderen: Kaan
0 Yanıt
4878 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2008, 01:58:40 ös
Gönderen: bugfree
44 Yanıt
24364 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2011, 02:49:29 ös
Gönderen: ruzber
2 Yanıt
5675 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2009, 01:48:55 ös
Gönderen: KUZEYDOĞU
0 Yanıt
29282 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2010, 08:16:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3286 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 17, 2010, 11:50:14 ös
Gönderen: Adagio
7 Yanıt
8325 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 09, 2010, 11:05:26 ös
Gönderen: martı
2 Yanıt
2698 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 31, 2014, 01:23:19 öö
Gönderen: Kadim