Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: LEO BAECK  (Okunma sayısı 2404 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 04, 2007, 09:58:25 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

1873’te Polonya’nın Lissa kentinde ( günümüzde Leszno’dadır) doğan Leo Baeck, Ribi Samuel Baeck’in oğludur. Breslau Konservatif Yahudi Teoloji Okulunda okuduktan sonra Berlin’deki Hochschule für die Wissen schaft des Judentums okuluna gitti. Aynı anda Breslau ve Berlin’deki üniversitelerde felsefe de çalıştı. 1897’den 1907’ye kadar Oppeln’de haham olarak görev yaptıktan sonra 1912’ye kadar Düsseldorf’ta , ardından Berlin’de aynı görevi sürdürdü. Bu son dönemde midraş edebiyatı dersleri de verdi.

Central-Verein Deutscher Staatsbuerger jüdischen Glaubens’in bir üyesi olarak , hem Der Morgen adlı dergisinde hem de gazetesinde bir çok makalesi yayımlandı. Bunun yanında Yahudi Ajansı’nın Siyonist olmayan bir üyesi olarak görev yaptı ve haftalık Alman Siyonistleri dergisinde de çalıştı. 1933’ten itibaren Alman Yahudilerini temsil eden Reichsvertretung’un başkanlığını yaptı. Bu dönem boyunca Almanya’nın dışında kendisine teklif edilen hahamlık ya da öğretmenlik görevlerinin tümünü reddetti. Bunun yerine kendisini Alman Yahudileri’ne adadı. 1943’te Theresienstadt toplama kampına götürüldükten sonra ,dindaşlarının yararına çalışmaya devam etti. Savaştan sağ kurtulabildi ve bunun ardından Londra’ya gidip orada Almanya Yahudileri Konseyi’nin başkanı ve Dünya Progresif Yahudiler Birliğinin yönetim kurulu üyesi oldu. 1956’daki ölümüne kadar Ohio’daki İbrani Kolejinde öğretmenlik yapmaya devam etti.

Baeck’in ilk ve en önemli kitabı , Yahudiliğin Özü ( The Esence of Judaism), 1905’te Adolf von Harnack’ın Yahudiliği eleştirdiği Hıristiyanlığın Özü kitabına bir cevap olarak yayımlanmıştı. Bu çalışmasında Harnack, İsa’nın liberal bir yorumunu ve erken Hıristiyanlığın insancıl bir anlatımını sunmaktaydı. Baeck ise, Harnack’ın çalışmasını , birinci yüzyıldaki Yahudiliği incelerken dini Rabi edebiyatını göz ardı etmesinden dolayı eleştirmişti. Yahudi inancının doğasını incelediği eserinde , Baeck geleneklerin modern bir değerlendirmesini sunar. Onun görüşüne göre, Yahudilik klasik dinin en arı örneğidir: Hem olumlu hem de günlük hayatın gerçekleriyle ilişkili bir etik sistemi vardır.

Bir süre sonra Baeck, Hıristiyan inancının çeşitli yönlerini inceleyen eserler de yayımlar.Bu çalışmaların bir çoğunda Yeni Ahit’in arka planını oluşturan Yahudiliği aydınlatmaya ve ikisi arasında bir uzlaşma yolu oluşturmaya çalıştı. Bu ona göre önemlidir, çünkü on dokuz yüzyıl boyunca Yahudiler ve Hıristiyanlar birbirlerine düşmanca ve küçümsemeyle bakmıştı.:

Herhangi bir konuşmanın olağan ve kaçınılmaz sonucu , Yahudiler’in her koşulda Hıristiyanlığı reddetmesi , Hiristiyanlarınsa Yahudiler’i saldırganca suçlanması oldu.. Ayrıca Yahudiler her zaman Kilise tarafından kısıtlandı ve itham edildi. (Baeck , 1954, 102)

Ancak modern dünyada , dini karşılaşmada yeni fırsatlar doğmuştu ve Baeck , her iki toplumun da bu fırsatlardan yararlanması gerektiğini vurguluyordu. Yahudilerin ve Hıristiyanların nefret dolu tartışmalar geçirdiği önceki yüzyıllardan farklı olarak, bu tip bir diyalog saygı ve hoşgörü çerçevesinde sürdürülebilirdi ona göre.

Yahudiliğin doğasını araştırırken Baeck, Yahudiliğin Hıristiyanlıktan ayıran noktalara dikkat çekti. Baeck’e göre, Yahudiliğin, Hıristiyan geleneğine bulunan dogmatik formüllere ihtiyacı yoktu.:

Yahudilikte, sabit, ihlal edilmez bir formüle ihtiyaç yoktur. Bu ancak özünde mistik bir adanma inancı yatan dinlerde söz konusudur- çünkü bu tip dinlerde sadece tek bir eylem kurtuluşun kapısını açar ve bu nedenle nesilden nesile aktarılması gereken kesin, kavramsal bir imajın varlığını gerektirir. Bu tip kurtuluş eylemleri ve lütuf armağanları Yahudiliğe yabancıdır ve cenneti dünyaya indirmez. Yahudilik her zaman verdiğinden fazlasını talep ederek belli bir ağırbaşlılık ve katılık içerir. Bu kadar çok emir bulunmasının ve din adamlarınca yapılan gizemli, kutsal eylemleri reddetmesinin de nedeni budur. (Baeck, 1948, 13).

Bu konuyu inceleyen Baeck, Hıristiyanlığın içindeki romantik özelliklerin Doğu mistik kültürünü, yeni gelişmeye başlayan Hıristiyan inancına entegre eden Paul ile başladığını savunur. Bu din büyüdükçe, daha da pasif hale gelir. Baeck’e göre, böyle bir yönelim Batı kültürünü derinden etkilemiş, ve kesin doğruya sahip olduğuna inanan “bitmiş insan” kavramına götürmüştür:

Antik dünyanın bitiminden beri Batı’nın entelektüel hayatı büyük ölçüde bu kavramla belirlenmiştir. Bu kavram, cevabın sorudan önce geldiğine inanır (Baeck, 1958, 206)

Ortaçağ dünyasında bu kavram çağa hakim olmuş ve Reform’dan pek etkilenmemiştir. Sadece Fransız İhtilali be Aydınlanma döneminde, özgür düşünce ortaya çıkmıştır. Ancak bu gelişmeye rağmen, sadece Yahudiliğin temsil ettiği klasik din ( romantik dinin aksine), insani özgürlüğü ve olumlu bakış açısını savunur.”

Yazılarında Baeck Hıristiyanlığın kökenlerini de araştırır. İncil’in Yahudilikle ilgili arka planını incelediği çalışmaları vardır. Baeck'e göre Gospeller daha sonradan yazılan sözel gelenekten doğmuştur. Gospelleri yazanlar, sözel geleneği yazan Yahudi alimlere benzer:

Bu kişiler de Kutsal Kitap konusunda tecrübelidir.Kutsal Metin sözleri, içsel bir zorlamaya uygular. Bu kişiler için de başlangıç noktasını oluşturan, capcanlı , gerçek, belli bir içerik ve sabit bir idini doktrin mevcuttur... Gospel geleneği , o dönemin Yahudi geleneğinin bir parçası sayılabilir.” (63)

Ancak zamanla Helenistik dünya görüşü Hıristiyanlığı etkilemiş ve Gospel geleneğini de değiştirmiştir. Yine de Baeck, İsa’nın orijinal öğretisini keşfetmenin olanaklı olduğunu düşünür:

“Yine de bütünde, orijinal geleneğe geri dönmek mümkündür. Üç yazarın özellikleri belirlenip çıkartılırsa bundan sonra takip edilecek metod ve prosedür de açık bir şekilde ortaya çıkar... Bundan sonra izlenilmesi gereken orijinal gelenektir. Bu sonraki nesillerin içinde bulunduğu entelektüel , psişik, politik iklimden farklı olsa da hatta ters düşse de yapılmalıdır.”

Bu anlatımında Gospel, Yahudi bir kitap olup tamamen Yahudi mirasının bir parçasından doğmaktadır. Dolayısıyla Baeck, tarihteki İsa’nın Yahudi olduğunu savunur. Hıristiyan inancı ise Greko-Romen dünyanın bir yaratısıdır. Yahudilik, İsa’yı geçmemeli, kendi zamanında Yahudi geleneğine bağlı biri olarak incelemelidir.

Baeck, Paul’un Hıristiyan inancındaki değişimin esas sorumlusu olduğunu öne sürer. Doğduğu Tarsus’taki Helenistik fikirlerden ve Anadolu’daki gizemli dinlerden çok etkilenen Paul erken Hıristiyanlık geleneğine yabancı düşünceler sokmuştur.

“Tarsuslu Paul, İsa’nn takipçilerine katılmış ve günün birinde kendi yeni inancını ve yeni dini görüşünü yaymaya başlamıştır. İsa’nın doktrini yerine kendi doktrinini koymuş ve öğrencilerine de bunu öğretmiştir (72).

Böyle bir görüş, Hıristiyan inancını ve Kilise tarihini radikal olarak değiştirmiştir. Paul’un din adamlığından sonra İsa’nın Tanrı merkezli inancı , İsa merkezli inancına dönüşmüş bu da Yahudilikle Hıristiyanlık arasındaki temel ayrılığın başlangıcı olmuştur. Baeck’e göre, sonraki Kilise tarihi, Hıristiyan inancındaki Yahudi düşünceleriyle Hıristiyan geleneğinin Paul’e dayanan yönleri arasındaki mücadeleden oluşur.

Baeck, Hıristiyanlığı bu şekilde incelerken , bu inancın temelindeki fikirleri keşfetmek ister. İsa’daki Yahudiliği göstermesi, İsa’yı geçmişteki bir Yahudi olarak araştırmasından kaynaklanır. Bu yolla Yahudi toplumunu, Hıristiyanlıkla ortak yönlerini aştırmaya teşvik etmek ister. Orijinal Hıristiyan mesajının Paul tarafından yeniden yorumlanması ve zaman içinde Greko-Romen fikirleriyle değişmesi , Kilisenin İsa’nın fikirlerini değiştirdiği düşüncesini destekler. Baeck’e göre, Hıristiyanlık çağlar içinde “romantik” bir dine dönüşmüştür ve bu nedenle kaynağında yatan “klasik dinin” manevi saflığına erişemez.



Referanslar ve Baeck’in Önemli eserleri:

Leo Baeck, ‘ Judaism in the Church”, Hebrew Union College Annual, Cincinnati, OH, 1925

Leo Baeck, The esence of Judiasm, New York, 1948

Leo Baeck, ‘ Some Questions to the Christian Church from te Jewsih point of View’ Göte Hedenquist, The Church of the Jewish people, Londra, 1954

Leo Baeck, Judaism and Christianity, Philederphia, 1958




Kasım 05, 2007, 09:16:07 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Çok merak ediyorum buraya bunları koymakla amacınız nedir ? Tabi güzel yahudi camiasında yada sizce önemli kişilerin kim olduğunu ve nasıl insanlar olduğunu öğreniyoruz eğer doğruysa.
« Son Düzenleme: Kasım 05, 2007, 09:18:16 öö Gönderen: alaaddin »
''Kızıl elmada buluşalım''


Kasım 05, 2007, 09:33:56 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Çok merak ediyorum buraya bunları koymakla amacınız nedir ? Tabi güzel yahudi camiasında yada sizce önemli kişilerin kim olduğunu ve nasıl insanlar olduğunu öğreniyoruz eğer doğruysa.
??? ???
Acaba senin bunu yazmaktaki amacın nedir?Öğrenmek istiyorsan öğren Ama dikkat et konumuz Tarihteki önemli yahudiler. ;)
İstersen sende bir şeyler yaz .