Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kürt örgütlerinden çağrı: BM göreve.......  (Okunma sayısı 15037 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 02, 2011, 02:56:07 öö
Yanıtla #20
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 379
  • Cinsiyet: Bay


Tamam, sadece duyduklarım benim doğrularım olmuş farkında değilim demeniz yeterliydi. Gizemli sözler etmek yerine.

Teşekkürler Saygılar Sayın agnusdei.



http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,13325.0.html

Ben ne yazdığımı çok... iyi bilirim Sayın Bilge. emin olun:)

Bende teşekkür ediyorum. sevgiler...


Verdiğiniz bağlantıda sizi rahatsız eden nedir? Hakaret, baskı, yanlış yönlendirme ya da yalan yanlış olan?

Siz o başlık altında hissedilir bir şekilde doğu düşmanlığı yapıyorsunuz Sayın Bilge! Kürt düşmalığı... Yanlış olan odur!


Hislerinize müdahale edin o zaman, yanlış yola sapmışlar. Birincisi o başlık altındakilerin bir kelimesi iki kelimesi değil tamamı alıntıdır ancak şu da var eğer yazanlara hak vermeseydim eklemezdim. İkincisi Siz başkalarının vergilerini vermekten zevk alıyorsunuz anlaşılan bende veya bizde veya bir çok insanda durum böyle değil. Çok stratejik bir iletidir o, göründüğü kadar basit değil açıklaması da yapılmış çok çok açık.

O Başlık içerisinde bana iftirasını attığınız düşmanlığa dair bir tek 'Kürt' kelimesini gösterir misiniz?



Düşüncelerinizi izole etme çabanız beni üzdü açıkçası Sayın Bilge:) keşke daha net ve kararlı dursaydınız...


Sizden birşey saklamak için korkum yok. Üzülmeyin.


Öyle bir şey kastemediğimi farkedemeyecek kadarda mı sayın bilge..!

Halbuki, siz çok doğru tespitler yapan bir kardeşsiniz...
Odi Profanum Vulgus Et Arceo.


Kasım 02, 2011, 08:59:42 ös
Yanıtla #21


Sayın popperist sizin yazınızı şimdi fark ettim, okudum. Maşallah söz konusu bölünme olduğunda ne kadar geniş düşüncelisiniz?

Alıntı
Kürtlerin sorunu Pkk'dır. Silahla ulus devletçilik olmaz. Bölgesel temsili Bdp, Tbmm'de, ne istiyorlarsa söylemelidir. Federasyonsa federasyon, Özerklikse özerklik, bölünmeyse bölünme.


Biraz ileriki hamleleri görerek hareket etmenizi tavsiye ediyorum. Bu isteklerin sonu gelmez. Bugün Almanya'da yaşayan Türkler çıkıp buradaki unsurlardan biri de biziz pay istiyoruz desin alsın, Fransa'daki Türkler de bunlardan feyz alsın onlar da payına düşeni alsın Almanya, Fransa da kucak açıp gelin alın diye mi bekleyecektir? Türklerin hadi Türkiyesi var onları saymıyorsunuz (o Türkiyesini de alma niyetindesiniz ama). O zaman çevremi toplayayım biraz Türkçe'den biraz Farsça'dan biraz da Uganda dilinden alayım 100- 150 kelime kadar da uydurayım böyle çakma bir dil oluşturalım biz bir etnik unsuruz Karadeniz'in tamamına talibiz, sizden önce biz vardık diyeyim verir misiniz bize de? Sonra Lazlar da çıkıp demez mi hani bize? Çerkesler de çıkıp demez mi hani bize? Vur kafasına al ekmeği insanı canım Türkiye, bu sefer sen yalvarmaya başlarsın benim yerim yurdum neresi peki diye..

Sonu olmayan şeylere kürek çektirir fikirleriniz Türkiye'yi.

Sayın Bilge, evet oradan buradan bir dil oluşturup "biz bir unsuruz, sizinle yaşamayacağız, bunun için direneceğiz" deme hakkınız vardır. Belki başarılı olursunuz kim bilir. Ama başarısız olacağınızı söyleyebilirim, çünkü siz büyük bir bölgede Kürtler gibi 3 bin yıldır yaşamıyor olurdunuz. Karadenizde belli bir tarihiniz olmuyor olurdu. Üstelik, böyle bir girişim için milyonlara varan bir taraftar toplayamaz olurdunuz. Ayrı bir anlayış, ayrı bir dil ve ayrı bir kültürü spontan destekleyecek hazır bir kitleye sahip olamaz olurdunuz. Tüm bunları başarın, başarılı olursunuz. Bunun gibi bir arka planı olan şey, bir milleti diğerinden farklı yapıyor. Ben bölünmeden veya üniterlikten yana değilim, çözümden yanayım. Eğer çözüm bunlardan biriyle mümkünse o taraftayım. Uniter devletle bu işin çözülmesini istiyorsanız, Türkiye'nin tek bir ulustan oluştuğunu iddia eden resmi ideolojiyle bu işin sürdürülmesinin bir çelişki olduğunu size söyleyeyim. Türkiye haritasının bütünlüğü, kozmopolit ve daha kapsayıcı bir anlayışı tesis etmekle mümkün olabilir. Tek milletçi ve tek dilci bir yapıyı, birçok dil ve birçok milletin olduğu bir yerde uygularsanız, sorun yaşarsınız. Bu buz gibi varolan bir gerçek. Üniterlikten yanaysanız, çok kültürlülüğü hazmetmeliyiz.

Ben kendi adıma çok kültürlülüğü hazmedemiyorum. Başka yerden, benim yaşadığım şehre aniden göç edilmesini istemiyorum. Yaşam alanımda kötü yaşayan, sorun çıkaran, güvenliğimi tehdit eden, disiplinsiz insanların yaşamasını istemiyorum diyorsanız da, bölünürsünüz olur biter. Hem ben güneydoğuyu topraklarıma dahil edeyim, hem de feodal Kürt nüfusu büyük şehirlerimizde istemeyeyim. Bu olur şey değildir. Eğer çok kültürlülüğü hazmedemiyorsak, toprak feragatının bir çözüm olduğunu da farketmek gerekir.  Yok eğer toprak kaybetmeyelim, oranın da kaynaklarından yararlanalım istiyorsak, o zaman Türkçü, tek milletçi bir anlayışla yola devam etmenin yararsız olduğunu farketmek gerekir.

Sayın Bilge, bunlardan başka bir alternatif seçenek biliyorsanız, ben de bilmek isterim.

Saygılar
« Son Düzenleme: Kasım 02, 2011, 09:03:11 ös Gönderen: popperist »
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Kasım 02, 2011, 09:50:24 ös
Yanıtla #22
  • Ziyaretçi

Sayın Bilge, evet oradan buradan bir dil oluşturup "biz bir unsuruz, sizinle yaşamayacağız, bunun için direneceğiz" deme hakkınız vardır. Belki başarılı olursunuz kim bilir. Ama başarısız olacağınızı söyleyebilirim, çünkü siz büyük bir bölgede Kürtler gibi 3 bin yıldır yaşamıyor olurdunuz.

3 bin yıl (ki doğruluğu tartışılır) yaşamak hak idda etmeye dayanaksa, Türkler'in Anadolu yerleşikliği Sümerlerle başlar; hak iddiasının lafını bile edemez diğerleri şu halde..

Karadenizde belli bir tarihiniz olmuyor olurdu. Üstelik, böyle bir girişim için milyonlara varan bir taraftar toplayamaz olurdunuz. Ayrı bir anlayış, ayrı bir dil ve ayrı bir kültürü spontan destekleyecek hazır bir kitleye sahip olamaz olurdunuz. Tüm bunları başarın, başarılı olursunuz.

Amaç Türkiye'yi kesip biçmek olunca destek toplarım bana yapay kültürler oluştururlar, şimdilerde çok moda.

 Bunun gibi bir arka planı olan şey, bir milleti diğerinden farklı yapıyor. Ben bölünmeden veya üniterlikten yana değilim, çözümden yanayım. Eğer çözüm bunlardan biriyle mümkünse o taraftayım. Uniter devletle bu işin çözülmesini istiyorsanız, Türkiye'nin tek bir ulustan oluştuğunu iddia eden resmi ideolojiyle bu işin sürdürülmesinin bir çelişki olduğunu size söyleyeyim. Türkiye haritasının bütünlüğü, kozmopolit ve daha kapsayıcı bir anlayışı tesis etmekle mümkün olabilir. Tek milletçi ve tek dilci bir yapıyı, birçok dil ve birçok milletin olduğu bir yerde uygularsanız, sorun yaşarsınız. Bu buz gibi varolan bir gerçek. Üniterlikten yanaysanız, çok kültürlülüğü hazmetmeliyiz.

Millet kavramı Türkiye'de boyları aşiretleri toplulukları aşan bir kavramdır. Ortak kültürel bir mutabıklığımız var hepimizin asıl herkes bunu hazmetmeli. Olur olmaz sorunlar çıkarmaktan ve bu sorunların destekleyicisi olmaktan vazgeçilmelidir. Alın size çözüm.


Ben kendi adıma çok kültürlülüğü hazmedemiyorum. Başka yerden, benim yaşadığım şehre aniden göç edilmesini istemiyorum. Yaşam alanımda kötü yaşayan, sorun çıkaran, güvenliğimi tehdit eden, disiplinsiz insanların yaşamasını istemiyorum diyorsanız da, bölünürsünüz olur biter.

Şu cümlenizi sarf eden ben olsam ırkçı denirdi. Düşmanlık yapıyor olurdum. Demek ki siz böyle insanların varlığını kabullenmişsiniz.

Hem ben güneydoğuyu topraklarıma dahil edeyim, hem de feodal Kürt nüfusu büyük şehirlerimizde istemeyeyim. Bu olur şey değildir.

Yoo, gelsinler Trabzon'a. Büyük şehir sayılmayız ama misafirperverliğimiz tadından yenmez. Ki Ali Veli Ayşe istemiyor diye devlet böyle engeller koymaz, ülkemizde seyahat ve yerleşme özgürlüğü var. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olan herkes için. Sadece ben Türk'üm diyebilenler için değil ki.

Eğer çok kültürlülüğü hazmedemiyorsak, toprak feragatının bir çözüm olduğunu da farketmek gerekir.  Yok eğer toprak kaybetmeyelim, oranın da kaynaklarından yararlanalım istiyorsak, o zaman Türkçü, tek milletçi bir anlayışla yola devam etmenin yararsız olduğunu farketmek gerekir.

" ben onlara (kürtlere) alfabe verdiğim gün görürsünüz " diyen Lordlar, prensler, başkanlar ve üzerine vazife düşmeyen bilumum insan hainlik yaptığı sürece benzer çok mevzumuz olacak.

Sayın Bilge, bunlardan başka bir alternatif seçenek biliyorsanız, ben de bilmek isterim.

Saygılar

istediğiniz alternatif olsun. Bu da benden size iyi okumalar. 'Sonuç olarak' ile başlayan son paragraf can alıcı..
 


http://www.celaltoroglu.com/yapay-kurt-sorunu-ve-gercek/


Kasım 03, 2011, 01:08:50 ös
Yanıtla #23
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Ben bu başlığa hiç bulaşmadım çünkü bu forumda (masonlar.org) böyle bir başlık beni ilgilendirmiyor. İlgilenenler kusura bakmasın.

Ancak bir arkadaşım bana e-posta ile ilginç ir aktarımda bulunmuş. Ona da bir başka yerden gelmiştir herhalde. Bunu paylaşmak istedim. Olduğu gibi kopyalıyorum.

SEVGİLİ KÜRT KARDEŞİM.
BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ.
KANUNLARA UYDUĞUN SÜRECE BU ÜLKEDE,
DOKTOR,
ÖĞRETMEN,
POLİS,
ASKER,
SAVCI,
HAKİM,
EMNİYET MÜDÜRÜ,
JANDARMA GENEL KOMUTANI,
KAYMAKAM,
VALİ,
MİLLETVEKİLİ,
BAKAN,
BAŞBAKAN VE HATTA CUMHURBAŞKANI OLDUN.
GELECEKTE DE OLMAMAN İÇİN HİÇ BİR ENGEL YOK.
ÇÜNKÜ BİZ TEK DEVLETTE BİR ÇOK ETNİK KÖKENDEN GELEN KARDEŞLERİZ.
BENDEN SAHİP OLDUĞUM HERŞEYİ İSTE.
EKMEĞİMİ,
SUYUMU,
AŞIMI PAYLAŞIRIM SENİNLE.
DİĞER ETNİK KÖKENDEN GELEN KARDEŞLERİMLE PAYLAŞTIĞIM GİBİ.
ÇÜNKÜ BU ÜLKE HEPİMİZİN.
AMA BİR GÜN GÖZÜ OLANLARIN / DÜŞMANLARIMIN GAZINA GELİP, EĞER  BENDEN
TOPRAK İSTERSEN...
MERAK ETME, BENCİLLİK ETMEM.
ONUDA SENİNLE PAYLAŞIRIM...
ALTI SENİN OLUR, ÜSTÜ BENİM ...


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 03, 2011, 01:45:13 ös
Yanıtla #24
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ADAM, şu satırlarla konuyu çok iyi özetlemişsiniz sevgi ve saygılarımla.......

AMA BİR GÜN GÖZÜ OLANLARIN / DÜŞMANLARIMIN GAZINA GELİP, EĞER  BENDEN
TOPRAK İSTERSEN...
MERAK ETME, BENCİLLİK ETMEM.
ONUDA SENİNLE PAYLAŞIRIM...
ALTI SENİN OLUR, ÜSTÜ BENİM ...


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......

Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Kasım 03, 2011, 04:33:15 ös
Yanıtla #25

Sayın Bilge.

Okumamı önerdiğiniz bağlantıda, Lozan görüşmelerinde Kürtler için bağımsızlık isteyen bir İngiliz lorduna verilen bir cevabı görüyorum. Kürtlerin Turan'dan olması ve Türk lehçesi konuştukları gibi yanlış bilgileri bir tarafa bırakırsak, bu yazıdan çıkardığım sonuç şudur: Cumhuriyet'in kurulma döneminde, Kürtler bir devlet istememişler, Türkiye içinde yaşamaya karar vermişlerdir. Herhalde bu düşünceyle her Kürt hemfikir değildi ki sonra Şeyh Said ayaklanmasını yaptılar. :)

Sayın Bilge, bu belgenin altına imza atacak Kürtler olduğu gibi, atmayacak olan büyük bir çoğunluk da var. Ben Türkiye ile sorunu olan Kürtlerden bahsediyorum. Sorunu onlar yaratıyor çünkü. Ne istiyorlar? Özerklik ve ana dil. Yani kendi varlıklarını ve kendi kültürlerini devam ettirecek ve kendi inisiyatiflerinde olan bir ortam istiyorlar. Bunu yaklaşık 30 yıldır istiyorlar. Ve haliyle bir çatışmadır sürüyor. Ben bu çatışmanın durmasını sağlayacak bir çözümden bahsediyorum, siz bana 90 yıl önceki bir mektubu gösteriyorsunuz.

Ben Şırnak'ta askerliğimi yapıyorum. Belediye Bdp'nin. Ara ara şehir merkezinden sesler geliyor, askere, hükümete, devlete küfrediyorlar. Biz bunları göremiyoruz, çünkü dışarısı bizim için güvenli değil. Şırnak'ta rahat dolaşamıyoruz. Askerler kaçırılıyor, Hakkari'de evden çıkarken öldürülüyor vb. Buna nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?

Sayın Adam kendisine gelen bir maili paylaşmış. "Benden her şeyimi iste ama toprağımı isteme" diye. Şırnak'taki toprak kimin peki? Biz Şırnak merkeze çıktığımızda toprak altına giren biz oluyoruz. Neden biliyo musunuz? Çünkü o maildeki "benden her şeyimi iste ama toprağımı isteme" türünden bir düşünceyi, buradaki Kürtler de söylüyor. Onlar da kendi topraklarını istiyor. Peki bunu neden istiyor? Bunun üzerine hiç düşündünüz mü? Çünkü bir Kürt devletinde değil, Türk devletinde yaşıyorlar. Her yerde başka bir milletin sembollerini görüyor, başka bir milletin bayrağını görüyor, başka bir milletin diliyle muhatap oluyor, başka bir milletin varlığını korumak için yemin ediyor, marş söylüyorlar. Biraz empati yaparsanız, örneğin Kurtuluş savaşının batı yakasında başarısız olaydık, İzmir'de, Aydın'da kalan Türk vatandaşlarının Yunan bayrağı önünde saygı durduğunu, onun dilini konuştuğunu, ve onun varlığı için yemin ettiğini düşünebilirsek, söz konusu Kürtlerin sorununu da biraz anlayabiliriz gibime geliyor. Onlar da kendi uluslarına ve kendi kültürlerine ait bir yönetimde yönetilmek istiyor. Sorun burada.

Ben onlar doğru yapıyor demiyorum. İnsan pek ala başka bir devlette de varlığını, dilini, kültürünü sürdürebilir. Ama bunu biz istemiyorsak ve Türkiye Cumhuriyeti'ni Anayasamızda "Türk devleti" diye anıp, herkese Türk sıfatı yakıştırıyorsak, kendi milli sembollerimize saygı gösteriyor ve diğerlerinden de bunu talep ediyorsak, sürekli Türk'ün adını yüceltiyor, ama bir zamanlar bizimle birlikte varolmayı seçmiş bir millete ana dilinde eğitim görmesine izin vermiyorsak, o Kürdün gururu biraz yaralanır. Ben ilk çözüm olarak Ulus devlet milliyetçiliğinden vazgeçmemiz gerektiğini öne sürüyorum. Türkçü söylemleri bir yana bırakıp, daha çok kültürlü bir anlayışa evrilirsek, kimsenin de milli gururu incinmeyecektir. İşte bu bir çözümdür.

Yok eğer biz her yeri Türk yapmaya kalkarsak, Türk olmayandan hazetmezsek, ordular akdenize ilerlerken, urfa'yı "şanlı" yapanı görmezden gelirsek, burada ben sokağa çıkamaz olurum. Her ne kadar burası T.C toprağı görünürse görünsün, pratikte burada hiçbir Türk dolaşamaz olur. Ve gerçek de zaten budur. Bölgede ayrılıkçı bir parti yerel yönetimde. Haydi gelin bu belediyeyi seçmiş Şırnaktaki vatandaşa, Lord Curzon'a verilen yanıtın altına bir imza daha attırın. Bu anlayışla attıramazsınız. Ya ulus devletçi ve tek milletçi anlayıştan, çok kültürlü bir anlayışa geçeceğiz, ya da Güneydoğu Türkler için güvenilmez bir yer olmaya devam edecek. Ve inanın, Kürt nüfusu arttıkça, ödeyeceğimiz bedel daha büyük olacak. Sokağa çıkamayacağımız şehirler daha da fazlalaşacak.

Yeni anayasada, "Türkiye birçok milletin yaşadığı bir devlettir" yazılmasına nasıl bir tepki verirdi aydınlar acaba?

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Kasım 03, 2011, 09:42:00 ös
Yanıtla #26
  • Ziyaretçi

Sayın Bilge.

Okumamı önerdiğiniz bağlantıda, Lozan görüşmelerinde Kürtler için bağımsızlık isteyen bir İngiliz lorduna verilen bir cevabı görüyorum. Kürtlerin Turan'dan olması ve Türk lehçesi konuştukları gibi yanlış bilgileri bir tarafa bırakırsak, bu yazıdan çıkardığım sonuç şudur: Cumhuriyet'in kurulma döneminde, Kürtler bir devlet istememişler, Türkiye içinde yaşamaya karar vermişlerdir. Herhalde bu düşünceyle her Kürt hemfikir değildi ki sonra Şeyh Said ayaklanmasını yaptılar. :)

Tamam işte hani dediniz ya;
''Kürtlerin sorunu Pkk'dır. Silahla ulus devletçilik olmaz. Bölgesel temsili Bdp, Tbmm'de, ne istiyorlarsa söylemelidir. Federasyonsa federasyon, Özerklikse özerklik, bölünmeyse bölünme. ''
işte bizde bu konuda hemfikir değiliz anlatabiliyor muyum? Sizin de içinde olduğunuz azınlığın da azınlığı bir güruh Türkiye versin kurtulsuncu politika izlesin diyor. Kimin malını kime veriyorsanız artık  :) Bir de birkaç yazı önce Kürtlerin sorunu pkkdır demişsiniz, geçmişte de Şeyh Sait gibi maşalarmış işte onu düşünen bunu da düşünür.


Sayın Bilge, bu belgenin altına imza atacak Kürtler olduğu gibi, atmayacak olan büyük bir çoğunluk da var. Ben Türkiye ile sorunu olan Kürtlerden bahsediyorum. Sorunu onlar yaratıyor çünkü. Ne istiyorlar? Özerklik ve ana dil. Yani kendi varlıklarını ve kendi kültürlerini devam ettirecek ve kendi inisiyatiflerinde olan bir ortam istiyorlar. Bunu yaklaşık 30 yıldır istiyorlar. Ve haliyle bir çatışmadır sürüyor. Ben bu çatışmanın durmasını sağlayacak bir çözümden bahsediyorum, siz bana 90 yıl önceki bir mektubu gösteriyorsunuz.

Ana dili bizden mi istiyorlar? Anlamadım nasıl yapsak? Ana dili biz mi verecekmişiz? Kendi ana dilleri yok muymuş? Kendi kültürlerini devam ettiremiyorlar mı biz onlara mesela şöyle mi diyoruz kebap yiyemezsiniz kuymak, hamsi falan yiyin Türk kültürüne has yemekler yiyin? Hangi kültürlerine mani olan bir yasamız var?

Ben Şırnak'ta askerliğimi yapıyorum. Belediye Bdp'nin. Ara ara şehir merkezinden sesler geliyor, askere, hükümete, devlete küfrediyorlar. Biz bunları göremiyoruz, çünkü dışarısı bizim için güvenli değil. Şırnak'ta rahat dolaşamıyoruz. Askerler kaçırılıyor, Hakkari'de evden çıkarken öldürülüyor vb. Buna nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?

Keşke devlet olsam  :) Saatlerce düşünülecek birşey değil aslında o kadar basit ki..

Sayın Adam kendisine gelen bir maili paylaşmış. "Benden her şeyimi iste ama toprağımı isteme" diye. Şırnak'taki toprak kimin peki? Biz Şırnak merkeze çıktığımızda toprak altına giren biz oluyoruz. Neden biliyo musunuz? Çünkü o maildeki "benden her şeyimi iste ama toprağımı isteme" türünden bir düşünceyi, buradaki Kürtler de söylüyor. Onlar da kendi topraklarını istiyor. Peki bunu neden istiyor? Bunun üzerine hiç düşündünüz mü? Çünkü bir Kürt devletinde değil, Türk devletinde yaşıyorlar. Her yerde başka bir milletin sembollerini görüyor, başka bir milletin bayrağını görüyor, başka bir milletin diliyle muhatap oluyor, başka bir milletin varlığını korumak için yemin ediyor, marş söylüyorlar. Biraz empati yaparsanız, örneğin Kurtuluş savaşının batı yakasında başarısız olaydık, İzmir'de, Aydın'da kalan Türk vatandaşlarının Yunan bayrağı önünde saygı durduğunu, onun dilini konuştuğunu, ve onun varlığı için yemin ettiğini düşünebilirsek, söz konusu Kürtlerin sorununu da biraz anlayabiliriz gibime geliyor. Onlar da kendi uluslarına ve kendi kültürlerine ait bir yönetimde yönetilmek istiyor. Sorun burada.

Yanlış anlamayın bağımsız olmasınlar demiyorum. Renkli yerler hariç kendilerine bir yurt seçebilirler:



Burada yaşıyorsan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendince kuralları tabi ki olacaktır oyuncak değil bu kişiye özel yaptırım veya kanun olamaz..


Ben onlar doğru yapıyor demiyorum. İnsan pek ala başka bir devlette de varlığını, dilini, kültürünü sürdürebilir. Ama bunu biz istemiyorsak ve Türkiye Cumhuriyeti'ni Anayasamızda "Türk devleti" diye anıp, herkese Türk sıfatı yakıştırıyorsak, kendi milli sembollerimize saygı gösteriyor ve diğerlerinden de bunu talep ediyorsak, sürekli Türk'ün adını yüceltiyor, ama bir zamanlar bizimle birlikte varolmayı seçmiş bir millete ana dilinde eğitim görmesine izin vermiyorsak, o Kürdün gururu biraz yaralanır. Ben ilk çözüm olarak Ulus devlet milliyetçiliğinden vazgeçmemiz gerektiğini öne sürüyorum. Türkçü söylemleri bir yana bırakıp, daha çok kültürlü bir anlayışa evrilirsek, kimsenin de milli gururu incinmeyecektir. İşte bu bir çözümdür.

Kendilerine Kürtçe dil okulları açılmıştı, neden kapandı hatırlayalım, talep azlığından.

Yok eğer biz her yeri Türk yapmaya kalkarsak, Türk olmayandan hazetmezsek, ordular akdenize ilerlerken, urfa'yı "şanlı" yapanı görmezden gelirsek, burada ben sokağa çıkamaz olurum. Her ne kadar burası T.C toprağı görünürse görünsün, pratikte burada hiçbir Türk dolaşamaz olur. Ve gerçek de zaten budur. Bölgede ayrılıkçı bir parti yerel yönetimde. Haydi gelin bu belediyeyi seçmiş Şırnaktaki vatandaşa, Lord Curzon'a verilen yanıtın altına bir imza daha attırın. Bu anlayışla attıramazsınız. Ya ulus devletçi ve tek milletçi anlayıştan, çok kültürlü bir anlayışa geçeceğiz, ya da Güneydoğu Türkler için güvenilmez bir yer olmaya devam edecek. Ve inanın, Kürt nüfusu arttıkça, ödeyeceğimiz bedel daha büyük olacak. Sokağa çıkamayacağımız şehirler daha da fazlalaşacak.
Forumda gördüğüm en karamsar ikinci kişisiniz. O kadar umutsuz olmayın herşey yolunda.

Yeni anayasada, "Türkiye birçok milletin yaşadığı bir devlettir" yazılmasına nasıl bir tepki verirdi aydınlar acaba?

Neden böyle birşey yazılma gereği duyulsun ki? Kişinin gözünün üstünde kaş vardır demek gibi.. Bir çok ülkede bir çok Millet yaşar gayet doğal.

Saygılar



Çok zor okuyorum yazdıklarınızı üşeniyorum özür dilerim çok uzun yazıyorsunuz sadece önemli cümlelerle kendinizi ifade ederseniz, devam etmekten çok memnun olurum. Saygılar


Kasım 03, 2011, 10:30:10 ös
Yanıtla #27
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 379
  • Cinsiyet: Bay


Ben bu başlığa hiç bulaşmadım çünkü bu forumda (masonlar.org) böyle bir başlık beni ilgilendirmiyor. İlgilenenler kusura bakmasın.

Ancak bir arkadaşım bana e-posta ile ilginç ir aktarımda bulunmuş. Ona da bir başka yerden gelmiştir herhalde. Bunu paylaşmak istedim. Olduğu gibi kopyalıyorum.

SEVGİLİ KÜRT KARDEŞİM.
BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ.
KANUNLARA UYDUĞUN SÜRECE BU ÜLKEDE,
DOKTOR,
ÖĞRETMEN,
POLİS,
ASKER,
SAVCI,
HAKİM,
EMNİYET MÜDÜRÜ,
JANDARMA GENEL KOMUTANI,
KAYMAKAM,
VALİ,
MİLLETVEKİLİ,
BAKAN,
BAŞBAKAN VE HATTA CUMHURBAŞKANI OLDUN.
GELECEKTE DE OLMAMAN İÇİN HİÇ BİR ENGEL YOK.
ÇÜNKÜ BİZ TEK DEVLETTE BİR ÇOK ETNİK KÖKENDEN GELEN KARDEŞLERİZ.
BENDEN SAHİP OLDUĞUM HERŞEYİ İSTE.
EKMEĞİMİ,
SUYUMU,
AŞIMI PAYLAŞIRIM SENİNLE.
DİĞER ETNİK KÖKENDEN GELEN KARDEŞLERİMLE PAYLAŞTIĞIM GİBİ.
ÇÜNKÜ BU ÜLKE HEPİMİZİN.
AMA BİR GÜN GÖZÜ OLANLARIN / DÜŞMANLARIMIN GAZINA GELİP, EĞER  BENDEN
TOPRAK İSTERSEN...
MERAK ETME, BENCİLLİK ETMEM.
ONUDA SENİNLE PAYLAŞIRIM...
ALTI SENİN OLUR, ÜSTÜ BENİM ...




Altı(!) senin olur, üstü benim. ;)

Önemler, ayrıntılarda gizlidir...!
Odi Profanum Vulgus Et Arceo.


Kasım 04, 2011, 08:22:48 ös
Yanıtla #28

Sayın Bilge, bu sorun malesef kısa cümlelerle ifade edilip, yine kısa cümlelerle cevap verilebilecek kadar basit bir konu değil. Buna inandığım için uzun yazıyorum. Konu önemli. Önemli çünkü her geçen gün şehit veriyoruz. Yazın son aylarında Pkk Ege kumsallarına plajlarına bomba bırakıyordu. Türkiyenin her tarafı güvensizleşiyor. Terör bir kere başladı mı durdurması çok zordur. İngiltere İra'yı, İspanya Eta'yı kısa çözümlerle etkisiz hale getirmedi. Böyle düşünmek bir işe yaramıyor. Hala akan kanın durması için bir çözüm önerdiğinizi göremiyorum. İnsanımızın güvenliğini sağlayacak bir çözüm öneriniz var mı? Eğer verilen şehitler, ölen vatandaşlar bir sorun olarak görülmezse, pek ala "çatışma aynen, yıllardır olduğu gibi devam etsin, Türkiye ulusalcı dürtülerinden vazgeçmesin" rahatlığında olunabilir. Ama ben bu rahatlıkta değilim. Ben size soruyorum; hiçbir insanımızın ölmemesi için herhangi bir çözüm öneriniz var mı? Ben de bir zamanlar sizin gibi düşünüyordum, ama bir zaman geldi, bu şekilde düşününce sorunun ortadan kalkmadığını "farkettim". Bu yüzden karamsarım. Hiçbir taviz verilmeden siyasi, hele hele etnik siyasi sorunlar çö-zü-le-mez. Bir dünya haritası koymuşsunuz. Neden Yunanistan renkli değil? Balkanlar neden renkli değil? Osmanlı devleti, doğu anadoludan önce balkanlardaydı. Nasıl oldu da oraları kaybettik bunu hiç araştırdınız mı? Bir zamanlar oralar da "Türk yurdu" görülüyordu. Neden oraları bir daha geri gelmeyecek şekilde kaybettik? Oraların demografik yapısıdır balkanları kaybetmemizin nedeni. Aynı demografik yapıyı ben Güneydoğıuda da görüyorum. Biz istesek de istemesek de, eğer burnumuzun dikine gitmeye devam edersek, su yatağını bulacak Sayın Bilge. Bunlar kısa cümlelerle ifade edilemeyecek şeyler. Benden bu konuda 10 yıl önce düşündüğüm gibi düşünmemi beklemeyin. O düşünceler, sorunu aynen devam ettirmekten başka işe yaramıyor.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Kasım 05, 2011, 01:06:05 öö
Yanıtla #29
  • Ziyaretçi

Sayın Popperist, size teröristlere karşı hümanist yaklaşım, taviz verme, masaya oturma gibi konularda katılmadığım noktalar var. Güncel bir örnekleme yapmak istiyorum. Malum onlarca erişkin adamın ufak bir kıza tecavüzü ve hukukun adamları yeterli cezaya çarptırmaması gündemde. Sübyancılık uyuşturucu bağımlılığı gibi kişinin asla kendini engelleyemeyeceği bir hastalık. Bu grubun kim bilir kaç çocuğa aynı işlemi yaptıklarını tahmin etmek zor. Her gün ortadan kaybolan ve kaçırılan çocuklar denilince insanın aklına organ mafyası geliyor fakat bu tip hasta ruhlu insanlar gelmiyor. İnsanlık hümanizm, eğitim, psikolojik tedavi ve beşeri hukuk gibi faktörlerle bu kişiler engellenemez malesef. Tespit edilenin idam edilmesi lazım. Hümanistlerce idam hoş karşılanmıyor fakat neticede idam gereksiz bir kavram olsaydı Allah kitabında emretmezdi. Eğer bu vb. adamlar idam edilmiş olsa olayların yüzde 90 azalacağını düşünüyorum. Aynı mantıkla pkk yı besleyen insanlar idam edilegelseydi şu ana kadar pkk diye bir kavram kalmazdı. Masum insanlar da ölecek ama diyenleri duyuyorum daha az masum insan ölecekse ve toplum huzura kavuşacaksa fire verilmeyi göze almak lazım. Ayrıca hukuk sisteminde istihbarat örgütlerinin yalan makinesi, ilaçla hipnoz gibi gerçekleri konuşturma teknikleri kullanılabilir ve iftiraya kurban gidecek kişilerin sayısı azaltılabilir. İnsanlar ilk bakışta islam hukukunu antihümanist olarak algılasa da pratikte toplum huzuru için en mantıklı duran hukuk hükümlerini barındırıyor bence. Hümanizm saygı duyduğum ve gönülden desteklediğim fakat pratikte mantıklı bulmadığım bir kavram.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Kasım 05, 2011, 01:21:04 öö Gönderen: Masor1976 »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
17 Yanıt
12001 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2012, 05:32:49 ös
Gönderen: NOSAM33
3 Yanıt
4693 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 08, 2007, 11:31:40 ös
Gönderen: Supeluta
17 Yanıt
8822 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 25, 2009, 11:51:47 öö
Gönderen: Mozart
14 Yanıt
8785 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2011, 03:19:08 ös
Gönderen: agnusdei
1 Yanıt
4466 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 09, 2011, 10:11:41 ös
Gönderen: Alşah
Arkadaşım Kürt Talat

Başlatan Özer Baysaling Guncel Konular

3 Yanıt
4545 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2012, 09:10:35 ös
Gönderen: NOSAM33
12 Yanıt
8609 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2012, 02:54:48 ös
Gönderen: Masor1976
19 Yanıt
6809 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 01, 2013, 08:55:24 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2325 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2013, 10:12:01 öö
Gönderen: karahan
4 Yanıt
3158 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2013, 10:51:32 ös
Gönderen: NOSAM33