Her şeyi geçtim... Türkiye'de bir masonun mason olduğunu iş/arkadaş/sosyal çevresinde dillendirmesi, eğer o kişiyi potansiyel bir tehdit altına sokuyorsa, o kişi masonluğa girmiş olduğunu elbette ki söylemez. Sizler de takdir edersiniz ki, bir kişinin sosyal çevresinde mason olduğunu açıklaması, o çevre içerisinde kalmayabilir. Masonun iradesi dışında dışarıya taşabilir ve eli silahlı, sopalı psikopat bazı kişilerin kulağına gidebilir. Bu kişiler, kendi cehaletlerinin verdiği cesaretle kendilerine görev çıkararak, olmadık işlere kalkışabilirler. Bunu daha önce görmedik mi? Türkiye'de bir mason, kendisine dönük potansiyel tehdit değerlendirmesini yapmalı, ancak ondan sonra arzu ederse istediği kişilere masonluğa girmiş olduğunu açıklamalıdır.
Ayrıca, masonluğa girmiş bir kişinin arkadaş çevresinde, hatta iş yerinde masonluk karşıtı kişiler bulunabilir. Masonluğa girmiş olduğunun bu kişilerce öğrenilmesi, bir takım tatsız olaylara sebebiyet verebilir. İş yerinde ve/veya arkadaş çevresinde iğneli laflara, sorgulamalara, şaka mı ciddi mi olduğu anlaşılmayan suçlama içerikli iddialara, Masonluğun ne olduğunu bilmeyen kişilerin abuk subuk istek ve taleplerine (para, iş imkanı, sosyal statü, vb.) yol açılabilir. Eğlenmek için buluşulan bir akşam tatsız bir şekilde sona erebilir. Hatta işverenle çalışan arasında istenmeyen tartışmalara ortam hazırlanmış olabilir.
Bu nedenlerle Türkiye'de masonluğa girmiş kişiler bu vasıflarını sadece kendilerine ve güven çemberlerine dahil olan çok yakın gördükleri az sayıda kişiye saklamayı tercih etmektedirler. Türkiye daha açık ve hem vatandaşların hem de devletin daha özgürlükçü ve demokrat yapıda olduğu bir ülke olsaydı, sanırım Türk masonları da gurur ve onurla taşıdıkları bu vasıflarını açıklamaktan imtina etmezlerdi.