Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Emin Çölaşan, Türkiye'deki en büyük Mason "Üstad-ı azam." ile roportaji  (Okunma sayısı 52731 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 18, 2006, 02:10:18 öö
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Emin Çölaşan, Türkiye'deki en büyük Mason "Üstad-ı azam." Prof. Dr. Orhan Alsaç ile konuştu

"Masonların Kimseye Zararı Yok"
Emin ÇÖLAŞAN
Sayın Orhan Alsaç, sizinle bugün Masonluk konusunu konuşmak istiyorum. Aslında bu konuyu ben de çok iyi bilmiyorum. Sizinle bu konuşmayı yapmadan önce Masonlukla ilgili bazı kitaplar okudum, bilgiler edindim. Ancak işin önemli bir bölümü gizliliğe dayandığı için, konuyu tam olarak kavramam elbette ki mümkün olmadı. Bu nedenle, bir gazeteci olarak aklıma gelen soruları size sormakla yetineceğim... Nedir efendim Masonluk, nasıl başlamış bu iş?
Şimdi Bakın Emin Bey, isminden de belli olduğu gibi, Mason demek duvarcı ustası demektir. Daha doğrusu, özellikle 18. Yüzyıl'dan önce Avrupa'da zamanın mimarları ve duvarcı ustaları, belirli yerlerde çalışıyorlar, çok büyük mabetler, kiliseler ve katedraller yapıyorlar. O zamanın şartlarında insanların öyle her yerde çalışması, gezmesi ve serbestçe dolaşması mümkün değil. Önemli bir manastır, katedral veya mabet yapılacağı zaman, bunlar gruplar halinde oraya gidip çalışmaya başlıyorlar. Orada yerleşiyorlar ve işlerini sürdürüyorlar. Bundan dolayı "Hür" kelimesi geliyor. Yani "Hür Masonlar" oluyorlar. O zaman, bu meslek okullarda öğretilmiyor. Bu yüzden mesleği kendi aralarında öğretiyorlar. Gençleri çırak olarak alıyorlar, sonra kalfa yapıyorlar, en sonunda da usta yapıyorlar. Bunlar kendilerini derecelerine göre tanıtıyorlar ve bir yere gidince iş bulmaları mümkün oluyor. Yani kendi aralarında bir teşkilat kuruyorlar. Tıpkı bizim eski lonca sistemi gibi bir şey... Biz buna "operatif Masonluk" diyoruz. Yani fiilen bina ve duvar işlerinde çalışanların oluşturduğu bir teşkilat... Bunlar, çok iyi iş yapan kimseler, Avrupa'daki bütün büyük ve önemli inşaatları bunları yapıyor. Fakat bir süre sonra bu işin okulları açılmaya başlayınca, bunların etkinliği zayıflıyor. Teşkilata kendilerinden olmayanları, meslekten olmayanları da almaya başlıyorlar ve bunları da meslekten kabul ediyorlar... "Hür ve Kabul Edilmiş Mason" sözcükleri işte buradan geliyor. Yani aslında duvarcı olmadığı halde, duvarcı kabul edilerek teşkilata alınan kimseler... Çalışmalar bu şekilde sürerken, 1717 yılında bu iş bir düzene sokuluyor. Kurallar getiriliyor ve localar kuruluyor. Böylece Mason locaları ortaya çıkıyor. Bunlar da, her ülkede bir adet büyük locaya bağlanıyor.

Şimdi siz büyük locanın başkanı mısınız Türkiye'de? Mason deyimiyle en büyük Üstat siz misiniz?
Evet, benim... Büyük locanın başkanıyım... Üstadı Azam'ım. Her ülkede bir tane büyük loca olabiliyor.

Nedir efendim bu Masonluk denilen olay?
Bizim bazı ilkelerimiz var. Bunların benimsenmesi, talim edilmesi için çalışmalar yaparız ve bu ilkeleri günlük hayatımızda da uygulamaya çalışırız. Birincisi, Allah'a inanmaktır. Ruhun ölmezliğine inanırız, vatandaşı olduğumuz ülkenin yasalarına saygılı olmayı, insanlara saygılı olmayı, haktan ve adaletten yana olmayı amaçlarız. Bağnazlığa, taassuba ve totaliter rejimlere karşıyız, cehalete karşıyız. İnsanlar arasında hiçbir şekilde dil, din, ve ırk farkı gözetmeyiz.

Masonlar galiba Allah'a "Allah" değil de, "Evrenin Ulu Mimarı" diyorlar... Nedir bunun sebebi?
Evrenin yaradanı, her şeyin hâkimi ve yöneticisi olduğu için böyle deniliyor. Mesela biz "Yücelerin Yücesi" de deriz. "Evrenin Geometrisinin Kurucusu" da deriz. Yazılı metinlerde kullandıklarımız bunlardır; ama konuşurken "Allah" deriz, "Tanrı" deriz.

Bir de efendim, bazı simgeleriniz ve sembolleriniz var. Nedir onlar?
Biz Masonluktaki ideallerimizin benimsenmesi ve uygulanması işinin talimini, sembollerle yapıyoruz... Çünkü inanıyoruz ki, birçok şeyi sembollerle anlatmak, sözle anlatmaktan daha iyi anlaşılır.

Nedir o sembolleriniz?
Mesela gönyemiz var bizim, Doğruluğun sembolüdür. Pergel, var, ölçülü olmanın sembolüdür. Buna benzer birçok şeyler var. Mesela size mabedimizi gezdirirken döşemelerde siyah ve beyaz renkleri gördünüz. Bu renkler, çelişkilerin ve tezatların sembolüdür. Gündüz ve geceyi, iyilik ve kötülüğü sembolize eder. Kendimizi eğitmek için bunlardan yararlanırız.

Peki dinler arasında bir ayrım yapıyor musunuz?
Hayır... Dinler arasında bir ayrım yapmak şöyle dursun, bizde din tartışması yapmak yasaktır. Bizde, ayrıca politika tartışması yapmak da yasaktır... Çünkü bu iki konu tartışılınca, insanlar arasına kırgınlık ve soğukluk girer. Bizim çatımız altında bu tartışmalar kesinlikle yapılamaz. Mesela bizde, çeşitli politikacı kardeşlerimiz vardır. Bu çatı altında hiçbiri, kendi savunduğu politikaların doğru, başkalarının savunduklarının yanlış olduğunu söyleyemez. Aynı şekilde, din tartışması da kesinlikle yasaktır.

Bu arada hemen şunu soracağım... Birbirinize "Kardeş" diyorsunuz galiba?...
Evet... Her Mason diğerlerinin kardeşidir.

Sayın Alsaç, önce şunu belirleyin okuyucularımız için... Sizin bu konuşmayı yapmadan önce beni mabedinize soktunuz ve gezdirdiniz. Aynı bina içerisinde bulunan dört ayrı mabedinizi de gezdim Benim için gerçekten çok değişik ve ilginç bir olay oldu... Çünkü buraları, Mason olmayanlara yüzyıllardan beri kapalı olan yerler. İçeride yabancı sinek bile uçması mümkün değil. Penceresi olmayan, değişik bir biçimde ışıklandırılmış, çok ilginç yerler. İçeride çok sayıda kılıçlar gördüm, önlükler, duvarda Güneş ve Ay, tavanda yıldızlar, bir köşede siyah tüller, mum benzeri ışıklar, kürsüler, başka bazı semboller, gönye ve pergeller ve bazı yazılar... Ayrıca dikkatimi çekti, tam ortada kürsü benzeri bir yerde, üç Kutsal Kitap yan yana duruyor... Kuran, İncil ve Tevrat... Hangi amaçla kullanıyorsunuz bu Kutsal Kitapları burada?
Emin Bey, bir insan Masonluğa kabul edilmeden önce çeşitli incelemelerden geçirilir. Sonuç olumlu çıkarsa Mason olmasına karar verilir. Ancak bundan önce yemin etmesi şarttır. O yemini de, kendi inandığı kitabın üzerine elini koyarak etmesi gerekir. Onun için kutsal kitapları orada bulunduruyoruz ve yemin edileceği zaman onlardan istifade ediyoruz.

Üç kitap üzerine mi yemin ediliyor?
Hayır, kendi inandığı dinin kitabı üzerine... Biz Müslüman olarak üç kitabı da kutsal saydığımız için, üçünü de bulunduruyoruz.

Hangi kitap üzerine yemin etmek isterse, elini onun üzerine koyar.

Yemin metniniz nasıldır efendim?... Onu bana burada okuyabilir misiniz?
Ben, Evrenin Ulu Mimarı'nın huzurunda ve burada toplanmış bulunan Masonların önünde kendi isteğimle şeref ve namusum üzerine yemin ederim ki, yurduma ve aileme bağlı kalacağım. Onlar için, elimden gelen hiçbir şeyi esirgemeyeceğim. Cahillik ve taassuba karşı savaşacağım. Hak ve adaletten yana olacağım. Başkasının hakkını kendiminki gibi koruyacağım. Kardeşlerimin yardımına koşacağım, insanların mutluluğuna çalışacağım. Bana emanet edilen bütün sırları saklı tutacağım. Türkiye Büyük Locasını Türk Masonluğunda tek ve en büyük otorite olarak tanıyacağım. Onun yasalarına bağlı kalacağım ve kararlarına uyacağım. Evrenin Ulu Mimarı, Masonlar önünde etmiş olduğum bu büyük yeminimi yerine getirmede bana yardımcı olsun.

Evet, Mason yeminini de böylece öğrenmiş olduk. Sayın Alsaç, siz Müslüman insanlarsınız. Bu durumda Hıristiyan ve Yahudi Masonları da kardeş olarak mı kabul ediyorsunuz?
Evet, biz bütün insanları kardeş kabul ederiz. Sadece kutsal kitabı olmayanları içimize almayız.

Pek ikimler Mason olabiliyor?
Herşeyden önce, belli bir kültür ve eğitim seviyesinde olması gerekir... Çünkü bizim konuştuklarımız, herkes tarafından kolaylıkla anlaşılacak şeyler olmayabilir. Dolayısıyla, belirli bir eğitimi olmayan kişilerin burada canı sıkılır. Ama bu demek değildir ki, ille de üniversite mezunu olacak... Tabii, Dernekler Yasası'na göre, bir derneğe üye olabilme vasıflarını taşıması lazım. 21 yaşını doldurmuş olması lazım. Ayrıca yıllık aidatımızı verecek parasal gücü olması lazım. Aidatımız şu anda yıllık 90 bin lira. Bir de giriş ücreti olarak 450 lira alıyoruz.

Başka bir şey yok mu para olarak?
Başka bir şey yok. Hepsi budur.

Diyelim ki, herhangi bir kimse Mason olmak istiyor. Hangi aşamalardan geçiyor bu iş?
Mesela kendisi bize müracaat ediyor, Fakat kendi kendine müracaat edenlerin sayısı çok az... Ya da biz, birisini görüyoruz, tanıyoruz, bizimle birlikte çalışabileceğine inanıyoruz. Bize katkıda bulunabileceğini, bizim de ileride kendisinden fikir düzeyinde bazı şeyler alabileceğimizi görüyoruz ve kendisine teklifte bulunuyoruz. Eğer kabul ederse, belli formaliteleri var. Bize yazılı olarak başvurması için bir form veriyoruz. O da, bu işi kendi isteği ile kabul ettiğini imzalayıp bize veriyor. Bütün bunlar olup biterken, biz bu kimseyle ilgili soruşturma yaparız. Görevli kardeşlerimiz, kendisini tanıyanlarla gidip görüşürler. Kendisi ile de konuşurlar, sohbet ederler. Mesela Allah'a inanıp inanmadığını ona açıkça sorarlar. Bütün incelemeler olumlu çıkarsa, locada oylama yapılır. Olumsuz oy çıkmazsa, aramıza kabul edilir.

Sizin, Üstadı Azam olarak şu anda üzerinizde bulunan bazı özel şeyler var. Bu yemin törenlerinde veya diğer loca toplantılarında bütün Masonlar böyle özel bazı şeyler giymek zorunda mıdır?
Hayır, localarda locayı idare edenlerin özel giysileri vardır. Diğerlerinin özel giysisi yok. Yalnız, herkes koyu renk elbise ile gelir.Toplantıda önlük ve beyaz eldiven takılır... Başka bir şey yok. Önlük, size gösterdiğimiz dikdörtgen önlüklerdir. Etrafı mavi kurdele ile çevrilmiş beyaz önlük.... Bunlar eskiden kuzu derisinden yapılırdı, ama şimdi nereden bulacaksınız kuzu derisini?...

Şimdi Sayın Alsaç, ben bugüne kadar hiç fakir fukara Mason duymadım, görmedim. Ya da bir ilkokul mezunu veya düşük dereceli bir memur Mason hiç duymadım. Böylelerini almıyor musunuz aranıza?
Emin Bey, bizim de her dernek gibi belli bir miktar paraya ihtiyacımız var. En azından bu aidatı ve giriş parasını ödeyecek gücü olması lazım. İkincisi, siz tanımıyorsunuz ama bizim aramızda lise bitirmemiş kardeşlerimiz bile vardır. Az da olsa vardır.

Kaç Mason var Türkiye'de?
Altı bine yakınız.

Bu kadar az mısınız yani?... Ben çok daha fazla olduğumuzu zannederdim.
Maalesef!... Türkiye'de çok az... Bütün dünyada ise üç milyon dolaylarında Mason var.

Kadınları niçin almıyorsunuz aranıza?
Bu, eski bir görenek... Bizim kurallarımız bundan neredeyse 275 yıl önce, 1717. yılında İngiltere'de hazırlanmış... O zaman kadınların alınmamasına karar verilmiş. Biz, o zaman hazırlanmış yasalarımıza sahip çıktığımız için, şimdi onu değiştirmek istemiyoruz. O zamandan beri esaslarını değiştirmeyen tek dernek olduğumuzu da iddia ediyoruz.

Sayın Orhan Alsaç, Masonlar birbirinize "Kardeş" diyorsunuz. Kardeşler birbirini kolluyor mu?... Diyelim ki bir ihale işi var. Mason bir yetkili, bu ihaleyi Mason kardeşine verir mi?... Ya da bir Mason memur terfi edeceği zaman, kardeşi olan amiri ona öncelik verir mi?
Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Bizim Mason tabiriyle durum şöyledir: Rakibiyle bütün şartlar eşitse, o durumda kardeşini tercih edebilir.

Sizin Masonlar olarak amacınız nedir efendim?... Elinizde yetki olsa insanları ne yapacaksınız?
Biz insanların birbirini sevmesi için çaba harcıyoruz ve inanıyoruz ki, insanlar birbirini severse dünyada barış olur, bütün çelişkiler ortadan kalkar. Dolayısıyla insanları sevmeyi, dürüst ve ahlaklı olmayı telkin ediyoruz.

O halde herkese açın kapılarınızı ve herkesi Mason yapın. Bütün bu gizli çalışmalarınızı kapalı kapıların ardında değil, herkese açık bir biçimde yapın...
Bizim kapılarımız kapalı değil ki... Mason olmak isteyen herkes başvuruda bulunabilir. Bizim şartlarımıza uyuyorsa, onları da aramıza alırız.

Ama yine de, kapalı kapıların arkasındasınız.
Her kuruluş, bizim gibi kapalı kapıların arkasında olabilir. Siz bugün bir kulübe veya derneğe doğrudan doğruya gidip onun yönetim kurulunda çalışabilir misiniz Emin Bey?... Hatta normal yerlerin kapısında bile "Üye olmayan giremez" diye yazı vardır.

Ama sizin birçok gizli yönünüz var. Birtakım sırlarınız var, gizli tuttuğunuz şeyleriniz var... Niçin gizlilikleriniz var?
Evet, kardeş olduğumuzu belli eden sırlarımız, işaretlerimiz, kelimelerimiz var. Bunları ancak Mason olan kardeşlerimiz bilebilir... Bunun da sebebi, bizden olmayanların içimize karışmasını istemediğimiz içindir. Bizim binamıza iki kere bomba koydular Emin Bey!...

Şu arada Masonlukla ilgili epey kitap okudum sizin karşınıza gelmeden önce... Orada, "Masonluğun sırlarını hiçbir zaman dışarıya vermeyeceksiniz" diye şeyler var... Ne gibi sırlarınız var sizin?...
Siz Mason olmadığınız için, ben size onları nasıl söylerim?

Kıyısından köşesisinden biraz söyleyin... Hiç söylenmez mi bunlar?
Hiç söylenmez...

İşte bunlar merak uyandırıyor Masonluk hakkında....
Biraz da merak uyandırmak lazım ki, bize gelenler merakla gelsin.

Peki size belli çıkarlar sağlamak için katılanlar da oluyor mu?
Bütün, telkinlerimizi bu yönde yapmamıza rağmen, maalesef böyle düşünenlerin de geldiğini biliyoruz. Ama bunlar, bir süre sonra bunun mümkün olmadığını anlarlar. Ya aramızdan ayrılırlar, ya da bize katılırlar. Hatta bazıları, aramıza sırf merak ettikleri için gelirler. Öylelerini biliyorum ki, önce gelirler ve bir süre sonra kaybolurlar. Anlarım ki, merakla gelmişler, ilk merasimi görmüşler ve gitmişler.

Bugüne kadar sizin sırlarınızı açıklayıp da sizleri zor durumda bırakanlar hiç oldu mu?
Ben hatırlamıyorum.

Sayın Orhan Alsaç, az önce Masonların kutsal amaçlarından söz ettiniz ve bütün Masonları bu ilkeler doğrultusunda yetiştirdiğinizi söylediniz. Bu durumda her Mason pırıl pırıl bir insan mıdır, yoksa sizin aranızda da bazı üçkâgıtçılar falan var mıdır?
Emin Bey'ciğim, biz, bir topluluğuz. Mümkün olduğu kadar ince eleyip sık dokuyarak üye seçeriz. Elbette ki bizim topluluğumuzun bazı özellikleri, bizim içimizde de var oluyor. Bazen böyleleri aramızdan çıkabiliyor. Çok üzülüyoruz.

Bu sizin Mason localarında ne yapıyorsunuz?... Törenler nasıl oluyor?
Önce şunu söyleyeyim, Ankara'da her biri 50-60 kardeşimizden oluşan 24 loca var. Bizim toplantılarımız iki türdür. Birincisi, bir locanın kendi meselelerinin görüşüldüğü toplantıdır ki, biz buna "Aile Celsesi" deriz. Bir de "Resmi Celse" dediğimiz oturumlar vardır. Bu oturumlarda, her seferinde bizim Masonluk tarihimizi, konularımızı ve ilkelerimizi inceleyen konuşmalar yapılır. Konuşmacı kardeşlerimiz önceden belirlenir. Onlar hazırlık yaparlar, gelip anlatırlar. Anlattıkları konuları hep birlikte tartışırız. Tartışma bitince dağılırız, bir sofrada buluşup yemek yeriz. Bazen de aynı konuların tartışmasını yemekte daha serbest bir biçimde devam ettiririz.... Törenlerimize gelince... Kabul töreni vardır. Biz üç derece üzerinden çalışırız... Çırak, kalfa ve üstat... Onların bir dereceden daha yükseğe terfi törenleri vardır. Başka törenler vardır.

Bir de sizin nikâh töreniniz varmış galiba... Bir kardeşiniz evlenince, ona "Masonik Nikâh" kıyıyormuşsunuz...
Evet... Evlenmiş bir kardeşimiz, bu evliliğin, kardeşleri arasında teyit edilmesini ister. Yani orada bir yeniden nikâh kıyma olayı yoktur. Evli kardeşimize, "Birbirinize sadık kalın, birbirinizi kırmayın, yardım edin" diye bir tören yapılır. Bu törene kadınlar da girebilir.

Sayın Alsaç, benim aklımı hep kurcalayan bir konu var... Masonluğa özellikle sağ partiler, ama bunların arasında da en çok şeriatçı partiler karşı çıkıyor. Hatta sizin Siyonist bir Yahudi örgütü olduğunuz konusunda suçlamalar yapılır. Nereden kaynaklanıyor bu suçlamalar?
Efendim, bundan uzun yıllar önce Papalık, Masonluğu aforoz etmiştir... Çünkü, ruhban sınıfının etkinliği azalır diye korkmuşlardır. Bizim ilkelerimiz yayıldıkça, kendi etkinliklerinin azalacağından endişe etmişler ve Masonluğu aforoz etmişlerdir. Bu durumun etkisiyle, bizde de Masonların dinsiz olduğu söylentileri yayılmıştır. Yani bizimkiler, Papalığın bu emrine daha çok uyuyorlar ve bizi dinsiz olmakla suçluyorlar. Siyonizmle bağlantımız ise hiçbir şekilde yoktur. Biz, 1717 yılında yazılı belgelerimizle kurulduk. Oysa Siyonizm, 1896 yılında ortaya çıktı.

O halde özellikle sağ kesim size niçin karşı çıkıyor?
Cehaletlerinden... Araştırsalar, gerçeği göreceklerdir.

Sizin Masonlar olarak hiçbir yanlışınız, hatanız yok mudur?
Valla bu konuda kendimizi övmek gibi olacak... Belki dört dörtlük değiliz ve bizim de kusurlarımız olabilir. Ama bize atfedilen kusurlarımızın olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. Mesela bizi aynı zamanda kökü dışarıda, vatan haini diye tanıtırlar. Bugüne kadar hiçbir Mason, vatanı aleyhinde bir faaliyette bulunmamıştır. Gelmiş geçmiş onbinlerce Türk Masonu arasında devlet adamları, politikacılar, generaller, bürokratlar ve hatta din adamları vardır. Bunların hepsiyle biz gurur duyuyoruz.

Atatürk Mason muydu?
Atatürk'ün Masonluğu konusunda elimizde maalesef bir belge yok. Ama kendisinin konuşmalarından ve yaptığı telkinlerden, bizde Atatürk'ün Mason olduğu kanısı uyanıyor. En azından, kesinlikle biliyoruz ki, Masonluk hakkında çok derin bilgisi vardı ve Masonluğu her zaman himaye etmiştir.

İnönü Mason muydu?
Hayır.

Demirel Mason muydu?
Bizim bir ilkemiz daha var Emin Bey... Biz kendimizden başka hiç kimsenin Mason olduğunu söyleyemeyiz. Bir kardeşimiz Mason olduğunu söyleyebilir ama, bir Mason bir başkasının Mason olduğunu asla söyleyemez.

Niçin söyleyemez?
Çünkü Mason olduğu ortaya çıkarsa, bulunduğu muhit ve çevre kendisine zarar verebilir. Bu durum, çok başımıza gelmiştir. Başarılı birisinin Mason olduğunu anladıkları zaman, onu bir tarafa bırakmışlardır veya lâyık olduğu imkânları sağlamamışlardır. Dışlamışlardır... İlk zamanlarda Masonları öldürdükleri bile olmuş Avrupa'da.

Yani bir insanın Mason olduğu Türkiye'de duyulursa, ona zarar geliyor mu?
Eh bazen!... Onun için biz açıklamıyoruz. Ama isteyen kendisinin Mason olduğunu söyleyebilir.

Şu anda Türkiye'de devleti ve hükümeti yönetenler arasında Masonlar var mı?
Politikacılardan ve yöneticilerden yeteri kadar kardeşimiz var. Çok değil ama...

Komutanlardan var mı?... Mesela orduda rağbet görüyor mu Masonluk?
Bizim, emekli subay kardeşlerimiz çok. Fakat bu son çıkan Dernekler Yasası nedeniyle, memur kimseleri alamıyoruz... Çünkü, bakanlığından izin alması lazım. Hiç kimse de "Ben Mason olacağım" diye izin istemiyor. Askerlerin de başka kuruluşlara üye olması yasaklandı. Bu durumda askerlerden de üye alamıyoruz. Şu anda hiç asker üyemiz yok.

Sizin bütün kayıtlarınız, üye listeleriniz falan devletin denetimine açık mı?
Gayet tabii... Dernekler Yasası'na göre çalışan bir kuruluşuz. Sık sık gelip hesaplanmızı, defterlerimizi incelerler. Rapor düzenleyip bir nüshasını bize verirler. Çok şükür şimdiye kadar açığımız çıkmadı.

Sayın Alsaç, bir şey daha soracağım... siz Masonlar, diyelim ki bir başka yere gittiniz. Orada başka Mason olup olmadığını öğrenmek ve kendinizin de Mason olduğunu anlatmak istiyorsunuz. Bu iş için belli şifre, parola veya işaretleriniz mi var?
Bazı evrensel işaretlerimiz ve tanıtma şeylerimiz vardır.

Ama parola, şifre gibi şeyler var galiba. Bunlar değişir mi arada sırada?
Hayır- Bazısı çok az değişir.

Peki nasıl tanıtıyorsunuz kendinizi efendim?... Yani yazılı belge götürdüğünüz durumlar dışında, el sıkışırken mi bir işaret çakıyorsunuz, ya da göz mü kırpıyorsunuz?- (Orhan Alsaç çok gülüyor)-
Parola kelimemiz var, el sıkarken bir davranışımız var.

Mesela ne yapıyorsunuz el sıkarken?
O söylenmez ki!- O zaman size bir sır açıklamış olurum, siz de gidip kendinizi Mason diye tanıtırsınız. Tabii başka şeyler de var. Ben hepsini söylemiyorum.

Diyelim ki, bir vatandaşımız Mason oldu. Sırlarımızı ona yavaş yavaş mı öğretiyorsunuz?- İstekli bir insansa, kaç yılda öğrenir herşeyi?
Bizim bütün sırlarımızı herhalde ölünceye kadar ancak öğrenir.

Çok mu sır var sizde?
Evet... Öğrenmeyebilir de... Kendisinin kabiliyetine bakar bu işler. Birçok kardeşler, belli derecede kalırlar... Çünkü bir dereceden diğerine geçiş için imtihanımız var.

Siz şu anda Masonluğun Üstadı Azamı olarak bütün sırları biliyor musunuz?
Ben de bilemem... Bazen kendi aramızda "Şu kardeşimiz bilir herhalde" diye konuşuruz. Yani benden daha iyi bilenler mutlaka vardır.

Şimdi siz, beni mabedinize soktunuz, hatta orada resim çektirme izni verdiniz. Bu durum, ilk kez oluyor Türkiye'de- Şimdi bazı Mason kardeşleriniz bu duruma mutlaka tepki gösterecektir. Bunlar size gelip de, "Üstadım bu yaptığınız çok yanlış bir şey" diyebilirler mi Mason kuralları uyarınca?... Yani sizde eleştiri serbest midir?
Bizim kurallarımız ve Masonik terbiye içerisinde eleştirebilirler. Böyle bir eleştiri gelirse, sanırım gençlerden çok, yaşlı kardeşlerimizden gelir... Biz artık bu eskiden kalma bazı şeyleri yıkmak istiyoruz. Yavaş yavaş biraz açılmak istiyoruz. Çünkü biz saklandıkça, insanlar bizden daha çok şüphelenmeye başlıyorlar. Halbuki bizim şüphelenecek bir yanımız yok. Biz fena insanlar değiliz. Hiç kimseye bir zararımız yok. Ben, biraz daha açık olmaktan yanayım. Öyle olmalıyız ki, bu işi biraz daha yaymamız mümkün olsun. Dünya Masonluğunda da artık bu gibi açılmalar oluyor... Yani bizde eleştiri vardır ve kardeşlerimiz beni de eleştirebilirler.

Siz kardeşlerinizin dini inançlarına müdahale eder misiniz, Masonlar olarak?... Mesela namaz kılmasına, oruç tutmasına veya bunları yapmamasına karışır mısınız?
Bizim için önemli olan, Allah'a inanmasıdır. Ötesine biz karışmayız.

Sayın Alsaç, konuşmamızın sonuna geldik. Burada sizin özellikle söylemek istediğiniz bir şeyler varsa, lütfen söyleyin... Çünkü Masonluk olayını ister istemez çok yüzeysel olarak biliyorum- Bir çok şeyi bilmediğim için de, aklıma başka soru gelmiyor doğrusu.-
Efendim, şunları söylemek isterim... Biz artık toplumdan sanki çok ayrı bir kuruluş gibi kendimizi gizlemek ve kapamak istemiyoruz. Ama toplum bizden kaçıyor. Bize yakınlık gösterseler. İnsanların Mason olmasında hiçbir sakınca yok. Çünkü bizde kötülük yok. Ama Masonluğun bir de felsefi yönü var. Bize gelen kardeşimiz işin bu yanını anlayıp kavrayacak düzeyde değilse, o zaman bizim yaptıklarımız tuhafına gider. Hareketlerimize şaşırır ve söylediklerimizi anlamaz. Törenlerimizi görünce "Ne yapıyor bunlar?" diye sorar. İşte bu yüzden biz seçerek alıyoruz.

Yanılgıya uğradığınız olmuyor mu adam seçerken?
Gayet tabii oluyor.

İsteyen herkes, Masonluktan ayrılabilir mi?... Beğenmezse bırakıp gidebilir mi?..
İstifa etmek suretiyle, rahatça ayrılır. Ama Mason olarak ona verdiğimiz bazı şeyler, elbette ki onda kalacaktır. Sırlar kalacaktır. Bu yüzden de, Mason olan kişi bir daha Masonluktan çıkamaz deriz biz... Çünkü sırlarımızı koruyacağına yemin etmiştir.

Masonluk olayının püf noktası, bu sizin sırlarınızda galiba... Öyle değil mi Sayın Alsaç?... O sırları ben bilemediğim için size sormam mümkün olmuyor- Siz de zaten anlatmıyorsunuz.
Ben size, bizim korkulacak insanlar olmadığımızı anlattım. Bu yeterlidir Emin Bey...

Sayın Orhan Alsaç, bu konuşma için size çok teşekkür ediyorum. Özellikle beni mabetlerinize soktuğunuz için ayrıca teşekkür ediyorum. Böylece gerçekten çok merak ettiğim gizli bir yeri gözlerimle görmüş oldum... Size başarılar diliyorum efendim...
Hürriyet, 24 Aralık Pazar, 1989
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Nisan 23, 2007, 01:14:12 öö
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

bu roportaj tarihine bakilacak olursa sanırım pek amacina ulaşamamiş bugun için...


Mayıs 22, 2007, 05:58:14 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Çok nitelikli bi röportaj olmamış,çölaşının cehaletinden olsa gerek


Temmuz 06, 2007, 05:15:15 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Alinti <http://bilinmeyenler.wordpress.com/diyalog-ve-misyonerlik-ayni/masonlar-koskte-1/>

Cumhurbaşkanı Sezer’in 45 dakika görüştüğü, laikliğin ve Atatürkçülüğün koruyucusu ve teminatı olduklarını açıkladığı Türkiye Masonları, 1935 yılında da Cumhurbaşkanlığı konutu olarak kullanılan Çankaya Köşkü’nü kovularak terk etmişlerdi. Mason localarının kapatılmak istenmesi üzerine Atatürk’ü ikna etmek için 11 Ocak 1935 tarihinde Cumhurbaşkanlığı konutuna çıkan Mason heyeti, Atatürk’ün büyük tepkisiyle karşılaşmıştı. Dönemin Van Milletvekili İbrahim Arvas anılarında bu tarihi gerçeği şu şekilde anlatıyor:

Masonların Büyük Üstadı Mim Kemal, Reis-i Cumhur’a hitaben: “Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam’ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız demiş. Reis-i Cumhur da; peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve mektebinizin ismi nedir?” diye sormuş.

“DEFOLUN KARŞIMDAN! YAHUDİ UŞAKLARI”

Mason Üstadı Mim Kemal “Biz Cenova’ya tabiyiz ve Reisimiz Barca Mişon’dur” diye cevap verince küplere binen Mustafa Kemal Paşa, “Haydi defolun buradan, cehennem olun gidin. Yahudi uşakları! Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi. Ben sizin gibi bir çift Yahudi’ye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim Divan ı Harb-i Örfi’ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan” diyerek masonları kovdu.

İbrahim Arvasi’nin “Tarihi Hakikatler” isimli kitabının 71 ve 72. sayfalarında anlattığına göre; Atatürk’ten ağır hakaret işiterek kovulan masonlar, o gece adeta yıldırım hızıyla durumu İzmir, İstanbul ve Adana’daki localara bildirirler. Sabah olmadan Türkiye’deki bütün locaların kapanma kararlarını aldırıp, ilgili belgeleri daha sabah kahvaltısı sofrasından kalmayan Atatürk’ün önünü koyup derin bir nefes alırlar.

75 yıl önce Çankaya Köşkü’nde yaşanan kovulma hadisesi, yakın tarih kitaplarına bu şekilde yansıdı. Atatürk’ün 1935 yılında Çankaya Köşkü’nden kovduğu Türkiye masonlarının Çankaya Köşkü’ne neden çıktıkları ve bu görüşmede ne konuşulduğu konusunda Cumhurbaşkanı Sezer’in bir açıklama yapması bekleniyor.


Temmuz 06, 2007, 05:19:22 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Sayın masoncu :) Nickiniz çok hoş gerçekten ne ima ettiniz bilmek isterim :D Şarapcı yada boyacı dermiş gibi masoncu demek tuhaf geldi :)

Atatürk'ün bu yukarıdaki tepkiyi verecek nitelikte bir insan olduğunu düşünüyorsanız bence yanılıyorsunuz :) Bu cümleler bana biraz uydurma gibi geldi.."İstikamet batıdır ey köylüler ileri" diye nağralar atan da Sn.Mustafa Kemal'di değil mi?

Saygılar


Temmuz 06, 2007, 05:34:45 ös
Yanıtla #5
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Sayin masoncu,

11 ocak 1935 tarihinde Ataturk un soylemis oldugunu idda ettiginiz cumle su sekildedir.

"Ben sizin gibi bir çıfıt Yahudi�ye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye�deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim Divan ı Harb-i Örfi�ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan� diyerek masonları kovdu."

Fakat Mason Localari kendilerini 10 ekim 1935 te kapatmistir. 13 ekim 1935 tarihinde ise, devlet yasalari geregi butun dernekler kapatilmistir. Sizin idda ettiginiz ve bir gece icinde kapatilmak zorunda birakilan Mason Localari, 6 aydan daha fazla bir sure faaliyetlerine devam ederek devletin kendilerini diger dernekler ile birlikte kapatmasina gerek kalmadan, kendileri, Localarini kapatmis ve uykuya dalmistir.

Bahsettiginiz o zamanki Buyuk Ustat Profesor Mim Kemal Oke ise, Ataturk un en yakin doktoru ve kendisini bircok hastalikta iyilestiren kisidir.

Saygilarimla
« Son Düzenleme: Aralık 01, 2008, 03:53:22 ös Gönderen: aramis »
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Eylül 23, 2008, 08:59:56 öö
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sayın MASON
Paylaşımınız çok özgün vede bilgi doluydu.Teşekkür ederim.
En derin sevgi ve saygılarımla.


Eylül 26, 2008, 05:02:44 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

sn.mason
Mason localarının kendilerini 10 ekim 1935'de kapatmaları ve 3 gün sonra da tüm derneklerin kapatılması için karar çıkması garip değil mi?
sn.Orhan Alsaç'ın "Politikacılardan ve yöneticilerden yeteri kadar kardeşimiz var." sözü ve bu olay...
Masonlar devlet yönetimindeki kardeşlerinden çıkar mı sağlıyor? sorusunu getirdi aklıma...


Kasım 27, 2008, 04:16:45 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

      Sn Arkadaşlar,
      Aydınlatılması gereken çok önemli bir konu vardır. Atatürk batılılaşma yolunda mıydı? yoksa çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkma gayreti mi vardı? Olumsuz yönde tevil edilen bir çok özdeyişi olmasına rağmen Gazi' nin batılılaşmadan kastı endüstiyel atılımdır. Zira o dönemde sanayileşmesini tamamlamış tek uygarlık Avrupa-Amerika uygarlığı idi. Ne var ki kalkınma yolunda batılılaşmadan bahseden Atatürk, sanki batılılaşmadan kastı örf adet ve gelenekleriyle beraber onlara benzemeye çalışıyormuş gibi algılanıyor ve dahili düşmanlar tarafından anlatılıyor. Batılılaşmadan kasıt iktisadi gelişmedir. Ancak kültürel olarak batılılaşmadan yana olduğu kesinlikle doğru değildir. Kültürel düzeyde özgün kültürümüzü korumakla birlikte bizi kültürel açıdan geliştirebilecek, kendi kültürümüzün gelişmesine katkı sağlayabilecek her tür batı değerini de alabileceğimizi de dile getirmiştir. Söz konusu olan toplumsal bünyemize en uygun kalkınma ve aydınlanma yolunu bulmaktır, ne yazık ki günümüzde bu felsefe kaybedilmiştir.


Kasım 29, 2008, 04:50:41 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
16311 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 23, 2008, 08:49:51 öö
Gönderen: enes34
28 Yanıt
65346 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
7075 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2008, 12:05:03 ös
Gönderen: amurdad
26 Yanıt
21439 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2013, 12:35:15 ös
Gönderen: GOASISG
9 Yanıt
20992 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2011, 11:16:33 ös
Gönderen: AMON RA
19 Yanıt
14921 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2012, 09:45:54 ös
Gönderen: smyrnali
36 Yanıt
23728 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2012, 10:20:17 öö
Gönderen: Masor1976
49 Yanıt
30079 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2014, 11:29:47 öö
Gönderen: ABCDEF
15 Yanıt
13190 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2015, 01:28:57 ös
Gönderen: _SplendouR_
0 Yanıt
4170 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 21, 2010, 05:25:35 öö
Gönderen: poyraz06