Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Domuz Etinin Yenmesi İslam'da Niçin Yasak?  (Okunma sayısı 40897 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 01, 2012, 09:34:19 ös
Yanıtla #60
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Öncelikle her ne kadar asıl konudan kopmuş olsakta, irdelenmesi gereken bir konuda olduğumuz için, forum yönetiminin bu konu sapmasına göz yumacakları temennisiyle başlıyorum.

Sayın peacewings ; Polemik yaratmak istemediğimide baştan belirttim, yukardaki alıntının açılımını yaparsanız ziyadesiyle bendenizi memnun edersiniz.
2. konuya gelirsek Hz. Musa efendimiz TANRI ile birebir konuşurken , yanında ŞAHİT varmı idi ?
3.konuda Peygamberimizin MiRAÇ' ta konuştuğu TANRI 'dan başka birimi idi ; sonuçta oda TANRI ile teke tek görüşmüştü yada bize yalanmı söyledi bu PEYGAMBERLER sizce  ?  ???

Bu kainatta kim kime karşılıksız yardım yapar, Allah aşkına .
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 02, 2012, 01:44:55 öö
Yanıtla #61
  • Ziyaretçi

Sayın Nosam33'e katılıyorum. Bu konuyu şu şekilde kapatmak doğru olur. Allah'ın varlığı ve sıfatları, melekler, şeytanlar, peygamberler, kutsal kitaplar, cennet ve cehennem, ahiret inancı, kader, ruh  vb.  gibi dini kavramları bilimsel ve mantıksal delillerle ispatlayamassınız, fakat var olmadığını da ispatlayamassınız. Bu nedenle inanan ve inanmayan her iki kesime de saygı duymak, toplumsal ve hukuki baskıları her iki kesimin üzerinden kaldırıp serbest bırakmak gerekiyor. Bu şekilde her iki kesim de mutlu olabilir özgürce toplanabilir sosyalleşebilir vb. 

Ateist kafa yapısı teist kafa yapısından daha zararsızdır aslında. Neden dersek daha düne kadar dindar insanlar Tanrı'ya çocuk ve insan kurban ediyorlardı. Mahsulleri bereketli olsun diye binlerce masum çocuğu öldürüp kanlarını içiyorlardı. Şimdi gel de böyle bir dini yapıya saygı göster..

Demek istediğim dindar kesimin ateizmden korkmaması aksine objektif bakış açılarından  faydalanmaları gerekiyor diye düşünüyorum.

Benim dinde görebildiğim ana unsur duygusal bir olay olduğudur. Mantıkla izah edilme çabasına rağmen tamamen ruhsal ve anlamlandırılamayacak bir mevzudur. Eğer tarafsız bir mantıkla yaklaşılırsa tüm teistler ateistleşmesi gerekirdi, gayet iyi sorgulayabilen beyinlere sahip insanların hala teist olması da  bu yaklaşımımı doğrular niteliktedir.

Laik ve seküler bir sistem bu açıdan gereklidir. Bu şekilde insanlar hür iradesiyle dinini seçebilirler veya ateist olabilirler. Aksi taktirde ya zorla ateistleştirme ve beyin yıkama faaliyetleri  ya da teistleştirme faaliyetleri son bulmaz. Her iki tarafın zorbalıkları da insanlığı sürekli olarak kanlı çatışmalara gebe bırakıyor.

Saygılarımla.



Kasım 02, 2012, 11:34:06 öö
Yanıtla #62
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Çok ama çok güzel  yazı Sayın Masor1976 , teşekkürler.
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 02, 2012, 12:27:20 ös
Yanıtla #63
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Bu kadar güzel ifade edip de bu kadar anlaşılamadığımı düşündüğüm çok az olmuştur. Bu yaklaşımım kendini beğenmişce gelmesin sakın. Zira bu konuda kendimi çok iyi anlatabildiğimi düşünüyorum. Fakat Sayın peacewing anlamadı/anlayamadı.

Bunun farklı sebepleri  olabilir.

1- Yazdıklarımı kendisini vererek okumamıştır.

2- Okuduklarını tam olarak anlamamıştır.

Bazen insan kendi sesinin yüksekliğinden başka sesleri duyamaz. Bazen susmak gerekir.

Efendim ben yazımda sayın peacewings'in " Bedevi" tanımlamasına falan takılmadım. Hz. Muhammed bedevii olsa ne olur olmasa ne. Özellikle bundan bana ne.

Ben " Tanrıdan mesajlar aldığını iddaa eden bir bedevi" tanımlamasına takıldım. Bu uslup bana göre en hafifinden saygızlıktır. Özellikle o dinin inananlarına saygısızlıktır. Bunları dinlerden bağımsız, kendi öz düşünülerim olarak söylüyorum. Şimdi " Tanrıdan mesajlar aldığını iddaa eden bir bedevi" demekle " Ey Müslümanlar siz Tanrıdan mesajlar aldığını iddaa eden bir bedevinin söylediklerine inanacak kadar saf mısınız" demek arasında ne fark vardır. Ben elimden geldiğince hafifleterek yapmaya çalıştım bu benzetmeyi ama sanırım anlaşılabilirim.

Sayın skullG'nin çok güzel bir önermesi olmuştu bundan aylar önce. Tesadüfe bakın ki o konuda yine Sayın peacewings beni anlayamamıştı. Şöyle demişti Sayın skullG: "Bazen uzlaşmak için de okumak gereklidir". Tabii Sayın skullG bir mason ve Masonluktan aldığı terbiye ona bunları söyletmiştir. Buna imreniriz.

Fakat sevgili dostlar... Peki ya biz, biz neden böyle olmayalım? Bu forumun kurucuları " Masonluk Masonlardan Öğrenilmelidir" derken biraz da bundan bahsediyorlar olmasınlar sakın? Bu forumdan öğreneceğimiz şeyler arasında bu gibi davranış örnekleri de yok mudur? Masonluk biraz da bunları öğrenebilmek değil midir?

Çok uzatmayayım...

Ben bu forumdan masonlar ve Masonluk için " Hoş görü" ve " Tolerans" kavramlarının çok önemli olduğunu gördüm, anladım. Bu kavramları kendi hayatımın içine de olabildiğince yerleştirmeye çalıştım. Bu sebeple Sayın peacewings'le anlaşabilmemiz için bunlardan hangisi gerekliyse göstermeye hazırım.

İstemeden de olsa konuyu dağıttığım için yönetimden ve Sayın üyelerden özür dilerim.
« Son Düzenleme: Kasım 02, 2012, 12:29:43 ös Gönderen: enelsır »
enelsır


Kasım 02, 2012, 01:55:10 ös
Yanıtla #64
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sn.enelsır
Öykündüğünüz şey sadece sizin başınıza gelmiyor,ifade ettiğiniz konu her ne olursa olsun ve herne şekilde ifade ederseniz edin muhakkak bir başkasına göre muhakkak eksik görülecektir buna doğal diyorlar.İkimizi aynı fikirde buluşturan ise baktığımız noktanın aynı olması idi bu peygambere apaçık saygısızlık olarak anlaşılabilecek ve anlaşılmaya müsait tanımlama onun inanırlarına saygısızlıktır rencide etmektir.Kaldıki peygamberi yada herhangi birini bedevi yapsan ne olur ne çıkar sadece niyetin önemli bu tanımlamayı kullanırken benimde rahatsızlık duyduğum nokta orası.

Lakin şurasıda üzücü bir çok katılımcıda bu ifadelere katılıyor ve destekliyor ama neden bakın bunuda ben anlayamıyorum.

saygılarımla
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Kasım 02, 2012, 05:04:40 ös
Yanıtla #65
  • Ziyaretçi

Sayın peacewings'in " Tanrıdan mesajlar aldığını iddaa eden bir bedevi" cümlesinde bence bir beis yok. Hatta doğru olmadığına inandığı için yalancı bedevi de diyebilir. Bunda biz müslümanların gocunması ve saldırganlaşması genelde karşılaştığım bir tutum. Benzer anormal negatif tepkiyi dogmalaştırılan siyasi kimliklere yapılan eleştirilerde de görüyoruz. Bence her kez istediği tepkiyi ve görüşü sunmakta özgür olmalı. Dogmalaştırılmış kavram ve kişileri değil bu kavramlara yapılan eleştiri ve fikirleri korumak lazım. Aksi taktirde dogmalaştırılmış kişi ve kavramlara tutunabilmiş yalanlara göz göre göre  rıza göstermek zorunda kalırız.

Saygılarımla.


Kasım 02, 2012, 05:19:02 ös
Yanıtla #66
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Ben bu konuya pek ilişmemiştim; bir anketmiş meğer ama üzerinde tartışılmış.

Demek forumu nasıl kullanacağımızı da öğrenmemiz  gerek.

Bu arada sayın enelsır bu başlık altında bir şeyi taklit etmiş. İşte onu anlayamadım.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 03, 2012, 11:57:19 ös
Yanıtla #67
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

en ufak bir olguda müslüman kimliğimizi öne çıkarıyoruz ve arkasından savunma gereği duyuyoruz ya.... Nerde kaldı akıl?
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Kasım 16, 2012, 05:08:24 ös
Yanıtla #68
  • Ziyaretçi

Aslında islami değil de mantıksal açıdan bu konuyu biraz düşündüm. Normalde Türkiye' deki pek çok müslüman alkol almakta ama domuz etine gelince ne hikmetse günah, haram demekte. Bana bu çok komik geliyor gerçekten. Madem günah alkolüde içmeyeceksin. Sigara da mekruh onu da içmeyeceksin. Aslında tıbbi ilaçları da içmeyeceksin(bazılarının içinde alkol türevleri var) sonra da öleceksin ne de olsa amaç öbür tarafa günahsız çıkmak değil mi? Zaten bu çeşit tartışmalarla bir yere ulaşamayız.

Benim aklıma ilginç bir fikir geliyor aslında. Domuzun genetik yapısı insan genetik yapısıyla büyük bir benzerlik gösterir. O kadar benzer ki;  % 99 benzerlik var. Hatta insanlar kalplerinden hasta olunca, idare etmeleri için domuzun kalp kapakçıkları bile takılabiliyor. Arnold abiye böyle yaptılar 2 yıl idare etti böyle :D

Domuz diğer etler gibi iyi pişmediği takdirde kaslara yerleşen trişin gibi kurtlar eklemlerinize, hatta beyninize yerleşebilir. Bildiğim kadarıyla domuzda, öbür hayvanlara göre bu risk çok daha fazla.
Aslında bazı insanlara bakınca onların domuz iştahlarını bile görebilirsiniz. Gözlerinden çıkan tüketim ışığı beyinlerini engelleyecek kadar parlak olabilir. Böyle çok insan vardır. Domuz gibi yemek gibi bir deyim bile vardır.
Sonuç  olarak, domuzlar az buçuk insandır . İnsan insanı yemeyeceğinden belki günahtır, diye düşünüyorum.



Ocak 08, 2013, 02:47:00 ös
Yanıtla #69
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Konuyu yalnızca domuz eti ile sınırlı tutmayalım, bu soruya bir de içkiyi ekleyelim. Türkiyeyi Anglosakson ülkelerden farklı kılan tek özellik, içkinin 'sınırlı' tüketilmesi ve domuz etinin de tüketiminin 'yasak' olması özelliğidir. İçkinin bir kültür olmasından ziyade, özel günlerde veya kutlamalarda tüketilmesi vazgeçilmezdir.Şimdi ben, ' domuzu ülkeye bile sokamıyoruz, içkiye mi eşlik edecek ?' şeklinde bir ifadede bulunamam açıkçası..
Toplumları birtakım felsefi akımlara göre bölmek elbette ki açık sonuçlar verir, fakat ikili tüketim nesnesinin bir toplumu bu denli  farklı kılması, araştırılan toplumsal felsefenin acaipliğini gösteriyor. İslam ya da İslamın sonraki yorumcuları öyle bir yasak getirmişler ki, Batıda en dini içerikli günlerde bile içki içilebilirken, bizde neredeyse bir içki markasının sponsor olduğu festival bile yasaklanacak duruma geliyor ama bu olaya toplumdan ciddi bir tepki geleceğini de zaten düşünmüyorum. Çünkü dindar nesil örneğinde de gördüğümüz üzere, siyaset kurumu bu tip ayrımların ne kadar işine geldiğinin farkında.Bu yasakların güncele yansıması bir tarafa, dünyanın hemen her yerinde sular seller gibi tüketilen iki nesnenin İslam toplumlarında yasak  olması inanılmaz dönüştürücü, radikal ve meydan okuyucu bir tutum. İslamın, yaşamın  pratiğine bu denli ' müdahilliği ' dolayısıyladır ki, kabak tadı veren İslam ve modernlik tartışmaları bitmek tükenmek bilmiyor,çünkü  uyumsuz gelen bir şeyler var ve bunlar sadece düşünsel dönüşümlerle çözümlenecek gibi  görünmüyor.
Adequatio intellectus et rei


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
8134 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2006, 04:04:04 ös
Gönderen: MASON
40 Yanıt
18920 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2007, 01:04:21 öö
Gönderen: arteizm
21 Yanıt
12743 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 30, 2013, 09:41:05 ös
Gönderen: blackfriairs
8 Yanıt
7547 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2017, 05:23:38 ös
Gönderen: RANA
6 Yanıt
5360 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2009, 02:51:25 ös
Gönderen: AteSHaN
3 Yanıt
3554 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 09, 2009, 10:53:37 ös
Gönderen: Mozart
0 Yanıt
3326 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2009, 01:46:35 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3967 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2010, 03:07:18 ös
Gönderen: Escalation
8 Yanıt
7805 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2019, 10:53:50 ös
Gönderen: karahan
5 Yanıt
4314 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 14, 2013, 10:24:24 ös
Gönderen: Alşah