Haklısın kardeşim huyum kurusun nedense kendimi MASON kardeşlere yakın hissettiğimden dolayı huyum kurusun kendimi hep Mason gibi düşünmekten alamıyorum burasınıda Mabet gördüğüm için tepki gösterdim.Sende haklısın kişi benim inancımla ALAY edecek bende TREN'i seyreden misali bakacağı öbür taraftada RAB'im demokratik bir formda olduğumdan sesimi çıkarmadım sen doğrusunu bilirsin deriz o da bana bu insanlar benim için savaştı ve Öldüler sen ise beni dahi savunadın sen ne aciz ve RİYAKAR bir kulmuşsun dediğinde bende TREN'e bakar gibi o Allah yolunda ölenlere bakarım ve DEMOKTATİK bir ortam vardı derim
Saygılar
Sayın NOSAM33,
Ölümü ve öldürmeyi kutsamak bazı dinlerin getirdiği bir şey'dir. Herkesin bu kavramlara sizin baktığınız gibi bakmasını isteyemezsiniz. Ateizm tek tek dinlerin değil, tüm dinlerin reddidir. Haliyle aman benim dinimle alay ediyorlar, hadi bunu keselim; cihata çıkalım gibi argümanlar anlamsızdır. Üstelik sık sık söylerim insan şöyle bağırmalı: "eleştirin beni, eleştirin, en acımasız eleştirilerlerle üstelik, sürünmeli fikirlerim en derin eleştirileriniz karşısında" Eleştirmek, dalga geçmek değildir. İnsanlığı ilerleten şey sorgulamadır. Bu sorgulamayı yaptıkları için nice insanlar katledilmiştir. Biri çıkıp, dünyanın düz olduğunu iddia edecek olursak, evet hepimiz ona güleriz. Lakin Bruno'yu diri diri yakanlar, Galileo'yu afaroz edenler; kimlerdi? Tanrının yolunda gittiğini iddia eden bir kaç zavallı.
Bir de şu argumana gelelim. Demişsiniz ki benim dinimle dalga geçecekler ben de trene bakar gibi bakacağım. Ya, ne yapacaksın dostum? Öldürmeyi mi deneyeceksin? Fikirler ölmez, öldürülemez. Ama siz de eleştiri yapacaksanız buyurun. Yok, onlar gibi dalga geçecekseniz, yine buyurun.
"Allah yolunda ölmek" demişsiniz. Sizden bu kavramı açıklamanızı isteyeceğim. İnsanlar eğer onun yolunda ölüyorlarsa, demek ki insanları kötülüğe sevkeden bir şeyden bahsediyor olmalıyız. Allah yolunda sevmek ve yaşatmak varken; ölmek ve öldürmek. Bu son iki kelimeye karşı hissettiğim şey, sadece tiksinti. Ben "ne yolunda olursa olsun" savaşı, aşağılayıcı ve tiksindirici bulurum. Ve bu konuda masonların da bana katılacağı kanısındayım.
Özür dilerim ama yazınızda mason gibi düşündüğünüzü belirtmişsiniz. Bence düşüncelerinizin masonlukla hiç mi hiç alakası yoktur. Ya siz masonluğu yanlış kavramışsınız, ya da ben. Ama sorarsan sen niye inanırsın diye? Onu da çekinmeden söylerim:
Savaşı ve ölümü kutsayan bir Tanrıya değil, barışı ve sevgiyi yücelten bir Tanrıya, kendisine tapınılmasını değil bilgiye,sevgiye,barışa tapınılmasını isteyen bir Tanrıya, insanlara cennet diye huri ve şarap vadeden, iyilik yapmayı karşılıklı çıkarcılık haline getiren bir Tanrıya değil; dünyayı cennet eylememizi öğütleyen bir Tanrıya, cihat diye bağıran bir Tanrıya değil, savaşa hayır diye bağıran bir Tanrıya. İnsanları cehennemle korkutan bir Tanrıya değil. Onları cehaletle korkutan bir Tanrıya. Sorunları çözmede insan gibi davranan bir Tanrıya değil. Kin, nefret ve düşmanlık mesajları veren bir Tanrıya asla. Ve Tanrıyı aklımızla idrak edemeyeceğimizi iddia edenlere inat, aklımla kavrayabileceğim bir Tanrıya. Bu dinin adı nedir? İnsanlık dini. Belki panteizm, belki hümanizm belki Yehova'nın Şahitleri. Belki de başka bir şey. Ama adının ne önemi olabilir ki? Bence tanrı kimdir? Kainat. Bak, işte ben de tanrıya inanıyorum. Masonluk ne der? "Bir yaratıcıya inanmak". Yani ille de bir dine inanmak değil.
İşte demokrasi. Tabi siz bu yazdıklarımı da hakaret kapsamında değerlendirmiyorsanız.
Saygılarımla.
Ve şunu da eklemek isterim ki, çizilmiş bir kadere değil çizilecek bir yola inanırım.