Konuyu başlatan ben olduğuma göre sanırım benim de katkıda bulunmam gerekir.
Hayatımda en çok sevdiğim roman Dumas'nın Les Trois Mousquetaires (Üç Silahşörler) idir. Türkçe, ingilizce ve fransızca olarak toplamda 50 defanın üzerinde okumuşumdur. Herhalde o çağda doğmuş olsam, kralın silahşörlerinden biri olurdum.
Üç Silahşörler bilinenden daha geniş süreyi kapsayan aslında bir dönem hikayesinin ilk bölümüdür. Athos, Porthos, Aramis ve D'Artagnan'ın hikayesini anlatır. XIII. Louis hayattadır ve iktidarda Kardinal Richelieu vardır.
İlk bölümün ardından '20 Ans Après' ( 20 Yıl Sonra ) isimli bir devam bölümü vardır. Bu bölümde XIV.Louis'nin çocukluk yılları, Kardinal Mazarin'in iktidarda olduğu (Müteveffa Fransa Cumhurbaşkanı Mittérand, kızının adını Kardinalden esinlenerek Mazarine koymuştur) yılları anlatır. Adından da anlaşılacağı gibi, kahramanlarımız delikanlılık yıllarını geride bırakmış 4o'lı yaşlarını sürmektedir ve gelişmeler sonucu D'Artagnan- Porthos ve Aramis-Athos karşı kamplarda bulurlar kendilerini, tabii sonunda tekrar bir araya gelirler.
Bu ikinci kısımdan sonra Türkiyede bilinmeyen, bir 10 yıl sonrasını anlatan 'Vicomte De Bragelonne' isimli bir 3. bölüm vardır. Bu bölüm yaklaşık 1000'er sayfalık 3 kitaptan oluşur, kahramanlarımızın yaşlılık yılları ve XIV.Louis'nin iktidarı ele aldığı yıllar anlatılır. Türkçeye çevrilmediği için söyleyebilirim, spoiler olmaz sanırım, Aramis dışında tüm kahramanlar birer birer ölür.
Neden Aramis? Romanı bir bütün olarak alırsak baş kahraman D'Artagnan 2. ve 3. kısımda giderek salt asker ve salt kurnaz biri olup çıkar. Gençliğindeki o heyecanı, duygularını yitirir.
Porthos çok güçlüdür ama bir o kadar gürültücü, naif ve palavracıdır.
Athos, ah Athos.... Athos olmayı hayal bile edemem, öylesine soylu, öylesine asil, öylesine kusursuzdur ki! Neredeyse tanrısaldır.
Ve Aramis. İçlerinde en zarif, aslında en entrikacı, en 'elegan', en yakışıklı, en bakımlı, en gönül işlerine yatkınlarıdır. Silahşörken papaz olmak ister, papaz gibi davranır, papazken silahşör olmak ister, silahşörmüş gibi davranır. Kendime en yakın bulduğum, Athos'tan sonra olmak isteyeceğim kişilik Aramistir.
Bir de Kardinal Richelieu var ki, bu tarihsel kişilik asıl en büyük hayranlığımı taşıyan (Armand-Jean Duplessis gerçek adıdır) çok büyük bir devlet adamıdır. Bazı yerlerde kullanıcı adı olarak Richelieu'yü seçerim kendime. Aramis ile ikisi arasında gidip gelirim daima, seçim yaparken çok zorlanırım.