Matematik nedir?
Ne işe yarar?
Bu soruya verilebilecek en münasip cevap şudur: Matematik varoluş kitabının dilidir. Dili bilmeyen kitabı okuyamaz; ya da bu okuma kusurlu bir okuma olur.
Dolayısıyla matematik hiçbir alandan mutlak düzeyde soyutlanamaz. Pratik olarak hiçbir işe yaramaz; ama tam da bu yüzden her şeye yarar. Bu yüzden matematiksel düşüncenin gizem okullarında da önemi -normal olarak- büyüktür. Herhalde tarihte bu olgunun en çarpıcı tezahürlerinden biri, kendisi de bir gizem okulu inisiyesi olan Pisagor'un şahsında ve öğretisinde olmuştur.
Şimdi bunu bir parça somutlaştıralım.
Bunun için Manly P. Hall'un, Pisagor'un kırk yedinci önermesine gömülü olan sembolizme dair kısa bir anlatımını alıntılıyoruz:
"Felsefi matematiğin doğru anahtarı, yanlışlıkla Öklit'e atfedilen Pisagor'un kırk yedinci önermesidir. Kırk yedince teorem şudur: Bir dik üçgende hipotenüsün karesi diğer iki kenarın karesinin toplamına eşittir. Plutarkhos bu problemle ilgili şunları yazar: 'Evrensel Doğa, en tam ve eksiksiz haliyle, bu üç şeyden oluşmuş olarak görülebilir: Akıl, Madde ve bu ikisinin sonucu olan, Yunancada hem güzellik, hem düzen hem de kelime anlamına gelen Kosmos'dan oluşmuştur. Bunlardan birincisi Platon'un İdea, Örnek ve Baba dediği şeydir; ikincisi Anne, Bakıcı, Yer, Doğumun Rahmi denir, üçüncüsü ise Ürün ve Çocuklar'dır. Aynı şekilde Mısırlıların da bu evrensel Doğa'yı, en güzel ve en kusursuz üçgen olarak gördüklerini düşünmek yanlış olmaz. Karelerden oluşan yukarıdaki üçgende dik kenar üç, taban dört ve hipotenüs beş birimdir. Mısırlılara göre dik kenar eril olan, yatay kenar dişil olan ve hipotenüs bu ikisinin soyudur. Yine onlara göre dik olan, ilk neden Osiris, yatay olan kabul edici kuvvet İsis ve sonuncusu bu ikisinin ortak etkisi Orus(Horus)'tur. Çünkü 3 sayısı tek ve çiftten doğan ilk sayıdır ve dört her kenarı çift sayı ikiye eşit olan bir karedir. Fakat kendinden önceki iki ve üç gibi iki sayıdan üretilmiş olan beş, bu iki sayıya, yani ebeveynlerine eşit bir ilişkiye sahiptir."