Önceki yazımda “bir süre için” geçerli tutulacağını varsaydığım soyut bir çözümden söz etmiştim.
Her şeyden önce buradaki “bir süre” nedir?.. Ne olmalıdır?.. Bunu açık ve somut olarak ortaya koymak gerekir. Bir yıl mı, beş yıl mı, on yıl mı?
Geçici bir çözümden söz ediyorsak, daha uzun bir süreyi zaten düşünemeyiz.
Bu belirlenecek süre içinde dünyada neler olup bitecek? Bilimsel, kültürel, sosyal, politik ve ekonomik alanlarda ne gibi değişimler olacak?
Konu HKEMBL olsaydı, bu değişimler pek önemli sayılmayabilirdi. Fakat ÖMBL olunca, onların benimsediği ilkeler uyarınca önemli olmalı.
Bugün için iyi ve doğru olduğunu benimseyeceğiniz saptamaların yarın da iyi ve doğru olacağına ne denli güvenebilirsiniz?
Eğer böyle bir güvenceyi sağlayamıyorsanız, bugünden sonraki o “bir süre” için iyi ve doğru olduğunu söylemeye kalkışmak bile yanlış olmayacak mı?
Fakat geleceğin getirecekleri her nasıl olursa olsun, bugün için somut önerilere de gereksinmeniz yok mu? Olmalı. Yarınları düşünmediğiniz, önemsemediğiniz, umursamadığınız için değil, tersine şayet bugünden çok yarına önem veriyorsanız. Fakat bugünü çözemezseniz, yarına hiçbir şey bırakamayacağınızı da bilmelisiniz. Evrimsel süreçte üstünüze düşen görevi yerine getiriyor musunuz? Bunu yapmıyorsanız, başaramıyorsanız, sizden sonra gelenler geçmişten gerektiğince yararlanamayınca geçmişi tümüyle göz ardı ederek her şeyi alaşağı edip ilk baştan başlamak zorunda kalacaklardır.
Çok daha uzun bir süre için geçerli olabilecek bir çözüm üretmek, elbette çok daha olumlu, çok daha yararlı olur. Fakat gelin görün ki, günümüzün koşulları altında bunun başarısızlığa uğraması bir olasılık bile değil; kendini açıkça gösteriyor.
Bu yüzden, şimdilik bir geçici çözüm bulmak ve ona sadece “geçici” olarak tutunmak gerek.
Bu yaklaşım “plânsızlık” olarak da nitelendirilebilir.
Doğrudur… Fakat, bırakın başarısızlığını, uzun bir süre için geçerli olacak bir plânın hazırlanması da uzun süre alacaksa, plânın hazırlandığı süre içinde ne yapacaksınız?.. Hiçbir şey yapmadan söz konusu plânın hazırlanmasını mı bekleyeceksiniz?
Uzun süre için geçerli olacak bir plân hazırlayıp hazırlayamayacağınız bile belli değil.
Diyelim ki, uzun süre için geçerli olacak bir plân hazırladınız… Bunun gerçekten de uygun olacağını şimdiden nasıl güvenceleyebileceksiniz?.. Büyük olasılıkla bu plân zaman içinde yer yer birtakım değişikliklere, uyarlamalara, yenilemelere uğratılacak. Bir diğer deyişle yüzde yüz geçerli olmayacak. Yüzde yüz bir olasılık varsa, o da şimdiden uzun süreli bir gelecek için tasarlanmış hiçbir şeyin yüzde yüz geçerli olmayacağı.
Demek oluyor ki, zaten uzun süre için geçerli sayılabilecek bir plânda bile ara çözümlere, yenilemelere ve güncelleştirmelere gereksinme olacak.
O zaman, bu yenileme ve güncelleştirmelerin yapıldığı aşamada, kısa süreli bir bakış açısıyla değerlendirmeler yapıldığında, ÖMBL üyeleri yine tutarsızlıktan yakınmayacak mı?
Birazcık olsun tutarlılık sağlayabilmek için tek bir yaklaşıma özen gösterilmesinde yarar var: Değişim elbette gereklidir; kaçınılmazdır; yapılacaktır; yapılmazsa belli bir zaman aşamasında kendiliğinden gerçekleşecektir.
Kendilerini birtakım kesinliklere, değişmezliklere bağlamış olanların başına gelecek olan budur. Doğal değişimi denetim altında tutamayacak, durduramayacaklardır.
Değişim gerekli olsa da, ÖMBL’nin kuralları, tüzükleri, yöntemleri, ritüeller ve stratejiler salt artık yeterince uygulanmış ve kullanılmış olduğu için değiştirilmemelidir. Değişiklik bir amaç biçimine dönüştürülmemelidir. Bunun için gereksinmeyi, zorlamayı, itişi duyumsamak gerekir. Ancak bunlara karşı direniş göstermemeyi de şimdiden kafaya koymalı, vakti gelince değişim göstermeye, değişime hem ayak hem da kafa uydurmaya hazır olmalı.
Öyle olmalı ama sanırım ÖMBL tüm bunlara yeterince hazır olmadan girişmiş.
İzleyen bölümde, bir de ÖMBL’nin bugününe kendi öngördükleri ilkelerle uyumlu olup olmadığı açısından bakmak isterim.