Alıntıdır
Gazetecinin Haber Kaynağını Açıklama Zorunluluğu var mıdır?
Gazetecilikte haber kaynağının korunması basın özgürlüğünün en önemli unsurlarından biridir. Gazetecilik literatüründe Kaynak, “bir gazeteciye bilgi sağlayan tüm kişiler” olarak tanımlanmaktadır. Bazen gazetelere yansıyan önemli haberler toplumda büyük bir yankı uyandırmakta, bazen de devletin kendisini tedirgin etmekte hatta zan altında bırakmaktadır. Bu tür haberlerin basına yansımasıyla gazetelere hukuki davalar açılabildiği gibi (özellikle Tazminat Davaları) cezai soruşturmaya ve kovuşturmaya da tabi olabilmektedir.
Özellikle polis soruşturmaları ve ceza davaları esnasında haber sahibi gazetecinin haber kaynağına ulaşılmaya çalışılmaktadır. Gazetecinin bu önemli bilgileri veya belgeleri kimden elde ettiği ya da bunları nasıl bulduğu, bazı kesimler ve özellikle devlet makamları açısından büyük önem arzetmektedir.
Peki böyle bir durumda gazetenin veya gazetecinin haber kaynağını açıklamama hakkı var mıdır? Bu konu Avrupa’da çok tartışılmış, AİHM’e taşınarak burada da ayrıntılı olarak incelenip çeşitli kararlar üretilmiştir. AİHM’in Goodwin v. İngiltere davası ile Voskuil v. Hollanda Krallığı davasında verdiği kararlar bu açıdan çok önemlidir.
İngiltere makamları gazetede çıkan bir haber nedeniyle Goodwin isimli gazeteciden haber kaynağını açıklamasını isterler ve kendisine bu hususta ihtarda bulunurlar. Gazeteci bu ihtara rağmen talebi reddeder ve haber kaynağını açıklamaz. İngiltere Yasaları gereğince bu gazeteciye para cezası verilir.
Konu AİHM’e gider. Mahkeme, 1996 yılındaki kararında gazeteciyi haklı bulur ve yapılanın demokratik bir toplum bakımından uygun olmadığını söyleyip gazetecilerin haber kaynaklarını korumalarının basın özgürlüğünün temel taşlarından biri olduğuna vurgu yapar.
Diğer meselede ise Hollandalı gazeteci Voskuil, ismini açıklamadığı bir polise dayanarak yaptığı haberde Amsterdam’da polislerin hile yaparak silah ele geçirdiklerini kamuoyuyla paylaşır. Bu haber Hollanda’da büyük yankı bulur. Haber kaynağını yani kendisine bilgi veren polisin ismini açıklamadığı için Vosklui tam 18 gün gözaltında tutulur.
AİHM’e yapılan başvuru sonucu mahkeme şu tespitlerde bulunur: “Gazeteciliğe ait kaynakların korunması, basın özgürlüğünün genel kabul görmüş temel ilkelerinden birisidir. Bunun gibi bir koruma olmaksızın, kaynaklar kamu yararını ilgilendiren meselelerde basını bilgilendirmeye yardımcı olmaktan kaçınabileceklerdir.”
AİHM 2007 yılında verdiği bu karar ile tüm AB ülkelerini bağlayıcı bir içtihat yaratmıştır. Hem bu içtihat hem de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 2000 yılında kabul ettiği “Gazetecilerin Bilgi Kaynaklarını Açıklamama Hakkına İlişkin Tavsiye Kararı” ışığında hayati öneme sahip istisnai haller dışında Gazetecinin haber/bilgi kaynağını açıklama zorunluluğu yoktur.
Bugün gazetecilik etik kuralları ve gazetenin güvenilirliği açısından haber kaynaklarının açıklanmaya zorlanamaması önemli bir gelişmedir. Basının bu korumaya sahip olduğunun bilinmesi ile insanların gönül rahatlığıyla gazetelere haber veya bilgi iletmelerine olanak sağlanmaktadır.
Gazeteci arkadaşlara açık çağrımdır “Toplumsal yarar ve kamuoyu denetimi için haber kaynağınızı hiçbir zaman açıklamayınız”.
http://www.kibrispostasi.com/print.php?col=162&art=13873http://www.hurriyet.com.tr/japon-mahkemesi-gazeteci-haber-kaynagini-aciklamak-zorunda-degil-4580521Haber kaynağı korunmazsa yani güvence olmazsa gazetecilere bir çok kişi bilgi sağlamayacaktır.
Gazeteci haberin doğru olup olmadığını İspatlamak zorundadır. Çünkü önüne gelen her bilgiyi araştırmadan haber yapması zaten gazetecilikl değildir. İspatlamak zorunda olması başka şey haber kaynağını bildirmesi başka şey.
Avrupa insan hakları mahkemesi gazetecinin haber kaynağını açıklama zorunluluğu olmadığını bildiriyor.
Şöyle düşünelim haberin kaynağı açıklanmak zorunda olsaydı bence Can Dündar MİT Tırları haberini yapamayacaktı ve bizim ilaç yardımı olarak duyduğumuz tırlarda silahlar olduğunu gözlerimizle göremeyecektik.