Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: SAVAŞ  (Okunma sayısı 8221 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 24, 2007, 02:48:49 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

DİNLER VE SAVAŞ


• YAHUDİLİK


Merkezinde barışın olduğu bir öğretiye dayansa da Yahudilik `barışçı ` bir din değildir. Savaş gerekli olduğunda kabullenilir ve savaşçı olmak bir erdemdir. Yine de adaletin savaş ve şiddetle tesisi gibi bir anlayış yoktur. Meşru olabilmesi için bir savaşın ya Yaratıcı`nın direkt emri olan Kutsal Savaşlardan biri veya bir savunma savaşı olması gerekir. Kutsal Savaş hiçbir zaman dini yaymaya yönelik olmamıştır.


• HIRİSTİYANLIK


Merkezi öğretisi sevgi ve merhamet olan Hıristiyanlık dünyaya tarihin en acımasız savaşlarını yaşatmıştır. Günümüz Hıristiyanlarının çoğu savaşın utanç verici bir suç olduğu konusunda birleşir ve büyük bir çoğunluğu pasifist bir yaklaşımı savaşa tercih ederler. Yine de modern dünyanın benimsemiş olduğu `Adil Savaş Doktrini` bir Hıristiyan azizi olan St . Augustine tarafından şekillendirilmiştir.


• İSLAMİYET


Merkezi öğretisi Rabb `e bağlılık ve emirlerine teslimiyet olan İslam `ın adil savaş doktrini müsteşriklerce `kılıç cihadı`na indirgenerek eleştirilmiştir. Oysa Kur`an aynen Tevrat gibi haksız yere bir kişiyi öldürmeyi bütün insanlığı öldürmekle bir tutmuştur. İslam tarihi temelde bir savaşlar ve olağanüstü haller tarihi olduğundan İslam `ın barış teolojisi henüz yazılmamıştır. Kur`an barışı doğal durum olarak kabul eder ve en adil savaş koşullarında dahi barış şansı doğduğunda bunun değerlendirilmesini emreder .



Aralık 24, 2007, 02:50:37 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

• HİNDUİZM


Tanrısal figürleri oldukça kanlı savaşlar vermiş olmakla birlikte Hinduizm `barışçı ` bir dindir. Şiddetin her türlüsüne karşıdır ve şiddete karşı pasif direnişi öngörür. Yine de Bhagavad Gita `da savaş kaçınılmaz olduğunda nasıl adilane yürütülebileceğinin ipuçları verilir: `Süvari süvariyle, piyade piyadeyle çarpışsın. Yaralılara, kaçaklara ve sivillere yardım edilsin.` Hinduizmin barışçı ve pasifist teolojisini modern zamanlarda Gandhi yorumlamış ve Hindistan `ın özgürlük mücadelesinde uygulamıştır.


• BUDİZM


Budizm `de barışçılık ifrat boyuta ulaşır: Öldürmektense ölmek evladır. Vietnam Savaşı sırasında Amerikan ve komünist orduların arasında barışı sağlamaya çalışan bazı Budist rahiplerin tarafları protesto için kendilerini yakmaları bu öğretinin bir gösterisidir. Budizm `in ilkelerinden doğan Taoculuk ve Konfüçyanizm iç huzuru bulmanın tek yolunu şiddetten uzak durmakta görür. Bütün bu barışçı öğretilere rağmen Çin tarihi inanılmaz boyutlarda kanlı savaşlarla doludur.


Aralık 24, 2007, 02:52:32 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

FİLOZOFLAR VE SAVAŞ


• THOMAS HOBBES
 İnsanlar arasındaki tabii hal savaş halidir. İnsan tabiatı yıkıcıdır. Eşitlikten `güvensizlik`, ondan da savaş türer. Savaşta hiçbir şey adalete aykırı olamaz. Çünkü adaletsizliğin veya adaletin olabilmesi için, nizam sağlayan genel bir gücün mevcudiyeti şarttır. Genel bir gücün olmadığı yerde, yasa yoktur; yasa olmayan yerde de, adaletsizlik yoktur. Cebir ve hile savaşta en büyük iki erdemdir.

• JEAN -JACQUES ROUSSEAU


Savaşın amacı düşman devletin yok edilmesi olduğu için, karşı tarafın, bu devleti koruyanları, ellerinde silah olduğu sürece öldürme hakkı vardır. Ama savaşanlar silah bıraktığı andan itibaren sivil olurlar. Kimi zaman, bir devlet, vatandaşlarından hiçbiri öldürülmeden de yok edilebilir. Savaş, amacı için gerekli olmayan hiçbir hak tanımaz.



Aralık 24, 2007, 02:56:38 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

MARKSİZM -LENİNİZM

Devrimci ve halkın kurtuluşu için yapılan savaşlar meşru, burjuva egemenliği için yapılan savaşlar veya kapitalist emperyalist savaşlar gayr-i meşrudur. Savaş durumu geçicidir. Bunları doğuran sosyal ve ulusal nedenler sosyalizmin bütün dünyada muzaffer olmasıyla ortadan kalkacaktır. Savaşın haklılığının temel ölçütü ideal durum olan komünizme doğru gidip gitmediğidir.



Aralık 24, 2007, 02:58:32 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

CARL VON CLAUSEWITZ


Savaş siyasetin farklı aletlerde devam etmesi halidir. Düşmanı irademizi kabule zorlamak için bir kuvvet kullanma eylemidir. Yani ciddi bir amacın ciddi bir aracıdır. Bizzat kendisi bir değer taşımaz ama gerek sebepleri ve gerekse sonuçları itibarıyla siyasettir, siyasi bir fiildir, genel siyasetin bir parçasıdır.

JOHN LOCKE

 İnsan doğası yapıcıdır ve insanlar doğal olarak barış ve uyum içinde yaşarlar. Savaş durumu ise, bir düşmanlık ve yok etme durumudur. Bu durumda insanların olabildiğince korunması, hepsi korunamayınca da, suçsuzların güvenliği tercih edilmelidir. Bu nedenle, beni yok etmekle tehdit edeni yok etme hakkımın olması akla ve adalete uygundur.


THOMAS MALTHUS


Savaş nüfus planlamasıdır. Savaşlar nüfusların artması ve buna karşılık ihtiyaç duyulan kaynakların kısıtlı olması sebebiyle ortaya çıkar. Nüfusların artışını da savaş, kıtlık ve salgın hastalıklar durdurabilir. Kaynaklar artar veya nüfus artışı farklı yöntemlerle durdurulursa savaşlar da azalır.




Aralık 24, 2007, 03:09:24 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

ADİL SAVAŞ DOKTRİNİ

Modern dünyanın referans kabul ettiği ve Cenevre Konvansiyonu ve BM Sözleşmesi gibi metinlere esaslık yapan Adil Savaş Doktrini 5. yüzyılın ilk çeyreğinde St . Augustine tarafından ortaya atılmış, daha sonra Thomas Aquinas (1225-1274), Francisco de Vitoria (1492-1546), Francisco Suarez (1548-1617), Hugo Grotius (1583-1645) ve Emerich de Vattel (1714-67) gibi isimlerin çalışmalarıyla şekillendirilmiştir. Doktrin bir savaşın başlatılmasını meşru kılan sebepleri (Jus ad Bellum) ve savaş sırasında gözetilmesi gereken kuralları (Jus in Bello ) şöyle sıralamaktadır:




JUS AD BELLUM (BİR SAVAŞA DAHİL OLMANIN ŞARTLARI)

Haklı Gerekçe: Savaş, ancak, bütün insanların temel haklarına yönelik kitlesel bir şiddetin mevcudiyeti durumunda ve bu şiddeti ortadan kaldırmak için başlatılabilir.


Meşru otorite: Sadece meşru olarak tesis edilmiş bir siyasi otorite savaş ilan edebilir veya savaşa katılabilir.


Haklı Maksat: Kuvvet kullanılması için sebebin haklı olması yetmez, maksadın da haklı olması gerekir.

 Son Çare : Kuvvet, ancak, bütün barışçı alternatifler denendikten sonra kullanılabilir.

İzafi Adalet: Tashih edilecek yanlış, harbe tutuşmayı haklı kılacak derecede bir kıymeti haiz olmalıdır.

 Başarı İhtimali: Taraflardan hiçbirinin başarılı olamayacağı bir savaş abestir.

 Orantılılık: Savaş`tan elde edilecek başarı, muhtemel bütün tahribata değer olmalıdır.






JUS İN BELLO (SAVAŞ SIRASINDA GÖZETİLECEK KURALLAR)

Orantılılık:            Saldırıya verilecek cevap, saldırının tahribatını aşmamalıdır. Ayrım Gözetme: Savaşmayan unsurlar hücumun hedefi olmamalıdır.

« Son Düzenleme: Aralık 24, 2007, 03:12:46 ös Gönderen: shemuel »


Aralık 24, 2007, 04:38:33 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

sevgili dostum...
Bu güzel paylaşım için teşekkür ederim


Aralık 24, 2007, 04:57:51 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

sevgili dostum...
Bu güzel paylaşım için teşekkür ederim

evet dostum her şey senin için :D


Aralık 24, 2007, 08:15:15 ös
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

YAHUDİLİK


Merkezinde barışın olduğu bir öğretiye dayansa da Yahudilik `barışçı ` bir din değildir. Savaş gerekli olduğunda kabullenilir ve savaşçı olmak bir erdemdir. Yine de adaletin savaş ve şiddetle tesisi gibi bir anlayış yoktur. Meşru olabilmesi için bir savaşın ya Yaratıcı`nın direkt emri olan Kutsal Savaşlardan biri veya bir savunma savaşı olması gerekir. Kutsal Savaş hiçbir zaman dini yaymaya yönelik olmamıştır.


Sevgılı Samuel
Bu konuda yazdıkların benım ıcın cok onemlı bunu sende hıssedıyorsundur...Tesekkurler
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Aralık 25, 2007, 11:06:40 öö
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

YAHUDİLİK


Merkezinde barışın olduğu bir öğretiye dayansa da Yahudilik `barışçı ` bir din değildir. Savaş gerekli olduğunda kabullenilir ve savaşçı olmak bir erdemdir. Yine de adaletin savaş ve şiddetle tesisi gibi bir anlayış yoktur. Meşru olabilmesi için bir savaşın ya Yaratıcı`nın direkt emri olan Kutsal Savaşlardan biri veya bir savunma savaşı olması gerekir. Kutsal Savaş hiçbir zaman dini yaymaya yönelik olmamıştır.


Sevgılı Samuel
Bu konuda yazdıkların benım ıcın cok onemlı bunu sende hıssedıyorsundur...Tesekkurler

savaşamı gideceksin ;D


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
10 Yanıt
8901 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2008, 05:55:21 ös
Gönderen: Fraternis
0 Yanıt
3048 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2009, 01:58:44 ös
Gönderen: karahan
2 Yanıt
3595 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 24, 2017, 05:30:34 öö
Gönderen: jakobiyen
0 Yanıt
2573 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2011, 06:25:51 ös
Gönderen: arte
0 Yanıt
2529 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 03, 2011, 04:21:56 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2723 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2011, 04:49:29 ös
Gönderen: MMT
2 Yanıt
4249 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2011, 02:45:48 öö
Gönderen: MMT
5 Yanıt
4374 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 26, 2012, 08:40:17 öö
Gönderen: 418
8 Yanıt
5531 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2012, 12:24:49 ös
Gönderen: Masor1976
0 Yanıt
2627 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 16, 2012, 08:33:23 ös
Gönderen: Ares