Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: HAFIZANIN ONURU; BEHİCE BORAN!......  (Okunma sayısı 2556 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 02, 2010, 03:17:05 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

“Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Behice Boran doğumunun 100. yılında Antalya’da yapılan bir toplantıyla anıldı. Hafta sonunda (29 Ekim) Antalya Kültür Merkezi Perge Salonundaki organizasyon Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği tarafından düzenlenmişti. Üniversitelerin, toplumsal gelişmede iz bırakan politik şahsiyetlere karşı olan mesafeli tavrı dikkate alındığında Antalya’daki Behice Boran toplantısı en başından alkışı hak eder bir konuma yükseliyordu.

Toplantının yapıldığı Perge Salonu, on beş gün önce tamamlanan Antalya Film Festivalinin seyirci yoğunluğuna sahipti. Neredeyse salonun tüm koltukları dolmuştu. Dinleyiciler arasında gençlerin hatırı sayılır bir orana ulaşması ise Behice Boran’a karşı duyulan bilimsel saygının bir ifadesi olarak yorumlanabilirdi. Çünkü Behice Boran her şeyden önce bir bilim insanı ve Türkiye’nin ilk kadın sosyologu olarak tarihteki yerini almıştı.

Boran’ın 100. Doğum günü için Antalyalı akademisyenler bir panel düzenlemişlerdi. Erşen Şansal’ın yöneticiliğinde Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır, Prof. Dr. Neşe Özgen ve Doç. Dr. Gökhan Atılgan’ın sunumlarıyla Behice Boran’ın çok yönlü yapısı geniş açıyla ortaya konuldu.

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Necati Dedeoğlu, toplantının açılışında bilim adamı olmanın sorumluluğuyla güncel bir fotoğrafı salonun ortasına koydu:

-Gericiliğin alt sınırı yoktur!

Dedeoğlu daha sonra 1980’lerdeki imam hatip liseleri açma performansının üniversite ayağıyla ilgili olarak şu bilgiyi verdi:

-Bizim üniversitemizde de alelacele bir ilahiyat fakültesi açıldı. Öğrendik ki, böylesi yapılanmalar ödüllendiriliyormuş!

Behice Boran’ın mücadele dolu hayatının değişik evreleri panelistlerce aktarılırken onun halkına karşı ne kadar sorumlu olduğunu gösteren bir belge de salondakilerin ellerinde duruyordu. Türk Barışseverler Cemiyeti’nin 25 Temmuz 1950’de yayınladığı bildirinin tıpkıbasımı TÜSTAV arşivinden alınmıştı. Kore Savaşı’na asker göndermeye karşı çıkan bu bildiri yüzünden Behice Boran ve arkadaşları askeri mahkemede yargılanıp mahkûm edildiler. Yargıtay’ın bozma kararından sonra bu sefer de sivil mahkemede cezalandırıldılar.

Sonunda ne oldu?

Kore’ye gönderilen 4500 askerden 721’i öldü. 2147 askerimiz yaralandı. 234 askerimiz esir düştü. 175 askerimiz ise kayıp olarak tescillendi.  O savaşta toplam 1.5 milyon insan hayatını kaybetti. Hiç kimse kazanamadı. Toplu olarak kaybedildi.

Boran ve arkadaşları haklı çıkmıştı.

Behice Boran’ın “kadın” yanını Gülser Kayır anlattı. Boran Türkiye’nin ilk kadın kuramcısıydı. İlk kadın parti lideri olma onuru da yine Boran’a aitti. İlk kadın genel başkan, sosyolojinin kurucuları arasında yer alan yine Boran’dı. Gülser Hoca 1965-69 döneminde Türkiye İşçi Partisi Urfa milletvekili olarak parlamentoda yer alan Boran’ın o yıl sorduğu soruyu hatırlattı:

-ABD’ye verdik, ABD’den ne aldık?

Bu sorunun yanıtını o dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in bile tam olarak bilemediği yıllar sonra ortaya çıkacaktı.

Behice Boran’ın altından kalkmakta zorlandığı anları ise Uğur Mumcu’dan yapılan bir alıntıyla dile getirildi:

-Bu işlere girerken her şeyi göze almıştım. Üniversiteden atılma, cezaevine girme, işkenceler, çeşitli mağduriyetlerin hepsi kabulümdü… Ama 76 yaşında yabancı bir ülkede siyasi mülteci olarak yaşamayı hiç ama hiç aklıma getirmemiştim!

Behice Hanım 12 Eylül 1980 sonrasında Almanya’ya yaşamak zorunda kalışını Uğur Mumcu’ya böyle anlatıyordu.

Neşe Özgen ise onun sosyoloji tarihine yaptığı katkıları anlatırken şöyle diyordu:

-İnsanı insan yapan şey, başına gelenlere verdiği tepki ile değerlendirilebilir. Bu bakış açısını biz Boran’dan öğrendik!

Boran 1947’de Manisa köylerinde yaptığı saha çalışması sonrasında şöyle diyecekti:

-Bazı toplumlar gelişme evresinde, kendinden önde olanların yaşadıkları evreyi yaşamadan bir üst evreye geçebilirler!

Neşe Özgen bu tespitin 1947’de yapılmış olmasının ne kadar değerli olduğunun altını çiziyordu.

Behice Boran’ı doktora tezi olarak çalışan Göktan Atılgan ise onun öğretim üyesi, siyasetçi, kuramcı olarak ayrı ayrı değerlendirdi. Atılgan, geçmişle günümüz arasında ilgi çekici bağlantılar kurarak anlatımını sürdürdü:

-Türkiye’de aptesli bir kapitalizm gelişiyor!

Atılgan TV’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ı görmüştü, Ankara-İzmir karayolunu açma töreninde. Başbakan kurdeleyi keserken şöyle diyordu:

-Ya Allah, bismillah!

Behice Boran’a üniversite kürsüsünü yasaklan, siyasetçi olarak devamlı demir parmaklıklar gölgesinde kalmasını sağlayan rejim “solcu temizliği” yapa yapa ülkeyi bu günlere getirmişti.

Behice Boran’ın direngenliği, doğru bildiklerini söyleme cesareti, eyleme geçirme yürekliliği bir araya gelince onu hatırlamanın özel yeri de kendiliğinden ortaya çıkıyordu:

Hafızanın onuru; Behice Boran!”( Nazım ALPMAN Birgün Gazetesi )



IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......


Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2986 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 11, 2012, 09:30:25 ös
Gönderen: Tij