Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: karahan - Aralık 26, 2012, 06:59:29 ös

Başlık: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 26, 2012, 06:59:29 ös
Türkçe ibadet konusudaki hassas tavrımdan dolayı bu soruyu en yetkin merciye sormaya çalıştım verilen gerekçeli cevap metni aşağıdaki gibidir.


Konu:NAMAZ-Genel Hükümler

Soru Metniniz:

Merhaba ibadet konusunda bu ülke insanının problemi olduğu aşikar bir konu.Samimiyetle bir sorrum olacak ben namazda kullandığım surelerin türkçe karşılıkları ile ibadet yapabilirmiyim.namazımın tamamını kendi anladığım dilde kılabilirmiyim?kılamazssam neden kılamam? bana engel olan şey nedir?yahutta ana dili türkçe olan bir ülkede namaz neden yabancı bir dille yapılmak zorundadır? üstelik bu kadar önemli olan bir ibadetin huşusunu dahi alamadan tamamlamak doğrumudur bunun karşıtlığında ibadetin ana dilde yapılmaması yokmudur. problem tam anlamı ile nedir biz neden anladığımız şekilde ibadet yapmayız. samimi vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkürler
Cevap:
Namazda sûrelerin Türkçe tercümesinin okunması caiz değildir. Konu ile ilgili olarak, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 04. 12. 1997 tarihinde aldığı 103 no’lu kararda şöyle denilmektedir:

Kur’an-ı Kerim’in namazda Türkçe tercümesinin okunmasına gelince:

Kur’an-ı Kerim’de “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun” (Müzzemmil, 73/20) buyrulduğu gibi, Hz. Peygamber (s.a.s.) de bütün namazlarda Kur’an-ı Kerim okumuş ve namaz kılmayı iyi bilmeyen bir sahabiye namaz kılmayı tarif ederken “...sonra Kur’an’dan hafızanda bulunanlardan kolayına geleni oku.” (Müslim, Salât, 45) buyurmuştur. Bu itibarla namazda kıraat yani Kur’an okumak, Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit bir farzdır.

Bilindiği üzere Kur’an, Cenâb-ı Hakk’ın Hz. Muhammed (s.a.s.)’e Cebrail aracılığı ile indirdiği manaya delalet eden elfazın (nazm-ı münzel’in) ismidir. Sadece mana olarak değil, Resülüllah (s.a.s.)’in kalbine elfazı ile indirilmiştir. Bu itibarla bu elfazdan anlaşılan ve başka lafızlarla (sözlerle) ifade edilen mana Kur’an değildir. Çünkü indirildiği elfazın dışında, hatta Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mana Cenâb-ı Hakk’ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı yorumdur. Oysa Kur’an kavramının içeriğinde, sadece mana değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır. Nitekim:

“Şüphesiz O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu Ruhu’l-emin (Cebrail), uyarıcılardan olasın diye, senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi.” (Şuarâ, 26/192-195)

“Böylece biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” (Tâ-Hâ, 20/113)

“Korunsunlar diye dosdoğru Arapça bir Kur’an indirdik.” (Zümer, 39/28)

“Bu bilen bir toplum için, ayetleri Arapça bir Kur’an olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır.” (Fussilet, 41/3) gibi tam on ayrı yerde (Yusuf, 12/2; Ra’d, 13/37; Nahl, 16/103; Şura, 42/7; Zuhruf, 43/3; Ahkaf, 46/12) nazm-ı münzel’in Arapça olduğunu ifade eden ayetlerden, sadece mananın değil, elfazının da Kur’an kavramının içeriğine dâhil olduğu açık ve kesin bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu sebepledir ki, tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslam âlimleri görüş birliği içindedir.

Bilindiği üzere tercüme, bir sözün anlamını başka bir dilde dengi bir sözle aynen ifade etmek demektir. Oysa her dilin, başka dillerde bulunmayan (kendine ait) ifade, üslup ve anlatım özellikleri vardır. Bu yüzden, edebî ve hissî yönü bulunmayan bazı kuru ifadeler dışında, hiçbir tercüme aslının yerini tutamaz ve hiçbir tercüme de her bakımdan aslına tam bir uygunluk sağlanamaz. O halde, Kur’an-ı Kerim gibi, ilahî belağat ve i’cazı haiz bir kitabın aslı ile tercümesi arasındaki fark, yaratan ile yaratılan arasındaki fark kadar büyüktür. Çünkü biri Yaratan Yüce Allah’ın kelamı; diğeri ise yaratılan kulun aciz beyanı. Hiç böylesi bir tercümenin, Allah kelamının yerine konulması ve aynı hükümde tutulması mümkün olur mu?

Kaldı ki, İslam dini evrensel bir dindir. Değişik dilleri konuşan bütün Müslümanların ibadette ortak bir dili kullanmaları onun evrensel oluşunun bir gereğidir.

Herkesin konuştuğu dil ile ibadet yapmaya kalkışması, Peygamberimiz (s.a.s.)’inöğrettiği ve bugüne kadar uygulana gelen şekle ters düşeceği gibi içinden çıkılmaz bir takım tartışmalara da yol açacağı muhakkaktır. Konuya ülkemiz açısından baktığımızda ise böyle bir uygulamanın dışarıda Türkiye aleyhinde, içerde ise Devlet aleyhinde bir malzeme olarak kullanılacağı, vatandaşların birlik ve beraberliğini zedeleyeceği, sonuç olarak bir takım huzursuzluklara sebebiyet vereceği dikkatten uzak tutulmamalıdır.

Diğer taraftan, yüzleri aşan tercüme ve meal arasından din ve vicdan hürriyetini zedelemeden, üzerinde birlik sağlanacak birisinin namazda okunmak üzere seçilmesi ve bunu herkesin benimsemesi mümkün görülmemektedir.

Türkçe namaz ile Türkçe dua birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü dua kulun Allah’tan istekte bulunmasıdır. Bunun ise herkesin konuştuğu dil ile yapılmasından daha tabii bir şey olamaz ve zaten genelde de ülkemizde Türkçe dua yapılmaktadır.

Diğer taraftan, Kur’an-ı Kerim’in en önemli özelliklerinden biri de i’cazdır. Bir benzerinin ortaya konulması konusunda, Kur’an bütün insanlığa meydan okumuştur. Bu i’cazın sadece anlamda olduğu söylenemez. Aksine, “onun Allah katından indirildiğinde şüpheniz varsa, haydi bir benzerini ortaya koyun” anlamındaki tehaddi (meydan okuma) ayetlerinden (Bakara, 2/23-24; Yunus, 10/37-38; Hud, 11/13; İsra, 17/88; Tur, 52/33-34) bu özelliğin daha çok lafızla ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca bir benzerini ortaya koymak için, insanlar ve cinler bir araya toplanıp birbirlerine destek olsalar bile bunu başaramayacaklarını ifade eden ayet-i kerime (İsra, 17/88)’den de, Kur’an’ın bir benzerinin yapılamayacağı ve bu itibarla tercümesinin Kelâmullah sayılamayacağı, o hükümde tutulamayacağı ve dolayısıyla namazda tercümesinin okunamayacağı açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim, 1926 yılında İstanbul Göztepe Camii İmam-Hatibi Cemal Efendi’nin Cuma namazında Kur’an-ı Kerim’in Türkçe tercümesini okumasıyla ilgili olarak İstanbul Müftülüğünün 20 Mart 1926 tarih ve 92-93 sayılı yazısı üzerine, altında Atatürk tarafından göreve getirilen ilk Diyanet İşleri Reisi Rıfat Börekçi’nin imzası bulunan 9 Ramazan 1324/23 Mart 1926 tarih ve 743 numaralı Müşavere Hey’eti kararında:

“Namazda kıraet-i Kur’an bi’l-icma farz ve Kur’an’ın hangi bir lügat ile tercemesine Kur’an itlakı kezalik bi’l-icma gayr-ı caiz ve namazda kıraet-i Kur’an mahallinde terceme-i Kur’an’ın adem-i cevazı da bi’l-umum mezahib fukahasının icmaı ile sabit olduğundan, hilafına mücaseret, namazı vaz’-ı şer’isinden tağyir ve emr-i dini istihfaf ve mel’abe şekline vaz’ı mutazammın olduğu gibi, beyne’l-müslimin iftirak ve ihtilafa ve memlekette fitne hûdusuna bâis olacağından, fiil-i mezbure mecasereti sabit olan merkum Cemal Efendinin uhdesindeki vezaif-i ilmiye ve diniyenin ref’i, emr-i zaruri halini almış olmakla ol vechile tebligat icrası...” denilmiştir.

Şüphesiz bir Müslümanın en azından namazda okuduğu Kur’an-ı Kerim metinlerinin anlamlarını bilmesi ve namazda bunları anlayarak ve duyarak okuması son derece önemlidir ve bu zor da değildir. Ancak manasını anlamak, onun hidayetinden faydalanmak ve Yüce Rabbimizin emir, yasak ve öğütlerinin neler olduğunu öğrenmek için Kur’an-ı Kerim’i tercüme etmenin ve bu maksatla meal, tercüme ve tefsirlerini okumanın hükmü başka; bu tercümeleri Kur’an yerine koymanın ve Kur’an hükmünde tutmanın hükmü yine başkadır.

Namazda ve ibadet olarak Kur’an-ı Kerim asli lafızları ile okunur. Yüce Rabbimizin bize olan öğüt, buyruk ve yasaklarını öğrenmek, onun irşadından yararlanmak maksadıyla ise, tercüme, meal ve açıklamaları okunur. Bu maksatla Kur’an-ı Kerim’in tercüme, meal ve açıklamalarını okumak da çok sevaptır ve genel anlamı ile ibadettir.


Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 26, 2012, 09:19:21 ös
Arap Milliyetçiliğinin içimizdeki uzantıları . Ne denirki doğrusunu ALLAH  bilir . O yüzden camiler dolup dolup boşalıyor  ne de olsa DİNAYET denen kurum görevinin başında hele birde sabah namazında camileri bir ziyaret etsek Türkiye deki İnanan sayısını tam net olarak görürüz . Acaba neden ?

Saygılar ; Sayın Karahan önceden Tanrılar ve Putlar vardı sonra İbrahim denen biri tek olan ALLAH' DIR DEDİ VE iBLİS DERHAL İnsana musallat oldu ve ALLAH'sızlık kavramını insan oğluna DİN mantığı ile yutturdu tabi bundan Din görievlisi görünümdeki PARAGÖZ ler ;  aynı Matbaada olduğu gibi gene bu toplumun başına MUSALLAT oldular .ANLAYAN ANLAR ...
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 26, 2012, 09:30:34 ös

Alıntı
“Şüphesiz O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Onu Ruhu’l-emin (Cebrail), uyarıcılardan olasın diye, senin kalbine apaçık Arap diliyle indirdi.” (Şuarâ, 26/192-195)


Ey hoca Peygamber Japon olsaydı ama arap yarımadasında yaşasaydı nice olurdu ALLAH' ın dini ?


Alıntı
“Böylece biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” (Tâ-Hâ, 20/113)

İnen kişinin Milliyetinden kaynaklanıyor olmasın ...

Alıntı
“Bu bilen bir toplum için, ayetleri Arapça bir Kur’an olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır.” (Fussilet, 41/3) gibi tam on ayrı yerde (Yusuf, 12/2; Ra’d, 13/37; Nahl, 16/103; Şura, 42/7; Zuhruf, 43/3; Ahkaf, 46/12) nazm-ı münzel’in Arapça olduğunu ifade eden ayetlerden, sadece mananın değil, elfazının da Kur’an kavramının içeriğine dâhil olduğu açık ve kesin bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu sebepledir ki, tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslam âlimleri görüş birliği içindedir.

Ey HOCA EFENDİ Seni ALLAH islah etsin adama demezlermi ARAP ' ça  bilmeyen ne halt edecek bre ZIN..K
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Alşah - Aralık 27, 2012, 01:41:55 öö
      Sayın NOSAM 33, ne demek istediğinizi çok iyi anlıyorum. Bakınız; bir de İbrahim Suresi 4. Ayet ne diyor. Mealen; " Biz, görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık-seçik beyanda bulunsun. Bunun ardından Allah dilediğini saptırır, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzlar. Aziz'dir, Hakim'dir O..."
      Bilmem anlatabildim mi? Yada ; arif olan anlasın!.
       Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 27, 2012, 10:12:33 öö
Alıntı
Bakınız; bir de İbrahim Suresi 4. Ayet ne diyor. Mealen; " Biz, görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık-seçik beyanda bulunsun. Bunun ardından Allah dilediğini saptırır, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzlar. Aziz'dir, Hakim'dir O..."

DEMEKKİ BEN SAPITANLARDANIM , İMAMA GÖRE . >:( ;D ;D
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: ceycet - Aralık 27, 2012, 10:43:47 öö

Neden dua edilirken,Alah'ın sözleri ona tekrar edilir,anlamış değilim.

Aslında "neden"diye başlayan sorular çok;ancak,öncelikle bu soruya rasyonel bir yanıt gelirse,diğerlerini sorgulayalım.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: denge - Aralık 27, 2012, 11:09:42 öö
benim muhatabına gönderilen soru ve ondan gelen yanıtta en çok dikkatimi çeken şey, türkçe ibadet taraftarı sayın karahan'ın türkçe yazım kurallarına dikkat etmeyip, türkçe ibadet caiz değildir diyen ilgili kurumun yetkilisinin ise yazım ve imla kurallarına harfiyen uyması. bana bu biraz ironik geldi. kaldı ki şahsi fikrim olarak şunu söyleyebilirim, yaradan ile kurulan manevi ilişkide usulü belirleyici olan, bir kurumun görevlisi değil o ilişkinin tarafıdır. bunun adına ister türkçe ibadet, ister farklı bir isim verelim.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: tcorbaci - Aralık 27, 2012, 05:15:57 ös
Değerli Forumcular benim bir kaç  sorum var;

Öncelikle yukarıda kurumun vermiş olduğu cevabı şahsen çok objektif bulmadığımı söylemek istiyorum fakat eninde sonunda Din bir dogmadır ve inanıyorsanız o inanışı temsil eden ,yönetim,karar,irade yetkisini  elinde tutan veya kurumsal söz sahibinin dediklerini aynen kabul etmeniz icap eder diye düşünüyorum.

Sorularım şöyle;

-İnanış eyleminde aradaki bu tür kurumlar olmasa daha mı iyi olurdu acaba?
-İslam bu tek dilci yapıyla yoksa bir arap dini mi?
-Okunan surelerin anlamı bilinse bu özü,aslı ne kadar bozar,neden risk varmış gibi görünüyor,bu tutuculuk neden?
-Tüm milletlere hitap ettiğine inanılan bir din neden bir lisanın hükmü altında?
-Tercüme ve mealler sabit olamaz , yani 200 sene sonra yazılacak tercüme ve meallerde Türkçe kavramlar farklı olacaktır.O zaman nasıl olacak? Bugün de Mealleri sabit kılarsak aynı Borçlar Kanunu gibi okuyan belki hiçbir şey anlamayacak?

naçizane aklımdan geçenler....
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: ADAM - Aralık 27, 2012, 06:26:11 ös

Sayın tçorbacı'ya katılışımın ötesinde bu konu üzerinde ben de birtakım sorular sorabilirdim.
(Bu katılışım, dinin dogma olduğunun belirtilmesini içermez. Çünkü din dogma değildir; dogmalar içerebilir. Hiçbir dogması olmayan dinler de vardır.)

Fakat bu soruları artırmadan önce, sorulara kimin yanıt vereceğini bilelim. Hiç yanıt verilmeyecekse, boşuna sormayalım. Örneğin Sayın Karahan bu soruları Diyanet'e götürüp, yanıtlarını getirecekse güzel, bekleyelim. Kuşkusuz Forum'da bilen de yazabilir.

Ancak bu soruların yanıtı yoksa, o zaman din de her soruyu yanıtlayamıyor demektir; öyle değil mi?

Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 27, 2012, 08:25:21 ös


Alıntı
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK`ÜN YORUMUYLA NAMAZ

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’E

 



 Namaz ile ilgili sıkça sorulan sorular

KUR’AN’DAN ANLAYABİLECEĞİMİZ ŞEKLİYLE NAMAZ GEÇERLİ MİDİR?

Kur’an’dan anladığımız şekliyle kılınan namaz geçerlidir ve Hz. Peygamber bu namazı kılmış ve göstermiştir. Bunun dışındakiler geleneğin eklemesidir.

SÜNNET’E BAŞ VURMADAN YALNIZ KUR’AN İLE YAŞAYABİLİR MİYİZ?

Sünnet, gerçek sünnet olmak şartıyla bize yardım ve kolaylık sağlar. Bu kolaylıktan neden kaçalım? Ancak buna dayanarak Kur’an’ı herhangi bir biçimde yetersiz ve tatmin edemez göstermek küfür olur. Kısacası, bir insan sadece Kur’an’dan anladıklarını din olarak yaşasa Allah onu hiçbir hesap ve azaba çekmez. Çünkü Peygamberimizin esas görevi ve anlamı Kur’an’ı insanlığa iletmektir. Ötesi ayrıntıdır

NAMAZ KILARKEN OKUDUĞUMUZ DUA VE SURELERİN ANLAMLARINI BİLMİYORSAK NAMAZIMIZ KABUL OLMAZ MI?

Namazın kabul meselesi Allah`ın kararına bağlıdır. Ancak anlamını bilmeden yapılan ibadeti Kur`an eleştirmektedir. (Mâûn Suresi, 4-5; Nisa Suresi, 43)

AMENTÜ VE ETTEHİYYATÜ DUALARI KUR’AN’DA VAR MI?

Amentü ve Ettehiyyatü duaları Kur’an’da yoktur. Bunların yerine herhangi bir dilde başka dualar da okunabilir.


ALINTIDIR
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 08:41:00 ös
benim muhatabına gönderilen soru ve ondan gelen yanıtta en çok dikkatimi çeken şey, türkçe ibadet taraftarı sayın karahan'ın türkçe yazım kurallarına dikkat etmeyip, türkçe ibadet caiz değildir diyen ilgili kurumun yetkilisinin ise yazım ve imla kurallarına harfiyen uyması. bana bu biraz ironik geldi. kaldı ki şahsi fikrim olarak şunu söyleyebilirim, yaradan ile kurulan manevi ilişkide usulü belirleyici olan, bir kurumun görevlisi değil o ilişkinin tarafıdır. bunun adına ister türkçe ibadet, ister farklı bir isim verelim.



sn.denge

Benim imlama değilde konunun özüne odaklansanız daha iyti olur kim ne kusur işlemiş yazıyı imlaya uygunmu yazmış gibi yaklaşımlar hoş değil kaldıki bu konuda bu forumda yeterli kavgayı itişip kakışmayı yaptık,buda bende dolayısı ile bir hassasiyet oluşturdu sizde şansınızı denediniz galiba ama sanırım önceki konu ile alakalı atışmalarımızı bilse idiniz böyle yazmazdınız.
Benim imla ile alakalı yazılarımı tenkit etmezssiniz sanırım artık,bu konudan usandığımı dolayısı ile cevaplarımında biraz farklı olacağını şimdiden söyliyeyim.

Ben bir konu başlığı açtım ve özelliklede türkçe ibadet konusu benim özel merakım ve taraftarı olduğum bir konu bana verilen cevapların içeriğindeki dogmatik söylemler var nedense oraya dikkat edeceğinize 3 satırlık  sorumdaki imlaya takılmışınız hoş olmadı.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 08:57:12 ös
Bilindiği üzere Kur’an, Cenâb-ı Hakk’ın Hz. Muhammed (s.a.s.)’e Cebrail aracılığı ile indirdiği manaya delalet eden elfazın (nazm-ı münzel’in) ismidir. Sadece mana olarak değil, Resülüllah (s.a.s.)’in kalbine elfazı ile indirilmiştir. Bu itibarla bu elfazdan anlaşılan ve başka lafızlarla (sözlerle) ifade edilen mana Kur’an değildir. Çünkü indirildiği elfazın dışında, hatta Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mana Cenâb-ı Hakk’ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı yorumdur. Oysa Kur’an kavramının içeriğinde, sadece mana değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır.


İlk takıldığım cevap bu bölümde Kuran'ı Kerim için herkes arapça der ama bu anlatıma göre bende öyle biliyorum kuran dili özellikle arapça değil.Yani biz kuran okurken aslında herkesin bir nevi mütercim gibi olduğunu düşünürsek kuranı herkes anladığı kadar yorumlar ve o asla allahın sözü olarak kabul edilemez.Bir sözün gerçek tercümesi bu kadar zor oluyor ise müslümanların bu ibadet şekillerine ve kuranın manasına bu kadar uzak kalınmasına şaşmamalı.Allah bu kuranı hz.peygambere indirirken ona has bir lisan ile kalbini açıp peygambere bildiriyor diyor bu paragraf.

Kuranın arapçasından okumak bile şu paragrafa göre problem demektir,Masonlardaki sır sistemine benziyor biraz hakedene verilen bir öğreti,avamda bu işin dışında kalacak demektir.

Allah böyle bir şey yapmışmıdır peki sadece bir kısım insanlarmı anlasın yoksa iddia edildiği gibi evrensel olsun ve tüm dünya insanlarına hitap etsin.

Sizce hangisi?
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Tij - Aralık 27, 2012, 09:04:52 ös
Alıntı
Bilindiği üzere Kur’an, Cenâb-ı Hakk’ın Hz. Muhammed (s.a.s.)’e Cebrail aracılığı ile indirdiği manaya delalet eden elfazın (nazm-ı münzel’in) ismidir. Sadece mana olarak değil,
Alıntı
Resülüllah (s.a.s.)’in kalbine elfazı ile indirilmiştir. Bu itibarla bu elfazdan anlaşılan ve başka lafızlarla (sözlerle) ifade edilen mana Kur’an değildir. Çünkü indirildiği elfazın dışında, hatta Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mana Cenâb-ı Hakk’ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı yorumdur. Oysa Kur’an kavramının içeriğinde, sadece mana değil, bir rüknü olarak onun elfazı da vardır.
Hernekadar sayin ADAM"la ayni cekincelere sahipsemde, ben sorumu soracam.

Yukardaki alintidan su sonucu cikaramazmiyiz veya cikarmamiz gerekmiyormu?
Kur"an aslinda Peygamberin kalbine ve/ veya kalbine göre indirilmistir ve buna mukavil bizlerin O´nu anlamasi mümkünmü?
Arapca dahi olsa!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!11

Saygilarimla
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 09:10:58 ös
sn.tij

Aynı soruyu sormuşuz hemen hemen,Bu mümkünmü Allah yarattıklarına anlayamayacakları ,anlamaları mümkün olmayan cümlelerle hitap edermi ve bundan onları nasıl sorumlu tutar yada tutarmı?

İşte diyanetin buna verdiği cevap bu şekilde yani bu iş budur diyorlar sen ister anla istersen anlama yada kıçına güveniyorsan anlama diyorlar ve cehennemin yolunu gösteriyorlar.

Bumudur yani?
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 09:17:38 ös

Sayın tçorbacı'ya katılışımın ötesinde bu konu üzerinde ben de birtakım sorular sorabilirdim.
(Bu katılışım, dinin dogma olduğunun belirtilmesini içermez. Çünkü din dogma değildir; dogmalar içerebilir. Hiçbir dogması olmayan dinler de vardır.)

Fakat bu soruları artırmadan önce, sorulara kimin yanıt vereceğini bilelim. Hiç yanıt verilmeyecekse, boşuna sormayalım. Örneğin Sayın Karahan bu soruları Diyanet'e götürüp, yanıtlarını getirecekse güzel, bekleyelim. Kuşkusuz Forum'da bilen de yazabilir.

Ancak bu soruların yanıtı yoksa, o zaman din de her soruyu yanıtlayamıyor demektir; öyle değil mi?


Sn.Adam

Katkınızı bekliyorum ve sizin belirttiğiniz gibi yapacağım sorularınızı soracağım bakalım hakikaten din ve onu yorumlayan diyanet her soruya cevap veriyormu?beklentimizi karşılıyormu?lütfen ne istiyorsanız sorun devlet kurumu bu işe ne gözle bakıyor dolayısı ile insanlara neler öğretiliyor görelim hep beraber.

saygılarımla
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 09:25:30 ös

Neden dua edilirken,Alah'ın sözleri ona tekrar edilir,anlamış değilim.

Aslında "neden"diye başlayan sorular çok;ancak,öncelikle bu soruya rasyonel bir yanıt gelirse,diğerlerini sorgulayalım.


Sn.Ceycet

Sorduğunuz soru benimde sorduğum ve cevap aradığım konulardandır bakınız altta bir örnek vereceğim sorunaza karşılık aslında ben namazda allaha ne diyorum.



Kevser SÛRESİ

Bismillâhirrahmânirrahîm

İnnâ a’taynâkel-kevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke hüvel ebter.

Kevser Suresinin Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla

Biz sana bol nimet verdik: O halde (yalnız) Rabbine ibadet et ve (yalnız O'nun adına) kurban kes. Şu gerçek ki, senden nefret eden, (her türlü iyilik ve güzellikten) kesilmektedir!


Açıklama

Biz sana bol nimet verdik:

Kevser suresi, Mekke döneminde ve peygamberliğin ilk yıllarında indirilmiştir. Kuran’ın en kısa süresidir ve üç ayetten oluşur. Adını, ilk ayetin sonunda yer alan ve genel olarak “çok hayır” anlamına gelen “kevser” kelimesinden alır.

Hz. Muhammed’in zor durumda kaldığı ve üzüntülü olduğu bir zamanda inen bu surede, ona kevser (çok hayır ve nimet) verildiği müjdelenir. Bunun için ondan, Rabbine yönelmesi istenir. Hz. Peygamber’e kin tutan İslâm düşmanları kınanır. Böylece Hz. Peygamber’e ve onun şahsında bütün müminlere düşman olanların geleceklerinin olmadığı belirtilir.

Kaynaklarda belirtildiğine göre, Kevser suresinin inişine sebep olan şudur. Hz.Muhammed’in, Hz. Hatice’den Kasım adında bir çocuğu olmuş ama henüz bebekken ölmüştü. O dönemde Araplar erkek çocuklarına aşırı değer verirlerdi. Hz.Muhammed’in dünyada erkek çocuğunun kalmadığını gören müşrikler, Hz. Peygamber’e ebter (soyu kesik) diyerek hakaret ettiler. Özellikle Âs bin Vâil, Hz. Peygamber’in adı anıldığı zaman: “Bırakın onu, o ebterdir, onun soyunu sürdürecek erkek çocuğu yoktur, ölünce adı unutulur gider, biz de ondan kurtuluruz.” demiş, Ukbe bin Ebi Muayt ve diğerleri de benzer sözler söylemişlerdir. İşte onların bu sözleri Peygamberimizi çok üzmüştü. Yüce Allah onun geleceğe umut ve güvenle bakmasını sağlamak üzere bu sureyi indirmiştir.



Allahın insanlara söylediği sözü biz aynen allaha söylüyoruz sn.ceycet ile ortak olarak anlamlandıramadığımız nokta bu.

Namaz bir yaklarış ise eğer bu sözcüklerde yakarış nerede var?    

Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Alşah - Aralık 27, 2012, 10:33:45 ös
       Sayın ceycet, geçmişte bu konu ile ilgili epey tatminkar olduğuna inandığım yazılar yazmıştım. Muhtemelen o yazılarımı okumamışsınız.
       "NEDEN" sorusunu yanlız İslamiyette değil hiç bir dinde soramazsınız. Yanlız "NEDEN" sorusu da değil, "NİÇİN" sorusunu da soramazsınız. Çünkü, dinlerde yargılama  ve sorgulama yapılamaz. Esas olan kayıtsız şartsız itaat ve biat etmektir.
        Konusu açıldığında,  dinle bilim bağdaşmaz dediğim zaman bunu kastediyordum.
        Ne demek istediğimi sanırım  anlattım.
        Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Alşah - Aralık 27, 2012, 10:44:48 ös
       Sayın karahan, namaz bir yakarış değildir. Ama namaz sırasında yakarışta bulunulabilir. Bunlar karıştırılmamalıdır. Ayrıca "Kevser" suresinde yakarış göremediğiniz gibi, bir çok  Suret ve Ayette lanetlenme ve cezalandırma ile tehdit ve şiddet  içerem ifadeler de görebilirsiniz.
      Sakın "neden" ve "ne için" diye sormayın!.
      Saygılar-sevgiler.   
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 10:46:45 ös
       Sayın ceycet, geçmişte bu konu ile ilgili epey tatminkar olduğuna inandığım yazılar yazmıştım. Muhtemelen o yazılarımı okumamışsınız.
       "NEDEN" sorusunu yanlız İslamiyette değil hiç bir dinde soramazsınız. Yanlız "NEDEN" sorusu da değil, "NİÇİN" sorusunu da soramazsınız. Çünkü, dinlerde yargılama  ve sorgulama yapılamaz. Esas olan kayıtsız şartsız itaat ve biat etmektir.
        Konusu açıldığında,  dinle bilim bağdaşmaz dediğim zaman bunu kastediyordum.
        Ne demek istediğimi sanırım  anlattım.
        Saygılar-sevgiler.




sn.alşah


Neden ve niçin sorularını sormazasınız bir bakıma haklısınız ama sormadığınızda veyahut soramadığınızda aradığınızı nasıl bulacaksınız?
Eğer hakikaten denildiği gibi allahı sadece akıl yolu ile bulabileceksek yada ona akıl ile ulaşacaksak bu elbetteki sorularla olur nedenler ve niçinlerle olur en güzel.Bunun önünde bence aslında engel yok ama ruhban sınıf buna kendisi karar veriyorsa uyup uymamak insanın kendisine kalmış.

Oyüzden aslında ben o söze pek katılmıyorum ama doğru olduğunada inanıyorum evet hakikaten dediğiniz gibidir lakin bu bizi bir yere ulaştırmaz.

Din baronlarını ayırt eder hale gelmek lazım,sn.adam'ın dediğide benzer aslında din soruların ne kadarına cevap verir?
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 10:52:22 ös
Namaz sadece yakarış değildir elbetteki peygamberimizin ifadesi bu konuda en neti bir yerde okumuştum namazda sünnet ve farzı soruyorlar cevaben

Anne marie shimmel isimli isveçli bir hanımın kitabında okudum kitabın adı hz.muhammed bende 4 kitabı var ve çok beğenirim orada geçiyordu ifadeler.

Sünnet dünyayı terketme hali
farz ise allahla muhabbettir diye cevap veriyor hz.muhammed

bakınız ne kadar saf yalın ve hoş bir anlatım allah ile muhabbet.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Alşah - Aralık 27, 2012, 10:58:14 ös
       Sayın karahan, ben bilgisayar tekniği açısından  alıntı yapmasını bilmediğim için bana yazdığınız yazının tamamını alıntı olarak almayıp kıssa bir bölümünü tırnak içine alarak size cevap vermek istiyorum. Demişsiniz ki; "Neden ve niçin sorularını sormazsanız , bir bakıma haklısınız ama sormadığınızda , yahut soramadığınızda aradığınızı nasıl bulacaksınız?"
        Ben de bunu söylüyorum işte. Gerek İslamiyette ve gerekse diğer dinlerde ne yazık ki, sorgulama müessesesine izin verilmez. 
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 11:05:28 ös
Din müesseseleşirse öyle olur izin vermezler lakin ben bu konuda oldukça ifritim,aklım özgür kalmak zorunda ve bu özgürlüğümüde ancak sorarak mümkün kılabilirim.Hz.isanın sözünü tekrarlayacağım yine gerçeği bilmek seni özgür kılar.

Bu söz doğru ise ben gerçeğe sadece sorarak ve nedenlerin niçinlerin nasılların cevaplarını arayarak bulabilirim.Bu peki daha önceden yapılmamışmı elbette yapılmış yapılmışta herkesin küpünün bir alma kapasitesi ve algısı var o yüzden bunları yapmak zorundayız.

Diyanetin verdiği cevaba göre allah peygambere kuranı bildirirken özel bir lisan kullanmış ve bu lisanı ilk öğrenen hz.muhammeddir peki bunları anlatırken insanlara hz.muhammed hangi dili kullandıki kuran arapçası ile arapça aynı değildir denmektedir.

Bu sorun ozamanda olması lazım arapların anlamadığı bir lisanla peygamber nasıl anlatabilirki?

Buradan ne çıkar bilmiyoruzm ama koskoca bir hurafe çıkartabiliriz buradan bana göre.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Alşah - Aralık 27, 2012, 11:13:48 ös
    Sayın karahan ve değerli site mensupları, yazımı tamamlayamadan parmağım bir yere dokundu ve olanlar oldu, yazım yarıda kalarak siteye girmiş oldu. Bu hatam için hepinizden özür dilerim. Yazıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Şimdi sizlerle biraz pratik yapalim. Hadi, her hangi bir Ayetle ilgili her hangi bir soru sorun  bakalım. "Neden" deyin, "niçin" deyin. Diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz. Çünkü dinler soru sorulmak üzere değil, salt kayıtsız şartsız itaat edilmek üzere varedilmişlerdir.
       Diyorsunuz ki; "....Sayın Adam'ın dediği de benzer aslında din sorulara ne kadar cevap verir?". Diyorum ki; soru sorulamayan bir soruya cevap verilebilir mi ?.
       Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 27, 2012, 11:19:32 ös
Sn.Alşah

Benim yukarıda açıklaması ile verdiğim ayet kevser suresi ile alakalı olarak pratik yapalım ozaman bu ayetle alakalı ne soru çıkarabilirsiniz mesela ne sorardınız allah bu ayette peygamberin özel bir durumu ile alakalı ona bir nevi moral veriyor aslında.Bu ayet sorgulanabilirmi ne sorabiliriz ?

fatiha ile alakalı ne soru çıkarabiliriz?


bence bizim problemimiz aslında hurafeler,okadar içimize girmişki din ile bütünleşmiş din olmuş hurafeler var.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Alşah - Aralık 27, 2012, 11:34:41 ös
        Sayın karahan, günümüzde yaşanan zaten İslamiyet değil ki;  Bildiğiniz üzre bu konu polimiğe son derece açık bir konu olduğundan ve ben polimikten hoşlanmadığımdan daha fazla detaya girmek istemiyorum.
        Siz "nedenleri", "niçinleri" sorabiliyorsanız buyrun sorun. Ama sorgularken kendinizi aldatmayın. Sonra seçtiğiniz bir iki Ayetle değil, mümkünse tamamı ile sorgulamaya çalışın (mümkünse yüksek sesle değil içinizden sorgulayın).
        Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: ADAM - Aralık 28, 2012, 09:22:39 öö

İleri sürdükleri dogmaları kabullenmeyen, bunları sorgulayan bilime güvenen ve akıl ilkelerinden ayrılmayanlara, bir diğer dogmadoan başka bir şey olmayan cehennemin yolunu gösterenlere, iyi niyetli ve temiz yürekli, oniurlu ve dürüst insanlar olarak, görgü kurallarının dışana çıkmadan  söyleyebileceğimiz tek bir tümce düşünebiliyorum:

"Siz bizim için endişelenmeyin.  Sizin Cennete giderken yolunuz açık olsun!"



(Varınca bizi de haberdar edip meraktan kurtarırlarsa memnun oluruz.)


Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: ceycet - Aralık 28, 2012, 11:17:24 öö

Cennette,cehennemde bu dünyadadır.

Alegorik veya simgesel söylemleri kavrayamayanlar,aşkın bir tanrı inancına sahiptirler.

Yukarıda,gökte,uzakta biryerlerde oturan sakallı bir ihtiyarı tanrı olarak benimseyenler fazlasıyla yanılmaktadırlar.

Acaba,saabiler namaz kılarken henüz ortaya çıkmamış bir kuranın hangi ayetlerini okurlardı ?
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: tcorbaci - Aralık 28, 2012, 11:57:47 öö
Aslında burada diyanet işlerinin durumu da biraz düşündürücü.
Mesele yine düşünen ve araştıran kişilerce inanç düzlemine ister istemez kayıyor.Oysa konu daha farklı , kurum cevapçısı resmi olarak ,ciddiyetle namazda türkçe sure söyleyemezsin diyor.Dua ederken yakarırken kendi anadilini kullan ama işin ritüelinde arapçadan şaşamazsın diyor sanırım ,

Bu konuda duyduğum bir olayı anlatmak istiyorum.Suudi bir şahıs cuma günü bir vakit kapalıçarşı civarında dışarıda namaz kılmak için dışarıda oturanları görüyor.İçlerinden birisi de duygulanmış ve gözyaşlarına hakim olamamış.Adam için için ağlıyormuş ve suudi şahıs yanındaki türk tercumana bu adamın neden ağladığını sorunca tercuman -kuran okunurken adamın duygulandığını o sebepten ağladığını söylemiş.suudi gülmeye başlamış , -iyi de o kuran okuyan (şerri) miras paylaşımını anlatıyor ,neden adam ağlıyor ki demiş...

Sanırım bizim din anlayışımız ile diğerlerinin ! din anlayışı arasında fark var.

düşüncelerim sadece paylaşım için...
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Aralık 29, 2012, 10:03:23 öö
Aslında burada diyanet işlerinin durumu da biraz düşündürücü.
Mesele yine düşünen ve araştıran kişilerce inanç düzlemine ister istemez kayıyor.Oysa konu daha farklı , kurum cevapçısı resmi olarak ,ciddiyetle namazda türkçe sure söyleyemezsin diyor.Dua ederken yakarırken kendi anadilini kullan ama işin ritüelinde arapçadan şaşamazsın diyor sanırım ,

Bu konuda duyduğum bir olayı anlatmak istiyorum.Suudi bir şahıs cuma günü bir vakit kapalıçarşı civarında dışarıda namaz kılmak için dışarıda oturanları görüyor.İçlerinden birisi de duygulanmış ve gözyaşlarına hakim olamamış.Adam için için ağlıyormuş ve suudi şahıs yanındaki türk tercumana bu adamın neden ağladığını sorunca tercuman -kuran okunurken adamın duygulandığını o sebepten ağladığını söylemiş.suudi gülmeye başlamış , -iyi de o kuran okuyan (şerri) miras paylaşımını anlatıyor ,neden adam ağlıyor ki demiş...

Sanırım bizim din anlayışımız ile diğerlerinin ! din anlayışı arasında fark var.

düşüncelerim sadece paylaşım için...


Suudi hikayesi ile alakalı katkı çok hoş.İşte budur benimde anlatmaya çalıştığım şey,aslında bir çok benzeri kuran ayetinde bunu görebiliriz,sorgulamamız ve anlamamız gereken şey insaların durumudur zaten o durum konuyu bu hale getiriyor.


Yaratıcının ne dediğine ne söylemek istediğine değilde sadece ve sadec etkilenmeye hazır hemde her ne olursa olsun bir insan modeli var karşımızda.Bende kevser suresini örnek vermiştim oradada allah peygamberine bir konuyu anlatıp izah ediyor bir nevi ama bunun türkçesinden bihaber kuran arapçası ile okudunmu istersen ağlayabilirsin.

Bu tam anlamı ile zavallılıktır,Buna ilaveten ayrıca birde durum tesbiti yapacağım  islamda bir acziyet müessesesi vardır biz aciz kullarız diye.

Allah tarafından sınırlı şekilde ve bir görev için yaratıldığımız için olabilir aciz gibi gözükebiliriz ama o kadar kuvvetli olan allah bizim acziyetimizi zaten bilen allah bunu yüzümüze vurupta ne yapsın.Aciz edebiyatı gerçekleri görmemizi ve bilme arzumuzu hep bitiriyor.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Samuray - Temmuz 17, 2013, 11:13:23 öö
Namaz için gerekenler abdest, secde, ruku, Allah'ın karşısında durma biilinci(huşu).
Kurandan bir metin okumaya gerek yok. Söylediğini anlayamadığından alkoliyken namaza yaklaşma cümlesi geçiyor ama bu sure okumak için mi dua için mi söylenmiyor.
Özetle Türkçe ibadet olur hiç bir şey okumadan da olur. Mezheplerin görüşü benimki gibi değildir. Ben "hadis" denen sözlere iman etmeyen bir mezhepsiz olduğumdan böyle düşünüyorum.
Her inanaca saygım var
Herkese iyi günler...
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: GOASISG - Temmuz 17, 2013, 06:46:22 ös
Dini öğretimlerin,Mensubu ve sözcüsü olan kişilerin, eğitimlerinin yetersiz olduğundan,öğretimlerindende cok şey beklenmemesi gerekir,Bu dinin temsilcisi sıfatlarında,öğreticilerinin yorum ve görüşlerini yetkili saymıyorum.ve İslam gibi dinlerin yetki verilmiş yetersiz kişilerden dinlenmemesini talep ediyorum.
Kalben tabi

saygılar
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Samuray - Temmuz 18, 2013, 12:50:55 ös

İleri sürdükleri dogmaları kabullenmeyen, bunları sorgulayan bilime güvenen ve akıl ilkelerinden ayrılmayanlara, bir diğer dogmadoan başka bir şey olmayan cehennemin yolunu gösterenlere, iyi niyetli ve temiz yürekli, oniurlu ve dürüst insanlar olarak, görgü kurallarının dışana çıkmadan  söyleyebileceğimiz tek bir tümce düşünebiliyorum:

"Siz bizim için endişelenmeyin.  Sizin Cennete giderken yolunuz açık olsun!"



(Varınca bizi de haberdar edip meraktan kurtarırlarsa memnun oluruz.)
Ateist tanıdıklarım var ben hiç birisiyle alay etmiyorum. Biz müslümanlar olarak aynı anlayışı siz kafir sevdiklerimizden de bekliyoruz.
Saygılarımla....
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: NOSAM33 - Temmuz 18, 2013, 01:25:13 ös
siz kafir


Sert  bir anlatım şekli ...
Saygılar
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Samuray - Temmuz 18, 2013, 02:00:53 ös
siz kafir


Sert  bir anlatım şekli ...
Saygılar
ateist demek işte başka bir manası yok...
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Alşah - Temmuz 19, 2013, 12:13:59 öö
          Sayın Samuray'ın  yazısının büyük bölümü doğru. Ama en can alıcı tarafı  "Mezheplerin görüşü benimki gibi değildir. Ben ""hadis"" denen sözlere iman etmeyen mezhepsiz olduğumdan böyle düşünüyorum" sözleri.
          Şimdi İslamiyeti kısaca ele alalım ve en basitinden başlayalım.
          -İslamiyetin peygamberi kimdir? Hz. Muhammed.
          -Hz. Muhammed  hangi mezhepten dir ? (Bilen varsa söylesin).
          -Mezhep İmamları kimlerdir? İnceleyin bakın kimler olduklarını göreceksiniz.
          -Canı isteyen İslam içinde  bir mezhep kurabiliyorsa, sayın Samuray'ın , benim ve canı isteyen herkesin  mezhep kurma hakkım vardır.
          Diğer yönden, hadislere gelirsek, binlerce hadisten hangisinin sahih, hangisinin uydurma olduğu 1500 senedir anlaşılamadı.
          Bu nedenle ikide bir İslamı ve özellikle İslam adı altında hurafeyi gündeme getirip oturtmayı pek te doğru bulmuyorum.
         Saygılar-sevgiler.
 
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: karahan - Temmuz 20, 2013, 06:03:55 ös
siz kafir


Sert  bir anlatım şekli ...
Saygılar
ateist demek işte başka bir manası yok...

Sn.Samuray

Sarf ettiğiniz sözün anlamı size göre her ne kadar doğruda olsa toplum algısına göre kafir başka anlamlarda içerir,kaldıki yerindede kullandığınızı belirtsenizde oldukça saygısız bir ifade.Sn.adam ile problemleriniz olduğu aşikar her yazısına bir negatif yorum yazarak bunu zaten gösteriyorsunuz,lakin ben burada ci,ddi bir konu açtım ve tartışılıyor polemik yapmanın ve yakışıksız ifadeler kullanmanın anlamı yok,elimde silme yetkim olsa bu bana göre yakışıksız ifadenizi silerdim.

Karşındaki düşmanın dahi olsa saygı göstermek insani bir olgudur,mecburiyettir,sn.adam'ın inandığı şey herne ise onu bağlar ,kaldıki bizim inancımızda dinde zorlama yoktur denir,hal böyle iken inanmayan birinede kafir demek çok abes ve absürd duruyor.

Lütfen biraz daha özen ve dikkat.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: GOASISG - Temmuz 20, 2013, 06:11:00 ös
syn samuray
Her kelimeniz boğazınızda düğümlenicek.kafirun yediğiniz yemediğinizde bile olucak.
Susmaması gerekenler susunca,ilk taş atılıyor kafir dicekler her bilgeyi ezicekler
Sahipsiz kalmış roninin attığı taştan başka  3 kez daha taş gelicek ozaman döngü kırılmaz olup
her aydın bir yüzyıl daha beklicek.
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Samuray - Temmuz 21, 2013, 02:34:59 ös
siz kafir


Sert  bir anlatım şekli ...
Saygılar
ateist demek işte başka bir manası yok...

Sn.Samuray

Sarf ettiğiniz sözün anlamı size göre her ne kadar doğruda olsa toplum algısına göre kafir başka anlamlarda içerir,kaldıki yerindede kullandığınızı belirtsenizde oldukça saygısız bir ifade.Sn.adam ile problemleriniz olduğu aşikar her yazısına bir negatif yorum yazarak bunu zaten gösteriyorsunuz,lakin ben burada ci,ddi bir konu açtım ve tartışılıyor polemik yapmanın ve yakışıksız ifadeler kullanmanın anlamı yok,elimde silme yetkim olsa bu bana göre yakışıksız ifadenizi silerdim.

Karşındaki düşmanın dahi olsa saygı göstermek insani bir olgudur,mecburiyettir,sn.adam'ın inandığı şey herne ise onu bağlar ,kaldıki bizim inancımızda dinde zorlama yoktur denir,hal böyle iken inanmayan birinede kafir demek çok abes ve absürd duruyor.

Lütfen biraz daha özen ve dikkat.
Sayın Adam'ı düşmanım olarak gördüğüm kesinlikle doğru değildir.
Siz eleştirmeyi düşmanlıkla karıştırıyorsunuz. Bu nedenle sizi eleştiren bir şey söyleyince de size düşman olduğumu zannettiniz. Benim kimseye düşmanlığım yok. Allah'a inanmayan birine kafir demek  absürt değil hakikati ifade etmektir zira kafir demek inkar eden yani Kuran'a inanmayan demek. Kuran'da da "Ey kafirler!" diye geçer. Arapça bilmem ama bilenlerden duyduğumuz (ey yuhelledine keferu) sözü ey kafirler demekmiş... Ben kitaptan konuşuyorum kendi kendime dini terim uydurmuyorum
Saygılar...
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: Samuray - Temmuz 21, 2013, 02:37:48 ös
syn samuray
Her kelimeniz boğazınızda düğümlenicek.kafirun yediğiniz yemediğinizde bile olucak.
Susmaması gerekenler susunca,ilk taş atılıyor kafir dicekler her bilgeyi ezicekler
Sahipsiz kalmış roninin attığı taştan başka  3 kez daha taş gelicek ozaman döngü kırılmaz olup
her aydın bir yüzyıl daha beklicek.
Klavye tuşlarına rastgele basınca manalı şeyler yazılamıyor sayın Gosisg arada bir bakın ne yazıyorum diye...
Başlık: Ynt: KARAHANIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA SORUSU VE GELEN CEVAP
Gönderen: GOASISG - Temmuz 21, 2013, 05:07:07 ös
syn samuray
Her kelimeniz boğazınızda düğümlenicek.kafirun yediğiniz yemediğinizde bile olucak.
Susmaması gerekenler susunca,ilk taş atılıyor kafir dicekler her bilgeyi ezicekler
Sahipsiz kalmış roninin attığı taştan başka  3 kez daha taş gelicek ozaman döngü kırılmaz olup
her aydın bir yüzyıl daha beklicek.
Klavye tuşlarına rastgele basınca manalı şeyler yazılamıyor sayın Gosisg arada bir bakın ne yazıyorum diye...
Banada bir taş var. evet manalı şeyler cıkmıyabilir.ama var edeni inkar etmiyorum
Ayrıca Gosisg kim?
sygılar