Büyük Üstat Mesajı
16 Ocak 1996 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanmıştır
Ülkemizde zaman zaman Masonluğa karşı dile getirilen asla hak etmediğimiz görüş ve düşünceler, gerçeklerden çok uzak hatta karalamalar şeklinde olduğu halde, her insanın düşüncelerini özgürce söyleyebilmesi gerektiğine içtenlikle inandığımız için, ânında cevaplamak ve polemiklere girmek yerine, konuyu büyük çoğunluğunun sağ duyu sahibi olduğuna inandığımız vatandaşlarımızın değerlendirmesine bırakmak, özenle uygulamaya çalıştığımız geleneksel bir davranıştır. Bu arada değerli Basın ve Yayın kuruluşlarımızın Masonluk konusuna objektif olarak yaklaşımları ve soruları da, yeri geldikçe içtenlikle değerlendirilip, doğru olarak cevaplandırılmıştır.
Ancak son günlerde bazı çevreler, Masonluk hakkında her türlü hatalı görüş ve söylentilerin sınırlarını da aşarak bir siyasi parti başkanının Mason olduğu iddiasından yola çıkıp, konuyu bir Masonluk suçlaması biçiminde ve adeta bir hakaret gibi ele almışlardır. Bu nedenle kuruluşundan bu yana geçen üçyüz yıl boyunca siyasetle uğraşmayan ve insanların dinî inançlarına saygı duyan Masonluğun ne olup, olmadığını bir kez daha anlatmak gereği duyulmuştur.
Büyük Locamızın bu davranışı, şu veya bu kişinin üyemiz olup olmaması açısından değil, Masonluk yolunda olmanın bir suçlama veya hakaret sayılmayacağı açısından önemlidir.
1. MASONLUĞUN AMACI VE GİZLİLİK KONUSU
Masonluğun amacı, bütün insanlar arasında dostluk ve sevgi bağlarının güçlenmesi, insan kişiliğinin yüceltilmesi, insanlığın özgürlük ve barış içinde gelişmesidir. Bu nedenle Masonluk utanılacak birşey değil, onur duyulacak bir yaşam biçimidir. Çünkü Masonluk, içimizdeki erdemlerin ve insaniyetin dışarıdan görülür hale gelmesidir. Ama bütün kusurlarımızdan arınmak, ne yazık ki olanaksızdır. Kendini bilen hiç kimse "Ben kusursuz tam ve mükemmel bir insanım" diyemeyeceği için; Masonluğa gönül verenler de "Ben Masonum" dememeye ve başkalarının Masonluğu hakkında konuşmamaya özen gösterirler. Bu davranışta bir gizlilik, bir korku değil; bir kendini bilme, bir alçak gönüllülük saklıdır. Kaldı ki Türk Masonluğu gizli bir dernek değildir. Ülkemizin dernekler yasasına göre kurulmuştur. Lokallerimizin adresleri bellidir. Kapılarımızda adımız yazılıdır. Bütün kayıtlarımız Devletimizin denetimine açıktır.
2. DIŞA BAĞIMLILIK İDDİASI
Türk Masonluğu, görevlileri üyelerimiz tarafından iki yılda bir seçilen Büyük Locamız tarafından ülkemizin yasaları doğrultusunda yönetilir. Diğer ülkelerdeki Masonik kuruluşlarla idari veya parasal açıdan hiç bir bağlantısı yoktur. İlişkilerimiz aynı insanlık gayesine yönelenlerin birbirlerini tanımaları düzeyindedir.
3. DİN VE POLİTİKA
Evrenin Ulu Yaradanı dediğimiz Yüce Allah'a inanmayanlar aramıza giremezler. Kardeşlerimiz dini inançlarında ve ibadetlerinde serbesttirler.
Toplantımıza Kutsal kitaplar açılarak başlanır.
Dinler tartışma konusu yapılamaz.
Masonluk politik bir kuruluş da değildir. Demokrasinin benimsendiği ülkelerde Masonluk çok saygın bir kuruluştur.
Masonluk adı altında hiç bir politik veya toplumsal eyleme katılınamaz. Kardeşlerimiz diledikleri partilere girebilirler, görev alabilirler ancak lokallerimizde politik tartışmalar yapılamaz.
Politik görüşleri ne olursa olsun, her Türk Masonu Atatürk ilkelerini korumakla, Lâik Cumhuriyetimizin yasalarına uymakla, vatanımıza sadakatle ve ülkemizin yararları için çalışmakla yükümlüdür.
4. MASONİK SIR VE DAYANIŞMA
Masonik sırlar, eski duvarcı ustalarının yapı san'atına dönük bilgileri idi. Bugünün teknolojisinde, yapı san'atı sır olmaktan çıkmıştır. Ancak ilkelerini efsaneler ve semboller aracılığı ile anlatmaya çalışan Masonlukta; insan hayatında sıkı ağızlılığın önemini vurgulamak ve kurucularımız dediğimiz duvarcı ustalarının anısını yaşatmak için bazı kelime ve işaretlerden oluşan sembolik bir sır kavramı vardır.
Masonik dayanışma ise, öğrenim çağında aynı okuldan, askerlikte aynı devreden, sporda aynı kulüpten olan insanlar arasındaki arkadaşlık ve dayanışmadan farklı değildir.
5. SİYONİZM YAKIŞTIRMASI
Masonluk politikayla uğraşmadığı gibi, ne Siyonizmle ne de herhangi bir siyasi akımla ilgisi yoktur. Kaldı ki, Yahudi olmayanları bünyesine almayan Siyonizm, 1897'de Filistin'de düzenlediği kongre ile dünyanın dikkatini çekmiş, 1948'de İsrail Devletinin kuruluşu ile hedefine ulaşmıştır.
Masonluğun kökleri ise 900-1000 yıllarından bu yana yapı san'atı ile uğraşan duvarcı ustalarına kadar uzanmaktadır. İlkeleri de Siyonizmin sesini duyurmasından çok önce: 1717'de kaleme alınmıştır. Görüleceği gibi zaman tüneli içinde bile Siyonizmle Masonluk yan yana değildir.
6. "TOPLUMA NE KATKINIZ VAR?" SUALİ
Masonlar ağırlıklı olarak eğitim alanında topluma katkıda bulunmaya çalışırlar. Kardeşlerimizin veya Localarımızın okuttuğu bir çok öğrenci ve yaptırdıkları okullar vardır. Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, Veremle Savaş, Yeşilay, Cüzzamla Savaş, Kanserle Savaş, Kalp Vakfı, Sev Vakfı, İnsanlık Vakfı, Ankara Trafik Hastanesi gibi kamu yararına çalışan kuruluşların temelinde halen yöneticileri arasında da kardeşlerimiz veya eşlerimiz bulunmaktadır. Ve bu hizmetler yapılırken sağ elin verdiğini sol elin bilmemesine özen gösterilir. Büyük Locamız da olanakları ölçüsünde maddi durumu bozuk ama erdemli ve başarılı gençlere karşılıksız üniversite bursu vermekte; doğal felaketlere, sağlık hizmetlerine, Milli Savunmamıza dönük Vakıflara, şehit ailelerine, soykırımına uğrayanlara yardım elini uzatmaya ve yurdumuzu ağaçlandırma kampanyalarına katılmaya çalışmaktadır. Ancak bizim için en önemlisi; Masonik ilkelerin doğrultusunda her gün biraz daha iyi insan olma çabamızın karanlıkta kalan insanlar için bir ışık olabileceği umududur.
7. HUKUK VE AHLAK KURALLARINA TERS DÜŞEN KİŞİLER MASON OLABİLİR Mİ?
Temel prensiplerimiz uyarınca, Hür Masonluk ahlâk sağlamlılığını şart koşar. Arasına alacağı kişiler için bu niteliği en başta gelen ilke olarak kabul eder. Erdemli olmayan kimselerin aramıza girmemelerine özen gösterilir.
Bütün dikkatimize rağmen sızmalar olursa, bunların Türk adaleti karşısında yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyetlerinin kesinleşmesi halinde tüzüklerimiz uyarınca derhal kayıtları silinir.
8. TARİH BOYUNCA MASONLUĞU KÖTÜLEMEYE ÇALIŞANLAR KİMLERDİR?
Masonluğa gönül verenler dünyanın her tarafında barışın, özgürlüğün, insan haklarının, demokrasinin ve lâik düzenin savunucusu oldukları için; bu kavramların karşısında yer alan diktatörler, naziler, faşistler ve komünistler ve her inançtan bağnaz dinciler ve inançsızlar Hür Masonluğa karşı daima cephe almışlardır.
9. ASILSIZ SUÇLAMALAR KARŞISINDA HUKUKİ DURUMUMUZ
Lâik Cumhuriyetimizin Dernekler Kanunu'na göre kurulmuş ve üyeleri saygın kişilerden oluşan Mason Derneğimiz ve Masonluk hakkında, Türk kamu oyunda yanlış ve kötü bir imaj yaratmaya çalışan gerçek ve tüzel kişiler hakkında yasal haklarımız olduğunu çok iyi bilmemize rağmen, görüşleri farklı da olsa insanların kardeşçe yaşamaları gerektiğine inandığımız için şimdilik hukuki yollara başvurmuyoruz.
10. SON SÖZ VE ÜNLÜ TÜRK MASONLARINDAN BİR KAÇI
Masonluğu bir suç gibi göstermeye ve kötülemeye çalışanları yakın geçmişimize bakmaya davet ediyoruz. Büyük Devlet adamlarımız Keçecizade Fuat Paşa, Âli Paşa, Mithat Paşa, Ahmet Vefik Paşa Sadrâzam Kardeşlerimizin, Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa Kardeşimizin, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucusu Tıp Profesörü Besim Ömer Paşa Kardeşimizin; ünlü şair ve yazarlarımızdan Namık Kemâl, Ziya Paşa, Şinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Ömer Rıza Doğrul Kardeşlerimizin; değerli Şeyhülislâm Hayri Efendi ve Musa Kâzım Efendi Kardeşlerimizin ülkemize, insanlığa ve Masonluğa hizmet etmiş, şerefli ve seçkin kardeşlerimizden bir kaçı olmaları karşısında Masonluk suç mudur? Fazilet midir? kararını vermeleri için onları vicdanları ile başbaşa bırakıyoruz.
Ve son olarak, bugün aramızda bulunan pek çok kardeşimizi, bizden sonraki kuşakların ülkemize ve insanlığa hizmet etmiş kişiler arasında sevgiyle, saygıyla anacaklarını söylemek istiyoruz.
Evrenin Ulu Yaradanı ülkemizden barışı, özgürlüğü aydınlık günlerde kardeşçe ve insanca yaşamayı eksik etmesin.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar
Büyük Locası Derneği