MAKROKOZMOS - 3
Yıldız Kümeleri
Gözlemlere göre yıldızlar birtakım gruplar oluşturmaktadır. Bunarlın bazısında sadece birkaç, bazılarında milyonlarca yıldız yer almaktadır.
Diğer bir grup yıldız kümesine ise “galaksi” denir. Etimolojik kökeni “süt” anlamına gelen bir sözcüktür. Türkçe de bizim güneşimizin de içinde bulunduğu galaksiye her nedense “Samanyolu” denmiştir ama bunun aslı “sütlü yol” anlamında gelen bir sözcüktür. Antik Yunan mitolojisinde bu galaksinin Herkül bebek iken ona süt veren ana tanrıça Hera’nın dökülen sütünden oluştuğu belirtilir.
Samanyolu’nda yaklaşık 100 milyar yıldız vardır. Bu kümenin çapı yaklaşık yüz bin ışık yılı kadardır. Bir disk biçimindedir; on bin ışık yılı kadar bir kalınlığı vardır.. Dışarıya doğru uzanan spiral biçiminde kolları da vardır. Bizim güneşimiz de işte bu kollardan birinin üzerindedir. Dolayısıyla, aysız ve bulutsuz bir gecede Samanyolu’nun hemen hemen tümü çıplak gözle bile seçilebilir.
Samanyolu’nun biçimi, galaksilerin oldukları yerde sabit kalmayıp dönmekte olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim merkezden yaklaşık 27 bir ışık yılı uzaklıkta olan güneşimiz de Samanyolu’nun çevresinde yaklaşık 0,75 ışık yılı hızla dönmektedir. Bir turu bizim zaman ölçümüze göre 230 milyon yılda tamamlamaktadır.
Sol güneşi ile gezegenlerinin yaşının yaklaşık 5 milyar yıl olduğu hesaplanmıştır. Dolayısıyla bugüne kadar Samanyolu’nun çevresinde 22 tur atmış olmaktadır.
Samanyolu’nun merkezi Yay Burcu’nun yönündedir. O yanda çok fazla yıldız vardır. Bunun önünü kaplayan toz ve gaz bulutları nedeniyle merkezi göremiyoruz.
Radyo Sinyalleri
Yıldızlar arası boşluktan gelen radyo sinyallerinin incelenmesiyle, galaksimize ilişkin bilgilerin artması sağlamıştır.
Galaksimizin çeşitli yerlerinden çok güçlü radyo sinyalleri gelmektedir. Özellikle süper novaların patlamalarından arta kalan kalıntıların çok güçlü radyo merkezleri olduğu belirlenmiştir. Bu sinyalleri, hayli seyrek olan hidrojen gazından gelmektedir.
Hidrojen atomunun bir proton ve bir elektrondan oluştuğunu biliyoruz. İşte o elektron, bir yukarı küreden bir aşağıdakine geçerken enerji yayınlar. Bu enerjinin dalga uzunluğu 21 cm kadardır. İşin ilginç yanı, Samanyolu’ndan gelen radyo sinyalleri de bu dalga boyunda oluşudur.
Radyo dalgaları, yıldızların arasındaki toz bulutlarından ışıktan çok daha kolay geçer. Böylece bize için, galaksimizin daha iyi incelenmesi olanağını verir. Öte yandan, uzaydan gelen kozmik ışınlar da evren hakkında bize hayli bilgi sağlamaktadır.
Güneşimizde patlama olduğu zaman kozmik ışınlar artar. Bunların çok yüksek düzeyde enerji taşıyan protonlar olduğu anlaşılmıştır. Ancak güneşin dışında, uzayın diğer yerlerinden gelen kozmik radyasyon, olağan koşullar altında yıldızlardan gelebilecek enerjiden çok daha fazladır. Dolayısıyla, bunların da süper nova patlamalarından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Diğer Galaksiler
Makrokozmosa ilişkin olmak üzere bildiklerimiz sadece kendi galaksimiz ile sınırlı değildir. Samanyolu, 16 elemanlı bir galaksi grubunun üyelerinden biridir. Bu grubun diğer elemanları arasında en büyük olanına Andromeda adı verilmiştir. Bilmeliyiz ki, bu 16 galaksi, uzaydaki milyarlarca galaksiden sadece on altısıdır.
Yıldızların arasındaki uzaklık bize göre öyle büyüktür ki, bu galaksilerdan birçoğu hiçbir yıldız çarpışması olmadan birbirlerinin içinden geçebilir. Buna karşın toz ve gaz bulutları arasında ise yer yer çarpışmalar olduğu izlenmektedir.
İki galaksi büyük bir hızla birbirinin içine girince, toz ve gaz yığınları havsalaya sığmaz bir ölçüde, 100 milyon dereceye kadar ısınır ve mavi bir ışık saçar. Birbirlerinden ayrılınca da bu gaz ve toz birikintisi ikisinin ortasında kalır.
Bu özet bilgileri verdikten sonra, belki de Makromozmos ile bağlantılı olan en önemli ya da en ilgi çekici konuya geliyorum: Makrokozmosun oluşumu ve bize göre büyüklüğü…