Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Türkiyede Gelir Dağılımı/Ekonomi Kimin İçin Büyüyor  (Okunma sayısı 5827 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 01, 2019, 07:49:17 ös
Yanıtla #10
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 149
  • Cinsiyet: Bayan

görüyorum ve arttırıyorum  :)

saygılarımla..


Ocak 01, 2019, 08:23:30 ös
Yanıtla #11

Toplumların genel yapısında; lüks villalarda oturan, yat ile gezen,son model arabalar kullanan macro asalaklar;  O toplum içinde kendi micro asalaklarını yaratır.Bu micro asalaklar; kömür,koli,sözde malül yardımı ve sayısız değer ile yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar.

Toplumun emekci kesimi; hem o zenginlere ait olan yat'ın benzinini; hem de, o micro asalakların kömürünü,elektiriğini vs öderler.

Bu micro asalaklar, o bedava aldıkları ürünlerin vahameti ile, sistemi delice savunarak,sürekli emekci olan tabakayı ikna etmeye çalışırlar.Çünkü bu emekci tabakanın çalışmaktan düşünmeye vakti bile yoktur; Ve bu macro asalaklar, paradan para kazanmaya,süper lüks evlerde oturmaya sessizce devam eder.Micro asalaklar ise,bedava makarnanın hazzı ile emekciyi iknaya...

Ve, bu sömürüyü savunan ufak sürüngenler yaratmaktan daha mükemmel bir kölelik kavramı yoktur kanımca.

Sevgiler.
Hislerime tercüman oldunuz sayın Tık Tik Tak. Şu an toplam dünya nüfusundaki modern köle oranı hiç bir zaman olmadığı kadar yüksek. Ve giderekte artmaya devam ediyor. Artık bu sistemin komple değişmesi lazım.

Kapitalism insanoğluna yapılmış en büyük kötülüktür.

Sevgiler.

Sayın Adonai; ülkemizdeki genç kuşağın da sağlıklı seçimler yapan,doğru kararlar alan bir nesil olduğundan kuşkuluyum.

Bilindiği üzere, ülkemizde Youtuber olan ve 9.000.000 küsür abonesi olan bir şahıs mevcut.Hemen hemen neredeyse tüm bu ülke gençliği,bu şahsın abonesi.Bu şahsın çıkardığı içerikler ise, ipe sapa gelmez saçmalıklarla dolu.Bizim gençlerimizin karakteristlik yansıması eğer bu şahıssa, durumumuz çok vahim gerçekten.

Ülkemizin gençliğini resmen bu şaklaban büyütüyor.

Sevgiler.

Umarım gençlerimiz hem bilgi olarak hem de diğer açılardan bizleri geçerler ama dediğiniz gibi örnek alacakları şahısları doğru seçmeleri lazım. Bununla ilgili bir atasözü de var ama foruma yazmam uygun değil.

Sosyal medya fenomenlerinin ise ‘gençlerin gelişiminde pay sahibi olduklarını’ idrak etmesi gerek. Hatanın neresinden dönersen kârdır denir, bu fenomenlerin bundan önceki yayınlarını boşverip gerçek anlamda eğitici ve öğretici paylaşımlar ve yayınlar yapması çok daha şık olurdu. Ama umudum yok, umarım da yanılırım.

Bizler bugünü şekillendiriyoruz, gelecek ise gençlerin elinde. Doğru yolda olanlara saygım sonsuz, yanlış yolda ilerleyen gençlerimiz ise umarım hakikat yolunu bulurlar.

Sevgiler sayın Tık Tik Tak

Çocuklarımız aslında benzersiz doğuyorlar. 0-7 yaş arası kişilikleri oluşuyor; ve bu süre aralığında tüm öğrendikleri gelecek yaşamlarını biçimlendiriyor.Fakat çağ, hayal güçlerini alıp,replikalar yaratıyor.

Ebebeyinler,onların bir tohum olduğunu,umut ile sularlarsa umut yeşereceğini,umutsuzluk ile sularlarsa,umutsuzluk yeşereceğini, artık anlamalılar.Yaratıcı ve düzgün insanların var olabilmesi için kesinli ile Ailelerin eğitilmesi gerekir.Kısaca:

O yaratıcı ruh, doğuştan herkesde mevcut; fakat, zaman ve toplum o yeteneği çok sert eliyor; ve gerçekte çok az kişi; sanatcı, hür ve özgür insanlar olarak kalıp, bu dünya'ya kadim eserler verebiliyor.
« Son Düzenleme: Ocak 01, 2019, 08:39:19 ös Gönderen: Tık-Tik-Tak »
Sen Özelsin


Ocak 01, 2019, 08:30:33 ös
Yanıtla #12

Toplumların genel yapısında; lüks villalarda oturan, yat ile gezen,son model arabalar kullanan macro asalaklar;  O toplum içinde kendi micro asalaklarını yaratır.Bu micro asalaklar; kömür,koli,sözde malül yardımı ve sayısız değer ile yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar.

Toplumun emekci kesimi; hem o zenginlere ait olan yat'ın benzinini; hem de, o micro asalakların kömürünü,elektiriğini vs öderler.

Bu micro asalaklar, o bedava aldıkları ürünlerin vahameti ile, sistemi delice savunarak,sürekli emekci olan tabakayı ikna etmeye çalışırlar.Çünkü bu emekci tabakanın çalışmaktan düşünmeye vakti bile yoktur; Ve bu macro asalaklar, paradan para kazanmaya,süper lüks evlerde oturmaya sessizce devam eder.Micro asalaklar ise,bedava makarnanın hazzı ile emekciyi iknaya...

Ve, bu sömürüyü savunan ufak sürüngenler yaratmaktan daha mükemmel bir kölelik kavramı yoktur kanımca.

Sevgiler.
Hislerime tercüman oldunuz sayın Tık Tik Tak. Şu an toplam dünya nüfusundaki modern köle oranı hiç bir zaman olmadığı kadar yüksek. Ve giderekte artmaya devam ediyor. Artık bu sistemin komple değişmesi lazım.

Kapitalism insanoğluna yapılmış en büyük kötülüktür.

Sevgiler.

Sayın Adonai; ülkemizdeki genç kuşağın da sağlıklı seçimler yapan,doğru kararlar alan bir nesil olduğundan kuşkuluyum.

Bilindiği üzere, ülkemizde Youtuber olan ve 9.000.000 küsür abonesi olan bir şahıs mevcut.Hemen hemen neredeyse tüm bu ülke gençliği,bu şahsın abonesi.Bu şahsın çıkardığı içerikler ise, ipe sapa gelmez saçmalıklarla dolu.Bizim gençlerimizin karakteristlik yansıması eğer bu şahıssa, durumumuz çok vahim gerçekten.

Ülkemizin gençliğini resmen bu şaklaban büyütüyor.

Sevgiler.

Umarım gençlerimiz hem bilgi olarak hem de diğer açılardan bizleri geçerler ama dediğiniz gibi örnek alacakları şahısları doğru seçmeleri lazım. Bununla ilgili bir atasözü de var ama foruma yazmam uygun değil.

Sosyal medya fenomenlerinin ise ‘gençlerin gelişiminde pay sahibi olduklarını’ idrak etmesi gerek. Hatanın neresinden dönersen kârdır denir, bu fenomenlerin bundan önceki yayınlarını boşverip gerçek anlamda eğitici ve öğretici paylaşımlar ve yayınlar yapması çok daha şık olurdu. Ama umudum yok, umarım da yanılırım.

Bizler bugünü şekillendiriyoruz, gelecek ise gençlerin elinde. Doğru yolda olanlara saygım sonsuz, yanlış yolda ilerleyen gençlerimiz ise umarım hakikat yolunu bulurlar.

Sevgiler sayın Tık Tik Tak

Çocuklarımız aslında benzersiz doğuyorlar. 0-7 yaş arası kişilikleri oluşuyor; ve bu süre aralığında tüm öğrendikleri gelecek yaşamlarını biçimlendiriyor.Fakat çağ, hayel güçlerini alıp,replikalar yaratıyor.

Ebebeyinler,onların bir tohum olduğunu,umut ile sularlarsa umut yeşereceğini,umutsuzluk ile sularlarsa,umutsuzluk yeşereceğini, artık anlamalılar.Yaratıcı ve düzgün insanların var olabilmesi için kesinli ile Ailelerin eğitilmesi gerekir.Kısaca:

O yaratıcı ruh, doğuştan herkesde mevcut; fakat, zaman ve toplum o yeteneği çok sert eliyor; ve gerçekte çok az kişi; sanatcı, hür ve özgür insanlar olarak kalıp, bu dünya'ya kadim eserler verebiliyor.

Tamamına katılıyorum sayın Tık Tik Tak.

Sevgiler  :)
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Şubat 06, 2019, 10:36:43 ös
Yanıtla #13
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 236
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba sayın üyeler ve misafirler
Foruma yoğun çalışmalarım ile katılamıyorum  malesef ancak konuyu açtığım tarihlerde amacım bu verimli tartışma ortamları sağlamaktı  bu durumu Sevinç'le karşılıyorum esenlikle kalın...
Güneş ışınları neyse kara toprak için gerçek aydınlanmada odur bu dünyada Doğanlara...


Kasım 01, 2019, 04:18:09 ös
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 174
  • Cinsiyet: Bay

Gelir dağılımı eşitsizliği pek çok etmene bağlı. Her birey hayata eşit şartlarda başlamıyor. İçine doğduğu kültür, din, aile, coğrafya gibi dış etkiler; bunun yanında genetik ve sonradan ortaya çıkan etmenlerin sağlığa etkisi gibi şahsa özel unsurlar insan hayatını etkiliyor. İlave olarak bu olgular dogmalar, boş inançlar yaratıp yok yere insanın gelişimine ket vurmasına neden oluyor. Bu nedenlerle hepimiz apayrı koşullarda hayata başlıyor ve yaşıyoruz. Tabi bir de şunu unutmamalıyız insanlar iktisadi faliyetlerini ezici bir çoğunlukla bir başlarına değil birlikte gerçekleştiriyorlar. Doğru insanları, kurumsal yapıları bulmak çok önemli.

Saydığım etmenleri kişisel bazda bertaraf etmek "zor, hem de çok zor" olsa da mümkün. Bu konuda "eğitimin" önemi büyük. Bir de "hayat boyu" eğitime devam etmenin....

Toplumsal olarak; iyi eğitim kurumları kurmak ve doğru eğitimi vermek bireyleri daha üretken kılacaktır. Eğitimli bireyler daha nitelikli taleplerle gelip içlerinde yaşadıkları iktisadi koşulların yeniden biçimlendirilmesini sağlayacaktır.

Tabi karşımıza kaliteli eğitim (öğretim de dahil) nasıl olur sorusu çıkıyor. Bir formül; (i) meraklı (merak duyguları örselenmemiş) öğrenciler, (ii) doğru eğitim materyali (içinde gerçek bilgi olan, yalan yanlış değerlendirmeler olmayan) ve (iii) açık fikirli, öğrencilerinin meraklarını besleyen, öğrencilerini doğru kaynaklara yönlendiren öğretmenler. Olur mu? Tabiki olmaz  :D
no one


Kasım 02, 2019, 12:37:19 öö
Yanıtla #15
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 174
  • Cinsiyet: Bay

Tabi bir de gerçekler var... Üretim sürecinde hangi rolü üstleniyorsunuz? İşveren mi yoksa çalışan mısınız? İktisadi bireylerin çoğunluğu maaşlı çalışan yani üretimin maliyet kalemlerinden birini oluşturuyor. Ülkeler, firmalar piyasada mal ve hizmet satmak için birbirleriyle rekabet halinde. Rekabet gücünü yükseltmenin en önemli etkeni üretim maliyetini düşürmek. Maliyeti azaltmanın da en birinci yolu işçilik maliyetlerini düşürmek. Sendika vs var tabi ama ücretler düşüyor işte  ;) Yakın geçmişte Yunanistan da ve bizde olduğu gibi... Rakiplere göre ücret/maliyet avantajı oluşunca üretim artmaya başlıyor. Bu sayede ekonomide rakamlar artıyor, işsizlik azalıyor ama "yapısal dönüşümler" hayata geçirilemezse bir nevi kısır döngü yaşanıyor. Büyümeyle beraber ücretler/maliyetler artıyor, rekabet gücü azalıyor... Büyüme ve depresyon birbirini takip ediyor. Sonuçta  kişi başı refah artmıyor. Peki ne oluyor? Zenginle fakir arasındaki uçurum açılıyor. Bu yırtılma ile "orta sınıf" küçülüyor ki bu bence "tipik demokrasi" için  sorun oluşturuyor.
Yunanistan ekonomisi büyümeye başladı. Bakalım onlar yapısal reformları yapabilecekler mi?
Hiç sanmıyorum  :)
Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Kasım 02, 2019, 12:41:27 öö Gönderen: Zennn »
no one


Kasım 09, 2019, 06:45:30 ös
Yanıtla #16
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

12 milyon 500 bin
Türkiye son üç günde arka arkaya gelen siyanürlü intiharla sarsıldı.
 
https://odatv.com/images/2019_11/2019_11_09/12-milyon-500-bin-09111915_m2.jpg?v=1573313016


09.11.2019
İlki 6 Kasım’da İstanbul Fatih’te gerçekleşti. 2'si kadın 4 yetişkin kardeş evlerinde ölü bulundu. Kapısına "Dikkat siyanür var" yazılı not astıkları evlerinde ölü bulunan kardeşlere yapılan ön otopside, 4 kişinin siyanür içerek intihar ettikleri tespit edilmişti.

İntiharların nedeninin ise ekonomik sıkıntı olduğu çok geçmeden anlaşıldı.

Geçim sıkıntısı nedeniyle elektrik borcu ödenemeyen evin elektriği kesilmiş, bankalara olan kredi borçları da ödenememişti. 4 kardeşin mahallelerindeki bakkala da 2 bin TL’yi aşkın veresiye borçları olduğu ortaya çıkmıştı.

BİR ACI HABER DE ANTALYA’DAN GELDİ

Türkiye, banka borçları ve geçim sıkıntısı nedeniyle yetişkin dört kardeşin siyanürlü intiharını konuşurken, bir acı haber de bugün Antalya’dan geldi.

Antalya'da Uncalı mahallesinde bir apartmanın 8. katında yaşayan dört kişi ölü olarak bulundu. Evdeki cesetlerin Selim Şimşek (36), eşi Sultan Şimşek'e (38) ile çocukları Ceren Şimşek (9) ve Ali Çınar Şimşek'e (5) ait olduğu tespit edildi. Şimşek ailesi de resmi olmayan açıklamalara göre, siyanürle intihar ederek hayatlarına son verdi.

“HAYATIMIZA SON VERİYORUZ”

Baba Selim Şimşek’in de intihar etmeden önce evde bıraktığı mektubun detayları ortaya çıktı. Baba Selim Şimşek'in, mektubunda maddi sıkıntı çektiğini, dokuz aydır çalışmadığını yazdığı belirtiliyor. Babanın, "Herkesten özür diliyorum ama artık yapacak bir şeyim yok. Hayatımıza son veriyoruz" ifadelerini kullandığı öğrenildi.

Türkiye’deki ekonomik kriz nedeniyle ödenemeyen banka borçları, yaşanan geçim sıkıntısı, intiharları da beraberinde getiriyor.

12 MİLYON 500 BİN

Tam da böyle bir dönemde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan dikkat çeken bir açıklama yaptı. Haziran 2019, itibariyle takipteki kredilerin brüt tutarı 116 milyar TL'ye çıktı. Türkiye'de kara listeye giren, temerrüde düşen ve icralık olan 12 milyon 500 bin kişi bulunuyor. Sadece kredi kartı borcu yüzünden yasal takibe düşen insan sayısı ise, 3 milyonu buluyor.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Esnaf sanatkarlara sicil affı getirilmesine ilişkin bir soruya Pekcan, “Sicil affı bizim tek başına alabileceğimiz bir karar değil. İlgili bakanlıklarımızla bunu daha önce de konuştuk, tekrar gündeme getiririz” dedi.

Türkiye ödenemeyen banka borçları sonrasındaki ekonomik sıkıntı ve intiharları konuşurken, Bakan Pekcan’ın, kredi borcu olanlara ilişkin sicil affına sıcak bakması dikkatlerden kaçmadı.

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın kontrolünde olan Sabah Gazetesi, İstanbul’da intihar eden 4 kardeşin, “intiharının gerekçesinin ekonomi olmadığını” ispatlamaya çalışıyor. Dün kardeşlerin maaş kayıtlarını yayımlayıp, “durumlarının iyi olduğu” imasında bulunan Sabah, bugün de kardeşlerin aile ilişkilerine mercek tuttu.

Odatv.com




Halemi KRİZ yok deniliyor,  Sadece PES DİYORUM PES ...

Bu demektir ki dibe vurmaya başladık, buradan dik olarak mı çıkarız yoksa çanak formasyon yaparak mı, ülke olarak  çıkacağız .En son çanak formasyon olursa bayağı uzun sürer toparlanma .Şu anda Döviz yerinde sayıyor bir şey olmaz demeyin. Sonuçta bankalar müşterinin dövizünü satıp TL faizde değerlendiriyorlar;  lakin nereye kadar bu durum sürecek .Sonrasını düşünmek bile istemiyorum . YTD.
Saygılar
« Son Düzenleme: Kasım 09, 2019, 06:48:12 ös Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus